22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 TIYATRO Konuk yönetmenler Istanbul'da • Kültür Servisi — Azerbaycan Genç Seyirci Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve aynı zamanda Azerbaycan Tiyatro Çalışanlan Birliği Genel Sekreteri Azer Neytmatov ile Azerbaycan Dram Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ye milletvekili Hasan Torabov, Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy'un konuğu olarak Istanbul'a geldiler. Uzun yıllar oyunculuk da yapan ve 1968'de oynadığı Hamlet rolüyle büyük beğeni toplayan Turabov dilbilimci Abdullahi ile yaptığı tiyatro çalışmalarında köklerine dönmeyi amaçlayan bir yöntem izliyor. Stanislavski sistemine karşı olan Turabov, Brecht yorumlarıyla da tanınıyor. Azerbaycan Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olan Azer Neytmatov stajını Moskova'nın ünlü Sovremenik Tiyatrosu'nda yapmış bir sanatçı. Neytmatov ve Turabov Azerbaycan seyircisinin Ostrovski ve Shakespeare hayranı olduğunu belirtiyor. Konuklar, Türk tiyatro edebiyatına duydukları yakınlığa değinirken, son 40 yıl içinde Nâzım Hikmet dışında 1987'de Sadık Şendil'in 'Kanlı Nigâr'ının sahneye konduğunu söylüyorlar. Zeliha Berksoy'un atılırruyla Bakırköy Belediye Tiyatroları ile Azerbaycan Tiyatroları arasında başlatılacak işbirliği, yazar ve yönetmen alışverişini güçlendirecek önümüzdeki yıllarda. 'En Btiytik Megaloman' • Kültür Servisi — Nokta Tiyatrosu, 'En Büyük Megaloman Başka Büyük Yok' adlı müzikli kabareyi cumartesi, pazar ve pazartesi günleri Beyoğlu KUçük Sahne'de, cuma günleri ise, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahneliyor. Haluk Şahin'in yazdığı oyunu Ahmet Gülhan yönetti. Bir megalomamn nasıl yetiştiğini, nerelere gelebileceğini anlatan oyunda Abdullah Şahin başrolü üstleniyor. Çevre düzenini Salih Memecan, müziklerini Altan Irtel, koregrafisini Alev Alkan, giysilerini ise Neslihan Aka'nın hazırladığı oyunla ilgili olarak Abdullah Şahin şunlan söylüyor: "Çevremde bu tipler çok olduğu için, zorlanmadım. Yalruz ahştığım oyun tarzırun dışında bir oyun sergilemek istediğim için detaya inmeye, herkesin tanıdığı bir tipi oynamaya çalıştım" Oyunda Zehra Alptürk, Volkan SaraçoğMu, Oskay Alpturk, Neslihan Aka, Yavuz Kutal, Nevzat Çankara, Hilmi Erdem ve Elvan Tuncel de rol alıyor. SERGİ Alarko Sanat Galerisi'nde resim • Kültür Servisi — Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nden Güzel Sanatlar Birliği'ne (1908-1990) adlı sergi Alarko Sanat Galerisi'nde 13 aralık günü açıhyor. 13 ocak gününe dek açık kalacak sergi kapsamında Halil Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Hoca Ali Rıza, Abdülmecid, Osman Asaf, Ahmet Ziya Akbulut, Üsküdarlı Cevat Göktengiz, Sami Yetik, Şevket Dağ, Ruhi Arel, Ali Sami Boyar, Nazmi Ziya Güran, Ibrahim Çallı, Hikmet Onat, Ali Rıza Beyazıt, Celile Hikmet, Mehmet Aliğ Laga, Mihri Müşfık, Feyhaman Duran, Hüseyin Avni Lifij, Müfıde Kadri, Namık lsmaıl, Ahmet Doğuer, Hayri Çizel, Vecih Bereketoğlu, Naci Kalmukoğhı, Belkıs Mustafa, Melek Celal Sofu, Cçvat Erkul, Pertev Boyar, Eşref Üren, Güzin Duran, Elif Naci, Şeref Akdik, Selâhattin Teoman, Nazlı Ecevit, Seyfi Toray, Cevat Dereli, Zeki Kocamemi, Saim özeren, Celal Uzel, Fahrettin Arkunlar, Malik Aksel, Kemal Zeren, Fikret Mualla, Ali Halil Sözel, Saip Tuna, Mahmut Cuda, Ayetullah Sumer, Hale Asaf, Sami Lim, Zeki Faik tzer, Ziya Keseroğlu, Şemsettin Arel, Nurullah Berk, Ivon Karsan, Abdullah tzgen, İlhami Demirci, Enver Demokan, Saime Belir'in yapıtları yer abyor. Saim Onan'ın 41. sanat yıh • Bu sene 41. sanat yılını kutlayan Saim Onan, son çalışmalannı Sandoz Sanat Galerisi'nde sergiliyor. Açılışı bugün yapılacak olan sergide sanatçının yağhboya, suluboya ve akrilik tekniklerinde 82 adet çalışması yer alıyor. 1925 yılında Gönen'de doğan Saim Onan'ın heykel konusunda büst, rölyef çahşmaları ve kompozisyonlan bulunuyor. Onan, "Sanat, evreni anlamak ve anlatmak için sarf edilen bir düşünce çabasıdır", anlayışı ile doğanın özüne inerek ve doğa ile kendi duygularını bütünleyerek çalışmalannı sürdürüyor. Saim Onan'ın, resim sergisi Sandoz Sanat Galerisi'nde 31 aralık gününe dek gezilebilir. SİNEMA Fantastik Film Şenliği • PARİS (Mehmet Basutçu) — Fantastik sinemanın en önemli buluşma yeri olan Avoriaz Şenliği, bu kış, 12-20 Ocak 1991 tarihleri arasında on dokuzuncu kez düzenlenecek. Jürisinde, tamnmış oyuncu Helmut Berger'in yanı sıra, Alejandro Jodorovvsky ve Patrice Leconte gibi yönetmenlerin de görev alacağı kesinleşen şenlikte yanşacak yapıtlar arasında, Peter O'Toole'un yorumladığı, "Wings of Fame" adlı bir Hollanda fümi de bulunuyor. Bu yıl, Avrupa sinemasının fantastik örneklerine daha fazla yer verecek olan Avoriaz'da, Amerikan sineması adına Frank Marshall'ın 'Arachnophobia' adlı filmi yanşacak. Uluslararası düzeyde, kısa zamanda kendine sağlam bir yer edinen Avoriaz Şenliği, sokaktaki Fransız için Cannes Şenliği'nden sonra ülkesinde düzenlenen en önemli şenlik olarak kamuoyu yoklamalarmda ikinci sırayı almakta. Ilk olarak 1973 yılında, Isviçre sınırına yakın bir bölgede yeni kurulan dağ sporları merkezi Avoriaz'da düzenlenen şenlikte, 'Duel' adli fümiyle birincilik ödülü alan yönetmen, 27 yaşındaki Steven Spielberg'di. YARIŞMA ^Sağlıkh Yaşam, Sağhkh Besirf • Kültür Servisi — Yaşar Grubu şirketlerinden Pınar Süt, "İlkokul Öğrencileri Arası Resim Yarışması"nm onuncusunu düzenüyor. 1982 yüından beri aralıksız sürdürülen geleneksel resim yanşması, ilkokul öğrencilerinin güzel sanatlara olan ilgilerini arttırmayı ve yarının ressamlannı yetiştirmeyi amaçhyor. Yanşmayla ilgili şartnamelerin tüm ilkokul müdürlüklerine, kaymakamlıklara ve milli eğitim müdürlüklerine gönderildiği bildirildi. öğrencilerin 35 x 50 ya da 35 x 25 cm ölçülerindeki resimlere katılabilecekleri yanşmanın konusu "Sağlıklı Yaşam, Sağlıkh Besin" olacak. Yanşma sonucu altı ilkokul öğrencisine "üstün başarı ödülü" olarak 500'er bin lira, dört ilkokul öğrencisini de "başan ödülü" olarak 250'şer bin lira verilecek. Yanşmaya katılmak isteyen öğrenciler, yapıtlarını en geç 4 Mart 1991 tarihine dek "Pınar Süt Mamulleri Sanayii AŞ PK 904 lzmir" adresine gördermeleri gerekiyor. Çağdaş Türk resmi müzayedesinde ErolAkyavaş'ın yapıtı 56 milyon liraya satıldı 33 resme 513 milyon lira44 yapıtın satışa sunulduğu açık- arttırmada Mustafa Altıntaş'ın tablosu 44 milyona, Burhan Doğançay'ın yapıtı 34 milyona, Mehmet Güleryüz'ün resmi 32 milyona, Fahrel Nissa Zeid'in tablosu 30 milyona ahcı buldu. Kültür Senisi — Sotheby's müzayede kuruluşu, önceki ge- ce Yıldız Sarayı Silahhane bina- sında gerçekleştirdiği 'Çağdaş Türk Resmi' müzayedesiyle ye- ni bir pazara daha girmiş oldu. KÜSAV'la (Kültür ve Sanat Varüklannı Koruma ve Tanıt- ma Vakfı) birlikte düzenlenen müzayedede toplam 33 resim yaklaşık bir saat içinde satışa sunuldu. Ancak davetliler için gece, kokteyl ve yemekle birlik- te beş saat sürdü. Sotheby's Islam Eserleri Bö- lumü Başkanı Prof. Jotan Cars- wall'in kısa bir açış konuşması ve KÜŞAV başkanı Çiğdem Si- mavi'nin müzayede yüneticisini sunuşuyla başlayan müzayede- de satışlann Türk Lirası'yla ya- pılacağı, dolar kunınun 2900 li- ra olduğu, aynca KDV oranının katalogda yer aldığı gibi 10 de- ğil, 12 olduğu hatırlatıldı. Satı- lan ilk yapıt, katalogda yer al- mayan ve açıkartırmaya son an- da giren Fahrel Nissa Zeid'in bir resmi oldu. Yapıt 30 milyon li- radan ahcı buldu. Aralannda koleksiyonerlerin, işadamlannın, sanatçılann, ga- leri yöneticilerinin, yerli ve ya- bancı basın mensuplarımn bu- lunduğu 400-500 dolayında ko- nuğun katıldığı muzayedenin en yüksek fiyatla satılan yapıtı Erol Akyavaş'ın 1989 tarihli isimsiz BtR SAATTE 44 RESİM — Julian de la Mare Thompson'ın yönetüği müzayedede 44 resim bir saat içinde satışa sunuldu. Thompson, kalabalık ve sigara dumanından zaman zaman alıcdann bayrak numaralannı görmekte zorluk çekti. tablosu oldu. Akyavaş'ın 35 milyon liradan açılışı yapılan yapıtı 56 milyon liradan satıldı. 141x117 boyutlanndaki resmi yaşamını Almanya'da sürdüren Yasemin Grabbe adh koleksiyo- ner aldı. Gecede, müzayede yöneticisi Julian de la Mare Thompson, salonun kalabalık oluşu ve siga- ra dumanının yoğunluğu nede- niyle ahcılann bayrak numara- larını görmekte zorluk çekti. Sotheby's kuruluşundan Thompson, zaman zaman da- vetlileri "sigara içmedikleri tak- dirde işinin kolaylaşacagına" dair kibarca uyardı. Toplam 44 yapıtın sunulduğu açık artırmada Mustafa Altın- taş'ın açılışı 15 milyon liradan yapılan "Rüya I" adlı çalışma- sı 44 milyon liraya ahcı bulur- ken Burhan Doğançay'ın "Ho- mage to Calligrapny V" adh ya- pıtı 34 milyon liraya, Mehmet GUkrvüz'ün "Düşüş" adlı tab- losu ise 32 milyon liraya satıl- dı. Müzayedede yer alan 12 ya- pıtın satılıp satılmadığı ise he- nüz açıkhğa kavuşmadı. Bu ya- pıtar ahcı buldu ancak sanatçt- İarın belirlediği fiyatlara ulaşa- madı. Müzayede sırasında her yapıtın ardından çekiç vuruldu- ğu için davetliler bütün tablola- nn satılmış olduğu kanısına var- dılar. Sotheby's konuyla ilgili açıklamayı önümüzdeki günler- de yapacak. Müzayedede ahcı bulduğu halde "İstenilen fiyat" lara ulaşamayan ve durumları meçhul olan yapıtlar Tomur Atagök. Bedri Bayhan, Selim Birsel, Adem Genç, Zafer Gen- çaydın, Selma Gürbüz. Timur Kerim İncedayı, Murat Moro- va, Od> Saban, Ömer Uluç ve Şenol Yorozlu'ya ait. Müzayedede satılan diğer ya- pıtlar ise şöyle: Elvan Alpay "İsimsiz" - 8.5 milyon lira, Öz- demir Altan "Naif Dev" - 20 milyon lira, Selim Altan "Desen-1" - 10.5 milyon lira, Selim Altan "Desen-2 " - 10.5 milyon lira, Serdar Arat "İsimsiz" - 7 milyon lira, Elif Ayiter "İsimsiz", - 5.5 milyon lira, Bubi "İsimsiz" - 8.5 mil- yon lira (sanatçı satış gelirini KÜSAV'a bağışladı), Zahit Bü- yükişleyen "Başkalaşım" - 5.5 milyon lira, Burhan Doğançay "Homage to Calligraphy VI" - 13 milyon lira, Tayfun Erdoğ- muş "El" - 5 milyon lira, Yan- kı Erimtan "Kapı-I" - 12 mil- yon lira, tnci Eviner "Yangın" - 8.5 milyon lira, İnci Eviner "Teşhis" - 4.5 milyon lira, Adem Genç "İsimsiz" - 8.5 mil- yon lira, Mehmet Güleryüz "Yükseliş" - 30 milyon lira, Mehmet Ileri "Rüya" - 22 mil- yon lira, Ergin lnan "Uzun Mektuplar U" - 15 milyon lira, Şirin İskit "Sentetik Gerçekler- I" - 13 milyon lira, Şirin İskit "Sentetik Gerçekler-H" - 12 milyon lira, Cengiz Kabaoğlu "Ay Işıgı Gibi Berrak ve Ses- siz" - 6.5 milyon lira, Komet "Büyülü Tepe" - 9 milyon lira, Hakan Onur "Rüya Geliştirme Okulu" - 5.5 milyon lira, Kemal Önsoy "Göneşi Bekleyen Kar" - 15 milyon lira, Kemal Önsoy "Rumeli Hanı IV" -19 milyon lira, Mithat Şen "İsimsiz" - 8 milyon lira, Güngör Taner "Liken" - 20 milyon lira, Utku Variık "La Zone D'Ombre 7" - 15 milyon lira. Yabancı ahcılann da bulun- duğu müzayedede İsveç'ten Ed- ward Speck Selim Altan'ın, tn- giltere'den Lord John Scotl Tayfun Erdoğmuş'un ve Peter Lee Elvan Alpay, İnci Eviner ve Kemal Önsoy'un yapıtlarını sa- tın aldı. Bu arada müzayede geliriyle restora edilecek olan Alay Köş- kü'nde etnografik eşerleri sergi- lenen Prof. Kenan Özbel'in kı- zı da bir açıklamada bulundu. Tangül Özbel Sınav, Kenan öz- bel'in Kültür Bakanhğı ve Top- kapı Sarayı'yla yaptığı bağış an- laşmasına göre etnografik eser- lerin Alay Köşkü'nde sergilen- mesi gerektiğini bildirdi. Tangül Özbel Sınav, "Alay Köşkü 1980'de kapatıldıktan sonra 1985'te Kültür Bakanlığı'nın gi- risimiyle tekrar açıldı ve 1989 yı- lına kadar da ziyarete açıktı. Babamın 1923 yıluıdan itibaren Anadolu'dan topladıgı ve 1970 yılında Topkapı Sarayı'na ba- gışladığı giysilerin, kullanım eş- yalannın, seramiklerin, folklo- rik malzemelerin anlaşmaya gö- re Alay Köşkü'nde sergilenme- si gerek. Aynca bu eserlerin köşkten çıkartılmasıyla ilgili bi- ze resmi bir acıklama da yapıl- madı" dedi Asya-Afrika YazarlarBirliği Toplantısı'na katılan Tunusluşair TaharBekri: Yazaı; değişimin de önündeTahar Bekri, "çok keskin bir laik şair" olduğunu söylüyor. Tunus'ta hapis yatan, daha sonra Fransa'ya yerleşen Bekri, bugün Tunus'ta kadınların haklarını geri vermemek için kıyasıya mücadele ettiklerini belirtiyor. REFİK DURBAŞ Tahar Bekri, Tunuslu şair ve denemeci. 1951'de Tunus'ta doğ- muş, ama 1976'dan beri Fransa 1 da yaşıyor. Bekri, Asya-Afrika Yazarlar Birliği Toplantısıdola- yısıyla ülkemizde. Paris X-Nanterre Üniversite- si'nde öğretim uyeliği yapan Bekri, özellikle Avrupa'da ikin- ci dilde yazan şair ve yazarlara ilgi duyuyor. Kendisi de iki dil- de, Arapça ve Fransızca yazan Bekri ile Pera Palas'taki odasın- da konuşuyoruz, çevirmen Nec- la Işık'la... Bekri, Tunus'taki hapislik günlerinden söz ediyor, nasıl Fransa'ya kaçtığından. "Ben kahraman degilim" diye araya giriyor sık sık... "Burgiba reji- minin son yıllannda hayat, özel- likle aydınlar için çok zonta. Birçok insan, aydın hapisteydi. Ülkede tek parti vardı. 1987'den sonra yeni bir rejim geldi. Ge- çen yıl hiçbir sorun çıkmadı ül- keme döndüğümde. Çünkü 1989 yılına kadar sivasi mülte- ciydim Fransa'da." HOŞGÖRÜYÜ SAMJNMAK — Tahar Bekri, hoşgöriiyü savu- nan bir laisizmden yana. Bekri'ye göre laiklik, farklılıklan ka- bul etmek anlamına geliyor. (Fotograf: Ahu Antmen) Tahar Bekri, bir süre yüzüme uyumaz çünkü." Dünya bir değişim içinde, b. değişimde yazann yeri nerede? Dünyada duvarlar yıkıhrken şa- irin içindeki duvarlar ne olacak? Bekri'nin bu soruya yanıtı kısa ve öz: "Gerçek bir yazar değişi- min karşısında olamaz. Çünkü bakıp düşünüyor ve soruyor: "En kötü sürgün nedir bilir mi- sin?" Yanıtını yine kendi veri- yor: "Kendi ülkende sürgün olup paslanmak. Edebiyatı lerk etmek gerekse bile ozgürlük çok önemli. Birçok şeyden yoksun kalmak zenginlik de sağlar in- sana. Önemli olan aktif olmak, uyanık bulunmak. Şair asla o, değişimin de önundedir. Po- litika yanılabilir, ama bir şairin yanılması çok daha ciddi sonuç- lar getirir. Yazar, görmek zorun- dadır. Gerçek olan sorunlan >-a- zarlar, politikacılardan önce görmüşlerdir. Çünkü yaratmak zonında olan şairdir. Bu bir ah- lak sorunudur ve otantiktir, şa- irin ozünden gelmektedir." Bekri, Arap dunyasının bir şairi, Körfez bunalımı için onun da söyleyecekleri olabilir. Kör- fez'deki savaş olasıhğını konu- şuyoruz. "Canımı sıkan çok bü- yük bir sorun var: Ülkeyi nasıl savunmalı? Bunu hep düşünü- yorum. Ülkeyi tehdit eden empenulist ilerleyişi nasıl dur- durabiliriz?" Bekri, daha sonra sözü Körfez üzerine getiriyor: "Elbette bu bölgede olanları desteklemiyorum. Saddam, empenalizmi önlüyor gibi göriı- nüyor, ama ote yandan da öz- güriükleri kısıtlıyor. Iraklı bir- çok sürgün arkadaşım var. İrak'ta demokrasinin yokluğun- dan onlar da çok acı çektiler. Körfez'de olup bitenler yeni bir kriz değil, bir başka sorunlar zincirine bağlı." Müslüman bir ülkeden kaçıp Avrupa'da yaşayan bir şair için laiklik önemli bir sorun olmalı. Bekri, laiklik için de şöyle dü- şünüyor: "Çok keskin bir laik şairim. Hoşgörüyü savunan bir laisizmden yanayım. Gerçek la- iklik, farklılıklan kabul etmek demektir. Bana öğretilenleri zor- la bir başkasına kabul eltirmek zorunda degilim. başkasının da bana oğrettiklerini. Müslüman dunyada bir ahlak bunalımı var. İşte bu ablaki bunalım, dinsel sorunu bir uç noktaya itmiştir. Kanımca bu sorunun da çözü- mü dinin temellerinde değildir. Şjı da bir gerçek ki tarih geriye götürülemez." Peki, şairin kadın sorununa bakışı? "Burgiba ilk zamanlarda Mustafa Kemal'den çok etkilen- di. Birçok yasayı Türkiye'den aldı" diye söze başhyor Bekri ve sürdürüyor: "Şimdi radikal tslamcılar, Tu- nus'ta Burgiba'nın kabul ettiği yasalan yıkmak istiyorlar. özel- likle de kadın sorununda. Bu- nun için birçok Tunuslu kadın, elde ettiği haklan geri verme- mek için kıyasıya savaşım veri- yor. Çünkü Tunuslu kadın öte- ki ülkelerle kıyaslaoınca ileri bir düzeyde. Örneğin, çok eşlilik Tunus'ta yasak.'' Son olarak Tahar Bekri'ye Türk edebiyatını soruyorum, edebiyatımızla ilişkisini... "Türk edebiyatında büyük isimler var" diyor ve ekliyor: "Hapisteyken Nâzım Hikmet'i okumuştum, bu bana büyuk bir cesaret ver- mişti. Sonra Yaşar Kemal'i bili- yorum. Özdemir İnce ve Nedim Gürsel'i. Türk yazariannı Fran- sızcadan okudum. 500 yıl bizim Ülkemizde kalmışsınız, ama bi- zim Türk edebiyatından haberi- miz yok. Uygarlık çakışmalan benim çok ilgimi çekiyor. Çün- kü edebiyat düşlerde kurulan gerçek bir seyahattir." Tahar Bekri'nin Son kitabının adı "Okyanuslara Kırgın Yü- rek." "Ben bütün okyanuslarda vanm" diyerek noktalıyor ko- nuşmayı... Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar Rızaev IstanbuVdaydı ilk kıvdcım Nâzım Hikmet'tenATtLLA BtRKİYE Türkiye Yazarlar Sendikası'- nın düzenlemiş olduğu Asya- Afrika Yazarlar Birliği'nin sem- pozyum konuklarından biri de Anar Rızaev'di. Anar Rızaev hi- kâye, roman, oyun ve senaryo yazan. Aynı zamanda da Azer- baycan Yazarlar Birliği Başka- nı. Rızaev'in Türkçeye birkaç hikâyesi çevrilmiş. Daha çok, aydın kimliği ve ünlü Azeri şai- ri Resul Rıza'nın (1910-1981) oğlu oluşuyla tammyor. Rızaev- in annesi Nigâr Refibeyli (1914-1981) de şair. Anar Rızaev'e önce Azerbay- can'm, SSCB'nin bugünkü du- rumunu sorduk. Öyle ya bayrak değişiyordu, ad değişiyordu, al- fabe değişiyordu: "Gorbaçov'un başlattığı, bu- gün Azerbaycan'da da devam ediyor. Azerbaycan Türkleri, bağımsızlık yolunda, hürriyet yolunda. Çok işler göriildü. Es- ki milli bayragımız şimdiki dev- let bayragımız oldu. Başkenti- mizin adı (ünlü şair Nizamili Genceli'nin adından) Genceli oldu. Nihayet songunlerde La- tin alfabesine döndük. Ama Ka- rabağ olaylan işimizi aksattı. İnsanlar öldü, kan aktı. Hepi- miz heyecan içinde yaşıyoruz. Türkiye, Azerbaycan'ın duru- munu daha iyi bilmeli. Türk ka- muoyu Azarbaycan'ın derdini duyurmak için bir köprü olma- lı. Sonunda Karabağ olaylan bi- tecek ve Karabağ toprağı Azer- lar yayımladılar, açıklamalar yaptılar. Kitap yazdılar. Erme- nistan'dan gelen mültecilere yardım ettiler, yardım dernek- lerinde görev aldılar. Yazarlar Birliği de yardım etti. Yazarlar bu i$in başında yer aldılar." Türkiye Türkçesini iyi konu- şan Anar Rızaev, bize Yazarlar birliğin üyelerininmiş. Kitaplar genellikle 50 bin, 100 bin baM- lıyormuş. En azı on bin adet. "Bir çeviri komisyonu oluş- tu. Yabancı edebiyattan eserler çevirdikleri gibi, Azeri edebiya- tından da yabancı dile çeviriyor- lar. Şimdilerde bu komisyon Halide Edip'in 'Ateşten Göm- Anar Rızaev'in babası, ünlü şair Resul Rıza ve Şamet Vurgun, Azerbaycan'da serbest şiirin ilk kıvılcımını Nâzım Hikmet'ten almışlardı. Anar Rızaev, dünyadaki değişikliklerle birlikte Asya-Afrika Yazarlar Birliği'nin de yeni yöntemler benimsemesinden yana. Rızaev, Batı'nın gerçek kültür değerlerinin tanıtılmasım savunuyor. baycan'ın olacak." Anar Rızaev, ulusuna, vatanı- na çok düşkün bir aydın. Laf buradan açılmışken, Azerbay- can yazarlarının genel durumu- nu soruyoruz, ama o daha çok son yıllardaki Karabağ olayları- nı özetliyor: "Yazarlar, Karabağ olayla- rında çok etkin oldular. Mesaj- Bırliği'ni anlatıyor. 400 kadar üyesi varmış. Doğrusu bizim TYS'nin de o kadar üyesi var. Ama yayın organlarını duyun- ca, bu karşılaştırmalardan vaz- geçiyoruz tabii ki. Birliğin çıkar- dığı 9 tane aylık dergi, bir haf- talık gazete varmış. Aynca bir- liğin bir basımevi varmış. Bası- lan kitapların yuzde doksanı lek' kitabını basıma hazırlıyor. TYS Başkanı Oktay Akbal ile bir kültür anlaşması yaptık. On- lardan karşılıklı anıolojiler ha- zırlayacağız ve karşılıklı yazar- lar konuk edeceğiz." Anar Rızaev'e Asya-Afrika ¥azarlar Birliği'nin son duru- munu sorduk. Anti-emperyalist bir niteliği olan örgüt, dunyanın değişim sürecinde acaba yeni bir yöntem mi benimsemeliydi de- diğimizde başını sallayarak "Aynen öyle" diye yamt verdi ve devam etti: "Klasik mücadele bitti. Yeni yöntemler lazım. Örgüt, Asya- Afrika halklannı birbirine tanıt- malı, bu halklan Batı dünyası- na da tanıtmalı. Ama Batı dun- yasının kültür değerlerini, ger- çek kültür değerlerini, yani mess media'sını değii de bir Dante'- yi, bir Shakespeare'i, Voltaire'i de tanıtmalı." Son olarak da Azerbaycan edebiyatının, özellikle Rus dili '> e edebiyatı karşısındaki etkile- nımini soruyoruz: "Azerbaycan edebiyatını Or- taçağ'da Arap ve Fars edebiyat- ları etkilemiştir. 19. ve 20. yüz- yıllarda da Rus edebiyatı etki- lemiştir. Ama sağlam kökleri- miz vardı ve özgün bir edebiyat oluşturduk". Laf dönup dolaşıp Nâzım'a geliyor. Babasının ve şair Samet Vurgun'un Nâzım'dan serbest şiirde ilk kıvılcımı aldıklannı anlatıyor ve Nâzım ile Aziz Ne- sin ile Dağlarca ile babasının re- simlerini gosteriyor. Karşıdakiler • Kültür Servisi — Avrupa Topluluğu Sinema Haftası çerçevesinde bugün saat 18.00'de Yunan filmi "Karşıdakiler" Italyan Kültür Merkezi'nde gösterilecek. Yönetmenliğini George Panoussopoulos'un üstlendiği film bu günün Atinası'nda Amerikan tarzı yaşam biçiminin ağır bastığı kentte gelişen olaylan ele alıyor. Oyun değişikliği • Kültür Servisi — "Hapşınk" adh oyunda gorevli Adnan Biricik'in ani rahatsızlığı nedeniyle, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun oyun programında değişiklik yapıldı. AKM Oda Tiyatrosu'nda, 11-16 aralık tarihleri arasında, Hapşınk adlı oyunun yerine, Necati Cumah'nm AhmetleTİm adlı oyunu sergilenecek. Hapşınk ise 18 aralık tarihinden sonra AKM Oda Tiyatrosu'nda izlenebilir. Maltepe'de şiir l p söyleşisi • Kültür Servisi — Kitap kiralama yöntemiyle çalışmalannı sürdüren Kitap Kulübü, kitap ve sanat severlerin, buluştuğu ortamda gelenekselleştirdiği etkinliklerini sürdürüyor. Bugünden itibaren ocağa kadar Hakkı Özkan'ın şiirleri sergilenecek. 16 aralık pazar günü saat 14.00'de şair U.Fatih Demirce, Emine Erbaş, Yazar Tansu Bele, Nevra Bucak'ın katüacağı imza ve söyleşi günü düzenlenecek. 23 aralık pazar günü ise saat 14.00'te de Orhan Alkaya, Seyhan Erözçelik ve Gülseli İnal'ın katılacağı şiir söyleşisi gerçekleştirilecek. Madenci gösterisi • Kültür Servisi - Zonguldak madenci grevini fotoğrafiarla belgeleyen İFSAK üyesi Faruk Akbaş, İbrahim Akyürek, Celal Deniz, Hatice Tuncer, Birol Üzmez ve Sevil Üzrek'in saydam (dia) gösterileri çarşamba ve perşembe günleri saat 18.30'da Otomobil-lş Sendikası Ruhi Su Kültür Salonu'nda (KADIKÖY, Kırtasiyeci Sok. 21, Tel. 345 47 03-04) yapılacak. Bu gösteriden önce Faruk Akbaş, Şirin Küçüktabak ve Birol Üzmez'in madencilerin çalışma ve yaşam koşullannı yansıtan "Madenci" başlıklı saydam gösterisi sunulacak. Her iki gösteri 5 Ocak 1991'de, 2. Zonguldak Fotoğraf Günleri'nin açılışında Genel Maden Işçileri Sendikası Salonu'nda Zonguldak'ta düzenlenecek. 'Meksika'dan yüzler ? • ANKARA (ANKA) — Türkiye Vakıflar Bankası ile Meksika büyükelçiliğinin onaklaşa düzenlediği "Meksika Huichol Sanatı" ve "Meksika'dan Yüzler Fotoğraf Sergisi" açıldı. Vakıflar Bankası Küçükesat Şubesi'nde açılan sergi 21 aralığa kadar sürecek. Fotoğraf sanatçısı Alberto Rios Cuernavaca'nın sergisi 53 yapıttan oluşuyor. BUGÜN • Anma gecesi Adile Naşit adını taşıyan Adile Naşit Kültür Merkezi'nde saat 20.30'da bir toplantı ile anılacak. BİLSAK' TA BUGÜN 11 AraükSah: 19.00 Sanat Eserinin Anlamı.Yonımu vc Dc^rlendirmcsi:" 9 ^ Hafu" Filminin Yonımu Erol COŞKUNfER 19.00 BilimDizisi: "OrganNakli " Hasan KALAFAT, Tuncay ALTUĞ Ta'i Chi Chu'an Hareketti Meditasyon llhan GÜNGÖREN (Her Sa. 14.00-20.00) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock Murat Pazar-Murat Net BİLSAK, Sıraselviler Cad., Sogancı Sok.7 CÎHANGÎR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle