29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibı Cjmhurtyet Maıbaacüık ve Gazetecılık Tûrk Anonım Şırketı adına N«Br Nadl 0 Onel Vayın Mudurji H ı s u Omal, MlKSsest Muduru EniiK Ljakügg. Yazl Işlen Mudunı Okı? GonnMİn, 0 Haber Merkezı Muduru Yalçın Bıytr, Sa\fa Duzens Yöneımcnı Atı Acar 0 Temsılcıler ANKARA AkHd T». IZMİR Hikmtt Çninkıyı. ADANA Çcttaı Yi«tııo*lıı 1. polınka Cttal h t l u f ı c I » Hai*rfcr Eifu U a Ekonomı Cı«fa Tartas, It-Senttta: Şatru U a d , KUIlur O U l < u . Isu-bul Hdbcrlcn KcMBİ Kaçtffc. E*rım Gtmay Şaytta. >urt HabCTkn N«e4rt Dofaa. Spof Danışmanı \MMlkadu- Ivcelatu. Duı Yajılar Kma Çahşkıa. ^rauırmi Şafcta Al^s Duzri'm* \fed<ritofe l u t ı 0 koordıruıor U M Kûr*fa»n 0 Malı 1>JCT tro/ fc*w 0 Muhasrte B^ral İHKr 0 Sufçe-PlitnJiüiıa Sryf O*mmnbeieQ0* 0 Rekiam V « Ibnm 0 Ek H» tlar Haln M.ol ' 0 Idarf Hnsoıa Ganr 0 ]>İ«IIK Orin Çdik 0 Btlj Ijlrm Saa taal 0 taont. ^ j ı Boı<»ıwn>|la HıkiKI ÇctlaU». (*«> l|a> M u m . llfcu A» Siraca, AkıM T«. Bascr »e Yayaa. Cumfsun>«1 Maibucılıt w GaKteaJık T.A 5- Tftrk Oca$ Cad. 39/41 ( *4334 ist PK 246 Istanbul Tel 512 05 05 120 haıl. T«la 22246. Fax (1) 526 60 72 0 Buralar Aakm: Zl>ı GAUIp Bh Inkılap S No 19/4 Tel 133 II 41-41, Tda 42344, Fu: (4) 13] 05 65 0 Umtr. H Zıyı Blv 1352 S. 2/3. ftl 13 12 30. Tdc* 52359. Fax (51) 19 5! 60 . Inöna Cad 119 S No 1 Kat 1. TeL- 19 3T 52 (4 lttt>. Tdcf 62155. Fa* (71) 19 25 7| TAKV1M: 11 ARAL1K 1990 Imsak: 5.39 Guneş: 7 11 Öğle: 12.02 İkindı: 14.22 Akşam: 16.42 Yatsı 18.09 Özel TV girişimcileri 1 TRTyepay verihnesiri1 Türkiye'de Magic Box'm yanı sıra özel TV yayıncılığı için hazırhk yapan grupların sözcüleri, Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nun son raporunu olumlu bulurken "Türkiye'nin yarısına yayın yapılmaması ve TRT'ye pay verilmesi"ne karşı çıktılar. MEHMET SARAÇ Özel televizyon girişimcileri, Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun TRT'ye hazırladı- ğı ve anayasanın 133. madde- sinin de değiştirilmesini öngo- ren "özel TV raporu"nu "bas- langıç olarak olumlu" buldu- lar. Girişimciler, yüksek kuru- lun raporunda yer alan "Türk- iye'nin yansına yayın yapıp ya- nsına yapılmaması", "TRT'ye pay verilmesi" gibi konulan ise elestirdiler. Hürriyel, Sabah, Türkiye gazeteleri, Karacan ve Asil Na- dir gruplan özel TV için hazır- lık çalışmaian yuruturken tar- tışmalar RTYK'nın raporu)la yeniden hızlandı. Asil Nadir Grubu'nun INTV temsilcisi eski TRT'ci Nuri Ço- lakoğlu raporu, "Bu bir ateslemedir" diye niteledikten sonra "Bence en önemlisi özel TV'nin Türkiye'ye gelmesi" di- yor. Çolakoğlu'nun görüşleri şöyle: "SSCB'de bile kurulurken Türkiye'nin bunu duşünmeme- si tuhaf olurdu. Yüksek kuru- lun çalışmalarını kutlamak is- terim. Tasannın tamamını tam olarak incelemedim. tlk söyle- yeceklerim; ülkenin yansına yayın yapılıp yansına yapılma- yacak olmasını doğru bulma- dım. Coğrafi yapısı çeşitlilik gösteren bir ülkede bunu anla- madım. Benim düşünceme gö- re yerel yayınlann yaygınlaştı- nlması lazım. Japon modeli mesela. Japonya bir yanıyla muazzam sanayi imparatorlu- gu bir yanıyia da balıkçı. Ülke- yi bölgelere bölmuşler. Bunu bükümet tespit ediyor. Bazı yerlere 6 kanal bazı yerlere 2 kanal." "TRT'ye gelirden pay" a ka- tılmadığını belirten Çolakoğlu Karpov Kasparov Dünya Satranç Karpov ıkıgün dinlenecek Haber Merkezi— Lyon'da devam eden Dünya Satranç Şamiyonası'nda dün akşam oy- nanması gereken 19. oyun, Kar- pov'un izin hakkmı kullanma- sı üzerine yanna ertelendi. Kar- pov'un ikinci izin hakkını kul- lanmasıyla her iki tarafuı da bi- rer izin hakkı kalmış oluyor. Gecen cumartesi günü başla- yan ve pazar günü sonuçlanan 18. oyunu Kasparov'un kazan- ması üzerine puan durumu 9, 5-8, 5 Kasparov'un lehine don- müştü. Satranç uzmanları Kar- pov'un hem dinlenmek hem de kalan oyunlar için yeni bir stra- teji geüştirmek amacıyla izin al- dığını belirttiler. Bitime 6 oyun kala, Karpov'un unvanı tekrar kazanabilmesi için en ZJ iki de- fa Kasparov'u yenmesi gereki- yor. Toplam 24 oyunluk maçta (galibiyetlere 1, beraberliklere y'anm puan) 12-12 beraberlik halinde Kasparov unvanını koruyor. raporun, onumuzdeki günlerde Türkiye'nin ekonomik-siyasi yapısını etkileyeceğini onun için konunun tartışılmasının gerektiğini belirtti. Türkiye gazetesi adına rad- yo televizyon görüşlerini akta- ran Rahim Er, raporu "müspet" bulduğunu, PTT ve TRT kanallanndan faydalanıl- masının "aklın geregi" olduğu- nu belirterek "Bizim öteden beri savundugumuz görüşlere uygun" diyor. Er'in "özel TV raporu "yla ilgili duşünceleri şunlar: "Yalnız anlayamadt- gım konu TRT'ye pay vermek. Eğer özelleştirme oluyorsa bu- nun izahı zor. Söz gelimi hiç- bir gazete Resmi Gazete'ye pay vermez." Sabah Grubu, özel TV çalış- malarını, Satel ve Sabah-lmaj televizyon adlı şirketleriyle yü- rutuyor. İmaj-TV sahibi Cemal Noyan, yeterli açıkükta bulma- dığı rapor konusunda "Ailecek doğacak çocuğun kız mı erkek mi olacağını beklemek gibi bir şey" diyor. Noyan, tartışma beklentisi taşıdığını belirttiği raporun "pay" hükmünün mantığını anlamanın zor oldu- ğunu belirtiyor. Noyan, "TRT, BBC gibi reklamsız yayına ge- çecekse bunu anlanro ama bu- nu yapmıyorsa? Aynca neye göre saptayacaklar, Türkiye'- nin yansını metrekareye göre mi yoksa cografi yapıya göre mi? Türkiye'de özel TV'nin nasıl olması gerektiğini çok az kişi biliyor. Bu iş başladığı za- man iki fîrma olacak. Biri biz, biri Ulusal. Daha kimse ne ge- rekiyor bilmiyor. Taslak biraz daha ele geldikten sonra yayın için müracaat edilecek. Yapıl- ması gereken şimdi; herkesin fikrini ortaya koyması. Yoksa bu haliyle çok şeyi beraberin- de getirir." "Hodri Meydan", "İşte Hayatımız" ve yeni yayın dö- neminde ekrana gelen "Bir Başka Gece" programlarını TRT'ye hazırlayan Hurriyet Grubu Ulusal Radyo Televiz- yon ortakhğı adına görüştüğü- müz Türker İnanoğlu da rapo- ru "bu haliyle" tam anlaşılır bulmuyor. inanoğlu, "Yüksek kuruldaki arkadaşlanmız önemlidir, ama bir de bu işin içindekiler var. Söz gelimi Türkiye'nin yansına yayın ya- pılmaması'. Bu yadırganacak bir olay. Bazı güçlere karşı im- kân tanımak mı anlayamadım. Pay ödeme de yanlış. tlk etap- ta iki üç sene kâr olmayacak. Dünyanın hiçbir yerinde pay diye bir şey yok. Dikkat edilir- se kârda değil gelirde pay. Çok yanlış. Taslak olarak kabul et- tiğimiz için tartışma>a açık gö- riiyoruz. Benim tek endişem: bu işe soyunmuş kişilere hak- sızlık edilmemesi. Yani meslek erbabınm ekarte edilmemesi." Ali Karacan'ın başında bu- lunduğu Karacan Yaymlan res- men Karacan-TV olarak çalış- malar yapmamasına karşın kardeşi Ömer karacan'ın sun- duğu " 1 Numara" ve "Start" adlı programlarla TRT'ye program yapımını sürdurüyor. Bu şekilde sponsör programlar- la TV'cilik yapan Karacan, özel TV gundeminde de spon- sörlükten yana. Görüşlerini al- dığımız Ali Karacan, bu işin yayıncılık açısından çok prog- ram yapımcılığı şeklinde geliş- mesinden yana olduğunu söy- ledi. Karacan, böylece TRT'nin başlatmış olduğu sponsör program uygulaması- nın tüm dünyada olduğu gibi Türkiye özel TV'ciIiğinde de kriter alınması gerektiğini, ak- si takdirde özel TV'ye geçişte yaşanacak zorlukların bir kao- sa dönüşeceği görüşünde. Yerliyapımlara TV'deyüzde 75pay ayıranyasa önerisinesinema dünyasından değişik tepkiler Türk filmine dopîng mi?Kültür Servisi — Televizyon- da ve sinema salonlannda oyna- tılacak yerli film oranını arttır- mayı amaçlayan yasa onerisinin TBMM MUli Eğitim Komisyo- nu'nda kabul edilmesi değişik tepkilere yol açtı. Öneriye göre televizyondaki yerli yapımlar yüzde 75'e çıka- cak, bunun yüzde 25'i konulu Türk filmi olacak. Sinema sa- lonları ise yüzde 15 oranında yerli Fılme, yüzde 10 oranında da diğer yerli yapımlara yer ve- recek. TBMM Bütçe Komisyo- nu'nda gönişülecek olan yasa önerisiyle ilgili yönetmenler, yerli film yapımcılan oiumlu görüşlerini dile getirirken sine- ma salonu işletmecileri ve fîlm ithalatçıları büyük tepki gösterdi. Sir^emacıların yasa önerisiyle ilgili görüşleri şöyle: Kadri Yurdatap (yapımcı) — Bugun televizyonun 3. ve 4. ka- nallarında Turk Tılmine yer ve- rilmiyor. Bu arada TRT dene- timinde bekleyen bir yığın yerli film var. Şu anda mevcut olan yerli film stoku onumuzdeki se- neyi kurtarır. Yeni bir yıl için- de TRT'nin yerli film sıkıntısı- Kadri Yurdatap (Yapımcı) TRT kaynak sağlasa 100 yönetmen ve yapımcı yılda 100 yerli film çıkarsa TRT'nin sıkıntısı kalmaz. Mehmet Soyarslan (İşletmeci) Dünyanın hiçbir ülkesinde bu malı bu kadar satacaksın diye baskı yapılmaz. Türk sineması salonlarım kaybetti. Onat Kutlar (Yazar, yapımcı) Bu gelişmenin ulusal sinema endüstrisi bakımından zorunlu olduğunu düşünüyorum. Ömer Kavur (Yönetmen) Geç kalmış olmakla birlikte yerinde bir karar. Aynca denetime takılan çok sayıdaki filmimizi de unutmamak gerekir. Avrupa da yüzde 50 kota koydu. na düşmesi söz konusu olamaz. Bu arada,TRT, yerli filme kaynak oluşturabilir. Kültür Bakanlığı, 35 filme imkân tanı- dı. Neden TRT 50 filme olanak tanımasın? Alman, itaJyan, ln- giliz televizyonlannda bu yapı- lıyor. TRT de yapımcılara kay- nak sağlasa ve 100 yönetmen ve 100 yapımcı yılda toplam 100 film çıkarsa TRT'nin böyle bir sıkıntısı kalmayacak. Sonra bu filmler, değişik kanallarda dö- nüşümlü olarak gösterilebilir. Mehmet Soyarslan (Sinema işletmecisi, itfaalatçı, yapımcı) — Dünyanın hiçbir ülkesinde "Bu malı bu kadar satacaksın" diye baskı yapıiamaz. Kanun zoruyla ticaret yapan kişinin öz- gürlüğü kısıtlanamaz. Eğer böy- le yapılıyorsa o ülkede demok- rasi yok demektir. Bugun Türk sineması, salonlannı kaybetmiş durumdadır. 3 bin sinemadan 250 sinemaya inmişse bunun ne- deni yerli yapımalarımızın ça- ğa ayak uyduramayışlarıdır. Bir örnek vermek istiyorum: Bundan birkaç yıl önce yaban- cı filmlerin bölge hakları kop- yası 50-100 bin liraya satıhrken yerli filmler 3-5 milyon gibi fi- yatlara satılıyordu. Yerli fılmleri oynatmak için sinemacılar kuy- ruğa giriyordu. Büyük bir müş- teri potansiyeli vardı. Büyük bir parasal güç yaratıldı. Ancak bu para sinemaya dönüşmedi. Ya- pımcılar, en ufak bir yatırım yapmadı. Ben Türk şirketiyim, yurtdı- şından film getiriyorum. Günü geldi yerli film de yaptık. Türk seyircisi ne istediğini gayet iyi biliyor. Fatura, bir avuç kalmış sinemacıya çıkanlıyor. Böyle bir şeyi hiçbir sinemacı kabul ede- mez. Devlet sinemaya yardımcı olmak istiyorsa 8 milyarı yapım- cıya vereceklerine kalıcı bir si- nema kompleksi yapsalardı. Za- ten 200 milyon liraya bugün dünyanın hiçbir yerinde film ya- pılmaz. Bugün Türkiye'de iyi film yapılacaksa büyük düşün- mek zorundayız. Yuniçi ve dı- şından fınans kaynaklan araya- cağız. Böyle baskıyla yasa kabul edeceklerine sinemacıdan vergi aimaktan vazgeçsinler. Yerinde karar Onat Kutlar (Sinema yazarı, yapımcı) — Gecen yıl yapılan si- nema kurultayından bu yana üzerinde konuşulan kota konu- su anlasılan yasalasıyor. Bu ge- lişmenin ulusal sinema endüst- risi bakımından zorunlu oldu- ğunu düşünüyorum. ABD teks- til endüstrisini kotayla korur- ken, Türkiye Cumhuriyeti'nin sinema endüstrisini yüzde 15 oranında da olsa kotayla koru- ması doğaldır. Böylece büyük Amerikan şirketleri sinema sa- lonlannda yüzde 85'le yetinmek zorunda kalacaklar. Ama ben- ce daha önemlisi, başta basını- mız olmak üzere kitle iletişim araçlannın gençlerimizin kafa- sında yüzde yüz oluşan Ameri- kan sineması duüncesinde de yüzde 15'lik bir ulusal kota ya da Avrupa kotası oluşturabil- meleri. Televizyona getirilen yüzde 25'lik yerli film kotasını da olumlu buluyorum. Avrupa Topluluğu'nun parlamentosu Avrupa filmleri için yuzde 50'lik kotayı kabul etmişti. Tamer Balaban (Sinema tşJet- mecisi) — Bu yasadan sonra bi- zim ticari bir kaynağımız ola- cak. Türk filmleri, belli bir ni- teliğe ulaşmadıgı takdirde talep görmeyecek. Geçer. yıl da bu î^a böyleydi, ondan önceki yıl da. "a Talep edilmeyen filmler, mec- "B b^uri olduğu için sinema salon- İit lanna girmiş olacak. Nitelik önemli Sezonun sanırun ortalama se- j kiz haftası zaranna oynayacak. ^Yasaya o kadar da olumsuz bakmak doğru değil, ama tica- - ri anlamda bir kaybımız olaca- ğı kesin. Sonra o kadar çok film -,r , . . . • ı ı ı J » j- rri ı ı • , •• ~ / tt- ı • t^~ 11 • J-W.« üretilecek mi? Üretilenler nite- Komunızmgendekaldı dıyen Theodorakısegoreçagdaşsorun ınsanın kulturelkımlıgı \M\ oiacak mı? Bence bu yasa • Türk sinemasını kurtaracak bir yasa değil. Ömer Kavur (Yönetmen, ya- pımcı) — Televizyona uygula- nan kota sonunda yılda 1871 yerli film ihtiyacının doğduğu- nu söylemek bir abartıdır. Be- nim hesabıma göre yılda 300-350 filme ihtiyaç vardır. Bunların hepsinin yeni olması da gerekmez. TRT yetkilileri, bu rakamları saptınyor. Çünkü aldıklan filmi üç kanaida ayrı a>Ti gosterebilirler. Aynca dene- time takılan çok sayıda filmimi- zi de unutmamak gerek. Kaldı ki Avrupa Topluluğu'na üye ül- kelerin geçen yıl almış oldukla- n karar, Avrupa kökenli film- lerin gösteriminin >1izde 50'nin altında olmaması şartını öngö- rüyor. Bizde alman bu karar, geç kalmış olmakla birlikte çok yerinde bir karardır. Zaten TV seyircisine yönelik yapılan bü- tün anket ve sondajlarda Türk filmlerinin birinci sırayı çektiği görülüyor. Şükrii Avşar (Sinema işletme- cisi. yapımcı, ithalatçı) — Ne- den bir bakkala şunu satacak- sınız, bunu satmayacaksınız de- miyorsunuz. Biz Türk filmleri- ni kaç kere denedik. Ama bir kazanç getirmiyor. Filmler üç gün zor oynuyor. Zaten yerli film iş yapsa, potansiyel olsa biz de yapımcı da kazarur ve yeni filmler yapar. Eğer bu yasadan dolayı mecbur kalırsak sinema salonumuzu kapatacağız. Dev- let, madem ki yerli film oynat- (Arkası 18. Sayfada) 1991 PROJESt — Theodorakis 1991 yıbnda Türkiye'de Kanto General adlı bestesini sahnelemek istedifiini soylüyor. "Lısaııın zamanı olmalı'Theodorakis İnsanlar kendilerinden geçercesine tüketime yöneliyorlar şimdi. Şanayi toplumlarındaki bir başka sorun da insanların zamanları. İnsanlar kendilerine zaman ayıramıyorlar. Bu sorunlara ilişkin olarak gelecek yıl Delfi'de 35 ülkeden gelecek bakanlar, düşün ve bilim adamları ile bir toplantı düzenleyeceğim. Türk yetkililerle de bu konuyu görüşeceğim. LEYLA TAVŞANOĞLU Y'unanistan'm ünlü bestecisi. Yunanistan - Türkiye Dostluk Derneği kuruculanndan ve ül- kesinin Yeni Demokrasi Parti (YDP) listesinden sandaJyesız bakanı olan Mikis Theodorakis hafta sonunda Istanbul'daydı. Theodorakis'le kaldığı otel- deki dairesinde konuştuk. Her zamanki gibi kıvırcık saçları da- ğınıktı, filizi yeşil gömleğinin üzerine kravat takmamıştı; sır- tındaki giysîsi kurşuni, ince yünlüdendi. Bir zamanlar Yu- nan \ç Komünist Partisi üyesi olan Theodorakis'le Türk - Yu- nan dostluğu, bir besteci olarak neler yaptığı, komünizmin gele- ceği ve neden Yeni Demokrasi Partisi listesinden seçimlerde adaylığını koyduğunu konuş- tuk. Theodorakis öncelikle neden sağ-liberal YDP listesinden aday olduğunu şöyle anlattı: "60'lı yılların sonu ve 70'li yıllarda cuntaya karşı çıktım. 80'li yıllarda ülkemiz bir bata- ğa saplandı, bir bunalım yasa- dı. Direniş yıllarında düşmanı- mız Yunanlı değildi. Hep birlik- te buna karşı çıktık. 6O'lı >ıllar- da karşı taraf, faşist göriinü- müyle hareket eden güçtü. 70'li yıllarda yine sağ askeri diktator yönü ağır basan bir güçtü. Sonunda, 80'li yıllarda karşı güç bu kez soldu. Bu kez de- mokratik güçieıie birlikte onlar- la dayanışına içinde bu çirkin sola karşı mucadele verdim. Bi- liyorsunuz, dünyada değişimler oluyor. Kendi ülkemde de bir- takım şeyler, değerler yerinde oynamaya başiadı. Yepyeni bir değerler silsilesi biçiminde ger- çek bir kimlik ortaya çıkıyor. Y unanistan'da sol olarak bir za- manlar ilerici görevi üstlenen kanat bugün ne yazık ki bu de- gisimlerin, bu gelişmeierin geri- sinde kaldı. Benim bugün YDP içinde ilerici güçlerle dayanıs- mam bu anlayış çerçevesinde- dir." İleri demokratik harekete "gönül veren insanlann şu ya da bu gnıpta olmayabilecekle- rine" dikkat çeken Theodora- kis, "Dolayısıyla ülkemde ve evrensel alanda ilerici güçler farklı siyasi görüşlerin şemsiyesi altında olabilirier" diye konuş- tu. Theodorakis'in Davos'a iliş- kin görüşleri de şöyle: "Davos birtakım süreçlerden, birtakıra gerekliliklerden yola çıkarak ortaya çıkan bir c'urura değildi. Olmadı. Bu nedenle de kopuktu. Belli bir temele dayan- mıyordu. Arkası gelmedi. O dö- nemde her iki ülkedeki hükü- metler, halklann isteklerini ifa- de edemediler. Bu iktidaıiar, ta- rih önünde ve çağımızın gerek- leri önünde bir zaman gelecek mutlaka hesap vereceklerdir. YDP Lideri Mitsotakis'in ya- nında bulunmamın bir nedeni de Türk - Yunan ilişkilerinin ge- liştirilmesi amatı Mitsotakis'in bunu içtenlikle istediğine inanı- yorum çünkü." Türk - Yunan sorununun ana pürüzlerinden biri olan Kıbrıs meselesinin bir an önce çözül- mesi ve Turk ordusunun Kıb- rıs'tan cekilmesi gerektiği göru- şünü savunan Theodorakis, "Türkiye AT'ye üye olmak is- tiyor, ama Kıbns'tan askerini çekmediği sürece hiçbir zaman AT üyesi olamayacak" dedi. Komünizmin geleceğini ka- ranlık gördüğüne dikkat çeken Theodorakis, "196O'lı yıllann başında komünizmin geleceği belliydi. Ama o zaman bizler bunu görmedik. Komünizın ça- ğımızın gerisinde kaldı. Felsefe olarak Marksizm her zaman bi- linecek, öğretilecek, ama o ka- dar. Komünizmin artık yasaya- bileceğine inanmıyonım" görü- şüne yer veren Theodorakis şunları ekledi: "Doğu Avnıpa'daki geüşme- leri tek başına basaran kişi Gor- baçov'dur." Çağın temel sorununun şu anda "insanın kültürel kimliği" olduğunu vurgulayan Theodo- rakis komünizmin aıdından bir "süper tüketicilik somnu"nun ortaya çıktığmı söyledi, şöyle konuştu: "İnsanlar kendilerinden ge- çercesine tüketime \ öneliyorlar şimdi. Sanayi toplumlarındaki bir başka sorun da insanların (Arkası /g. Sayfada) DSÎ Müdürü'ne flamingo mektubu Sultansazlığı Kuş Cenneti'ni kurutmaya yönelik faaliyetleri üzerine, DSİ Genel Müdürü'ne mektup yollayan DHKD, bu bölgede yaşayan kuşlar ve özellikle flamingolar hakkında DSİ'ye bügi verdi. HAKANKARA İZMİR — Açtığı sulama kanallarıyla Sultansazlığı'nLn kurumasına yol açan ve bölgedeki flamingoların sayısımn gide- rek azalmasına neden olan DSİ, çevre- cilerin yoğun eleştirisine uğruyor. DSİ Genel Müdürü Femıh Akın'm "Flamingolann sayısını kim biliyor, say- mışlar mı?" şeklindeki açıklaması da çevTecilerin tepkisini çekti. Alman araştırma grubu tarafından bölgede 1987 yılında yapılan son sayım- da ekim ayında 70 bine yakın flamingo belirlenmişti. Grubun hazırladığı rapo- ra göre Sultansazlığı'nda Avrupa'da nesli tükendiği için"kınmzı lisleye" alınan 23 kuş türü de yaşıyordu. Ancak sazlığın kurutulması nedeniyle bu yıl bölgedeki kuş sayısımn hızla azalmaya başladığı belirtildi. Çevreciler, "Türkiye'nin en sıkı koruma statüsüne sahip olan ve sadece bilimsel çalışmalara izin verilen bir ta- biatı koruma alanında. DSt'nin alanın tamamını tahrip edebilecek çapta bir projeyi nasıl yapabüdigi çok düşündürü- cüdiir" görüşünu dile getirdiler. DSt Genel Müdüru Femıh Akın'ın "Saymışlar mı" sorusuna karşılık ise 1967 yılmdan bu yana Uluslararası Su Kuşları Araştırma Bürosu tarafından bölgede düzenli sayımlar gerçekleştiril- mesinin yanı sıra pek çok bilim adamı- nın bölgeye ilişkin raporlan bulunduğu vurgulandı. Doğal Hayatı Koruma Derneği tara- fından DSÎ Genel Müdürü Ferruh Akın'a gönderilen mektupta, sulak alan- lann önemi açıklandıktan sonra, "Ancak ne yazık ki Türkiye'de bu alanlann öne- mi anlaşılamamış, gerek sulama ve dre- naj projeleri gerekse de tarla kazanma amaçlı kurutma projeleri ile sulak alan- lar tahrip ediimis ve edilmeye devam edil- mektedir. Bu uygulamalarda kurumunuz maalesef en önemli rolü oynanıış ve oynamaktadır" denildi. Mektupta şu go- rıişlere yer verildi: "Sulak alanlar, önemleri tüm dünya- da kabul edilmiş, yerlerine açılan tarla- lardan 8 kat daha fazla biyolojik mad- de üreten, zengin bir biyolojik çeşitüli- ğe sahip, iklim Üzerinde olumlu etkileri bulunduğu saptanan yaşam alanlandır. Aynca sürdürülebilir bir şekilde kulla- nıldıgında, yani doğaya kendini yenile- me fırsatı verecek şekilde ve planlı ola- rak kuüanüdıgında, çevresinde vaşayan- lara önemli gelirler de sağlayabilir. Bu- gün dünya balıkçılığmın nçte ikisinden fazlası sulak alanların sağlıklı olmasına bağlıdır." Mektupta aynca SultansazlığYnda ya- şayan kuş türleri konusunda da DSİ Ge- nel Müdürü Fernıh Akın'a bilgi verildi. Sazlıkia bugüne dek 251 kuş türünün saptandığmı belirten Doğal Hayatı Ko- ruma Derneği Genel Müdürü .Nergiz Yazgan, bunlar arasında cüce, karaba- tak, yaz ördegı, dikkuynık gibi nesli tüm dünyada tehlike altında olan türlerin de ürediğini vurguladı. Yazgan, "Bu alanın konınmasında Türkiye uluslararası bir sorumluluk taşımaktadır" dedi. Son olarak 1987'de Alman çevreciler tarafından Sultansazlığı'nda yapılan araştırma sonucunda yayımlanan rapor- da, bölgede Avrupa'da nesli tükendiği için "kırmızj lısteve" alman 23 kuş tü- rünün yaşadığı vurgulandı. Bölgede ya- şayan çeşitli kuş türlerinin sayısımn da verildiği raporda, özellikle tepeli pelikan populasyonuna dikkat çekildi. Mevlana'da senıa gtinti • KONYA (Cumhuriyet) — Mevlana'nın 717. Vuslat Yılı Anma Törenleri dün başladı. Sema törenleri ise bugün başlayacak. Mevlana Haftası nedeniyle dün Ince Minare, Taş ve Ahşap Eserler Müzesi, Sırçali Medrese, Mezar Anıtlan Müzesi, Yusufağa Kütüphanesi ve Mevlana Müzesi içindeki şadırvanın açılışı yapıldı. Aynca Dr. Hüseyin öksüz'ün hat sergisi, Türk Süsleme Sanatı Sergisi, Mevlana Resim Sergisi açılışlan yapıidı. Mevlana'yı Anma törenleri boyunca Konya Anakent Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi'nce de çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenecek. Selçuk Üniversitesi Rektörlüğu'nce düzenlenen 3. Uluslararası Mevlana Sempozyumu ise 14 arahkta yapılacak. Öğrencüere 91 kredisi • ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim BakanlıgVna bağlı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun (Yurtkur) 58'inci genel kurulu, 22-23 aralık tarihinde yapılacak. Yüksek öğrenim gençliğine öğrenim ve harç kredisi ile yurî hizmeti vermekle görevli Yurtkur'un faaliyetlerinin gözden geçirileceği genel kurulda, 1991 yılında kredi verilecek öğrencilerin sayısı da belirlenecek. Theodorakis AnkaraVia • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yunanistan Devlet Bakanı müzisyen Mikis Theodorakis Türkiye ile olan ilişkileri geliştirmek ve diyaloğa hız kazandırmak istediklerini söyledi. Dun Cumhurbaşkanı Turgut özal tarafından kabul edilen Theodorakis, daha sonra Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın'ı ziyaret etti. z^iyaret sırasında Theodorakis'i konser vermesi için Ankara'ya davet eden Karayalçın, konserin hipodromda ya da Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nde olabileceğini söyledi. Theodorakis de çeşitli teknik konular ve şartlann yerine getirilmesi durumunda daveti kabul edebileceğini bildirdi. Aziz Nesin'e kutlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yazar Aziz Nesin, 75. yaşgününu Istanbul'dan sonra Ankara'da da kutladı. Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen geceye 5 bin kişi katıldı. Yazar Nesin için dün akşam önce Dedeman Oteli'nde Türkiye Yazarlar Sendikası'nca bir resepsiyon verildi. Resepsiyona Asya-Afrika Yazarlar Birliği üyeleri de katıldı. Ardından saat 20.00'de yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı bir gece düzenlendi. Yunanistan'm Kültür Işierinden Sonımlu Devlet Bakanı Mikis Theodorakis'in de bir konuşma yaptığı geceye çok sayıda aydın, düşünür, sanatçı ve politikacı ile Zonguldak'ta grevde bulunan Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer de katıldı. Gecede konuşan yazanmız Uğur Mumcu ve Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Oktay Akbal, Aziz Nesin'in yaşamının hiç de bir gülmece yazanmn yaşamına benzemediğini, acılar çektiğini belirtirken, gazetemiz yazarlarından llhan Selçuk da Nesin'i tarih içinde ayağa kalkan ilk insana benzetti. Aşılar 6 öcü' olmayacak • ANKARA (ANKA) — Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Sağlık Orgütü ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile birlikte, aşıları çocuklar için "korku" unsuru olmaktan çıkarma uğraşına girdi. Kas içine ve cilt altına enjeksiyon yoluyla yapılan aşılann, çocuklarda yol açtığı korku ve enfeksiyon riskî karşısında, bu aşılann "ağızdan alınabilir" formlara dönüştürülmesi yolunda projelere hız kazandırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle