Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibı Cjmhurtyet Maıbaacüık ve Gazetecılık Tûrk Anonım Şırketı adına
N«Br Nadl 0 Onel Vayın Mudurji H ı s u Omal, MlKSsest Muduru
EniiK Ljakügg. Yazl Işlen Mudunı Okı? GonnMİn, 0 Haber Merkezı
Muduru Yalçın Bıytr, Sa\fa Duzens Yöneımcnı Atı Acar 0 Temsılcıler
ANKARA AkHd T». IZMİR Hikmtt Çninkıyı. ADANA Çcttaı Yi«tııo*lıı
1. polınka Cttal h t l u f ı c I » Hai*rfcr Eifu U a Ekonomı Cı«fa Tartas, It-Senttta: Şatru U a d , KUIlur O U l < u .
Isu-bul Hdbcrlcn KcMBİ Kaçtffc. E*rım Gtmay Şaytta. >urt HabCTkn N«e4rt Dofaa. Spof Danışmanı \MMlkadu- Ivcelatu.
Duı Yajılar Kma Çahşkıa. ^rauırmi Şafcta Al^s Duzri'm* \fed<ritofe l u t ı 0 koordıruıor U M Kûr*fa»n 0 Malı
1>JCT tro/ fc*w 0 Muhasrte B^ral İHKr 0 Sufçe-PlitnJiüiıa Sryf O*mmnbeieQ0* 0 Rekiam V « Ibnm 0 Ek H» tlar
Haln M.ol ' 0 Idarf Hnsoıa Ganr 0 ]>İ«IIK Orin Çdik 0 Btlj Ijlrm Saa taal 0 taont. ^ j ı Boı<»ıwn>|la
HıkiKI ÇctlaU». (*«>
l|a> M u m . llfcu
A» Siraca, AkıM T«.
Bascr »e Yayaa. Cumfsun>«1 Maibucılıt w GaKteaJık T.A 5- Tftrk Oca$ Cad. 39/41 (
*4334 ist PK 246 Istanbul Tel 512 05 05 120 haıl. T«la 22246. Fax (1) 526 60 72 0
Buralar Aakm: Zl>ı GAUIp Bh Inkılap S No 19/4 Tel 133 II 41-41, Tda 42344, Fu: (4) 13]
05 65 0 Umtr. H Zıyı Blv 1352 S. 2/3. ftl 13 12 30. Tdc* 52359. Fax (51) 19 5! 60
. Inöna Cad 119 S No 1 Kat 1. TeL- 19 3T 52 (4 lttt>. Tdcf 62155. Fa* (71) 19 25 7|
TAKV1M: 11 ARAL1K 1990 Imsak: 5.39 Guneş: 7 11 Öğle: 12.02 İkindı: 14.22 Akşam: 16.42 Yatsı 18.09
Özel TV girişimcileri
1 TRTyepay
verihnesiri1
Türkiye'de Magic Box'm yanı sıra özel TV
yayıncılığı için hazırhk yapan grupların
sözcüleri, Radyo Televizyon Yüksek
Kurulu'nun son raporunu olumlu bulurken
"Türkiye'nin yarısına yayın yapılmaması ve
TRT'ye pay verilmesi"ne karşı çıktılar.
MEHMET SARAÇ
Özel televizyon girişimcileri,
Radyo ve Televizyon Yüksek
Kurulu'nun TRT'ye hazırladı-
ğı ve anayasanın 133. madde-
sinin de değiştirilmesini öngo-
ren "özel TV raporu"nu "bas-
langıç olarak olumlu" buldu-
lar. Girişimciler, yüksek kuru-
lun raporunda yer alan "Türk-
iye'nin yansına yayın yapıp ya-
nsına yapılmaması", "TRT'ye
pay verilmesi" gibi konulan ise
elestirdiler.
Hürriyel, Sabah, Türkiye
gazeteleri, Karacan ve Asil Na-
dir gruplan özel TV için hazır-
lık çalışmaian yuruturken tar-
tışmalar RTYK'nın raporu)la
yeniden hızlandı.
Asil Nadir Grubu'nun INTV
temsilcisi eski TRT'ci Nuri Ço-
lakoğlu raporu, "Bu bir
ateslemedir" diye niteledikten
sonra "Bence en önemlisi özel
TV'nin Türkiye'ye gelmesi" di-
yor. Çolakoğlu'nun görüşleri
şöyle:
"SSCB'de bile kurulurken
Türkiye'nin bunu duşünmeme-
si tuhaf olurdu. Yüksek kuru-
lun çalışmalarını kutlamak is-
terim. Tasannın tamamını tam
olarak incelemedim. tlk söyle-
yeceklerim; ülkenin yansına
yayın yapılıp yansına yapılma-
yacak olmasını doğru bulma-
dım. Coğrafi yapısı çeşitlilik
gösteren bir ülkede bunu anla-
madım. Benim düşünceme gö-
re yerel yayınlann yaygınlaştı-
nlması lazım. Japon modeli
mesela. Japonya bir yanıyla
muazzam sanayi imparatorlu-
gu bir yanıyia da balıkçı. Ülke-
yi bölgelere bölmuşler. Bunu
bükümet tespit ediyor. Bazı
yerlere 6 kanal bazı yerlere 2
kanal."
"TRT'ye gelirden pay" a ka-
tılmadığını belirten Çolakoğlu
Karpov Kasparov
Dünya Satranç
Karpov
ıkıgün
dinlenecek
Haber Merkezi— Lyon'da
devam eden Dünya Satranç
Şamiyonası'nda dün akşam oy-
nanması gereken 19. oyun, Kar-
pov'un izin hakkmı kullanma-
sı üzerine yanna ertelendi. Kar-
pov'un ikinci izin hakkını kul-
lanmasıyla her iki tarafuı da bi-
rer izin hakkı kalmış oluyor.
Gecen cumartesi günü başla-
yan ve pazar günü sonuçlanan
18. oyunu Kasparov'un kazan-
ması üzerine puan durumu 9,
5-8, 5 Kasparov'un lehine don-
müştü. Satranç uzmanları Kar-
pov'un hem dinlenmek hem de
kalan oyunlar için yeni bir stra-
teji geüştirmek amacıyla izin al-
dığını belirttiler. Bitime 6 oyun
kala, Karpov'un unvanı tekrar
kazanabilmesi için en ZJ iki de-
fa Kasparov'u yenmesi gereki-
yor. Toplam 24 oyunluk maçta
(galibiyetlere 1, beraberliklere
y'anm puan) 12-12 beraberlik
halinde Kasparov unvanını
koruyor.
raporun, onumuzdeki günlerde
Türkiye'nin ekonomik-siyasi
yapısını etkileyeceğini onun
için konunun tartışılmasının
gerektiğini belirtti.
Türkiye gazetesi adına rad-
yo televizyon görüşlerini akta-
ran Rahim Er, raporu
"müspet" bulduğunu, PTT ve
TRT kanallanndan faydalanıl-
masının "aklın geregi" olduğu-
nu belirterek "Bizim öteden
beri savundugumuz görüşlere
uygun" diyor. Er'in "özel TV
raporu "yla ilgili duşünceleri
şunlar: "Yalnız anlayamadt-
gım konu TRT'ye pay vermek.
Eğer özelleştirme oluyorsa bu-
nun izahı zor. Söz gelimi hiç-
bir gazete Resmi Gazete'ye pay
vermez."
Sabah Grubu, özel TV çalış-
malarını, Satel ve Sabah-lmaj
televizyon adlı şirketleriyle yü-
rutuyor. İmaj-TV sahibi Cemal
Noyan, yeterli açıkükta bulma-
dığı rapor konusunda "Ailecek
doğacak çocuğun kız mı erkek
mi olacağını beklemek gibi bir
şey" diyor. Noyan, tartışma
beklentisi taşıdığını belirttiği
raporun "pay" hükmünün
mantığını anlamanın zor oldu-
ğunu belirtiyor. Noyan, "TRT,
BBC gibi reklamsız yayına ge-
çecekse bunu anlanro ama bu-
nu yapmıyorsa? Aynca neye
göre saptayacaklar, Türkiye'-
nin yansını metrekareye göre
mi yoksa cografi yapıya göre
mi? Türkiye'de özel TV'nin
nasıl olması gerektiğini çok az
kişi biliyor. Bu iş başladığı za-
man iki fîrma olacak. Biri biz,
biri Ulusal. Daha kimse ne ge-
rekiyor bilmiyor. Taslak biraz
daha ele geldikten sonra yayın
için müracaat edilecek. Yapıl-
ması gereken şimdi; herkesin
fikrini ortaya koyması. Yoksa
bu haliyle çok şeyi beraberin-
de getirir."
"Hodri Meydan", "İşte
Hayatımız" ve yeni yayın dö-
neminde ekrana gelen "Bir
Başka Gece" programlarını
TRT'ye hazırlayan Hurriyet
Grubu Ulusal Radyo Televiz-
yon ortakhğı adına görüştüğü-
müz Türker İnanoğlu da rapo-
ru "bu haliyle" tam anlaşılır
bulmuyor. inanoğlu, "Yüksek
kuruldaki arkadaşlanmız
önemlidir, ama bir de bu işin
içindekiler var. Söz gelimi
Türkiye'nin yansına yayın ya-
pılmaması'. Bu yadırganacak
bir olay. Bazı güçlere karşı im-
kân tanımak mı anlayamadım.
Pay ödeme de yanlış. tlk etap-
ta iki üç sene kâr olmayacak.
Dünyanın hiçbir yerinde pay
diye bir şey yok. Dikkat edilir-
se kârda değil gelirde pay. Çok
yanlış. Taslak olarak kabul et-
tiğimiz için tartışma>a açık gö-
riiyoruz. Benim tek endişem:
bu işe soyunmuş kişilere hak-
sızlık edilmemesi. Yani meslek
erbabınm ekarte edilmemesi."
Ali Karacan'ın başında bu-
lunduğu Karacan Yaymlan res-
men Karacan-TV olarak çalış-
malar yapmamasına karşın
kardeşi Ömer karacan'ın sun-
duğu " 1 Numara" ve "Start"
adlı programlarla TRT'ye
program yapımını sürdurüyor.
Bu şekilde sponsör programlar-
la TV'cilik yapan Karacan,
özel TV gundeminde de spon-
sörlükten yana. Görüşlerini al-
dığımız Ali Karacan, bu işin
yayıncılık açısından çok prog-
ram yapımcılığı şeklinde geliş-
mesinden yana olduğunu söy-
ledi. Karacan, böylece
TRT'nin başlatmış olduğu
sponsör program uygulaması-
nın tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye özel TV'ciIiğinde de
kriter alınması gerektiğini, ak-
si takdirde özel TV'ye geçişte
yaşanacak zorlukların bir kao-
sa dönüşeceği görüşünde.
Yerliyapımlara TV'deyüzde 75pay ayıranyasa önerisinesinema dünyasından değişik tepkiler
Türk filmine dopîng mi?Kültür Servisi — Televizyon-
da ve sinema salonlannda oyna-
tılacak yerli film oranını arttır-
mayı amaçlayan yasa onerisinin
TBMM MUli Eğitim Komisyo-
nu'nda kabul edilmesi değişik
tepkilere yol açtı.
Öneriye göre televizyondaki
yerli yapımlar yüzde 75'e çıka-
cak, bunun yüzde 25'i konulu
Türk filmi olacak. Sinema sa-
lonları ise yüzde 15 oranında
yerli Fılme, yüzde 10 oranında
da diğer yerli yapımlara yer ve-
recek. TBMM Bütçe Komisyo-
nu'nda gönişülecek olan yasa
önerisiyle ilgili yönetmenler,
yerli film yapımcılan oiumlu
görüşlerini dile getirirken sine-
ma salonu işletmecileri ve fîlm
ithalatçıları büyük tepki
gösterdi.
Sir^emacıların yasa önerisiyle
ilgili görüşleri şöyle:
Kadri Yurdatap (yapımcı) —
Bugun televizyonun 3. ve 4. ka-
nallarında Turk Tılmine yer ve-
rilmiyor. Bu arada TRT dene-
timinde bekleyen bir yığın yerli
film var. Şu anda mevcut olan
yerli film stoku onumuzdeki se-
neyi kurtarır. Yeni bir yıl için-
de TRT'nin yerli film sıkıntısı-
Kadri Yurdatap (Yapımcı) TRT kaynak
sağlasa 100 yönetmen ve yapımcı yılda 100
yerli film çıkarsa TRT'nin sıkıntısı kalmaz.
Mehmet Soyarslan (İşletmeci) Dünyanın
hiçbir ülkesinde bu malı bu kadar satacaksın
diye baskı yapılmaz. Türk sineması
salonlarım kaybetti.
Onat Kutlar (Yazar, yapımcı) Bu gelişmenin
ulusal sinema endüstrisi bakımından zorunlu
olduğunu düşünüyorum.
Ömer Kavur (Yönetmen) Geç kalmış olmakla birlikte yerinde bir
karar. Aynca denetime takılan çok sayıdaki filmimizi de
unutmamak gerekir. Avrupa da yüzde 50 kota koydu.
na düşmesi söz konusu olamaz.
Bu arada,TRT, yerli filme
kaynak oluşturabilir. Kültür
Bakanlığı, 35 filme imkân tanı-
dı. Neden TRT 50 filme olanak
tanımasın? Alman, itaJyan, ln-
giliz televizyonlannda bu yapı-
lıyor. TRT de yapımcılara kay-
nak sağlasa ve 100 yönetmen ve
100 yapımcı yılda toplam 100
film çıkarsa TRT'nin böyle bir
sıkıntısı kalmayacak. Sonra bu
filmler, değişik kanallarda dö-
nüşümlü olarak gösterilebilir.
Mehmet Soyarslan (Sinema
işletmecisi, itfaalatçı, yapımcı)
— Dünyanın hiçbir ülkesinde
"Bu malı bu kadar satacaksın"
diye baskı yapıiamaz. Kanun
zoruyla ticaret yapan kişinin öz-
gürlüğü kısıtlanamaz. Eğer böy-
le yapılıyorsa o ülkede demok-
rasi yok demektir. Bugun Türk
sineması, salonlannı kaybetmiş
durumdadır. 3 bin sinemadan
250 sinemaya inmişse bunun ne-
deni yerli yapımalarımızın ça-
ğa ayak uyduramayışlarıdır.
Bir örnek vermek istiyorum:
Bundan birkaç yıl önce yaban-
cı filmlerin bölge hakları kop-
yası 50-100 bin liraya satıhrken
yerli filmler 3-5 milyon gibi fi-
yatlara satılıyordu. Yerli fılmleri
oynatmak için sinemacılar kuy-
ruğa giriyordu. Büyük bir müş-
teri potansiyeli vardı. Büyük bir
parasal güç yaratıldı. Ancak bu
para sinemaya dönüşmedi. Ya-
pımcılar, en ufak bir yatırım
yapmadı.
Ben Türk şirketiyim, yurtdı-
şından film getiriyorum. Günü
geldi yerli film de yaptık. Türk
seyircisi ne istediğini gayet iyi
biliyor. Fatura, bir avuç kalmış
sinemacıya çıkanlıyor. Böyle bir
şeyi hiçbir sinemacı kabul ede-
mez. Devlet sinemaya yardımcı
olmak istiyorsa 8 milyarı yapım-
cıya vereceklerine kalıcı bir si-
nema kompleksi yapsalardı. Za-
ten 200 milyon liraya bugün
dünyanın hiçbir yerinde film ya-
pılmaz. Bugün Türkiye'de iyi
film yapılacaksa büyük düşün-
mek zorundayız. Yuniçi ve dı-
şından fınans kaynaklan araya-
cağız. Böyle baskıyla yasa kabul
edeceklerine sinemacıdan vergi
aimaktan vazgeçsinler.
Yerinde karar
Onat Kutlar (Sinema yazarı,
yapımcı) — Gecen yıl yapılan si-
nema kurultayından bu yana
üzerinde konuşulan kota konu-
su anlasılan yasalasıyor. Bu ge-
lişmenin ulusal sinema endüst-
risi bakımından zorunlu oldu-
ğunu düşünüyorum. ABD teks-
til endüstrisini kotayla korur-
ken, Türkiye Cumhuriyeti'nin
sinema endüstrisini yüzde 15
oranında da olsa kotayla koru-
ması doğaldır. Böylece büyük
Amerikan şirketleri sinema sa-
lonlannda yüzde 85'le yetinmek
zorunda kalacaklar. Ama ben-
ce daha önemlisi, başta basını-
mız olmak üzere kitle iletişim
araçlannın gençlerimizin kafa-
sında yüzde yüz oluşan Ameri-
kan sineması duüncesinde de
yüzde 15'lik bir ulusal kota ya
da Avrupa kotası oluşturabil-
meleri. Televizyona getirilen
yüzde 25'lik yerli film kotasını
da olumlu buluyorum. Avrupa
Topluluğu'nun parlamentosu
Avrupa filmleri için yuzde 50'lik
kotayı kabul etmişti.
Tamer Balaban (Sinema tşJet-
mecisi) — Bu yasadan sonra bi-
zim ticari bir kaynağımız ola-
cak. Türk filmleri, belli bir ni-
teliğe ulaşmadıgı takdirde talep
görmeyecek. Geçer. yıl da bu
î^a böyleydi, ondan önceki yıl da.
"a Talep edilmeyen filmler, mec-
"B b^uri olduğu için sinema salon-
İit lanna girmiş olacak.
Nitelik önemli
Sezonun sanırun ortalama se-
j kiz haftası zaranna oynayacak.
^Yasaya o kadar da olumsuz
bakmak doğru değil, ama tica-
- ri anlamda bir kaybımız olaca-
ğı kesin. Sonra o kadar çok film
-,r
, . . . • ı ı ı J » j- rri ı ı • , •• ~ / tt- ı • t^~ 11 • J-W.« üretilecek mi? Üretilenler nite-
Komunızmgendekaldı dıyen Theodorakısegoreçagdaşsorun ınsanın kulturelkımlıgı \M\ oiacak mı? Bence bu yasa
• Türk sinemasını kurtaracak bir
yasa değil.
Ömer Kavur (Yönetmen, ya-
pımcı) — Televizyona uygula-
nan kota sonunda yılda 1871
yerli film ihtiyacının doğduğu-
nu söylemek bir abartıdır. Be-
nim hesabıma göre yılda
300-350 filme ihtiyaç vardır.
Bunların hepsinin yeni olması
da gerekmez. TRT yetkilileri,
bu rakamları saptınyor. Çünkü
aldıklan filmi üç kanaida ayrı
a>Ti gosterebilirler. Aynca dene-
time takılan çok sayıda filmimi-
zi de unutmamak gerek. Kaldı
ki Avrupa Topluluğu'na üye ül-
kelerin geçen yıl almış oldukla-
n karar, Avrupa kökenli film-
lerin gösteriminin >1izde 50'nin
altında olmaması şartını öngö-
rüyor. Bizde alman bu karar,
geç kalmış olmakla birlikte çok
yerinde bir karardır. Zaten TV
seyircisine yönelik yapılan bü-
tün anket ve sondajlarda Türk
filmlerinin birinci sırayı çektiği
görülüyor.
Şükrii Avşar (Sinema işletme-
cisi. yapımcı, ithalatçı) — Ne-
den bir bakkala şunu satacak-
sınız, bunu satmayacaksınız de-
miyorsunuz. Biz Türk filmleri-
ni kaç kere denedik. Ama bir
kazanç getirmiyor. Filmler üç
gün zor oynuyor. Zaten yerli
film iş yapsa, potansiyel olsa biz
de yapımcı da kazarur ve yeni
filmler yapar. Eğer bu yasadan
dolayı mecbur kalırsak sinema
salonumuzu kapatacağız. Dev-
let, madem ki yerli film oynat-
(Arkası 18. Sayfada)
1991 PROJESt — Theodorakis 1991 yıbnda Türkiye'de Kanto General adlı bestesini sahnelemek istedifiini soylüyor.
"Lısaııın zamanı olmalı'Theodorakis İnsanlar kendilerinden
geçercesine tüketime yöneliyorlar şimdi.
Şanayi toplumlarındaki bir başka sorun da
insanların zamanları. İnsanlar kendilerine
zaman ayıramıyorlar. Bu sorunlara ilişkin
olarak gelecek yıl Delfi'de 35 ülkeden gelecek
bakanlar, düşün ve bilim adamları ile bir
toplantı düzenleyeceğim. Türk yetkililerle de
bu konuyu görüşeceğim.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Y'unanistan'm ünlü bestecisi.
Yunanistan - Türkiye Dostluk
Derneği kuruculanndan ve ül-
kesinin Yeni Demokrasi Parti
(YDP) listesinden sandaJyesız
bakanı olan Mikis Theodorakis
hafta sonunda Istanbul'daydı.
Theodorakis'le kaldığı otel-
deki dairesinde konuştuk. Her
zamanki gibi kıvırcık saçları da-
ğınıktı, filizi yeşil gömleğinin
üzerine kravat takmamıştı; sır-
tındaki giysîsi kurşuni, ince
yünlüdendi. Bir zamanlar Yu-
nan \ç Komünist Partisi üyesi
olan Theodorakis'le Türk - Yu-
nan dostluğu, bir besteci olarak
neler yaptığı, komünizmin gele-
ceği ve neden Yeni Demokrasi
Partisi listesinden seçimlerde
adaylığını koyduğunu konuş-
tuk.
Theodorakis öncelikle neden
sağ-liberal YDP listesinden
aday olduğunu şöyle anlattı:
"60'lı yılların sonu ve 70'li
yıllarda cuntaya karşı çıktım.
80'li yıllarda ülkemiz bir bata-
ğa saplandı, bir bunalım yasa-
dı. Direniş yıllarında düşmanı-
mız Yunanlı değildi. Hep birlik-
te buna karşı çıktık. 6O'lı >ıllar-
da karşı taraf, faşist göriinü-
müyle hareket eden güçtü. 70'li
yıllarda yine sağ askeri diktator
yönü ağır basan bir güçtü.
Sonunda, 80'li yıllarda karşı
güç bu kez soldu. Bu kez de-
mokratik güçieıie birlikte onlar-
la dayanışına içinde bu çirkin
sola karşı mucadele verdim. Bi-
liyorsunuz, dünyada değişimler
oluyor. Kendi ülkemde de bir-
takım şeyler, değerler yerinde
oynamaya başiadı. Yepyeni bir
değerler silsilesi biçiminde ger-
çek bir kimlik ortaya çıkıyor.
Y unanistan'da sol olarak bir za-
manlar ilerici görevi üstlenen
kanat bugün ne yazık ki bu de-
gisimlerin, bu gelişmeierin geri-
sinde kaldı. Benim bugün YDP
içinde ilerici güçlerle dayanıs-
mam bu anlayış çerçevesinde-
dir."
İleri demokratik harekete
"gönül veren insanlann şu ya
da bu gnıpta olmayabilecekle-
rine" dikkat çeken Theodora-
kis, "Dolayısıyla ülkemde ve
evrensel alanda ilerici güçler
farklı siyasi görüşlerin şemsiyesi
altında olabilirier" diye konuş-
tu.
Theodorakis'in Davos'a iliş-
kin görüşleri de şöyle:
"Davos birtakım süreçlerden,
birtakıra gerekliliklerden yola
çıkarak ortaya çıkan bir c'urura
değildi. Olmadı. Bu nedenle de
kopuktu. Belli bir temele dayan-
mıyordu. Arkası gelmedi. O dö-
nemde her iki ülkedeki hükü-
metler, halklann isteklerini ifa-
de edemediler. Bu iktidaıiar, ta-
rih önünde ve çağımızın gerek-
leri önünde bir zaman gelecek
mutlaka hesap vereceklerdir.
YDP Lideri Mitsotakis'in ya-
nında bulunmamın bir nedeni
de Türk - Yunan ilişkilerinin ge-
liştirilmesi amatı Mitsotakis'in
bunu içtenlikle istediğine inanı-
yorum çünkü."
Türk - Yunan sorununun ana
pürüzlerinden biri olan Kıbrıs
meselesinin bir an önce çözül-
mesi ve Turk ordusunun Kıb-
rıs'tan cekilmesi gerektiği göru-
şünü savunan Theodorakis,
"Türkiye AT'ye üye olmak is-
tiyor, ama Kıbns'tan askerini
çekmediği sürece hiçbir zaman
AT üyesi olamayacak" dedi.
Komünizmin geleceğini ka-
ranlık gördüğüne dikkat çeken
Theodorakis, "196O'lı yıllann
başında komünizmin geleceği
belliydi. Ama o zaman bizler
bunu görmedik. Komünizın ça-
ğımızın gerisinde kaldı. Felsefe
olarak Marksizm her zaman bi-
linecek, öğretilecek, ama o ka-
dar. Komünizmin artık yasaya-
bileceğine inanmıyonım" görü-
şüne yer veren Theodorakis
şunları ekledi:
"Doğu Avnıpa'daki geüşme-
leri tek başına basaran kişi Gor-
baçov'dur."
Çağın temel sorununun şu
anda "insanın kültürel kimliği"
olduğunu vurgulayan Theodo-
rakis komünizmin aıdından bir
"süper tüketicilik somnu"nun
ortaya çıktığmı söyledi, şöyle
konuştu:
"İnsanlar kendilerinden ge-
çercesine tüketime \ öneliyorlar
şimdi. Sanayi toplumlarındaki
bir başka sorun da insanların
(Arkası /g. Sayfada)
DSÎ Müdürü'ne flamingo mektubu
Sultansazlığı Kuş Cenneti'ni kurutmaya yönelik
faaliyetleri üzerine, DSİ Genel Müdürü'ne mektup
yollayan DHKD, bu bölgede yaşayan kuşlar ve özellikle
flamingolar hakkında DSİ'ye bügi verdi.
HAKANKARA
İZMİR — Açtığı sulama kanallarıyla
Sultansazlığı'nLn kurumasına yol açan ve
bölgedeki flamingoların sayısımn gide-
rek azalmasına neden olan DSİ, çevre-
cilerin yoğun eleştirisine uğruyor.
DSİ Genel Müdürü Femıh Akın'm
"Flamingolann sayısını kim biliyor, say-
mışlar mı?" şeklindeki açıklaması da
çevTecilerin tepkisini çekti.
Alman araştırma grubu tarafından
bölgede 1987 yılında yapılan son sayım-
da ekim ayında 70 bine yakın flamingo
belirlenmişti. Grubun hazırladığı rapo-
ra göre Sultansazlığı'nda Avrupa'da nesli
tükendiği için"kınmzı lisleye" alınan 23
kuş türü de yaşıyordu. Ancak sazlığın
kurutulması nedeniyle bu yıl bölgedeki
kuş sayısımn hızla azalmaya başladığı
belirtildi. Çevreciler, "Türkiye'nin en sıkı
koruma statüsüne sahip olan ve sadece
bilimsel çalışmalara izin verilen bir ta-
biatı koruma alanında. DSt'nin alanın
tamamını tahrip edebilecek çapta bir
projeyi nasıl yapabüdigi çok düşündürü-
cüdiir" görüşünu dile getirdiler.
DSt Genel Müdüru Femıh Akın'ın
"Saymışlar mı" sorusuna karşılık ise
1967 yılmdan bu yana Uluslararası Su
Kuşları Araştırma Bürosu tarafından
bölgede düzenli sayımlar gerçekleştiril-
mesinin yanı sıra pek çok bilim adamı-
nın bölgeye ilişkin raporlan bulunduğu
vurgulandı.
Doğal Hayatı Koruma Derneği tara-
fından DSÎ Genel Müdürü Ferruh
Akın'a gönderilen mektupta, sulak alan-
lann önemi açıklandıktan sonra, "Ancak
ne yazık ki Türkiye'de bu alanlann öne-
mi anlaşılamamış, gerek sulama ve dre-
naj projeleri gerekse de tarla kazanma
amaçlı kurutma projeleri ile sulak alan-
lar tahrip ediimis ve edilmeye devam edil-
mektedir. Bu uygulamalarda kurumunuz
maalesef en önemli rolü oynanıış ve
oynamaktadır" denildi. Mektupta şu go-
rıişlere yer verildi:
"Sulak alanlar, önemleri tüm dünya-
da kabul edilmiş, yerlerine açılan tarla-
lardan 8 kat daha fazla biyolojik mad-
de üreten, zengin bir biyolojik çeşitüli-
ğe sahip, iklim Üzerinde olumlu etkileri
bulunduğu saptanan yaşam alanlandır.
Aynca sürdürülebilir bir şekilde kulla-
nıldıgında, yani doğaya kendini yenile-
me fırsatı verecek şekilde ve planlı ola-
rak kuüanüdıgında, çevresinde vaşayan-
lara önemli gelirler de sağlayabilir. Bu-
gün dünya balıkçılığmın nçte ikisinden
fazlası sulak alanların sağlıklı olmasına
bağlıdır."
Mektupta aynca SultansazlığYnda ya-
şayan kuş türleri konusunda da DSİ Ge-
nel Müdürü Fernıh Akın'a bilgi verildi.
Sazlıkia bugüne dek 251 kuş türünün
saptandığmı belirten Doğal Hayatı Ko-
ruma Derneği Genel Müdürü .Nergiz
Yazgan, bunlar arasında cüce, karaba-
tak, yaz ördegı, dikkuynık gibi nesli tüm
dünyada tehlike altında olan türlerin de
ürediğini vurguladı. Yazgan, "Bu alanın
konınmasında Türkiye uluslararası bir
sorumluluk taşımaktadır" dedi.
Son olarak 1987'de Alman çevreciler
tarafından Sultansazlığı'nda yapılan
araştırma sonucunda yayımlanan rapor-
da, bölgede Avrupa'da nesli tükendiği
için "kırmızj lısteve" alman 23 kuş tü-
rünün yaşadığı vurgulandı. Bölgede ya-
şayan çeşitli kuş türlerinin sayısımn da
verildiği raporda, özellikle tepeli pelikan
populasyonuna dikkat çekildi.
Mevlana'da
senıa gtinti
• KONYA (Cumhuriyet)
— Mevlana'nın 717. Vuslat
Yılı Anma Törenleri dün
başladı. Sema törenleri ise
bugün başlayacak. Mevlana
Haftası nedeniyle dün Ince
Minare, Taş ve Ahşap
Eserler Müzesi, Sırçali
Medrese, Mezar Anıtlan
Müzesi, Yusufağa
Kütüphanesi ve Mevlana
Müzesi içindeki şadırvanın
açılışı yapıldı. Aynca Dr.
Hüseyin öksüz'ün hat
sergisi, Türk Süsleme
Sanatı Sergisi, Mevlana
Resim Sergisi açılışlan
yapıidı. Mevlana'yı Anma
törenleri boyunca Konya
Anakent Belediyesi ve
Selçuk Üniversitesi'nce de
çeşitli kültürel etkinlikler
düzenlenecek. Selçuk
Üniversitesi Rektörlüğu'nce
düzenlenen 3. Uluslararası
Mevlana Sempozyumu ise
14 arahkta yapılacak.
Öğrencüere
91 kredisi
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitim BakanlıgVna
bağlı Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar
Kurumu'nun (Yurtkur)
58'inci genel kurulu, 22-23
aralık tarihinde yapılacak.
Yüksek öğrenim gençliğine
öğrenim ve harç kredisi ile
yurî hizmeti vermekle
görevli Yurtkur'un
faaliyetlerinin gözden
geçirileceği genel kurulda,
1991 yılında kredi verilecek
öğrencilerin sayısı da
belirlenecek.
Theodorakis
AnkaraVia
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) —
Yunanistan Devlet Bakanı
müzisyen Mikis
Theodorakis Türkiye ile
olan ilişkileri geliştirmek
ve diyaloğa hız
kazandırmak istediklerini
söyledi. Dun
Cumhurbaşkanı Turgut
özal tarafından kabul
edilen Theodorakis, daha
sonra Ankara Belediye
Başkanı Murat Karayalçın'ı
ziyaret etti. z^iyaret
sırasında Theodorakis'i
konser vermesi için
Ankara'ya davet eden
Karayalçın, konserin
hipodromda ya da
Uluslararası Ankara Müzik
Festivali'nde olabileceğini
söyledi. Theodorakis de
çeşitli teknik konular ve
şartlann yerine getirilmesi
durumunda daveti kabul
edebileceğini bildirdi.
Aziz Nesin'e
kutlama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) —
Yazar Aziz Nesin, 75.
yaşgününu Istanbul'dan
sonra Ankara'da da
kutladı. Atatürk Kapalı
Spor Salonu'nda
düzenlenen geceye 5 bin
kişi katıldı. Yazar Nesin
için dün akşam önce
Dedeman Oteli'nde
Türkiye Yazarlar
Sendikası'nca bir
resepsiyon verildi.
Resepsiyona Asya-Afrika
Yazarlar Birliği üyeleri de
katıldı. Ardından saat
20.00'de yaklaşık 5 bin
kişinin katıldığı bir gece
düzenlendi. Yunanistan'm
Kültür Işierinden Sonımlu
Devlet Bakanı Mikis
Theodorakis'in de bir
konuşma yaptığı geceye
çok sayıda aydın, düşünür,
sanatçı ve politikacı ile
Zonguldak'ta grevde
bulunan Genel Maden-İş
Sendikası Genel Başkanı
Şemsi Denizer de katıldı.
Gecede konuşan yazanmız
Uğur Mumcu ve Türkiye
Yazarlar Sendikası Genel
Başkanı Oktay Akbal,
Aziz Nesin'in yaşamının
hiç de bir gülmece
yazanmn yaşamına
benzemediğini, acılar
çektiğini belirtirken,
gazetemiz yazarlarından
llhan Selçuk da Nesin'i
tarih içinde ayağa kalkan
ilk insana benzetti.
Aşılar
6
öcü'
olmayacak
• ANKARA (ANKA) —
Birleşmiş Milletler
Çocuklara Yardım Fonu
(UNICEF), Dünya Sağlık
Orgütü ve Birleşmiş
Milletler Kalkınma
Programı ile birlikte, aşıları
çocuklar için "korku"
unsuru olmaktan çıkarma
uğraşına girdi. Kas içine ve
cilt altına enjeksiyon
yoluyla yapılan aşılann,
çocuklarda yol açtığı korku
ve enfeksiyon riskî
karşısında, bu aşılann
"ağızdan alınabilir"
formlara dönüştürülmesi
yolunda projelere hız
kazandırıldı.