Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 6 KASIM 1990
ÜNLÜ
OYUNCUNUN
ÜNLÜ ANNESİ
ÖLDÜ — Larry
Hagman'ı
televizyon
izleyicileri Dallas
dizisinin J.R.'ı
olarak çok iyi
tanıyor. Bir
önceki kuşağın
televizyon
izleyicileri de
Peter Pan roliine
çıkan Mary
Martin'i büyiik
zevkle izlerdi.
Gerçek yaşamda
Larry Hagman'ın
annesi olan Mary
Martin. geçen
hafta sonunda 76
yaşında öidii.
Oğluyla tara 10
yıl önce çektirdiği
bu giizel fotoğraf
da arfık arada bir
tazelenecek
anılarda kalacak.
Doğu'ya
öğretmen
ERZURUM (AA) — Yeni
tayin edilen öğretmenlerle bir-
likte Erzurum, Kars ve E rzin-
can'da kapalı köy okulu
kalmadığı bildirildi. Erzurum,
Erzincan ve Kars illerindeki ilk
ve orıa derecelı okullara 100
asıl, 350 de vekil olmak uzere
toplam 450 yeni oğretmenin
tayin edildiğini bildiren Milli
Eğitim Müdürliığü yetkilileri,
tayini yapılan öğretmenlerin
öncelikle öğretmeni olmayan
koyilkokuUarındagorevlendi-
rildiklerini belirttiler. Erzu-
rum Milli Eğitim Mudürii
Fevzi Budak, yeni öğretmenle-
rin tayinleri iîe birlikte öğret-
men açığının kapatıldığmı ve
kapalı olan 70 köy ilkokulu-
nun öğretıme açıldığını bildir-
di. Erzincan Valisi Metin İlyas
Aksoy, Erzincan'da kapalı
köy okulu bulunmadığını, eği-
tim ve öğretimin aksamadan
yürütüldüğünüsöyledi.
REKLAM
DEDİĞİN
İLGÎYİ ÇEKER
— Japonya'da
bir otomobil
lastiği iıretici
firma,
ürünlerinin
reklamını
yapmak için
ilginç bir yöntem
buldu.
Tokyo'nun
merkezinde sokak
ortasına patenli
dev bir pabuç
yerieştiren firma
patenin
tekerleklerine
kendi lastiklerini
oturttu. Aslında
ilgi çekmesi
gereken bu
reklam yöntemine
soğukkanlı
Japonların fazla
itioar etmedikleri,
belli oluyor.
(Foloğraf: AP)
Mantar
satışı
yükseldi
ORDU (Cumhuriyet) —
Ordu'da bütün sebzeleri soUa-
yan mantarın kilosu 9 bin lira-
ya yükseldi. Mahalli adı
"tirmit" olanmantartürlerin-
den "tavuk tirmidi" 7 bin lira-
dan, "dağ tirmidP'de 8-9 bin
Iiradan satılıyor. Ordu Tanm
İİ Müdürlüğü Bitki Koruma
Şubesi yetkilileri, ildeki man-
tarlann yüzde 90'ırun yenilebi-
len türlerden olduğunu
açıkladılar. Uzmanlar, çevre
kirliüği ile yakın ilgisi bulundu-
ğunu da belirterek,temiz bir
çevrede yetişen mantarların
çoğunun yenilebilir türden ol-
duğunu, yenilebilir mantarlar-
dan beyaz renkli bir süt
çıktığını, ezildiğinde süt çık-
mayan mantarlann ise zehirli
olduğunu açıkladılar.
HAVUZDA
SATRANÇ —
Satranç merakı
dünyada gittikçe
yaygınlaşıyor.
Hollanda'da akıllı
bir yiizme havuzu
sahibi de satranç
meraklısı
miişterileri için
yeni bir ilgi
yöntemi bularak
havuzunun
kenanna bir
ekran yerleştirdi.
Bu ekrandan,
havuzda yiizen
satranç
meraklılarına
-.ualtı satranç
oyunlannı
seyrettiriyor.
(Fotoğraf: AP)
HABERLERIN DEVAMI
Uygulamalı din eğitimi
(Baştarafı 1. Sayfada)
bayrak açtı" yorumunu getirdi.
ANAP'lı muhafazakâr millet-
vekillerinin, Milli Eğitim Bakan-
lığı'nın kuruluşuyla ilgili kanun
hükmündeki kararnamede ba-
kanın karşı çıkmasına rağmen
değişiklik yapmaları, pani için-
de yeni tartışmalara yol açtı.
Milli Eğitim Komisyonu'ndaki
değişiklikte önemli rolü olan
muhafazakâr ANAP'lılardan
Aydın Arvasi, "Maneviyalla il-
gili konularda taviz verilmeme-
si için ne gerekirse yapanz. Şim-
diye kadar ricalarla, kulisle ça-
lışıyorduk. Artık bizzat
uğraşacağız" dedi. Arvasi,
Cumhuriyet muhabirine, karar-
namedeki değişikliğin bütün
okullardaki din öğretimini kap-
sadığını söyledi. Arvasi, "Deği-
şikliği ben de destekledim. Çün-
kii imam-halipler değil ama,
öbiir okullarda oğretmenler di-
ni eğitim yaptıramıyoriardı" de-
di. Arvasi, "Öğretmen namaz
kılmasını tatbiki
gösteremiyordu" diye konuştu.
"Milli Eğitim Bakam'na rag-
men mi değişiklik yapacaksuuz"
sorusunu Arvasi, "Esas olan
Milli Eğitim Komisyonu'dur.
Kimse buna itiraz edemez. Ana-
yasa Komisyonu'nda da kulis
yapacağız" biçiminde yanıtladı.
ANAP içindeki liberallerin tav-
nna ilişkin bir soruya da Arva-
si, "Bazılan bu potada, ANAP
potasında erimedi. Meseleyi li-
derlik savaşına çe\irdiler, liberal-
lik göriınıimu verdiler. Onlarla
bağdaşmamız kesinlikle müm-
kiin değil" diye yanıtladı.
Muhafazakâr komisyon üye-
lerinden Ali Şakir Ergin ise, uy-
gulamanın tüm okullan kapsa-
masına ilişkin haberleri
"saptırma" olarak niteledi. Er-
gin, 1980 öncesinde genel mu-
dürlüğün adının "Din Eğitimi"
biçiminde olduğunu belirterek,
imam-hatip okullannda uygula-
mah din eğitimi yapılmasını
amaçladıklannı savundu. Ergin,
Milli Eğitim Komisyonu'ndaki
bloklaşma konusunda da,
"Böyle bir durum yok. Sadece
komisyonun işini liyakâtle yap-
ması var" dedi.
Muhafazakârların önde ge-
lenlerinden Bülent Çaparoglu
da, amaçlannın din eğitimi ve-
ren okullarda uygulama yapıl-
masını sağlamak olduğunu kay-
dederek, "Nasıl endüstri meslek
lisesinde eğitim molor üzerinde
yapılıyorsa, ilahiyat okullannda
da tatbiki eğitim verilmeli" de-
di. Çaparoglu, uygulamah eği-
timin sadece imam-hatiplerde
mi olacağı yolundaki soruya,
"Din eğitimi veren bütün okul-
larda olmalıdır. Bu konu normal
okullarda da bir jonetmelikle
düzenlenebilir" diye konuştu.
Milli Eğitim
Bakanı'nın
değerlendirmesi
Milli Eğitim Bakanı Avni Ak-
yol, din öğretimini, uygulamah
eğitime dönüşturme girişimine
komisyonda karşı çıktığını
anımsatarak, "Komisyonda 'şid-
detle karşıyım' dememe rağmen,
arkadaşlanmız, demek ki, dev-
letine, yönetmeliklerine giiven-
miyorlar ki, böyle bir şeyi
geçirdiler" diye konuştu.
Akyol, "Din öğretiminin din
egitimine dönüştürülmesindeki
amaç ne" sorusunu yanıtlarken
de şunları söyledi:
"Arkadaşlanmız daha ziyade
eğitime önem verilmesini istiyor-
lar. 'Öğretimde kalıyor, fiiliyat,
pratik yapılmıyor' şeklinde bir
göriiş savunuyorlar. Buna oğret-
men egitimini örnek gösterdiler.
Anayasanın 24. maddesini ken-
dilerine okudum. Maddede, din
kültürü ve ahlak öğretiminin bu
maddede yer aldığını belirttim.
Komisyonda benim grubum
blok halinde karşımda oldu.
Olay, dini eğitimi milli eğitime
hâkim kılma isteği. Ben onlann
milli eğitimde gelişmelerini, ya-
yılmalannı frenledim. Görevimi
sabırla götürüyorum. Atatürk-
çüler, çağdaşlar bana, 'bırakma'
diyorlar. Direniyorum."
Milli Eğitim Bakanı, Cumhu-
riyet muhabirinin "Bu aşama-
dan sonra ne yapacaksınız" so-
rusuna da şu karşılığı verdi:
"Metin bundan sonra Anaya-
sa Komisyonu'na gidiyor. Son-
ra Biitçe Komisyonu'nda görii-
şülecek. Buralarda öyle bir mii-
cadele vereceğim ki, herkes şa-
şıracak. larihi bir görev yapaca-
ğım, her şeyi açıkça ortaya ko-
yacağım ve 'karşıyım' diyeceğim.
Bunu genel kurulda da söyleye-
cegim. Anlıyorum ki, kaçmak-
la olmuyor, beklenen o. Zaten
hedef haline geldim. sonuna ka-
dar miicadele edeceğim."
Imam-hatip okullannda din
derslerinin zaten uygulamalı ya-
pıldığını belirten Akyol, "Nor-
mal okullarda da öyle yapılma-
sı mı isteniyor" somsuna, "Ha-
yır, hayır, ben normal okullar-
da öyle yaptırır mıyım" karşılı-
ğını verdı. Akyoi, "Yüksek
okullarda başlattılar ya ona
adım olsun diye kapı açıyorlar,
yumuşatıyorlar, toplumu
alıştınyorlar" dedi. Milli Eğitim
Bakanı, komisyonda yapılan de-
ğişiklikle, imam-hatip okulların-
daki uygulamayla yetinilmeme-
si isteğinin ortaya konulduğunu
belirterek, "Daha çok olsun, hiç
kimse kanşmasın" istiyorlar, üs-
tüne gidiyorlar" diye konuştu.
Bakan, diğer okullardan komis-
yonda söz edilmediğini ama,
"adım adım" onun da istenece-
ğinin anlaşıldığını vurguladı.
Oğretmenler
Günü'nde hutbe
Akyol, öğretmenlik mesleği
hakkında camilerde hutbe okut-
ma girişimleri konusundaki so-
ruyu yanıtlarken de, "Bana gel-
medi program. Böyle bir şey de
yok" dedi. Bakan, sabah erken
saatlerde kendisini arayan Cum-
huriyet muhabirinin, bu konu-
daki açıklamayı Öğretmen Eği-
timi Genel Müdürü'nün yaptığı-
m anımsatması üzerine, "Şimdi
hemen kendisini çağırıp
soracağım" dedi ve sözlerini şöy-
le surdürdü:
"Hutbe okutmak olur mu?
Olur mu öyle şey? Milli Eğitim
personelinin mali haklan hutbe-
siz devlet sıralamasında ikinci-
lige yükseldi, en fazla aranır,
tercih edilir meslek haline geldi."
Akyol, "hutbe okunma»ına
izin verecek misiniz" sorusuna,
"Hayır, ha>ır, hayır..." karşıhğını
verdi ve "Böyle bir şeye kesinlik-
le izin vermeyeceğini" söyledi.
Milli Eğitim Bakanhğı'ndan
dün akşam saatlerinde yapılan
açıklamada ise, "hutbe" konu-
sunun Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nın Öğretmenler Günü kutla-
malarının başladığı yıldan bu
yana sürdürdüğü uygulamaya
paralel olduğu bildirildi. Açık-
lamada, Diyanet Işleri Başkan-
lığı'nın Öğretmenler Günü'ne
diğer kuruluşların benzeri bir
destekte bulunduğu kaydedildi.
SHP'lilerin tepkisi
SHP'li komisyon üyelerinden
Fuat Erçetin, değişikliğe Anaya-
sa Komisyonu'nda karşı çıka-
caklannı belirterek, "Muhafaza-
kârlar, ANAP içinde resmen
bayrak açtılar. Bakana karşı ta-
vır aJdılar. Bakanı bizim destek-
lememiz de onu kurtaramadı"
dedi. Erçetin, muhafazakârların
komisyona bilinçli olarak gir-
dikleri ve bundan sonra bu tür
konularda tavizsiz davranacak-
larını gözlediğini söyledi. Erçe-
tin, "Bu değişiklikle okuilarda
mescit açılmasını yasal hale ge-
tirecekler. Belki de öğrencileri
toplu olarak camilere götürme-
ye kalkacaklar" diye konuştu.
SHP'li Rıza Yılmaz da deği-
şikliğe sonuna kadar karşı çıka-
caklarını belirterek, "Imam-
hatiplerde ve diğer okullarda di-
ni eğitim uygulamasına
başlayacaklar" görüşünü
savundu. '
Komisyon görüşmeleri
TBMM Milli Eğitim Komis-
yonu'nun 1 Kasım 1990 Perşem-
be günü yapılan toplantısında,
1983'ten bu yana yürürlükte
olan "Milli Eğitim Bakanlığı'nın
teşkilat ve görev leri hakkında
kanun hükmünde kararname"
göruşüldü. Kararnamenin görü-
şülmesi sırasında, Milli Eğitim
Bakanı Akyol'un verdiği ya da
onu destekleyen Mesut Yılmaz
yanlısı Rize Milletvekili Musta-
fa Nazikoglu'nun hazırladığı
butun önergeler, ortak tutum ta-
kınan muhafazakârlar tarafın-
dan reddedildi.
14. maddenin görüşülmesine
başlandığı sırada hareketlenen
muhafazakârlar, birbiri ardına
önergeler vermeye başladılar.
Türbanın serbest olması konu-
sundaki girişimin öncülerinden
ANAP Malatya Milletvekili Bü-
lent Çaparoğlu bir önerge vere-
rek, "Din Öğretimi Genel Mü-
dürlüğü"nün adının değiştiril-
mesini istedi. Çaparoğlu ve ar-
kadaşlan önergeyi tartıştırma-
dan kabul ettirmeye çahşırken,
SHP'li üyeler Fuat Erçetin, Rı-
za Ilıman ve Rıza Yılmaz karşı
çıktılar. Bakan Avni Akyol da
önergeye karşı tutum aldı. Bu-
nun üzerine muhafazakârlardan
Konya Milletvekili Mehmet
Şimşek ve Yozgat Milletvekili
Ali Şakir Ergin, önergeyi kısa-
ca savundular. Ergin, once ba-
kana imam-hatip okullannın
meslek okulu olup olmadığını
sordu. Ergin, olumlu yanıt al-
dıktan sonra, "Öyleyse bu okul-
larda da diğer meslek okullann-
da olduğu gibi uygulamah eği-
tim yapılması lazım. Önerge bu-
nun için verildi" dedi.
Bakanın tüm itirazlarına ve
SHP'lilerin desteğine rağmen
muhafazakâr ANAP blokun-
dan Bülent Çaparoğlu, Nuri
Gökalp, Ali Şakir Ergin, Aydın
Arvasi, Adil Erdem Bayazıt,
Adil Küçük, Mehmet Şimşek ve
DYP'li muhafazakâr Tahir Şaş-
maz'ın oyuyla önerge kabul edil-
di. Önergeye toplantıya katılan
ANAP'lı milletvekili Mustafa
Nazikoğlu ile ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı Metin Balıbey
karşı oy kullandılar. Aydın Ar-
vasi'nin bir önergesiyle de 14.
maddenin sonuna "görevlidir"
sozcuğü eklendi. Böylece 14.
madde şu şekli aldı:
"Din Eğitimi Genel Mü-
dürliiğü:
14. madde: Din Eğitimi Genel
Müdürluğu. imam-hatip ortao-
kulu ile liselerinin eğitim ve öğ-
retim ile bütün görev ve hizmet-
lerini >ürütmekle görevlidir.
İlkokul, ortaokul, iise ve den-
gi okullar ile bakanlıga bağlı
eğitim kurumlannda okutulan
din kültürü ve ahlak oğretimi-
ne ait programlar ile ders kitap-
larının hazırlanmasını sağla-
makla görevlidir."
Böylece imam-hatip okulla-
nnda din eğitiminin uygulama-
lı yapılmasına olanak sağlanır-
ken, diğer okullarda da "uygu-
lamalı din eğitiminin yolunun
açıldığı" yorumu yapıldı. Bakan
Avni Akyol, değişikliğin sadece
imam-hatip okullarını kapsadı-
ğını savunurken, muhafazakâr-
lardan Aydın Arvasi öbür okul-
lardaki din eğitiminin de uygu-
lamalı yapılacağını one sürdü.
İlk, orta ve liselerde din eğitimi-
nin uygulamah olarak yapılma-
sı halinde buralarda namaz kı-
lınabilmesi için mescitler açıla-
bileceği de kaydedildi. Ama yet-
kililer de, 14. maddenin ikinci.
fıkrasındaki "öğretim" sözcüğü-
nün "eğitim" olarak değiştiril-
memiş olmasının uygulamanın
tüm okullan kapsamayacağının
dayanağını oluşturduğu değer-
lendirmesini yaptılar.
Kararnamenin kalan madde-
lerinin görüşülmesine, 8 kasım
perşembe günü devam edilecek.
Milli Eğitim Komisyonu'ndan
sonra kararname Anayasa Ko-
misyonu'nda da ele alınacak.
Muhafazakâr blok
ANAP'lı muhafazakârların
Milli Eğitim Komisyonu'na
amaçlı olarak girdikleri ve bu-
radaki çoğunluğu ele geçirerek,
dini konularda yasal düzenleme-
ler gerçekleştirmeyi düşündük-
leri belirtildi. Liberallerden Ko-
misyon Başkanı Kemal Karhan-
ın çoğu sorunda ağırlığını koy-
mamasından da yararlanan mu-
hafazakârlar, DYP'li Tahir Şaş-
maz ile de işbirhği yapıyorlar.
Komisyondaki muhafazakâr
blok şimdiye değin; türban, me-
murlara din eğitimi, Türkoloji
enstitüleri kuruhnası ve Din Eği-
timi Genel Müdürlüğü konula-
rında girişimde bulundular. Bu
girişimlerden türban konusunda
başarıya ulaşan muhafazakâr-
lar, din eğitimi konusunda da ıs-
rarlı tavır alıyorlar.
Türkoloji enstitüleri kunıl-
masına ilişkin yasa önerisinin ise
yarın TBMM Genel Kurulu'nda
görüşülmesi bekleniyor. Bu gö-
ruşmelerin SHP'nin muhalefeti
nedeniyle tartışmah geçeceği
kaydediliyor.
Muhafazakârlar, yoğun kar-
şı çıkışlar nedeniyle memurlara
din eğitimi konusundaki öneri-
yi geri çekmek zorunda kal-
mışlardı.
^ 7 7 r
XJ.CU dlİLd«
cumnııriyete karşı
YÖK'e karşı boykot hazırlığıHaber Merkezi — Yüksek kampus çıkışından 150 metre
Öğretim Kurumu'nun (YÖK) 10. sonra yoldan çıkarak tarlaya gi-
yıldonümünü protesto nedeniyle rince, otobuste bulunan yakla-
İstanbul, Ankara, Çanakkale ve şık 25 öğrenci jandarma tarafın-
Eskişehir'deki üniversitelerde dan gözaltına alındı. Kaza sıra-
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın 24 Kasım Öğretmenler
Günü'nü bu yıl ilk kez camiler-
de "hulbe" okutarak kutlaya-
cak olması, SHP, Eğit-Der ve
Eğitim-İş yöneticileri tarafından
kınandı. SHP Genel Sekreteri
Hikmet Çetin, olayı "laik, çağ-
daş cumhuriyete yönelik eylemli
harekel" olarak niteledi.
ANKA'nın haberine göre
Eğit-Der Gene! Başkanı Musta-
fa Gazalcı, öğretmenlerle alay
eder gibi güzel sözler söylemek,
hutbe okutmak yerine, insanca
yaşayacak düzenlemeler yapıl-
ması gerektiğini belirtti. Gazal-
cı, "Okutacakları hutbe çağdaş
öğretmen anlayışına. ruhuna ise
biz henuz olmedik. Öğretmen,
laik, Atatürk ilkelerine bağlı,
eğitim öğretim birliğine inan-
mıştır. Öğretmenlik meslegini
yüceltmek isti>orlarsa, çağdaş
ülkelerde olduğu gibi öğretmen-
ler sendikasını ve örgütünü la-
nıyıp masaya otursunlar" dedi.
Eğitim-lş Başkanı Niyazi Al-
tunya da açıklamasında,
"hutbe" olayını "dehşet verid"
bulduğunu ifade etti. Din oz-
gurlüğüne karşı olmadıklarını,
ancak ne yasalarda ne de Milli
Eğitim Bakanlığı'nın müfreda-
tında bulunan bu uygulamayı
doğrudan "laiklik karşıtı" bul-
duklarını kaydetti.
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, konuyla ilgili olarak yap-
tığı açıklamada, en buyuk teh-
likenin devletin bu gibi eylemli
hareketlere karşı yan tutması ve
desteklemesi olduğunu söyledi.
Çetin şöyle devam etti:
"Turkiye'de laik, çağdaş cum-
huriyete yönelik eylemli hare-
ketler yogunlaşmaktadu'. Cami-
de hutbe okutulmasına da ma-
sum da olsa bu gibi hareketle-
rin bir uzantısı olarak göriiyo-
rum. Bir süredir bu konudaki
çalışmalann yogunlaşarak arttı-
ğı görülüyor. Elbette ki bir dü-
şunce ve inanç özgurluğune say-
gılıyız. Hiçbirsınırlama, bu ko-
nularda olmamalıdır. Laiklik
konusunda en büyuk tehlike
devletin bu konuda yan tutma-
sı ve desteklemesidir. Buna bü-
tün gücumuzle karşı çıkacağız."
İSLAMİ CEPHE?
ÇAĞRISI
DGM'ye göre metinde
suç ımsuru bulunmuyor
İstanbul Haber Servisi — 22
İslamcı derginin "dine yönelik
saldırılara karşı" butun Islami
kesimleri "cepheleşmeye" çağı-
ran bildirine, tepkiler sürerken,
İstanbul DGM söz konusu me-
tinde "suç unsuru
bulunmadığına" karar verdi.
Edinilen bilgiye göre İstanbul
2. Sulh Ceza Mahkemesi Savcı-
hğı'nca 5 Ekim 1990 tarihli
Olaylara Objektif Dergisi ile söz
konusu çağrının bulunduğu özel
ek hakkında soruşturma açıla-
rak 23 Ekim 1990 tarih ve
1990/119 sayıh muteferrik karar-
la toplatıldı. "Turan Dursun
öldünıldü" başlıklı yazıdan do-
layı Olaylara Objektif Dergisi
hakkında soruşturma sürdürü-
lürken, "Müslüman halkımıza
duyuru" başlıklı metnin yer al-
dığı özel ek, TCK'nın 16^ mad-
desine girdiği gerekçesiyle İstan-
bul DGM'ye gönderildi.
İstanbul DGM Başsavcısı Bi-
rol Kıaltan'ın verdiği bilgiye gö-
re yazı Cevnt Özel tarafından iki
kez incelendi ancak "suç unsu-
ru bulunamadı." Kızıltan. "Ko-
nunun 163. madde kapsamına
girmediğini duşunduklerini" be-
lirtti.
Derginin ekim 1990 tarihli sa-
yısında yer alan "Turan Dursun
öldürüldü" başlıklı yazı hakkın-
da ise, "yasada suç olan fiili
övmek" savivla soruşturma sür-
dürülüyor.
yapılan eylemlerden 100'ü aşkın
öğrencinin gözaltına alındığı bil-
dirildi. Ankara Hacettepe Üni-
versitesi'nde forumdan sonra
oturma eyiemi yapan öğrencilere
jandarma müdahale etti. Çıkan
çatışma sırasında jandarmanın
olayları önlemek için havaya
ateş açtığı, olaylarda bir öğren-
cinin yaralandığı öne sürüldü.
İstanbul'da Boğaziçi Üniversite-
si'nde bir grup öğrenci "YÖK
10. kuruluş vıldonümünü ve
Körfez'de çıkabilecek bir savaşı
protesto amacıyla" derslere gir-
medi.
YÖK'ün kuruluş yıldönümü
bugün Türkiye'deki bütün üni-
versitelerde "bir günliik ders
boykotuyla' protesto edilecek.
Bazı öğretim üyelerinin de ders-
lere girmeyerek YÖK'ü protesto
edecekleri bildirildi.
YÖK'ün 10. kuruluş yıldönü-
mu nedeniyle öğrenci dernekle-
rinin başlattığı eylemler dün de
surdü. Ankara Emniyet Müdür-
luğu ekiplerinin "olası
eylemlere" karşı önceden 50'yi
aşkın oğrenciyi gözaltına aldığı
bildirildi. Polisin bu tutumunu
protesto eden öğrenciler, dün
Ankara"daki değişik üniversite-
ierde bir dizi eylem yaptılar.
İlk olay, Hacettepe Üniversi-
tesi Beytepe Kampusu'nda oldu.
Kafeteryada toplanan öğrenciler
gozaltıları kınayan bir forum
yaptılar. Öğrenciler aralanndan
seçtikleri üç temsilcinin Rektör
Prof. Yüksel Bozer tarafından
kabul edilmemesi üzerine kafe-
terya önünde oturma eyiemi
yaptılar. 50 kadar öğrencinin ey-
İemine müdahale eden jandar-
ma, "dağılın" uyarılarına uyul-
mayınca, oğrencileri gözaltına
almaya başladı. Bunun üzerine
öğrencilerle jandarma arasında
olaylar çıktı.
Olaylar sürerken bir grup öğ-
renci, bindikleri belediye otobü-
süyle kampus dışına kaçmaya
çalıştı. Jandarmanın otobuste
kimlik kontrolü yapmaya başla-
ması üzerine, öğrencilerden biri
şoförün yerine geçerek jandar-
ma barikatını yardı ve otobüsü
kampus dışına kaçırdı. Otobüs
CAGDAS YAYINLARI
Doç. Dr. Nazan
Aksoy
RÖNESANS
İNGİLTERESİ'NDE
TÜRKLER
5000 Lira
Cahit Külebi
tÇİ SEVDA DOLU
YOLCULUK
5.000 Lira
İlhan Selçuk
AĞLAMAK VE
GÜLMEK
(8. Bası)
5.000 Lira
Nadir Nadi
DOSTUM
MOZART
(7. Bası)
5.000 Lira
Nadir Nadi
BEN ATATÜRKÇÜ
DEĞİLİM (10. Bası)
5.000 Lira
Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu
İLK MECLtS
15.000 Lira
Oktay Akbal
ANI DEĞfL
YAŞAM
5.000 Lira
Ilhan Selçuk
JAPON GÜLÜ
(5. Bası)
10.000 Lira
Asım Bezirci
ÇOK KAPILI ODA
7.000 Lira
Atatürk
SÖYLEV
(18. Bası)
15.000
Yayına hazırlayan:
H.V. Velidedoğiu
İlhan Selçuk
DÜŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSE VURUN
(19. Bası)
5.000 Lira
Oktay Akbal
ATATÜRK BtR
GÜN GELECEK
10.000 Lira
Halit Çelenk
HUKUKSUZ
DEMOKRASt
(3. bası)
5.000 Lira
TÜM OKURLARA %20 İNDİRİM
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ÜYELERİNE %25 İNDİRİM
TÜYAP KİTAP FUARI
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
sında otobuste hasar meydana
geldiği ve on camlarının kırıldı-
ğı bildirildi.
Hacettepe Üniversitesi'ndeki
olaylarda öğrenciler 50 arkadaş-
larının gözaltına alındığım öne
sürerken, yetkililer bu sayının 25
olduğunu söylediler.
Öğrencilerir) çıkan olaylarda
bir arkadaşlannın yaraiandığı ve
jandarmanın uyarı ateşi açtığı
yolundaki iddialan ise yetkiüler-
ce doğrulanmadı.
Ankara Üniversitesi'nde de
dün erken saatlerden ıtibaren
polisin güvenlik önlemleri aldı-
ğı gozlendi. Bu üniversiteye bağ-
lı Ziraat Fakültesi'nde Gültekin
Koçkan adlı öğrencinin sabah
okula girerken, polis tarafından
gerekçe gösterilmeden gözaltına
alındığı bildirildi.
Gazi Universitesi Eğitim Fa-
kültesi Sosyal Bilimler Bölümü
oğrencilerinin önceki gün dü-
zenledikleri tanışma çayının ar-
dından emniyet güçleri 8 oğren-
ciyi gözaltına aldı.
Açıklamada gözaltına alınan-
ların Zeki Beyaz, Hakki Aybay,
Mahmut Koroğlu, Deniz Din-
çer, Nurdan Erdoğan, Zuhal
Kaygısız, Ahmet Sankaya ve
Se>fi adlı soyadı belirlenemeyen
öğrenciler olduğu kaydedildi.
Ankara Valisi Saffet Ankan
Bedük de dün Anadolu Aiansı'-
na yaptığı açıklamada, YÖK'ün
kuruluş yıldönümü dolayısıyla
Ankara'daki yükseköğretim ku-
rumlannda bir kısım illegal ör-
gutlerin öğrencileri boykota teş-
vik etmek için bazı eylemlerde
bulunacaklanna ilişkin bilgiler
aldıklannı belirterek, öğrencileri
bu tur davranışlara iltifat etme-
meleri konusunda uyardı. Boy-
kota katılmanın suç olduğunu
anımsatan Beduk, boykotun
universitelerden ihracı gerektire-
cek bir disiplin suçu olduğu
anımsatmasım yaptı.
Güvenlik güçlerinin bugün
için gerekli önlemleri alacakla-
rını kaydeden Bedük, "Gençle-
rimizin zarara ugramalannı ar-
zu etmediğimizi hatırlatıyor ve
kendilerinden bu konuda anla-
yış rica ediyorum " dedi.
istanbul Boğaziçi Üniversite-
si'nde bir grup öğrenci de
"YÖK'ün 10. kuruluş yıldönü-
mü ve Körfez'de çıkabilecek sa-
vaşı protesto" amacıyla dün
derslere girmedi. Derslerin bu-
gün de boykot edileceği Boğa-
ziçi Üniversitesi'nin Öğrenci
Derneği'nce yapılan açıklama-
da, "Halkın eğitim hakkının
gasp edilmesine ve bilgiden yok-
sun bırakılarak koleliğin perçin-
ieşmesine izin verilmeyeceği" be-
lirtildi. Boğaziçi Üniversitesi
1
ndeki boykot sırasında sanatçı
Bilgesu Erenus konser verdi. Ay-
rıca "Vietnam" konulu bir de
fotoğraf sergisi açıldı.
Öte yandan, Çanakkale'de,
"YÖK'ü protesto" eylemine ha-
zırlandıkları öne sürülen 21 öğ-
renci ile 2 işçi gözaltına alındı.
Eskişehir Anadolu Üniversi-
tesi'nde de YÖK'e ve paralı öğ-
retime karşı genel boykot tartış-
malannın yapıldığı kantini ba-
san polis, 8 oğrenciyi "izinsiz
bildiri dağıtma, polise karşı gel-
me ve kantin eşyasını tahrip
etme
1
" gerekçeleriyle gözaltına
aldı.
Yürütme-yargı kavgası
(Baştarafı 1. Sayfada) söyleyecek hiçbir şeyim yok.
etmeli. Hâkimliğin aslı olan ih- Yargıçlık sorumlulugumun bilin-
sası re>de bulunmamalı, kanun- cindejim. Söz yanşına girmek
lara uygun harekel etmelidir.
Eger, bir Anayasa Mahkemesi
üyesi hâkimliğin gereğini yerine
getirmiyorsa, ortada herkesin
dikkatinin üzerine çekilmesi ge-
reken bir durum vardır. Eğer,
Anayasa Mahkemesi üyesi siya-
set yapmaya bevesli ise o göre-
vini bırakır, gelir siyasi partiler-
de ya da mevcutlarda ya da ye-
ni kuracağı bir yerde görevi ya-
par. Bir talihsizliktir, bu arka-
daşımızın bu Anayasa Mahke-
mesi üyeügini yapması. Anaya-
sa Mahkemesi için bir talih-
sizliktir. Bu, ilk defa yapmış ol-
duğu şeyler de değildir. Hiç
kimse lausel değildir. Herkesin
bağlı olduğu kurallar vardır.
Bnnlann dışına çıkmak. hiç
kimsenin yetkisinde değil ve bn
arkadaşımız da lausel değildir.
Kendisi görevini bu anlayış için-
de yapmalıdır. Bunnn dışında
yapmış olduğu hareketlerin kar-
şısında olacağımızı iyi bilmeli-
dir. Meydan boş değildir, key-
filik hâkim değildir. Burası hu-
kuk devletidir. Herkes öyle is-
tediği gibi hareket edemez. Her-
kesin uyması lazım gelen kural-
lar vardır. tşi saptırmasına ge-
rek yoktur. Akhyla bin yaşasın,
ama kanunlara ve hâkimliğin
gereğine riayet etsin/'
"Reddedeceğiz"
Akbulut, Özden'in yasal ola-
rak görevden ahnmasının raiim-
kün olup olmadığının sorulma-
sı üzerine "Böyle bir imkân
yok. Ama onu bu davalarda
reddedeceğiz. İhsası reyde bu-
lunmuştur. Tabii Anayasa
Mahkemesi değerli başkan ve
üyelerinin de bu meseleye çare
bulması gerekir. Herkes istedi-
ğini soyier. tstediğini yazar, hat-
ta siyaset yaparsa bu mahkeme
ona bir şey diyemez mi? Ama
demelidir. Çunkü, mahkeme
onun şahsında >ara almaktadır.
Onlar diyemiyorsa, biz diyece-
ğiz. Çünkü lauselliğe (keyfılik)
fırsat vermeyeceğiz. Bu da bi-
zim görevimizdir" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkan-
vekili Yekta Güngör özden,
Başbakan Akbulufun, "Yekta
Güngör Özden'in reddini isteye-
ceğiz. Siyasete girmek istiyorsa,
istifa etsin partiye girsin" şek-
lindeki eleşt
:
'f!eriyle ilgili olarak
şunları söyledi:
"Ben, nerede konuşulup, ne-
rede susulacağını bilen bir ada-
mım. Bunca yazılıp söylenene
rağmen, yanlışta direnenler için
istemiyorum. Gerçeklere, hakka
\e hukuka saygılı olanlar her şe-
yi takdir edecekler ve doyurucu
sonuçlar ergeç ortaya çıkacakür.
Mesleki ve kişisel terbiyem şim-
dilik başka söz söylememe en-
geldir. Veremeyeceğim bir hesa-
bım ve bağımsız yansız hukuk-
çuluktan başka hiçbir amacım
yoktur."
Anayasa Mahkemesi eski baş-
kanlarından Ahmet Hamdi Bo-
yacıoğlu da Akbulut'un Özden'e
yönelik sozlerini değerlendirir-
ken, "Bu hukuk devletinde ola-
bilecek bir şey değil. Bir başba-
kan dört başı rnamur hareket et-
meli. Oturaklı konuşmalı. Bir
başbakan gibi hareket etmeli.
Ezbere değil" dedi.
Boyacıoğlu, Başbakan Akbu-
lut'un "reddi hâkim" isteminde
bulunacaklanna ilişkin açıkla-
masına değinirken de Anayasa
Mahkemesi tarihinde böyle bir
örneğin yaşanmadığını anımsa-
larak, "Bana göre hükümetin
reddi hâkim talebinde buluna-
bilmesi mümkün değildir" dedi.
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı ise
söz konusu yasanın çıkanlması-
nı sağlamasmdan ötürü hükü-
metin açıiacak bir davanın tarafı
olarak düşünülebileceğini belirt-
ti. Aldıkaçtı, "Ancak böyle bir
talebe ilişkin son kararı verecek
makam Anayasa Mahkemesi
heyetidir" dedi.
Cumhuriyet Başsavcılığı yet-
kilileri ise reddi hâİcim talebi ko-
nusunda bu aşamada bir şey
söylenemeyeceğini belirttiler ve
Anayasa Mahkemesi'nin kuru-
luş ve yargılama usulü hakkın-
daki kanunda, bu konunun pro-
sedürünün belirlendiğini söyle-
diler.
SHP Tekirdağ Milletvekili
Enis Tütüncü, Akbulut'un Öz-
den'i eleştiren sözlerine, "Yü-
rütmenin başı, yargıda bulunan
kişilere baskı kurmuştur. Bunun
hukuk devletinde kabul edilmesi
mümkün değildir" diyerek tep-
ki gösterdi.
Başbakanlık bütçesinin
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda görüşülmesi sırasında
konuya değinen Tütüncü, Ak-
bulut'un davranışını kınayarak
"Hukukun üstünlüğünü, din ve
vicdan özgürlüğünü aklına ge-
tirmiyor. Bir hukuk adamını
acımasızca, bir başbakana ya-
kışmayacak biçimde eleştiriyor.
Başbakan kendi görevlerini vap-
mıyor, birdenbire anayasaya sa-
hip çıkıyor" dedi.