28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 6 KASIM 1990 ÜNLÜ OYUNCUNUN ÜNLÜ ANNESİ ÖLDÜ — Larry Hagman'ı televizyon izleyicileri Dallas dizisinin J.R.'ı olarak çok iyi tanıyor. Bir önceki kuşağın televizyon izleyicileri de Peter Pan roliine çıkan Mary Martin'i büyiik zevkle izlerdi. Gerçek yaşamda Larry Hagman'ın annesi olan Mary Martin. geçen hafta sonunda 76 yaşında öidii. Oğluyla tara 10 yıl önce çektirdiği bu giizel fotoğraf da arfık arada bir tazelenecek anılarda kalacak. Doğu'ya öğretmen ERZURUM (AA) — Yeni tayin edilen öğretmenlerle bir- likte Erzurum, Kars ve E rzin- can'da kapalı köy okulu kalmadığı bildirildi. Erzurum, Erzincan ve Kars illerindeki ilk ve orıa derecelı okullara 100 asıl, 350 de vekil olmak uzere toplam 450 yeni oğretmenin tayin edildiğini bildiren Milli Eğitim Müdürliığü yetkilileri, tayini yapılan öğretmenlerin öncelikle öğretmeni olmayan koyilkokuUarındagorevlendi- rildiklerini belirttiler. Erzu- rum Milli Eğitim Mudürii Fevzi Budak, yeni öğretmenle- rin tayinleri iîe birlikte öğret- men açığının kapatıldığmı ve kapalı olan 70 köy ilkokulu- nun öğretıme açıldığını bildir- di. Erzincan Valisi Metin İlyas Aksoy, Erzincan'da kapalı köy okulu bulunmadığını, eği- tim ve öğretimin aksamadan yürütüldüğünüsöyledi. REKLAM DEDİĞİN İLGÎYİ ÇEKER — Japonya'da bir otomobil lastiği iıretici firma, ürünlerinin reklamını yapmak için ilginç bir yöntem buldu. Tokyo'nun merkezinde sokak ortasına patenli dev bir pabuç yerieştiren firma patenin tekerleklerine kendi lastiklerini oturttu. Aslında ilgi çekmesi gereken bu reklam yöntemine soğukkanlı Japonların fazla itioar etmedikleri, belli oluyor. (Foloğraf: AP) Mantar satışı yükseldi ORDU (Cumhuriyet) — Ordu'da bütün sebzeleri soUa- yan mantarın kilosu 9 bin lira- ya yükseldi. Mahalli adı "tirmit" olanmantartürlerin- den "tavuk tirmidi" 7 bin lira- dan, "dağ tirmidP'de 8-9 bin Iiradan satılıyor. Ordu Tanm İİ Müdürlüğü Bitki Koruma Şubesi yetkilileri, ildeki man- tarlann yüzde 90'ırun yenilebi- len türlerden olduğunu açıkladılar. Uzmanlar, çevre kirliüği ile yakın ilgisi bulundu- ğunu da belirterek,temiz bir çevrede yetişen mantarların çoğunun yenilebilir türden ol- duğunu, yenilebilir mantarlar- dan beyaz renkli bir süt çıktığını, ezildiğinde süt çık- mayan mantarlann ise zehirli olduğunu açıkladılar. HAVUZDA SATRANÇ — Satranç merakı dünyada gittikçe yaygınlaşıyor. Hollanda'da akıllı bir yiizme havuzu sahibi de satranç meraklısı miişterileri için yeni bir ilgi yöntemi bularak havuzunun kenanna bir ekran yerleştirdi. Bu ekrandan, havuzda yiizen satranç meraklılarına -.ualtı satranç oyunlannı seyrettiriyor. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI Uygulamalı din eğitimi (Baştarafı 1. Sayfada) bayrak açtı" yorumunu getirdi. ANAP'lı muhafazakâr millet- vekillerinin, Milli Eğitim Bakan- lığı'nın kuruluşuyla ilgili kanun hükmündeki kararnamede ba- kanın karşı çıkmasına rağmen değişiklik yapmaları, pani için- de yeni tartışmalara yol açtı. Milli Eğitim Komisyonu'ndaki değişiklikte önemli rolü olan muhafazakâr ANAP'lılardan Aydın Arvasi, "Maneviyalla il- gili konularda taviz verilmeme- si için ne gerekirse yapanz. Şim- diye kadar ricalarla, kulisle ça- lışıyorduk. Artık bizzat uğraşacağız" dedi. Arvasi, Cumhuriyet muhabirine, karar- namedeki değişikliğin bütün okullardaki din öğretimini kap- sadığını söyledi. Arvasi, "Deği- şikliği ben de destekledim. Çün- kii imam-halipler değil ama, öbiir okullarda oğretmenler di- ni eğitim yaptıramıyoriardı" de- di. Arvasi, "Öğretmen namaz kılmasını tatbiki gösteremiyordu" diye konuştu. "Milli Eğitim Bakam'na rag- men mi değişiklik yapacaksuuz" sorusunu Arvasi, "Esas olan Milli Eğitim Komisyonu'dur. Kimse buna itiraz edemez. Ana- yasa Komisyonu'nda da kulis yapacağız" biçiminde yanıtladı. ANAP içindeki liberallerin tav- nna ilişkin bir soruya da Arva- si, "Bazılan bu potada, ANAP potasında erimedi. Meseleyi li- derlik savaşına çe\irdiler, liberal- lik göriınıimu verdiler. Onlarla bağdaşmamız kesinlikle müm- kiin değil" diye yanıtladı. Muhafazakâr komisyon üye- lerinden Ali Şakir Ergin ise, uy- gulamanın tüm okullan kapsa- masına ilişkin haberleri "saptırma" olarak niteledi. Er- gin, 1980 öncesinde genel mu- dürlüğün adının "Din Eğitimi" biçiminde olduğunu belirterek, imam-hatip okullannda uygula- mah din eğitimi yapılmasını amaçladıklannı savundu. Ergin, Milli Eğitim Komisyonu'ndaki bloklaşma konusunda da, "Böyle bir durum yok. Sadece komisyonun işini liyakâtle yap- ması var" dedi. Muhafazakârların önde ge- lenlerinden Bülent Çaparoglu da, amaçlannın din eğitimi ve- ren okullarda uygulama yapıl- masını sağlamak olduğunu kay- dederek, "Nasıl endüstri meslek lisesinde eğitim molor üzerinde yapılıyorsa, ilahiyat okullannda da tatbiki eğitim verilmeli" de- di. Çaparoglu, uygulamah eği- timin sadece imam-hatiplerde mi olacağı yolundaki soruya, "Din eğitimi veren bütün okul- larda olmalıdır. Bu konu normal okullarda da bir jonetmelikle düzenlenebilir" diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı'nın değerlendirmesi Milli Eğitim Bakanı Avni Ak- yol, din öğretimini, uygulamah eğitime dönüşturme girişimine komisyonda karşı çıktığını anımsatarak, "Komisyonda 'şid- detle karşıyım' dememe rağmen, arkadaşlanmız, demek ki, dev- letine, yönetmeliklerine giiven- miyorlar ki, böyle bir şeyi geçirdiler" diye konuştu. Akyol, "Din öğretiminin din egitimine dönüştürülmesindeki amaç ne" sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi: "Arkadaşlanmız daha ziyade eğitime önem verilmesini istiyor- lar. 'Öğretimde kalıyor, fiiliyat, pratik yapılmıyor' şeklinde bir göriiş savunuyorlar. Buna oğret- men egitimini örnek gösterdiler. Anayasanın 24. maddesini ken- dilerine okudum. Maddede, din kültürü ve ahlak öğretiminin bu maddede yer aldığını belirttim. Komisyonda benim grubum blok halinde karşımda oldu. Olay, dini eğitimi milli eğitime hâkim kılma isteği. Ben onlann milli eğitimde gelişmelerini, ya- yılmalannı frenledim. Görevimi sabırla götürüyorum. Atatürk- çüler, çağdaşlar bana, 'bırakma' diyorlar. Direniyorum." Milli Eğitim Bakanı, Cumhu- riyet muhabirinin "Bu aşama- dan sonra ne yapacaksınız" so- rusuna da şu karşılığı verdi: "Metin bundan sonra Anaya- sa Komisyonu'na gidiyor. Son- ra Biitçe Komisyonu'nda görii- şülecek. Buralarda öyle bir mii- cadele vereceğim ki, herkes şa- şıracak. larihi bir görev yapaca- ğım, her şeyi açıkça ortaya ko- yacağım ve 'karşıyım' diyeceğim. Bunu genel kurulda da söyleye- cegim. Anlıyorum ki, kaçmak- la olmuyor, beklenen o. Zaten hedef haline geldim. sonuna ka- dar miicadele edeceğim." Imam-hatip okullannda din derslerinin zaten uygulamalı ya- pıldığını belirten Akyol, "Nor- mal okullarda da öyle yapılma- sı mı isteniyor" somsuna, "Ha- yır, hayır, ben normal okullar- da öyle yaptırır mıyım" karşılı- ğını verdı. Akyoi, "Yüksek okullarda başlattılar ya ona adım olsun diye kapı açıyorlar, yumuşatıyorlar, toplumu alıştınyorlar" dedi. Milli Eğitim Bakanı, komisyonda yapılan de- ğişiklikle, imam-hatip okulların- daki uygulamayla yetinilmeme- si isteğinin ortaya konulduğunu belirterek, "Daha çok olsun, hiç kimse kanşmasın" istiyorlar, üs- tüne gidiyorlar" diye konuştu. Bakan, diğer okullardan komis- yonda söz edilmediğini ama, "adım adım" onun da istenece- ğinin anlaşıldığını vurguladı. Oğretmenler Günü'nde hutbe Akyol, öğretmenlik mesleği hakkında camilerde hutbe okut- ma girişimleri konusundaki so- ruyu yanıtlarken de, "Bana gel- medi program. Böyle bir şey de yok" dedi. Bakan, sabah erken saatlerde kendisini arayan Cum- huriyet muhabirinin, bu konu- daki açıklamayı Öğretmen Eği- timi Genel Müdürü'nün yaptığı- m anımsatması üzerine, "Şimdi hemen kendisini çağırıp soracağım" dedi ve sözlerini şöy- le surdürdü: "Hutbe okutmak olur mu? Olur mu öyle şey? Milli Eğitim personelinin mali haklan hutbe- siz devlet sıralamasında ikinci- lige yükseldi, en fazla aranır, tercih edilir meslek haline geldi." Akyol, "hutbe okunma»ına izin verecek misiniz" sorusuna, "Hayır, ha>ır, hayır..." karşıhğını verdi ve "Böyle bir şeye kesinlik- le izin vermeyeceğini" söyledi. Milli Eğitim Bakanhğı'ndan dün akşam saatlerinde yapılan açıklamada ise, "hutbe" konu- sunun Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'nın Öğretmenler Günü kutla- malarının başladığı yıldan bu yana sürdürdüğü uygulamaya paralel olduğu bildirildi. Açık- lamada, Diyanet Işleri Başkan- lığı'nın Öğretmenler Günü'ne diğer kuruluşların benzeri bir destekte bulunduğu kaydedildi. SHP'lilerin tepkisi SHP'li komisyon üyelerinden Fuat Erçetin, değişikliğe Anaya- sa Komisyonu'nda karşı çıka- caklannı belirterek, "Muhafaza- kârlar, ANAP içinde resmen bayrak açtılar. Bakana karşı ta- vır aJdılar. Bakanı bizim destek- lememiz de onu kurtaramadı" dedi. Erçetin, muhafazakârların komisyona bilinçli olarak gir- dikleri ve bundan sonra bu tür konularda tavizsiz davranacak- larını gözlediğini söyledi. Erçe- tin, "Bu değişiklikle okuilarda mescit açılmasını yasal hale ge- tirecekler. Belki de öğrencileri toplu olarak camilere götürme- ye kalkacaklar" diye konuştu. SHP'li Rıza Yılmaz da deği- şikliğe sonuna kadar karşı çıka- caklarını belirterek, "Imam- hatiplerde ve diğer okullarda di- ni eğitim uygulamasına başlayacaklar" görüşünü savundu. ' Komisyon görüşmeleri TBMM Milli Eğitim Komis- yonu'nun 1 Kasım 1990 Perşem- be günü yapılan toplantısında, 1983'ten bu yana yürürlükte olan "Milli Eğitim Bakanlığı'nın teşkilat ve görev leri hakkında kanun hükmünde kararname" göruşüldü. Kararnamenin görü- şülmesi sırasında, Milli Eğitim Bakanı Akyol'un verdiği ya da onu destekleyen Mesut Yılmaz yanlısı Rize Milletvekili Musta- fa Nazikoglu'nun hazırladığı butun önergeler, ortak tutum ta- kınan muhafazakârlar tarafın- dan reddedildi. 14. maddenin görüşülmesine başlandığı sırada hareketlenen muhafazakârlar, birbiri ardına önergeler vermeye başladılar. Türbanın serbest olması konu- sundaki girişimin öncülerinden ANAP Malatya Milletvekili Bü- lent Çaparoğlu bir önerge vere- rek, "Din Öğretimi Genel Mü- dürlüğü"nün adının değiştiril- mesini istedi. Çaparoğlu ve ar- kadaşlan önergeyi tartıştırma- dan kabul ettirmeye çahşırken, SHP'li üyeler Fuat Erçetin, Rı- za Ilıman ve Rıza Yılmaz karşı çıktılar. Bakan Avni Akyol da önergeye karşı tutum aldı. Bu- nun üzerine muhafazakârlardan Konya Milletvekili Mehmet Şimşek ve Yozgat Milletvekili Ali Şakir Ergin, önergeyi kısa- ca savundular. Ergin, once ba- kana imam-hatip okullannın meslek okulu olup olmadığını sordu. Ergin, olumlu yanıt al- dıktan sonra, "Öyleyse bu okul- larda da diğer meslek okullann- da olduğu gibi uygulamah eği- tim yapılması lazım. Önerge bu- nun için verildi" dedi. Bakanın tüm itirazlarına ve SHP'lilerin desteğine rağmen muhafazakâr ANAP blokun- dan Bülent Çaparoğlu, Nuri Gökalp, Ali Şakir Ergin, Aydın Arvasi, Adil Erdem Bayazıt, Adil Küçük, Mehmet Şimşek ve DYP'li muhafazakâr Tahir Şaş- maz'ın oyuyla önerge kabul edil- di. Önergeye toplantıya katılan ANAP'lı milletvekili Mustafa Nazikoğlu ile ANAP Genel Baş- kan Yardımcısı Metin Balıbey karşı oy kullandılar. Aydın Ar- vasi'nin bir önergesiyle de 14. maddenin sonuna "görevlidir" sozcuğü eklendi. Böylece 14. madde şu şekli aldı: "Din Eğitimi Genel Mü- dürliiğü: 14. madde: Din Eğitimi Genel Müdürluğu. imam-hatip ortao- kulu ile liselerinin eğitim ve öğ- retim ile bütün görev ve hizmet- lerini >ürütmekle görevlidir. İlkokul, ortaokul, iise ve den- gi okullar ile bakanlıga bağlı eğitim kurumlannda okutulan din kültürü ve ahlak oğretimi- ne ait programlar ile ders kitap- larının hazırlanmasını sağla- makla görevlidir." Böylece imam-hatip okulla- nnda din eğitiminin uygulama- lı yapılmasına olanak sağlanır- ken, diğer okullarda da "uygu- lamalı din eğitiminin yolunun açıldığı" yorumu yapıldı. Bakan Avni Akyol, değişikliğin sadece imam-hatip okullarını kapsadı- ğını savunurken, muhafazakâr- lardan Aydın Arvasi öbür okul- lardaki din eğitiminin de uygu- lamalı yapılacağını one sürdü. İlk, orta ve liselerde din eğitimi- nin uygulamah olarak yapılma- sı halinde buralarda namaz kı- lınabilmesi için mescitler açıla- bileceği de kaydedildi. Ama yet- kililer de, 14. maddenin ikinci. fıkrasındaki "öğretim" sözcüğü- nün "eğitim" olarak değiştiril- memiş olmasının uygulamanın tüm okullan kapsamayacağının dayanağını oluşturduğu değer- lendirmesini yaptılar. Kararnamenin kalan madde- lerinin görüşülmesine, 8 kasım perşembe günü devam edilecek. Milli Eğitim Komisyonu'ndan sonra kararname Anayasa Ko- misyonu'nda da ele alınacak. Muhafazakâr blok ANAP'lı muhafazakârların Milli Eğitim Komisyonu'na amaçlı olarak girdikleri ve bu- radaki çoğunluğu ele geçirerek, dini konularda yasal düzenleme- ler gerçekleştirmeyi düşündük- leri belirtildi. Liberallerden Ko- misyon Başkanı Kemal Karhan- ın çoğu sorunda ağırlığını koy- mamasından da yararlanan mu- hafazakârlar, DYP'li Tahir Şaş- maz ile de işbirhği yapıyorlar. Komisyondaki muhafazakâr blok şimdiye değin; türban, me- murlara din eğitimi, Türkoloji enstitüleri kuruhnası ve Din Eği- timi Genel Müdürlüğü konula- rında girişimde bulundular. Bu girişimlerden türban konusunda başarıya ulaşan muhafazakâr- lar, din eğitimi konusunda da ıs- rarlı tavır alıyorlar. Türkoloji enstitüleri kunıl- masına ilişkin yasa önerisinin ise yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor. Bu gö- ruşmelerin SHP'nin muhalefeti nedeniyle tartışmah geçeceği kaydediliyor. Muhafazakârlar, yoğun kar- şı çıkışlar nedeniyle memurlara din eğitimi konusundaki öneri- yi geri çekmek zorunda kal- mışlardı. ^ 7 7 r XJ.CU dlİLd« cumnııriyete karşı YÖK'e karşı boykot hazırlığıHaber Merkezi — Yüksek kampus çıkışından 150 metre Öğretim Kurumu'nun (YÖK) 10. sonra yoldan çıkarak tarlaya gi- yıldonümünü protesto nedeniyle rince, otobuste bulunan yakla- İstanbul, Ankara, Çanakkale ve şık 25 öğrenci jandarma tarafın- Eskişehir'deki üniversitelerde dan gözaltına alındı. Kaza sıra- ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü bu yıl ilk kez camiler- de "hulbe" okutarak kutlaya- cak olması, SHP, Eğit-Der ve Eğitim-İş yöneticileri tarafından kınandı. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, olayı "laik, çağ- daş cumhuriyete yönelik eylemli harekel" olarak niteledi. ANKA'nın haberine göre Eğit-Der Gene! Başkanı Musta- fa Gazalcı, öğretmenlerle alay eder gibi güzel sözler söylemek, hutbe okutmak yerine, insanca yaşayacak düzenlemeler yapıl- ması gerektiğini belirtti. Gazal- cı, "Okutacakları hutbe çağdaş öğretmen anlayışına. ruhuna ise biz henuz olmedik. Öğretmen, laik, Atatürk ilkelerine bağlı, eğitim öğretim birliğine inan- mıştır. Öğretmenlik meslegini yüceltmek isti>orlarsa, çağdaş ülkelerde olduğu gibi öğretmen- ler sendikasını ve örgütünü la- nıyıp masaya otursunlar" dedi. Eğitim-lş Başkanı Niyazi Al- tunya da açıklamasında, "hutbe" olayını "dehşet verid" bulduğunu ifade etti. Din oz- gurlüğüne karşı olmadıklarını, ancak ne yasalarda ne de Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfreda- tında bulunan bu uygulamayı doğrudan "laiklik karşıtı" bul- duklarını kaydetti. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, konuyla ilgili olarak yap- tığı açıklamada, en buyuk teh- likenin devletin bu gibi eylemli hareketlere karşı yan tutması ve desteklemesi olduğunu söyledi. Çetin şöyle devam etti: "Turkiye'de laik, çağdaş cum- huriyete yönelik eylemli hare- ketler yogunlaşmaktadu'. Cami- de hutbe okutulmasına da ma- sum da olsa bu gibi hareketle- rin bir uzantısı olarak göriiyo- rum. Bir süredir bu konudaki çalışmalann yogunlaşarak arttı- ğı görülüyor. Elbette ki bir dü- şunce ve inanç özgurluğune say- gılıyız. Hiçbirsınırlama, bu ko- nularda olmamalıdır. Laiklik konusunda en büyuk tehlike devletin bu konuda yan tutma- sı ve desteklemesidir. Buna bü- tün gücumuzle karşı çıkacağız." İSLAMİ CEPHE? ÇAĞRISI DGM'ye göre metinde suç ımsuru bulunmuyor İstanbul Haber Servisi — 22 İslamcı derginin "dine yönelik saldırılara karşı" butun Islami kesimleri "cepheleşmeye" çağı- ran bildirine, tepkiler sürerken, İstanbul DGM söz konusu me- tinde "suç unsuru bulunmadığına" karar verdi. Edinilen bilgiye göre İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi Savcı- hğı'nca 5 Ekim 1990 tarihli Olaylara Objektif Dergisi ile söz konusu çağrının bulunduğu özel ek hakkında soruşturma açıla- rak 23 Ekim 1990 tarih ve 1990/119 sayıh muteferrik karar- la toplatıldı. "Turan Dursun öldünıldü" başlıklı yazıdan do- layı Olaylara Objektif Dergisi hakkında soruşturma sürdürü- lürken, "Müslüman halkımıza duyuru" başlıklı metnin yer al- dığı özel ek, TCK'nın 16^ mad- desine girdiği gerekçesiyle İstan- bul DGM'ye gönderildi. İstanbul DGM Başsavcısı Bi- rol Kıaltan'ın verdiği bilgiye gö- re yazı Cevnt Özel tarafından iki kez incelendi ancak "suç unsu- ru bulunamadı." Kızıltan. "Ko- nunun 163. madde kapsamına girmediğini duşunduklerini" be- lirtti. Derginin ekim 1990 tarihli sa- yısında yer alan "Turan Dursun öldürüldü" başlıklı yazı hakkın- da ise, "yasada suç olan fiili övmek" savivla soruşturma sür- dürülüyor. yapılan eylemlerden 100'ü aşkın öğrencinin gözaltına alındığı bil- dirildi. Ankara Hacettepe Üni- versitesi'nde forumdan sonra oturma eyiemi yapan öğrencilere jandarma müdahale etti. Çıkan çatışma sırasında jandarmanın olayları önlemek için havaya ateş açtığı, olaylarda bir öğren- cinin yaralandığı öne sürüldü. İstanbul'da Boğaziçi Üniversite- si'nde bir grup öğrenci "YÖK 10. kuruluş vıldonümünü ve Körfez'de çıkabilecek bir savaşı protesto amacıyla" derslere gir- medi. YÖK'ün kuruluş yıldönümü bugün Türkiye'deki bütün üni- versitelerde "bir günliik ders boykotuyla' protesto edilecek. Bazı öğretim üyelerinin de ders- lere girmeyerek YÖK'ü protesto edecekleri bildirildi. YÖK'ün 10. kuruluş yıldönü- mu nedeniyle öğrenci dernekle- rinin başlattığı eylemler dün de surdü. Ankara Emniyet Müdür- luğu ekiplerinin "olası eylemlere" karşı önceden 50'yi aşkın oğrenciyi gözaltına aldığı bildirildi. Polisin bu tutumunu protesto eden öğrenciler, dün Ankara"daki değişik üniversite- ierde bir dizi eylem yaptılar. İlk olay, Hacettepe Üniversi- tesi Beytepe Kampusu'nda oldu. Kafeteryada toplanan öğrenciler gozaltıları kınayan bir forum yaptılar. Öğrenciler aralanndan seçtikleri üç temsilcinin Rektör Prof. Yüksel Bozer tarafından kabul edilmemesi üzerine kafe- terya önünde oturma eyiemi yaptılar. 50 kadar öğrencinin ey- İemine müdahale eden jandar- ma, "dağılın" uyarılarına uyul- mayınca, oğrencileri gözaltına almaya başladı. Bunun üzerine öğrencilerle jandarma arasında olaylar çıktı. Olaylar sürerken bir grup öğ- renci, bindikleri belediye otobü- süyle kampus dışına kaçmaya çalıştı. Jandarmanın otobuste kimlik kontrolü yapmaya başla- ması üzerine, öğrencilerden biri şoförün yerine geçerek jandar- ma barikatını yardı ve otobüsü kampus dışına kaçırdı. Otobüs CAGDAS YAYINLARI Doç. Dr. Nazan Aksoy RÖNESANS İNGİLTERESİ'NDE TÜRKLER 5000 Lira Cahit Külebi tÇİ SEVDA DOLU YOLCULUK 5.000 Lira İlhan Selçuk AĞLAMAK VE GÜLMEK (8. Bası) 5.000 Lira Nadir Nadi DOSTUM MOZART (7. Bası) 5.000 Lira Nadir Nadi BEN ATATÜRKÇÜ DEĞİLİM (10. Bası) 5.000 Lira Hıfzı Veldet Velidedeoğlu İLK MECLtS 15.000 Lira Oktay Akbal ANI DEĞfL YAŞAM 5.000 Lira Ilhan Selçuk JAPON GÜLÜ (5. Bası) 10.000 Lira Asım Bezirci ÇOK KAPILI ODA 7.000 Lira Atatürk SÖYLEV (18. Bası) 15.000 Yayına hazırlayan: H.V. Velidedoğiu İlhan Selçuk DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN (19. Bası) 5.000 Lira Oktay Akbal ATATÜRK BtR GÜN GELECEK 10.000 Lira Halit Çelenk HUKUKSUZ DEMOKRASt (3. bası) 5.000 Lira TÜM OKURLARA %20 İNDİRİM CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ÜYELERİNE %25 İNDİRİM TÜYAP KİTAP FUARI CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ sında otobuste hasar meydana geldiği ve on camlarının kırıldı- ğı bildirildi. Hacettepe Üniversitesi'ndeki olaylarda öğrenciler 50 arkadaş- larının gözaltına alındığım öne sürerken, yetkililer bu sayının 25 olduğunu söylediler. Öğrencilerir) çıkan olaylarda bir arkadaşlannın yaraiandığı ve jandarmanın uyarı ateşi açtığı yolundaki iddialan ise yetkiüler- ce doğrulanmadı. Ankara Üniversitesi'nde de dün erken saatlerden ıtibaren polisin güvenlik önlemleri aldı- ğı gozlendi. Bu üniversiteye bağ- lı Ziraat Fakültesi'nde Gültekin Koçkan adlı öğrencinin sabah okula girerken, polis tarafından gerekçe gösterilmeden gözaltına alındığı bildirildi. Gazi Universitesi Eğitim Fa- kültesi Sosyal Bilimler Bölümü oğrencilerinin önceki gün dü- zenledikleri tanışma çayının ar- dından emniyet güçleri 8 oğren- ciyi gözaltına aldı. Açıklamada gözaltına alınan- ların Zeki Beyaz, Hakki Aybay, Mahmut Koroğlu, Deniz Din- çer, Nurdan Erdoğan, Zuhal Kaygısız, Ahmet Sankaya ve Se>fi adlı soyadı belirlenemeyen öğrenciler olduğu kaydedildi. Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük de dün Anadolu Aiansı'- na yaptığı açıklamada, YÖK'ün kuruluş yıldönümü dolayısıyla Ankara'daki yükseköğretim ku- rumlannda bir kısım illegal ör- gutlerin öğrencileri boykota teş- vik etmek için bazı eylemlerde bulunacaklanna ilişkin bilgiler aldıklannı belirterek, öğrencileri bu tur davranışlara iltifat etme- meleri konusunda uyardı. Boy- kota katılmanın suç olduğunu anımsatan Beduk, boykotun universitelerden ihracı gerektire- cek bir disiplin suçu olduğu anımsatmasım yaptı. Güvenlik güçlerinin bugün için gerekli önlemleri alacakla- rını kaydeden Bedük, "Gençle- rimizin zarara ugramalannı ar- zu etmediğimizi hatırlatıyor ve kendilerinden bu konuda anla- yış rica ediyorum " dedi. istanbul Boğaziçi Üniversite- si'nde bir grup öğrenci de "YÖK'ün 10. kuruluş yıldönü- mü ve Körfez'de çıkabilecek sa- vaşı protesto" amacıyla dün derslere girmedi. Derslerin bu- gün de boykot edileceği Boğa- ziçi Üniversitesi'nin Öğrenci Derneği'nce yapılan açıklama- da, "Halkın eğitim hakkının gasp edilmesine ve bilgiden yok- sun bırakılarak koleliğin perçin- ieşmesine izin verilmeyeceği" be- lirtildi. Boğaziçi Üniversitesi 1 ndeki boykot sırasında sanatçı Bilgesu Erenus konser verdi. Ay- rıca "Vietnam" konulu bir de fotoğraf sergisi açıldı. Öte yandan, Çanakkale'de, "YÖK'ü protesto" eylemine ha- zırlandıkları öne sürülen 21 öğ- renci ile 2 işçi gözaltına alındı. Eskişehir Anadolu Üniversi- tesi'nde de YÖK'e ve paralı öğ- retime karşı genel boykot tartış- malannın yapıldığı kantini ba- san polis, 8 oğrenciyi "izinsiz bildiri dağıtma, polise karşı gel- me ve kantin eşyasını tahrip etme 1 " gerekçeleriyle gözaltına aldı. Yürütme-yargı kavgası (Baştarafı 1. Sayfada) söyleyecek hiçbir şeyim yok. etmeli. Hâkimliğin aslı olan ih- Yargıçlık sorumlulugumun bilin- sası re>de bulunmamalı, kanun- cindejim. Söz yanşına girmek lara uygun harekel etmelidir. Eger, bir Anayasa Mahkemesi üyesi hâkimliğin gereğini yerine getirmiyorsa, ortada herkesin dikkatinin üzerine çekilmesi ge- reken bir durum vardır. Eğer, Anayasa Mahkemesi üyesi siya- set yapmaya bevesli ise o göre- vini bırakır, gelir siyasi partiler- de ya da mevcutlarda ya da ye- ni kuracağı bir yerde görevi ya- par. Bir talihsizliktir, bu arka- daşımızın bu Anayasa Mahke- mesi üyeügini yapması. Anaya- sa Mahkemesi için bir talih- sizliktir. Bu, ilk defa yapmış ol- duğu şeyler de değildir. Hiç kimse lausel değildir. Herkesin bağlı olduğu kurallar vardır. Bnnlann dışına çıkmak. hiç kimsenin yetkisinde değil ve bn arkadaşımız da lausel değildir. Kendisi görevini bu anlayış için- de yapmalıdır. Bunnn dışında yapmış olduğu hareketlerin kar- şısında olacağımızı iyi bilmeli- dir. Meydan boş değildir, key- filik hâkim değildir. Burası hu- kuk devletidir. Herkes öyle is- tediği gibi hareket edemez. Her- kesin uyması lazım gelen kural- lar vardır. tşi saptırmasına ge- rek yoktur. Akhyla bin yaşasın, ama kanunlara ve hâkimliğin gereğine riayet etsin/' "Reddedeceğiz" Akbulut, Özden'in yasal ola- rak görevden ahnmasının raiim- kün olup olmadığının sorulma- sı üzerine "Böyle bir imkân yok. Ama onu bu davalarda reddedeceğiz. İhsası reyde bu- lunmuştur. Tabii Anayasa Mahkemesi değerli başkan ve üyelerinin de bu meseleye çare bulması gerekir. Herkes istedi- ğini soyier. tstediğini yazar, hat- ta siyaset yaparsa bu mahkeme ona bir şey diyemez mi? Ama demelidir. Çunkü, mahkeme onun şahsında >ara almaktadır. Onlar diyemiyorsa, biz diyece- ğiz. Çünkü lauselliğe (keyfılik) fırsat vermeyeceğiz. Bu da bi- zim görevimizdir" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Yekta Güngör özden, Başbakan Akbulufun, "Yekta Güngör Özden'in reddini isteye- ceğiz. Siyasete girmek istiyorsa, istifa etsin partiye girsin" şek- lindeki eleşt : 'f!eriyle ilgili olarak şunları söyledi: "Ben, nerede konuşulup, ne- rede susulacağını bilen bir ada- mım. Bunca yazılıp söylenene rağmen, yanlışta direnenler için istemiyorum. Gerçeklere, hakka \e hukuka saygılı olanlar her şe- yi takdir edecekler ve doyurucu sonuçlar ergeç ortaya çıkacakür. Mesleki ve kişisel terbiyem şim- dilik başka söz söylememe en- geldir. Veremeyeceğim bir hesa- bım ve bağımsız yansız hukuk- çuluktan başka hiçbir amacım yoktur." Anayasa Mahkemesi eski baş- kanlarından Ahmet Hamdi Bo- yacıoğlu da Akbulut'un Özden'e yönelik sozlerini değerlendirir- ken, "Bu hukuk devletinde ola- bilecek bir şey değil. Bir başba- kan dört başı rnamur hareket et- meli. Oturaklı konuşmalı. Bir başbakan gibi hareket etmeli. Ezbere değil" dedi. Boyacıoğlu, Başbakan Akbu- lut'un "reddi hâkim" isteminde bulunacaklanna ilişkin açıkla- masına değinirken de Anayasa Mahkemesi tarihinde böyle bir örneğin yaşanmadığını anımsa- larak, "Bana göre hükümetin reddi hâkim talebinde buluna- bilmesi mümkün değildir" dedi. Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı ise söz konusu yasanın çıkanlması- nı sağlamasmdan ötürü hükü- metin açıiacak bir davanın tarafı olarak düşünülebileceğini belirt- ti. Aldıkaçtı, "Ancak böyle bir talebe ilişkin son kararı verecek makam Anayasa Mahkemesi heyetidir" dedi. Cumhuriyet Başsavcılığı yet- kilileri ise reddi hâİcim talebi ko- nusunda bu aşamada bir şey söylenemeyeceğini belirttiler ve Anayasa Mahkemesi'nin kuru- luş ve yargılama usulü hakkın- daki kanunda, bu konunun pro- sedürünün belirlendiğini söyle- diler. SHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, Akbulut'un Öz- den'i eleştiren sözlerine, "Yü- rütmenin başı, yargıda bulunan kişilere baskı kurmuştur. Bunun hukuk devletinde kabul edilmesi mümkün değildir" diyerek tep- ki gösterdi. Başbakanlık bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda görüşülmesi sırasında konuya değinen Tütüncü, Ak- bulut'un davranışını kınayarak "Hukukun üstünlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü aklına ge- tirmiyor. Bir hukuk adamını acımasızca, bir başbakana ya- kışmayacak biçimde eleştiriyor. Başbakan kendi görevlerini vap- mıyor, birdenbire anayasaya sa- hip çıkıyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle