25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 6KASIM 199Q KadınEserleriKütüphanesi ve Bilgi Merkezi Kütüphane ve bilgi merkezi, kadm yazarlarımızın bütün yapıtlarım, kadın sorunu ile ilgili arşiv malzemesini, gazete ve dergi keseklerini (kupürlerinj)^ konuya ilişkin yerli ve yabancı yayınları, üniversite tez ve araştırmalarını toplamayı amaçlıyor. Çevrede hiçbir halk kitaphğımn bulunmayışı göz önüne alınarak çevre halkına yardım amacıyla bir kısım günlük gazete ve bazı dergiler alınıyor. Prof.Dr. JALE BAYSAL İst. Üni. Kütüphanecilik Bölümü Başkanı caktır. Kütüphane ve bilgi merkezi, çalışmalanna 1989 yılı içinde başlayan beş girişimci kadının ve hukuk danışmanlarının düşüncelerinin iiru- nüdur. Düşünceyi ilk ortaya atanlar, kütüpha- neci ve çevirmen Aslı Mardin ile Doç.Dr. Şirin Tekeli olmuşlar, yazar ve eleştirmen Doç.Dr. Fü- sun Akatlı, arkeolog ve fotoğrafçı Füsun Yaraş, Avukat Ruhsar Erten ve bu satırlann yazarı on- lara katılmışiardır. Beş girişimci kadın ve avukatları, 14 Nisan 1990 günü, Istanbul'un Fener serntinde bir ki- taphk (kütüphane) ve bilgi merkezi açtılar. Gi- rişimin amacını açıklamak, merkezin tanıtımı- nı yapmak iizeıe birçok yazı yayımladık, tele- vizyon ve radyo konuşmalarına katıldık, ancak hâlâ daha "erkeklerin giremediği kitaphk" ben- zeri gazete başlıklanna rastlıyoruz, "Bu aynm- cüıga neden gerek gördünüz" yollu sorular alı- yoruz. Bu yüzden, konuya ilişkin tam ve ayrın- tılı bir açıklamayı gerekli buldum. Dünyada ve bizde... BUtün dunyada uzun yıllardan beri, bizde de son yıllarda görüldüğü gibi güçlü bir kadın ha- reketi var. Politik çevrelerimizde bir "kadın ba- kanlıgı"ndan söz edildi; kadınlann siyasal ya- şama ve karar mekanizmalarına katılımı konu- sunda parti tüzüklerinde değişimler yapıldı; 1985 tarihli Birleşmiş Milletler Nairobi Konferansı ka- rarlarını izleyerek şimdı bir "Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdiirlügü" tartışması gun- demde. 1989'da Istanbul Oniversitesi bir "Ka- dın Araştırmalan Enstitüsü" kurdu. Pek çok ka- dın derneği, kadın sorunlarına ilişkin paneller, konferanslar, çalışmalar görülüyor. Bu noktada, yaşadığımız çağın "bilgi çağı" olduğunu anımsamak zorundayız. Bilgi çağı de- mek, 'her hareket, her eylem, her girişim, ya- pılmak istenen her iş, bir bilgi temeline dayandırılmalıdır' demektir. Kadın hareketi ne,- dir? Butün dünyada nasıl bir gelişme göstermiş- tir? Osmanlı döneminden başlayarak konuya Türkiye'de nasıl bakılmıştır, neler yapılmıştır? Kadın sorunu diyebileceğimiz sorunlarımız ne- lerdir? Kadın-erkek nufus dağıhmımız, kadın okumuşluğu, meslek kadınları, fabrikalarda ça- hşanlar, tanm işçileri, ev hizmeti görenler vb. ile ilgili istatistik veriler nedir? Yasalarımızda ka- dınlan ilgilendiren hangi hükumler vardır? Top- Iumumuzun kültür, ekonomi, iş, sanat vb. alan- lanna kadınlanmızın katkıları ne olmuştur? Ge- lenekler ve günluk yaşam kadına nasıl bir yazgı sunmaktadır? Üniversiteler içinde ve dışında ko- nuya ilişkin hangi araştırmalar yapılmıştır, başka nelerinaraştınlması gerekir? Kadın derneklerimi- zin sayılan kaçtır? Tüzükleri nedir? Bütün bun- ları bilmeden, gerçekçi ve olumlu girişimlerde bulunmak, çalışmalar yapmak olanağı buluna- maz. "Kadın Eserleri Kütuphanesi ve Bilgi Mer- kezi", bu gereksinimleri karşılamak, Türkiye'- nin kadın hareketi için bilimsel temeli olustur- mak üzere meydana getirilmiştir. Türkiye'deki kadın hareketinin "kale"si, somut simgesi ola- Bu girişimciler, önce bir "Kadın Eserleri Kü- tüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı" kurdular. Y_a- kıf, ilk mal varlığını, konuya inanan kadın ve erkeklerin bağışlan ile bir araya getirdi. "Vakıf kütüphaneler şehri" diyebileceğimiz Istanbul'- un öteki vakıf kütüphaneleri gibi tek bir zengi- nin ayırdığı para ile gerçekleşmedi. Sonra, Istan- bul Belediyesi, bir bina sağladı ve binanın bir kı- Y a r d i m l a n n i Z l b e k l i y o r sım işletme giderlerini üstlendi. Paris'te Margu- erite Durand kadın kitaplığı, Londra'da "The (kupürlerini), konuya ilişkin yerli ve yabancı ya- yınları, üniversite tez ve araştırmalartnı topla- mayı amaçlıyor. Çevrede hiçbir halk kitaplığı- nın bulunmayışı göz önüne alınarak çevre hal- kına yardım amacıyla bir kısım günluk gazete ve bazı dergiler ahnıyor. Bugün için kitaphğın, çocukJar için yazılmış kadın yapıtlanndan yarar- lanabilen birçok çocuk okuyucusu da bulunmak- tadır. Kuruluş, bir "özel konu kütuphanesi - speci- al library" olarak kendi sınıflandırma şemasını haarlamış, bilgi erişim için bflgisayar ve prog- ram sağlamıştır. Yayınlar yanında, kültür etkinliklerine de yer veriünekte, konserler, konferanslar, sergiler dü- zenlenmektedir. Fawcett Library" y e "Feminist Library" de be- lediyelerden yardım görmektedirler. Belediyele- rin, hemşerilerin kitaphk gereksinimleriyle ilgi- lenecekleri bizim "Belediyeler Kanunu"nda da yazılıdır. Hiç kuşkusuz, Türkiye'de ilk olarak kurulan bizim kadın kitaplığımıza belediyenin verdiği destek çok önemli olmuştur ve Sayın Prof.Dr. Nurettin Sözen'in konuya yaklaşımı- nı hep teşekkurle anacağız. Bu arada bütun dünyada 500 kadar "kadın kütuphanesi" bulunduğunu da belirtelim ve Hol- landa'nın ünlü "International Information Cen- ter and Archives for the VV'oman's Movement" adlı merkezini anmadan geçmeyelim. Türkiye'nin "Kadın Eserleri Kütüpbanesi ve Bilgi Merkezi" 14 Nisan 1990 günü, iki de sergi sunarak törenle açıldı. Finlandiyalı bir ressam hanımın eserleri ve Serpil Çakır'm "Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-u Nisvan Cemiyeti" konulu arşiv malzemesi sergilendi. Kütüphane ve bilgi merkezi, kadın yazarları- mızm bütün yapıtlannı, kadın sorunu ile ilgili arşiv malzemesini, gazete ve dergi keseklerini Kütüphane ve bilgi merkezi, salı, perşembe, cuma gunleri 10.00-19.00, pazartesi, cumartesi, pazar gunleri 13.00-19.00 arasında açık, çarşam- ba ve resmi tatil gunleri kapalıdır. Kitaphk ça- hşmalarını Aslı Mardin yürütmekte, vakjf ku- ruculan, gönüllü yardımcılardan da yararlana- rak kitaplığı kendileri açmaktadırlar. Bütün bu yüz ağanıcı ve sevindirici çalışma- ların arkasında, büyük bir para sorunu yatıyor. Bu kuruluş, konuya inananların bağışlanyla ya- şatılmaya uğraşıhyor. Konferans ya da konser olduğunda, iskemleler Atatürk Kitaplıgı'ndan ödünç isteniyor. Özellikle >r urtdışı yayınlar çok pahalı. Fotokopi, kırtasiye ve benzeri giderleri kendimiz ödüyoruz. Sürekli işyerinde bulunacak bir kütüphaneci bulmamız gerekli. Bunları du- yurmakta yarar görüyorum. Kütüphane ve bilgi merkezi, çok çekici bir ta- rihsel binada açıktır. Sizleri, önerilerinizi, dilek- lerinizi ve yardımlarınızı bekliyor. Adres: Fener Mah. Abdülezel Pasa Cad. Haliç-34220 tsunbul (Fener iskelesinde, Bulgar Kilisesi yanı) Tel: 523 74 08 HESAPLAŞMA BURHAIS ARPAD 'Sıfırtlan 'Mucize'ye... İkinci Dünya Savaşt bittiğinde ortada Almanya diye bir dev- let yoktu. Bu adı taşıvan bir ülkenin en son kalıntılan vardı sadece. Bu korkunç büyüklükte yangın ve deprem bölgele- rinde doiaşıp kalıntılar arasında bir şeyler araştıran bitkin in- sanlar, insanlık katına yüceldiler 1933'te Hitler çılgınını oylanyla yönetimin başına geçiren Almanlar! 'Büyük Almanya' hayalinin gerçekleştirilmesi isteğinde mil- yonlarca Alman! Dinleri imanları sadece ve sadece para ve yine para olan "para babalan..." Büyük Almanya hayaline sahip çıkan sermaye çevreleri... Bir başka deyişie, Almanya'nın gerçek şahipleri' Hitler'i des- tektediler. Büyük Almanya'nın gerçekleştirilmesi yeniden ele geçiril- mesiyle başladı. 1938'de Avusturya Cumhuriyeti'nin III. Re- ich'a asker zoruyla katılması (der Anschluss) ile sûrdürüldü. Bu arada İspanya faşistlerinin kanlı girişimleri desteklendi. Bu kadarla yetinilmedi. "Büyük amaç" onları bekliyordu. İlk adım 1 Eylül 1939 girişimiydi! Polonya'ya üniformalı Alman askerieti sınırda saldırıya geçtiler. İkinci Dünya Savaşı baş- latılmıştı. Hollanda ve Belçika işgal edildi. Fransızların o pek ünlü Majino hattı arkadan çevrilerek Hitler'in Paris'te bir gösteri yürüyüşü yapması da sağlandı. Gelin görün ki gidi- şat birden yön değiştirdi. Büyük Almanya orduları Moskova önlerinde durakladı ve geriledi. Bu gerileme mayıs 1945'te başkent Beriin'e Ruslar girinceye kadar sürdü. Dörtler kısa sürede çekişmeli de olsa anlaştılar Berlin, Rus işgal bölge- sinde kalmıştı. Beriin'i dörde boldüter. Beriin'e grtmek iste- yen ya hava yotculuğunu seçecekti ya da Demokratik Alman- ya topraklarından geçebilmek için Demokratik Almanya'dan geçiş izni alacaktı. Gorbaçov ve Bush'un saşılası işbirliğinin gerçek yüzü daha açıklanmadı. 1990,20. yüzyıl başından günümüze üç Almanya gerçeği yaşanıldı. imparatoriuk Almanyası, Birinci Cumhuriyet'in Al- manyası, Hitler Almanyası (III. Reich). Bunu ikiye bölünmüş Alman topraklarında kurulmuş iki ayrı Almanyar Federal Al- manya Cumhuriyeti, Demokrat Almanya Cumhuriyeti izledi. Dünya yeni bir Almanya'nın, birleşik Almanya'nın neler geti- receğini merakla bekliyor! Çağdaş Alman edebiyatının en ilginç örnekleri bu çalkan- tılı ve saşılası dönemde yaşandı. Neye yaradı diye bir soru geüyor aklal Nesiller değişti. Erich Maria Remarque'ın bu ko- nuda soyledikleri ilginçtir: "Eski nesilden olanların bazısı ya- kın geçmiş lafını etmeye bile yanaşmıyortar! Ve o gunleri unut- turmak istiyoıiar. Genç nesil ise 'o günler beni ilgilendirmez, zira ben katılmadım ve bunda hiçbir suçum yok' diyor. Bu durum tehlikeli bir görüştür. Zira bu görüşte olanlar unutmak ve sorumluluktan kaçınmak istiyorlar. Boyle düşünemeyen- ler boşluğa götürürler Almanya'yı!-- 3 ekim yeni bir Almanya için doksan milyonluk bir Aiman- ya'nın kapltalist ya da sosyalist dünyada tanındığı gündür. "Almanya, Almanya sen her şeylerin üstündesin!" dizesi yeni yanlışlara sürüklenmesin dileğiyle... "Sıfırdan Almanya mucizesine!" ulasıldı. Bir Alman dos- tumun söylediği: 'Amerika para verdi ve bizler ölesiye çalış- tık!" Bu son satırın Almancası şoyle: "Und wir haben tierische geart>atet."Sozterinde gerçek payı var. Fakat benim kaiemim etvermedi, "tierische" sozünü Türkçeye aktarmayı yakıştıra- madım. OKUMAYI BİLENLER, OKUYABİLENLER İÇİN çoğulBAĞIMSIZ, ÖOÛNSLIZ, DEMOKRAT HALK GAZETESİ Sevgili CENGİZ KILIÇ, aramızdan aynlışınm 2. yılında eksikliğini her an hissediyoruz. TÜRK TABİPLERİ . BİRLÎĞİ MERKEZ KONSEYİ Kanser Üzerîne Yeni Bîlgîler Kanser yaptığı saptanan maddelerden biri de "butadiene"dir. Bu kimyasal madde, benzinde ve otomobil egzozunda bulunur. Prof. Dr. MUZAFFER AKSOY Kısa bir süre önce ABD'nin New Jersey Tıp Fakültesi çevre ve salgın hastalıklar (epidemi- yoloji) öğretim üyelerinden ve bu satırlann yazarının da üyesi bulunduğu Ramarzini Uluslararası Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. M.Mehlman'dan, kanserojen olduğu ka- bul ya da şüphe edilen bazı kimyasal madde- lerle ilgili bir mektup aldım. Bu yazıda belir- teceğim yeni bilgiler, ülkemiz sağhğım çok il- gilendirdiği için bu satırları yazmaya karar verdim. Önce u Collequiuın Ramazzini" der- neği ile ilgili kısa bir bilgi sunmayı uygun buldum. Dr. B. Ramazzini, 18'inciyüzyüdayaşamış ve ilk kez meslekle hastalıklar arasında iliş- ki bulunduğunu kanıtlamış bir Itaiyan dok- torudur. Bu yüzden, meslek hastaukları bi- lim dalının öncüsü ya da babası olarak ka- bullenilmiştir. Bu dernek işyerlerinde kulla- mlan, özellikle kimyasal maddelerin neden olduğu hastalıklar ve bunlann önlenme yön, temleriyle ilgili bilgileri ilgililere sürekli ola- rak aktarır. •••' tl::l ' -TJ."- Kanser yaptığı saptanan maddeierden bi- ri de "butadiene"dir. Bu kimyasal madde, benzinde ve otomobil egzozunda bulunur. Bilindiği gibi, benzin ham petrolden çeşitli kimyasal süreçlerin gerçekleşmesi sonunda elde olunur. Butadiene, sentetik lastik üreti- minde kullarulan en önemli maddelerden bi- ridir. A>Tica plastik ve motorlu araç cihazla- nnda yüksek değerlerde bulunur. Fare ve sı- çanlarda yapılan deneyler butadienein güç- lü bir kansere neden olan madde özelliği ta- şıdığını göstermiştir. 10 ppm'nin (1 ppm = milyonda 3.19 mg'dır) altındaki değerlerde, butadienein fare ve sıçanlarda kanserojen et- kisi gözlenmiştir. Deney hayvanJarına buta- diene verildikten sonra malign lenfoma de- diğimiz lenf bezi kötü urlan, akciğer, mide ve meme kanserleri geüşmiştir. Ayrıca butadi- ene ile yapılan deneyler, hayvanlarda kromo- zom bozukluklarına neden olmuştur ki, bu da bu kimyasal maddenin kötü urlara neden olabileceğini gösteren çok önemli bir bulgu- dur. Işte bu bulguları dikkate alan Ramazzini Derneği, butadiene kullanılan fabrika ve iş- yerlerinde bu kimyasal madde seviyesinin 10 ppm'nin (1 ppm= 3.19mg/m"dür)altmadü- şürülmesini önermektedir. Yukanda anlam- ğımız bulgular, bize kanser-yapıcı özellik gösteren benzin ve petrole maruz kalmanın insan sağlığı bakımmdan ne kadar önemli ol- duğunu göstermektedir. Özellikle benân ve her tıirlü benzeri işyerlerinde koruyucu ön- Iemlerin alınması gerektiğini göstermektedir. Örneğin etkiü havalandırma cihazlanmn bu gibi yerlerde kullanılması gibi. Sigara Bilindiği gibi sigara dumanında bulunan nikotinin akciğer kanserine neden olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır. Sigara içenlerle içmeyenler arasında akciğer kanseri oluşu- mu ile ilgili istatiksel araştırmalar, nikoti- nin bu malignite türüne neden olduğunu ke- sin bir biçimde kanıtlamıştır. Aynca siga- ra dumanında düşük değerlerde de olsa benzen bulunduğu, modern yöntemlerle (örneğin gaz kromatografisi ile) kanıtlan- mıştır. Her sigarada ortalama 12-15 ug ben- zen vardır. Filtreli sigara kullanmak bu de- ğeri değijtirmez. Yukandaki bügilerin ışı- ğında, sigaranın kapsadığı düşük değerde- ki benzenin de sağlığa kötü etki gösterdiği düşünülmektedir. Ayrıca sigaranın zarar- ları yalnız içenlere değil, bunun gerçekleş- tiği ortamda bulunanlarda da gözüktüğü- nü kaydetmek isterim. Bu yüzden bugün 'aktif ve 'pasif sigara içenler terimi kul- lanılmaktadır. Sigara içilen her türlü ortam- da bulunanlar 'pasif sigara içenler" teri- mi kapsamına alınmaktadır ve düşük de- ğerlerde de olsa nikotinin kötü etkisine ma- ruz kaldıkları kabul edilmektedir. Bir öl- çüme göre "aktif sigara içenler"in soluğun- da 6.8 ppb nikotin bulunurken, "passif' sigara içenlerde bu değer 2.5 ppb'dir. Bu bulgular sağlık bakımmdan daha az oran- da da olsa, sigara içilen çevrede yaşayan- ların nikotinin kötü etkisine maruz kaldı- ğını göstermektedir. Bu yuzden başta has- taneler olmak üzere işyerleri ya da benzeri ortamlarda sigara içilmesinin kesin olarak yasaklanması ya da olanak varsa bu dav- ranış için özel yerlerin aynlması gerekir. Gerçekleştirilen bir araştırmada sigara içil- meyen 200 evin havasındaki ortalama ben- zen değeri 7 ug/m ! bulunurken bir ya da daha fazla sigara içenin bulunduğu konut- ta bu değer 10.5 ug/m ] olarak saptanmış- tır. Bu bulgu, sigara içenlerin oturduğu ev- lerin havasmdaki benzen değerinin arttığı- nı ve çocuklan da içeren aile bireylerinin "!» 50'den daha çok bu kimyasal maddeye ma- ruz bırakıldığını göstermektedir. B A Ş S A Ğ L I Ğ I Arkeolog Prof. Dr. K E N A N T. E R İ M ' i yitirmiş bulunuyoruz. Anısı önünde saygıyla eğilir, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. N E T T U R İ S T İ K Y A Y I N L A R A. Ş. BAŞSAĞUĞI Türkiye'de sağlık hizmetlerinin iyileştirgmesine bir ömür harcamış ve Türk hekimlerine son nefesine kadar ağabeylik etmiş bulunan sevgili büyüğümüz Prof. Dr. NUSRET FİŞEK'i kaybetmenin elemi içindeyiz. Tüm hekimlerimize ve kederfi ailesine başsağlığı dileriz. ÜNİVERSİTE ÖĞRETÎM ÜYELERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU (İSTANBUL) BAŞSAĞLIĞI Kooperatifimizin kuaıcusu ve yönetim kurulu üyesi emekli ilköğretim mûfettişi MUSTAFAKAYAALP'I yitirmiş bulunuyoruz. Anısı önünde saygıyla eğilir, ailesine ve dostlanna başsağlığı dileriz. İLKÖĞRETİM MÛFETTİŞLERİ (CANCA) YAPI KOOPERATİFİ YÛNETİM KURULU İnsanlık onurunun, bilimin aydmlığın inançh, yorulmak bilmez savunucusu olarak yasayacak. Prof. Dr. NUSRET FİŞEK'İ kaybettik. Başımız sağolsun. İST. ECZAO ODASI İST. DİŞ HEKİMLERİ ODASI İST. VETERİNER HEK. ODASI CAÛMŞ YAYIUURI İLHAN SELCUK GÜLÜ 10.000 lira (KDV içinde) ödemeli gönderilmez ÇAĞDAŞ YAYINLARI Türk Ocağı Cad. 39-41 Cağaloğfu-İSTANBUL RAHMI SALTUK DOSTTAN DOSTA 1 İSMJVUN juancu Ht •< I ntırt %r\ Türkiye'de çağdaş sağlık politikalanmn öncülerinden, değerli bilim adamı, vakfımızın kurucu üyelerinden Prof. Dr. NUSRET FİŞEK'İ kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyiz. llkekri, çalışmalanmıza ışık tutmaya devam edecektir. TÜSES VAKFI YÖNETİM KURULU Derneğinıiz kuruculanndan ve Onur Kurulu üyemiz, büyük insan, değerli hocamız Prof.Dr. NUSRET FİŞEK'İ yitirdik. Yaşamı ve düsünceleri, yolumuzu aydmlatacak. Ailesinin, hTÜSHED üyelerinin ve tüm sağlık emekçilerinin başı sağolsun. NÜKLEER SAVAŞBV ÖNLKSMESİ İÇtV HEKİMLER DERNEĞİ (NÜSHED) YÖNETtM KURULU Yaşamı boyunca toplumsal değerleri demokrasiye taşıyan sosyal tıbbın yılmaz savunucusu, örnek hekim Prof.Dr. NUSRET FÎŞEK hocamızı kaybettik. Hep yaşadın, yaşayacaksın. VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ ANIYORUZ Sevgili Yiğit Dr. Cengiz KHJÇ varsın, dinlenmeye çekildin. Biz, senin önderliğinde açtığın yolda yürüyoruz. Aydınhk ve pırı] pırıl. ÇAĞAEVY KHJÇ VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Vakfımızın şeref üyesi Prof.Dr. NUSRET FİŞEK'İ kaybetmenin derin teessürii içindeyiz. Ona Tann'dan rahmet, ailesine ve bütün sağlık camiasına başsağlığı dileriz. TÜRKİYE AİLE SAĞLIĞI VE PLANLAMASI VAKFI ömrünü insanlığın sağlığına adamış çağdaş hekimliğin büyük önderi, değerli hocamız Prof.Dr. NUSRET FİŞEK'in acı kaybını öğrenmiş bulunuyoruz. Ailesine ve tüm hekimlere başsağlığı dileriz. AJVKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE HASTANESİ DOKTORLARI ANMA CENGİZ KILIÇ Seni zamansız yitirişimizin 2. yüında sevgi ve özlemle anıyoruz. Yıllar geçse de her zamankinden daha çok aramızdasın. Can dostların HIDIR MENTEŞ, ABDULLAH YILMAZ, TURGAY ÖZCAN, UGUR ÇAĞLAR Demokrat ve aydın insan, sevgili babamız, seni yitirmemizin 1. yıhnda ozlemle ve saygıyla anıyoruz. AZAMET ALKAN 1927-1989 ÇOCUKLARDV, TORUNLARBV VE TÜM SEVENLERIN ADCVA MEZtYETKABA Değerli hocamız, örnek aldığunız bilim adamı Prof.Dr. NUSRET H. FİŞEK'İ kaybettik. tlkeleri, biidere her zaman önderlik edecektir. Amsı Önünde saygıyla eğiliyoruz. ihrkMSIC TTP ÖĞRENCÎLERİKOLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle