28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYEDE BUGÜN Umtet Meteoroloji Işleri Gene! M0- dörlûğü'nden aiınan bilgiye göre yurdun kuzey ve batı kesimleri çok bulutlu, Marmara, Ege, iç Anado- lu'nun kuzeybatısı ile Batı ve Orta Karadenız yağmur, yer yer sağanak yağışlı. diğer yerler parçalı bulutlu geçecek. HAVA SICAKLIĞI: Yağış alan yerterde azaiacak, diğer yerier- de değismeyecek. RÜZGAR: GOney ve bat, yurdun kuzeybatı kesimle- rinde kuzey yönlerden rtafrf, yer yer orta kuvvette, yurdun KuzeyDatısınûa kuvvetfi olarak esecek Denizlerde: Kıble ve lodos. zamanla Karadeniz, Marmara ve Ege'de yıMız ve poy- razdan 3-5. Karadenız'de yer yer 6 kuvvetınde saatte 10-21, denız milı htzla esecek. Van Gölünde hava: Parçalı ve az bu- lutlu geçecek. Rûzgâr gûney ve batı yönlerden hafıf. ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçûk dalgaiı olup, görüş uzaklığı 10-15 km dolayında bulunacak. B 29°20"Otya.'t»lor A Y 16°13°E(li™ Y A 26" 15° Erancan B Y W° 10° Eraınm B B 21° 4° Esfc&tıir Y Y 16°12°Gazaı*p A A 28° 19° Giresun Y A 25° 15° GOmûîlane Y Y 23° 13° HaHdri B Y 22° 15° Isparta A Y 16° 12° Istanbul Y Y W° 12° bmif Y B 24°10°Kars Bokı Buna Çanldate Çorum Darizf B 22° 8°Kas1anwnu Y Y 15° 10° kaysefi Y 16° 12° KKttareJ Y 17M3°Konya Y 20° 8°Kutahya Y 18° 14° Malatya 25° 11° Marâa M° 10° K Maraş 22° 8°Mersin 19° 2°MuJla ie°rt°Muş 28° 14° 1*4* 25°W0rdu 21° 7°Hto 21° KPSamsun 20° 11° Siirt 16° 14° Sinop 22°16°Sn«s 21° 4°«lânlafi 16° 9°**wı 20° V\nu* 15° 12° Uşak 18° 9°\toı 16°12°YtEsat 24° 10° Zongutdak Y 21° 16° A 25° 14° A 28° 18° y 20=15° B 20° 8° Y 21° 8° Y 25° 16° Y 25° 15° Y 25° 16° A 25° 15° Y 19° 15° Y 18° 7° Y 17» 13° Y 25° 16° B 25° 11° Y 17" 12° B 19° 6° Y 17° 8° Y 17° 15° a?* bulutlu g£ ss* A-aç* B-bukıtlu G-gûneş* Klorlı S-soli Y-yaJmuriu DÜNYA'DA BUGÜN f7& t^/jfLondra O^^Paris ç-^^^ \ Pal Zürıh ' Madrıo Amsterdam B 10° Amman A 26° Aüna Y 18° Bafldat A 30° BaceJona B 13° BaaJ B 4° Leningrad Londra Madrid Mortraai Cezayir B«rtn Bofm Brtiteel Budapeşn Cenevre Ceayir Cidde Dubai FraıMurt rüme Helsnki Kahre Kopertaj KMı Letesa Mümh N«w Yort Osk) Pans Prag Zûrih Y 5° 8 12° B 12° B 6° B 5° K 4° B 6° B 17° B 4° B 10° B 4° A 32° A 14° Y 10° A 30° A 30" A 23° B 7° S 7° B 8° B 13° S 5° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Osmanlı askerle- rinin savaş sırasında giydikleri nrhlı baş- hk. 2/ Iskambilde koz... Elçi. 3/ Asya- da bir ırmak... Kıl- dan ya da yünden yapılmış hayvan ör- tüsü. 4/ Fazla bön, avanak... lyi, hoş, güzel. 5/ Tavlada bir sayı... Mektup. 6/ En uzun mesafeli koşu daü. 7/ Bezek- çilikte kullanılan ye- şil ve pembe dalgaiı bir tür sedef... Demirin simgesi. 8/ Kâr menfaat... Suudi Arabistan'da bir kent. 9/ Rumların kutsal saydık- lan kaynak ya da pınar... Selenyu- mun simgesi. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Dört tekerlekli ve hafıf bir gezin- ti arabası. 2/ Memelilerde ana ile dö- lüt arasında kan alıp verme işini sağ- layan organ... Demiryolu. 3/ Ay in- celemelerinde kullanıjan Sovyet uzay sondaları dizisi... Bir peygamber. 4/ Argoda polise verilen ad. 5/ Notada durak işareti... Odünç verme. 6/ Düzlemselliği stan- dartlara uyrnayan düz bir kiremidin kusuru... Gazel ve kaside- nin son beyti. 7/ Pis koku. 8/ Güney Amerika'da bir ülke... tş- yeri. 9/ Sıcak yenilen bir çeşit telkadayıfı. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyel Yunan emlaki 6 KASIM 1930 Nasit B. tenısı 1leri Kank^ç F,f birlıkte K I R M I Z I FtNER ll.k kı lıciı S pcrdc Sınimı.h K A T I L- E L L E R nlnılı bitliktc Evvelce mukabele biimisil tarikile Türk hükümeti tarafından vazıyet edilmiş olan Yunan emlâki son Ankara itilâfnamesi mucibince iade edilmiş ise de vazıyet esnasında tahsil edilemiyen kira bedellerinin Türk veya Yunan hükümetlerinden hangisi tarafından tahsil edileceği hakkında iki taraf uyusamadıklarından bu mes'ele hakkında muhtelit mübadele komisyonu bitaraf azasının hakem sıfatile bir karar vermeleri takarrür etmişti. Bitaraf aza bu husustaki kararlarını dün Türk ve Yunan heyeti murahhasalanna tahriren bildirmişlerdir. Türk murahhas heyeti bugün toplanarak bu kararm -• ı neşrine müsaade edilecektir. Bitaraflar Türk tezini kabul ettikleri takdirde hükümet yüz bin liradan fazla olan kiralarını tahsil edebilecektir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyel İspat hakkı Ahmet Yüdız 6 KASIM 1960 Milli Birlik Komitesi üyesi Kurmay Yarbay Ahmet Yıldız'ın T.Ceza Kanununun 481 inci maddesinin değistirilmesi ve böylece ispat hakkının kabulünü derpiş eden kanun teklifi bugünlerde komitede" görüşülecek ve kanunlaşacaktır. Teklifin gerekçesinde siyasi hayatımızda çetin tartışmalara vesile veren ispat hakkı konusunun ehemmiyetine isaret edildikten ve sâkıt iktidarın bu hakkı teslimden daima kaçındığı zikredildikten sonra ispat hakkının "âmme murakabesi" mefhumu ile alakalı olduğu, bu imkândan mahrum bir amme murakebesinin tasavvur edilemeyeceği bildirümektedir. Gerekçede ispat hakkı konusundaki doktrinde tartışılan üç fikir üzerinde de durulmaktadır. Bu üç fikirden birincisi, ispat hakkını kabul etmiyen faşist Italyan hukuk görüşü, ikincisi kayıtsız şartsız hakkı kabul eden görüş, üçüncüsü ise karma bir sistem olan ve ispat hakkını âmme menfaati ile alâkalı kılan görüştür. Gerekçede daha sonra Türk Ceza Kanununun 481. maddesindeki hüküm ile Yargıtay'ın içtihat karannı ele almakta ve meseleyi tartışmaktadır. Teklifte kabul edilen sistem karma sistemdir ve buna göre: Halen olduğu gibi 480. hakaret ve söğme fîîlleriyle beraet etmek için isnat ettiği fiüin sıhhatine veya şayi veya mütevatir olduğunu ispat etmek isterse bu iddiası istisnalar haricinde kabul ediimiyecektir. Istisnalardan ikisi mer'i kanunumuzun 481'inci maddesindeki 1 ve 2'nci bentlerin ayrudır. Sadece 3 üncü bent değiştirilmekte ve böylece Yargıtay içtihadı da ortadan kalkmaktadır. Bu teklif kabul edildiği takdirde, artık bakanların ayn bir mahkemede yargılanmaları dolayısiyle ispat hakkının reddi konusu ortadan kalkacak ve hususi hayatla ilgili olmayıp amme menfaatiyle alakalı bulunan hakaret ve sövme fiillerinde ispat yoluna gidilecektir. Federasyonun kararları Futbol Federasyonu Başkanı Muhterem Özyurt dün Ankara'da haftalık basın toplantısını yapmıştır. Bu arada Merkez Hakem Komitesi tesbit edilmiştir. Başkan: Muhterem Özj'urt. Âzalar: Sulhi Garan, îbrahim Onuk, Samih Duransoy, Saim Kaur, Mustafa Çakar, Halim Çorbalı Merkez Hakem Komitesi 27-28 ekim günlerinde toplanarak vazife taksimi yapacaktır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Kanatlar öfkeli 6 KASIM 1989 ANAP Genel Başkanhğı'na aday olan ve Istanbul'da büyük bir gövde gösterisiyle karşılanan Hasan Celal Güzel'e karşı ANAP içerisindeki diğer eğilimler "geçici bir ittifak" oluşturdular. Ozal'm göstereceği başbakan adayınm, ANAP kongresinden genel başkan seçUmesi için çalışmalannı yürüten Mehmet Keçeciler, Hasan Celal Güzel ve ekibi dısında ANAP içindeki bütün eğilimlerin atanacak başbakan adayhğını beklediğini söyledi. Dışişleri Bakanı Mesut Yümaz, kendisiyle görüşen ANAP milletvekillerine Hasan Celal GüzePin teskilatlan dolaşma kararını eleştirdi ve Istanbul'da GüzePin yaptığı gövde gösterisinin partiye zarar verdiğini söyledi. Güzel'in Istanbul gezdsi ANAP içindeki diğer eğilimler tarafından tepki ve kaygıyla karşılandı. T4RITSMA Savaşı 9 Türkiye'de iç pazara yönelik yabancı tütün ve sigara üretmek Türk tütüncülüğüne, tütüncüsüne ve genel ekonomisine ihanettir. Iç pazarın yabancı tütüne açılması Türk tütüncülüğü ve tütüncüsünün tümüyle çöküşü ve bitişidir. "Sigara Savaşı" Bir haftadır Cumhuriyet Gazetesinde yer alan yazı dizisinin olguyu tümüyle karşıla- yan baslığı böyle. Ne var ki savaş eşit amaç- h değîl. Bir yanda iç pazarı tümüyle ele ge- çirmek için saldıran, öte yandan yok olma- mak için uğraş veren taraflar var. Dünya sigara tröstleri Vitjinya ve Burley tütünü ve üreticisi için saldınyor. Türk tütüncülüğü ise en azından iç tüketimi bu yabancılara kaptınp tümüyle tükenişini önlemeye çaba- lıyor. Olayın esası özetle bu. Önce önemli bir olgu; 1989'da Türkiye'- de sigara tüketimi kesinlikle 74 milyon ki- logram değil, en az 100-110 milyon kilog- ramdır. Tekel kayıtlarına göre 74 milyon kilogram olan tüketimin üstünde en az 30 milyon kilogramlık bir kaçak giriş söz ko- nusudur. Zira daha 1979'da iç tüketimin 66 milyon olduğu Tekel'in o yılki bilançosu- na işlenmiştir. Bu oluşum 1984'te günün hükümet baş- kanı Sayın Turgut Özal'ın başlattığı, dış alı- ma "kacağı önleme" gerekçesinin daya- naktan yoksunluğunu belgeler. Salt Türk tütünlerinin kullanıldığı oryan- tal için zevkini yansıtan sigaralar için Tür- kiye'de 150 yıldır reklam yapılmamıştır. Ne- den? Gerek yoktur. Philip Morris'ın Türkiye temsilcisi, rek- lamdan ayn olarak kaçak konusunda da masum savunularda. Oysa yabancı firma- lar kaçak motivasyonuyla Türkiye'de alış- kanlık ve kısmi talep yarattılar. Şimdi bu- nu kullanıyorlar. Yabancı sigara henüz tam alışkanlık ya- ratmış ve ararur hale gelmiş değil. Yaban- a tröstlerin ortak yapımla fabrika kurma- da ağır davranmalarının bir nedeni de budur. Türk tütünlerinin yabancı katkı madde- lerini kabul etmeyeceği savı temelden yan- lıştır. Hiçbir teknik yetkili böyle bir bilgi ve görüşe sahip olamaz. Geçmiş dönemler- de Tekel'ce yapılan "hususi kokulu" Çam- lıca ve bugünün Meltem sigaraları buna ör- nektir. Çok başarılı ve beğeni kazanama- mışlarsa bu, yapım ve katkı montajındaki teknik yetersizüklere bağlıdır. Türkiye'de iç pazara yönelik yabancı tü- tün ve sigara üretmek Türk tütüncülüğü- ne, tütüncüsüne ve genel ekonomisine iha- nettir. İç pazarın yabancı tütüne açılması Türk tütüncülüğü ve tütüncüsünün tümüyle çöküşü ve bitişidir. Türkiye'de genel tüketimi karşılayacak miktarda yabancı tütün üretimi mümkün değildir. Uzun yıllar yapılan denemeler ka- liteli Virjinya ve Burley üretimine elverişli toprak varlığımızın ancak 12-15 milyon ki- logram dolaymdaki miktara elverişli oldu- ğunu-ortaya koymuştur. Kaldı ki yabancı tütün üretimine elverişli bu topraklar da za- ten her türlü tarım türüyle değerlendirile- bilecek yapıdadır. Bizim için asıl darboğaz, kaliteli tütünlerimizin üretimine elverişli topraklanmızı başka ürünlerle değerlendi- remeyişimizdir. Bu topraklar tütünden başka hiçbir ta- rım türüyle kesinlikle rantabl üretime elve- rişli değildir. Türk tütünü ve tütüncüsü iş- te asıl bu nedenlerle bitişe sürüklenir. Türk tütüncüsü bundan dolayı ekonomik olarak çöker. Öte yandan tütün tanmı, aile birey- lerinin tümünü ilgilendiren bir türdür. Bu da tütüncülüğün son yıllardaki düşük fiyat uygulamasına karşın sürmesinin nedenidir. Tütüncülük neresinden bakılsa ülke ve ulu- sun önemli bir kesimi için vazgeçilmez ni- telik içeren bir uğraştır. Buna karşın ülke- ye yabancı tütün gelmesine, tüketimin ya- bancı sigaralara açılmasına, bırakınız araç olmayı böyle bir oluşuma sessiz kalmak da- hi gerçekten önemli bir vebali üstlenmek olur. Yetkililerce şimdi yapılacak ilk iş, tü- tüncülüğümüzün gerektirdiği teknik ele- manlara güven duyarak çağdaş teknoloji- yi ülkeye getirmek ve dünya tüketiminde pazar payı sağlamaya çalışmak olmaiıdır. TLRHAN ARAL Tütün Eksperi Kadııı ve ^ortınJarı Başkanlığı Laik cumhuriyetin altmış yedinci yıbnı kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde kadın, ikinci sınıf vatandaş olmaktan kendini hâlâ kurtaramamıştır. Son günlerde gündeme getirilen "Aile Araştırma Kurumu" ve "Kadın Statüsii ve Sorunları Başkanlığı" kurulması girişimle- rini, ezilmiş, horlanmış, hakları çiğnenmiş, kendisine yaşama hakkı tanınmamış, dün- yanın en ağır işçısi olan ev kadınlan adına protesto ediyorum. Bu girişim Türk kadı- nını toplumsal yaşamdan soyutlayıp eve ka- patmanın ötesinde hiçbir iieri hak ve ko- num sağlamayacaktır. Türkiye çağdaş, uygar bir ülke olduğu- nu dünyaya göstermek için 24.7.1985'te Birfcşmiş Milletler'in kadınlara karşı her tür ayrımcılığa karşı çıkan sözleşmesini imza- ladı. Ancak aradan geçen beş yıl içinde hiç- bir adım atılmadı, hayata geçirilmedi. An- laşma kâğıt üzerinde kaldı. Şu sıralarda "Çocuk Hakian"nı imza- byoruz. Sanırım bütün bunlaruı AT'ye gir- mek, Birieşmiş Milletler'e şirin gözükmek ve siyasi manevra olmaktan öte bir somut temeli yoktur. Madem ki laik bir devlette yaşıyoruz, o halde çıkan kararnameler de laik ve çağdaş bir devlete yakışır biçimde olmalı. Çıkan kararnameler kadını köleleştirici ve anti de- mokratiktir. Aslında çalışan kadının işten erkekten iki saat önce çıkması da kadın için bir tuzak. Ustalıkla, kurnazlıkla düşünül- müş bir öneri. Yine erkek korunuyor. Dinsel hukuktaki aile kurallan erkeği ay- rıcalıklı ve öncelikli saymış. Toplumun ka- dma bakış açısında erkek egemen ideoloji- sinin ölçütleri geçerlidir. Laik cumhuriyetin altmış yedinci yılını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde ka- dın ikinci sınıf vatandaş olmaktan kendini hâlâ kurtaramamışur. Unutmayalım, kadının aşağılandığı bir toplumda erkek de kendini aşağüanmış ol- maktan kurtaramaz. AYTEN ÖZAYDIN Mor Çatı Vakfı Kurucusu ve Yön. Kur. Üyesi ACI KAYBIMIZ Merhum Ord.Prof. Reşit Rahmeti Arat ve Dr. Rabia, Rahmeti Arat'ın kızlan, Süyüm Lucas'ın kardeşi, Osman Bankoğlu ve Seden Edipoğlu'nun anneleri, Şermin Kenneth'in teyzesi, Emine Bankoğlu ve Ahmet Edipoğlu'nun kayınvalideleri, Ayşe Su ve Aras'ın sevgili büyükannesi, Aysel Eraart'm ve Birsen, Fikret Balaban'ın dünürleri, Y.MimJVfüh. AYSU R. ARAT 4.11.1990 günü Hak'kın rahmetine kavuşmuştur. 6.11.1990 Salı (bugüri) Selarniçeşme Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu'daki aile mazarbğına defnedilecektir. AİLESİ BAŞSAGUGI Yönetim kurulu üyemiz, arkadaşımız Garabet Panos'un değerli annesi AĞAVNİ PANOS'un vefatı nedeniyle ailesinin, dost ve yakınlarırun acısını paylaşır, başsağlığı dileriz. MİMARLAR ODASIÎSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESt ILAN OTOMOBİL-İŞ (Türkiye Otomotiv, İmar, Montaj, Demir, Çelik, Makina ve Metalden Mamul Eşya Sanayii İşçileri) Sendikası Olağanüstü Genel Merkez Genel Kurulu, 22-23-24-25 Kasım 1990 günleri, 09.00-17.00 saatleri ara- sında, "Köyiçi Cad. No: 21 Büyük Beşiktaş Çarşısı, BEŞİKTAŞ-IST" adresinde bulunan ANIL DÜĞUN SARA- Yl'nda, aşağıda yazılı gündem ile toplanacaktır. İlk toplantıda yeterli çoğunluk sağlanamazsa, ikinci top- lantı 29-30 Kasım, 1-2Aralık 1990 günleri aynı yerde ve sa- atlerde, aynı gündem ile yapılacaktır. Delegetere ve ilgililere duyurulur. T.OTOMOBİL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1- Yoklama ve açıhş, 2- Genel başkanın açış konuşması, 3- Divan seçımı ve saygı duruşu, 4- Konuklann konuşması, 5- Çelik-iş Sendıkası'nın. OtomotKİ-İş Sendikası'na katlma karannın gö- rüsülmesi ve karara bağlanmas», 6- Komisyonlann seçimi: a) Tüziik Tadil Komisyonu, b) Tahmini Bûtçe Komisyonu, 7- Delegelerin konuşması, 8- Tüzük Tadil Komisyonu raporunun gorüsülmesi, 9- Tahmini Bûtçe Komisyonu raporunun gorüsülmesi, 10- Teskilatlanma ile ilgili karanann alınması, (Şube kapatma, şube aç- ma karartan) 11- Seçimler: a) Genel Merkez Yönetim Kurulu asıllar, (Genel başkan, genel başkan yardımcısı, genel sekreter, genel mali sekreter, genel teşkilatlandırma sek- reteri, genel eğitim sekreteri, genel mevzuat ve araştırma sekreteri) ve ye- dekteri, b) Genel Merkez Denetleme Kurulu (Asıl ve yedeMeri) c) Genel Merkez Disiplin Kurulu (Asıl ve yedekleri) TIMECLUB Kültüre! etkinliklerimiz Antalya Film Festivali'nden ödüllü "YORUM YOK" filmi ile 7.11.1990 çarşamba günü saat 20.00'de başlıyor. Yönetmen ESER ZORLU, oyuncular SUMRU YAVRUCUK, ADEM Türk Spaslik Çocuklar Derneği'nden Dr. AYŞE ARDALI'nın katılımı ile film gösteriminden sonraki panelimize bekliyoruz. Rezervasyon zorunludur. Cuma-cumartesi aksamları gitaristimiz Bigal BEYAZ yine bizterle beraber. Not: Lütfen Time Club üyelik koşulları hakkında bilgi alınız.' ADRES: Manolyalı Sokak No: 6 Kalamtş-KADIKÖY 337 37 08 TEŞEKKÜR Eşim Kıymet Akbaş'ı belfıtığından ameliyat ederek sağlığına kavuşturan beyin ve sinir cerrahı Sn. OperatörDr. ABDULLAH SERVET'e Çeyre Hastanesi personeline ve yakın ilgilerini esirgerheyen tüm dost ve akrabalanmız ile Yapı Kredi personeline teşekkürlerimi borç bilirim. M.ZEKİAKBAŞ • MIHASEBECİLER • MALİ MÜSA\ İRLER AmoHean 80286 CPU; 16 MHZ; 1 MB RAM "Morch 14- Monitör, 102 Tuş Kİavye, Corpor.tfcn (J^rjos 0 gMB H r 9Pin 136Colon360cpshız I WİKROLINE 321 YAZICI | ENTEGRE PROGRAMUUII İ • MUHASEBE BÜROLARI ^ (İşletme, Bordro. Genel Muhasebe, Bilgi Bankası) Q * İŞYERLER! MUHASEBE DEPARTMANLARI 52 (Stok, Cari, Fatura, irsaliye, Çek-Senet, Muhasebe) + 0İ£5IIHfFatva Ybkuşu No:4(VZ SQIeymaniye-İST. Tol:5267009-511 47 96 Fax:513 1169 Mııhascbeciniıı dosiıı AHC, AHC.A ia.LtSA'nmlBSdimakaad.. OKh*l TDrMye'Ue yrttl temsifcis MİKROTB( A.Ş.'4r. fun TCridye» ak yeftüi Temsicia TanrMks A^.tfr. üfak ihmaller büyük sorunlar yaratır. Şüpheniz olursa derhal bize koşun S54 1182 AIVKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Abazanlar...Torbalı'da geçen yıl açılan 'Gazeteci Rafet Genç Parkı' ne güzel olmuş! Kimse, parkın kısa sürede böyle güzel bir din- lenme yeri olacağını kestiremiyormuş. Parkın içi çimlik; diki- len çamlar, tutmuş, büyümüş. Reha İsvan'la, Ahmet İsvan'ın diktikleri Barış Ağacı' boyumu geçmiş. Bu barış ağacının anayurdu Hindistan. Oralarda Bereket Ağacı' deniyormuş. Belediye Başkanı Ertan Ünver veriyor bilgiyi. Güneybatı Hin- distan'da, kuraklık yıllarında, erkekler. bu ağaca sarılırlar. or- gazma ulaşırlarmış. Argo sözcüğüyle, 'abazanlık'tan kurtulurlar, böylece kurakhğın giderileceğine inanırlarmış. 'Abazan', Ferit Devellioglu'nun Türk Argosu' sözlüğüne gö- re birkaç anlama geliyor; 'iştahlı ve karnı aç kimse', 'uzun süre kadınsız kalan adam1 , 'zil' anlamlarına. Ağaç 75 metreye dek yükselebiliyormuş. Bu ağaç, Hindistan'dan geldiğine göre 'Hinthorozu'yla da bir ilişkisi var mı bilemem. Türkiye'de "barış açlığı'nı simgelediği kesin. Argosuna bakarak George Bush ile Saddam'a, savaş çılgınlanna, 'savaş abazanları' diyebiiir miyiz ne? 'Bereket Agacı'nın adı: Grovilla Robusta. Torbalı'da, bir de Sultan Abdülhamrt'in, kimini eliyle dikti- ği söylenen ağaçlar var. Bunlar, kocaman, yüz yıllık ağaçlar. Çam, çınar, mantar meşesi, okaliptüs ağaçları. Yüzyıl önce, bunların sayısı beş bine yakınmış. Şimdi, bin iki yüz kadar kalmış. Mantar meşesi, Torbalı'da, PTT binasmın avlusun- da, iki tane. 15-16 metre boyunda, 111 yaşında. Abdülhamit, Torbalı'ya, Padişah olduktan birkaç yıl sonra gelip burada bir çiftlik kurmuş. Aygır ahınnda, 12 yarış atı var. Torbalı yakı- nındaki 'Seyır Köşkü'nde oturup, dürbünle yarışları oradan seyredermiş. Ağaçların, bir bölümü kesilip Atatürk'ün 'Cel- lat Gölü' adım taktığı sıtma kaynağı gölün kurutulması sıra- sında kuilanılmış. 'Cellat Gölü' şimdi, pamuk tarlası... Torbalı'da, bol ot yedim. Ottan yiyecekler. 'Arapsaçı', 'turpotu' yeni çıkmısiı, 'şevketi bostan' daha çıkmamıştı. Nec- miye Ünver'in yemekleri güzeldi... Cuma akşamı, Grek Büyükelçiliği'nde bir kokteyi vardı. Bü- yükelçi Dimitris Makris ile eşi Evlin Makris, Türkiye'ye gelen Bayan Profesör Elizabeth Zachariadou onuruna bir kokteyi vermişlerdi. Büyükelçilikten Cumhuriyet'in Dış Politika mu- habiri Semih İdiz'e, —Mustafa Ekmekçi'yi kesiniikle bekliyoruz! demişler. Eh, böyle çağrı gelince, gitmesem ayıp olacak. Prof. Eli- zabeth Zachariadou, Girit Üniversitesi Akdeniz Araştırmala- rı Merkezi'nde Türkoloji Bölümü'nün kurucularından. Türkiye'de ilk kez Modern Yunan Dili ve Edebiyatı bölü- mü, geçen yıl DTCF'de kurulmuş. Bu yıl Yanya Üniversitesi tarih doçentlerinden Dimitris Loules, Türkiye'ye gelerek Grekçe derslerini vermeye başlamış. Dimitris Loules de kok- teyldeydi. Grek Basın Ataşesi Stayros Stathoulopoulos, Kon- solos Nikos Kuniniotis, DTCF'den kimi öğretim üyeleriyle Grek gazeteci Yerasimos Zarkadis de kokteyldeydiler. Grek Elçiliği'nde kokteyldeyken Kıbrıs konusu da usum- dan çıkmıyordu. Özellikle, Kuzey Kıbrıs'ta katledilen demok- rasi! Aylardır, muhalefet. meclise girmiyor, Denktaş'ın umurunda değil. Elime üç kitap geçti; dinsel içerikli kıtaplar. Yazan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş; kitapların adla- rı: "Kur'andan İlhamlar", "Saadet Sırlan", "Gençlerle Soh- bet"; Denktaş, Gençlere: "Allahın ipine sarılınız" diyor. Kitapların yayımlandıgı yer: "Yeni Asya" gazetesi, Yeni Asya yöneticileri "Nurculuk"tan içeride, Denktaş'ın durumu ne ola- cak? Bu da bir çeşit dinsel abazanlık mı? Cumartesi günü, Çankaya Evlendirme Dairesi'nde, nikâh tanığıydım. Belkıs Bulut'la, Sami Kaya evlendiler. Ama, ne evienme. Kimse bcnie neseli nikâh görmemiştir. Oğlan "evet" deyince, kız "yh huuu!" diye çığlıklar atıyor. Nikâh memuru Selahattin Akçay, o da keyifli. Belediye görevlisi İsmail Ka- ya, "Böyle nikâh görmedik" diyor. Nikâh bitince, oğlan kızı, kollanna alıp kaçırıyor gibi. Kız, bacaklarını sallıyor, ama "bı- rak beni!" demiyor. Sanki uçuyor! Ben de epeyi alkış alıyo- rum; neredeyse malı götürüyorum! Nuran Kepenek, Harika Başer de orada. Baba, ibrahım Bulut mutlu. İbrahim baştan evliliğe karşı çıkmış. Belkıs diretmiş. Ayn ev tutup oturmuş. Bu da sevgi abazanlığı mı? Pazar günü, "Avrupa insan Hakları Sözleşmesi"nin 40. yı- lıydı. İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı, 40. yıl nedeniyle yaptığı basın toplantısında, "Cezaevindeki tutuklu ve hüküm- lülerin insan olma onurundan kaynaklanan hakları bulunduğu unutulmamalı. Oradaki insanlar, devletin güvencesi altında- dır. Devlet onlara siyasal hasım gibi değil, tutuklu ve hükümlü statüsü içinde bakmak zorundadır Bugün ölüm orucunun 26. günü yaşanıyor. İnsancıl isteklerin kabulü olası bir kötü so- nucu önleyebilir. Eğer bu yapılmaz ve cezaevlerinde yeni bir ölüm olayı meydana gelirse, bunu kasten ışlenmiş bir cina- yet sayacağız" dedi. Binali Seferoğlu'nun oğlu Sinan, 14 arkadaşıyla birtikte 25 ekimden beri "Siyasi Şube"de, "DAL"da. Sağınların öğretmeni, Prof. Nusret Fişek, bugün törenler- le uğurlanacak, toprağa verilecek. Nusret Fişek'i, 27 Mayıs- çılar, Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığına getirmişler, sağlık nizmetlerinin 'sosyalizasyonu' konusunu gerçekleştirmesini istemişlerdi. Nusret Fişek, asker çocuğuydu. Sağlığı halka götürmeyi amaç edinmişti. Adalet Partililer, sosyalizasyona karşı çıkarlar, onu bir çeşit 'sosyalizm' sayarlardı! Nusret Fi- şek'in kafasındaki sağın (hekim), 'köy hekimi' diyebileceği- miz bir sağındı. Vasiyetinde de şöyle der: 'Pratisyen hekim, klinik dallarında eğitimi yetersiz hekim demek değildir. Pre- tisyen hekim, toplumda sık görülen hastalıklarda, sistem, or- gan ve etken ayrımı yapmada uzman hekim kadar bilgili ve becerili hekim demektir." Nusret Fişek de bir halk âşığı idi. ÇALIŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YIDVIAZŞİPAL "Yükselen ek gösteı^gem nedir?" SORV: Bir vergi dairesinde çalışıyornm. Ticari Üimkr Akademisi mezunuyum. Unvanım, "vergi memnnı"- dur. Halen 1. derece 4. kademeden ayhk almakuyım. Ek göstergem ise 1.100'dür. 1 Ocak 1991de yükselen ek göstergem nedir bil- miyonım. 1991-199M993-1994 ve 1995 yülannda ek göster- gderimiz ne olacak? Z j YANITi 11 Nisan 1990 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 418 sayılı yasa hükmünde kararname ile aylıklannı 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Per- sonel Yasası, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasası ile 2802 sayılı Hâkim ve Savcılar Yasası'na göre alanlann ek gösterge- leri, 1 Ocak 1991'den geçerli olarak yeniden belirlenmiştir. Bu belirleme, 1991-1992-1993-1994 ve 1995 yülannı kapsamaktadır. 657 sayıh Devlet Memurları Yasası kapsamına giren kunım- larda, "yönetim, icra, büro ve benzeri hizmetleri" görenler Genel İdare Hizmetleri Sınıfını oluşturmaktadır. Kadrolan Genel İdare Hizmetleri Sımfında yer alanlara uy- gulanacak ek göstergeler öğrenim durumuna göre saptanmış- tır. Bu saptama ile Genel tdare Hizmetleri Sımfında çalışan ve kadrolanna tahsisli ek gösterge belirlenmemiş olanlar iki gnı- ba ayrılmıştır. 1. grup yükseköğrenimulerden, 2. grup ise ilk, orta, lise ve lise dengi okul çıkışlılardan oluşmaktadır. 1. GRUP: Yükseköğrenimli memurlann yıllara göre ek gös- tergeleri: YIL 1. DERECE 2. DERECE 3. DERECE 4. DERECE 1991 1992 1993 1994 1995 1.300 1.500 1.700 1.900 2.200 900 1.050 1.200 1.350 1.600 650 700 800 900 1.100 450 550 600 700 800 2. GRUP: İlk, orta, lise ve lise dengi okul çıkışlı memurlann yıllara göre ek göstergeleri: YIL :. DERECE 2. DERECE 3. DERECE 4. DERECE 1991 1992 1993 1994 1995 1.150 1.200 1.250 1.350 1.500 800 850 900 1.000 1.100 600 650 700 750 800 450 500 550 600 650
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle