05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu ESKI SIYASILER Ressam Arıkan Eski ANAP İstanbul Milletvekili Türkân Arıkan siyasetten elini eteğini çekti, ama üretkenliğini sürdürüyor. Üniversitedeki derslerinin dışında küçük atölyesinde ürettiklerini sergıliyor Birinci sergısinden sonra ikincisine hazırlanıyor. Bu arada eskiden tek başına sürdürdüğü muhalefeti de değişik bir biçımde devam ettiriyor. Siyasi partilere mektuplar göndererek olaylar üzerine görüşlerini aktanyor, önerilerde bulunuyor. ERDOST'U ANMA Alaz'ın gözü arkada kaldı Alaz, 10 yaşında bir kız çocuğu... Kalın kara kaşları, kara gözleri ve uzun kara saçlarıyla bir insan güzeli... Alaz, 7 Kasım 1980'de, yani 12 Eylül yönetiminin en kanlı günlerinde, babası İlhan Erdost Mamak Askeri Tutukevi'ne götürülürken görevli askerler tarafından dipçik darbelerıyle öldürüldüğünde henüz 5.5 aylık bir bebekti. Bu yüzden onurlu yayın emekçisi, babası llhan'ı hiç tanımıyor. Ama babasından geri kalan binlerce anı, bir tek ayakkabı ve kanlı elbiselerle beraber büyüdü. Geçen 7 kasım ilhan ın öldürülüşünün 10. yıldönümuydü. Karşıyaka Mezarlığı'nda yakınları, dostları, arkadaşları ve Alaz tarafından düzenlenen çok sade bir törenle anıldı. Ablası Türküler, okulda yapılan bir sınava katılmak zorunda olduğu için gelememişti. Onu Alaz temsil etti... Alaz 7 kasımda babasımn mezarı başında amcaları, ağabeyleri tarafından yapılan konuşmaları, okunan şiırleri belki de hiç dinlemedi. Sırtında onu daha da güzelleştiren kareli kabanın kollarından görünen küçük, yumuk, güzel çocuk elleriyte babasımn mezannın üstündeki çiçeklerle uğraştı hep. Eğilenleri düzeltti, üst üste gelmiş olanları ayırdı, sulanmalannı seyretti ve yorulduğunda İlhan'ın ayak ucuna oturup bir yerlere daidı gitti. Konuşmalar bitip, anma törenine katılanlar teker teker İlhan'ın mezannın başından aynlırken Alaz'ın gözleri arkadaydı. Güzel, kara çocuk gözleriyle babasını örten çiçekleri seviyordu. Alaz'ın gözleri o gün arkada kaldı. Tıpkı bebek Alaz'ı düşleyerek ölen babası gibı.. BUNUN FOTOGRAFI T.Ö. muhalefetsiz de olsa Anıtkabir'de. (Fotoğraf: Banş BU) BAĞIMSIZ ANAP'LI Çeliker yağcılık mı yaptı? Gönlû ANAP'ta bağımsız milletvekili Zeki Çeliker, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde "görüşlerini" dile getiriyordu. Bir ara hacı valileri savundu. "Vali hacca gidiyorsa tebrik etmek gerekir. Yüreğine Allah korkusu girmiştir, daha doğru çalışır" dedi. Namaz kılan polisler için ise "Namaz kılandan korkmamak lazım. O zaman pavyondan dost tutmaz, onun bunun ırzına tasallutta bulunfnaz" sözleri ile savunma yaptı. Bu sözler dinleyenlerde "Acaba namaz kılmayan polislerin pavyondan dost tutup ırza, namusa tasallutta bulunduğunu mu soylemek Istedi?" sorularına neden olurken güvenlik kuvvetlerinin seçim bölgesi Siirt'teki uygulamalarını anlattı. "Benlm hemşerim orada sandviçin arasındaki peynlr gibi eziliyor, ama ben vicdanen hükumeti suçlamıyorum. öteki partiler sırf muhalefet olsun diye eleştirmeseler sorun çozûlür" diye konuştu. Güneydoğu'da olaylann önlenememesinin sorumluluğunu muhalefetin üzerine atan Çeliker, Bakan Abdülkadir Aksu'ya da övgüier yağdırdı. Baktı ki övgüler fazla oldu, açıklama gereğini duydu: "Şimdi basın ve bazı malum kişiler 'Çeliker, bakana yağcılık yaptı' dryecekler. Ama ben düşündüğümü çekinmeden soylerim. Yeri geldiğinde de lafımı esirgemeden eleştiririm." Çeliker'in bu açıklaması yerinde oldu ki ne basın ne de başkaları çıkıp Çeliker'in yağcılık yaptığını öne sürmedi. Hem Çeliker yağcılık mı yapmıştı ki?.. TBMM'DE HAYAT Hocanın sözleri ve yaptığı Hûniyet gazetesinden: "Başkanlık sisteminde özal'ın "Ya Evren aday olursa korkusu." Yalnız Özal'ın mı, bütün milletin korkusu! • • • Erdal İnönü minareye çıkmtş... Iktidarda oJsa 'hadi kılıf hazırlıyor" diyelim!.. • • • Bir haber: "Bakan Taner inandırıcı değil." Hangi bakan inandırıcı ki? Şinasi Nahit Berker ANAP'lı Hocaoğlu, şu anda TBMM'nin en meşhur başkanvekili. Hocaoğlu'nun oturum yönetmek için kürsüye çıktığı gün, muhalefetin özellikle SHP'lilerin tansiyonları yükseliyor. Hatta bazı SHP'lilerin Hocaoğlu'nun yöneteceği oturumlardan önce "her tür ihtimale karşı" "diazem" yuttukları iddialar arasında. Hatırlanacağı gibi Hocaoğlu son olarak DYP'Iİ Yıldınm Avcı'nın yönetmesi gereken, Cumhurbaşkanı'nın mal varlığı ıle ilgili önergenin görüşüleceğı oturumu, yetkısıni kullanarak kendisi yönetmiş, sonra da genel kurul kararı ile önergeyi gündeme sokmamıştı. Bütün bunlardan sonra ertesi günkü genel kurul toplantısında SHP'li Rıza Yılmaz, oturduğu yerden söz istedi. Hocaoğlu, muhalefet sıralarından gelen sesleri genellikle duymamakla biriikte bu kez duydu. Ama Yılmaz'a yine söz vermedi. Bunun üzerine Yılmaz, "Siz yanlısınız. Yansız bir yönetim gerçekleştirmiyorsunuz. Hep olay çıkarıyorsunuz" sözlerine de davudi sesi ile hemen yanıtı yapıştırdı: "Bunlar eski plak oldu. Nakarat oldu, nakarat, geçin bunları"... MIT'IN BRIFINGI Eski köye yeni âdet MİT Müsteşarı Korgeneral Teoman Koman'm Başbakanlık'a çağnlarak tüm bakanlar önünde kendisinden iç güvenlikle ilgili brifing alınmasına ilişkin tartışmalar sürüyor. Tartışma daha çok, brifingde söylenenler ya da söylendiği söylenenlerin içeriği üzerine. Ancak, olayın "şekli" üzerinde pek duran yok. Yani, Başbakanlık'a bağlı bile olsa, çok duyarlı bir görevin başındaki kişinin Başbakanlık binasında tüm bakanların önünde çok duyarlı bazı konularda açıklama yapmaya zorlanması olağan mı? Yaptığımız araştırmada gördük ki MFT müsteşarlarının hiçbirisi şimdiye kadar hiçbir hükümet zamanında böyle bir brifing vermemişler, kendilerinden böyle bir istemde de bulunulmamış. Bunun canlı tanıklarından birisi de Necdet Calp. Calp, 1960'tan sonra kurulan İnönü hükümetleri zamanında uzun süre Başbakanlık özel Kalem Müdürlüğü, 12 Eylül'den sonra da bir süre Başbakanlık Müsteşarlığı yaptı. Daha sonra politikaya atılarak HP'nin genel başkanlığım da yapan ve şu sıra köşesine çekilen Calp, Başbakanlık'ta gerek özel kalem müdürü ve gerekse müsteşar olarak görev yaptığı dönemlerde böyle bir olaya rastlamadığını söyledi ve o günkü uygulamalar hakkında şunları söyledi: "Bizim görev yaptığımız dönemlerde de MİT müsteşarları Başbakanlık'a geldi. Ancak sadece başbakanlarla özel randevulu olarak görüşürlerdi ve bundan aynı bina içinde bile çok az kişinin haberi olurdu. Raporiarım verir, geldikleri gibi sessizce ayrılır giderierdi. Bunlar, her konuda olduğu gibi bu konuda da eski köye yeni âdet getiriyorlar. Olmaz böyle şey." SUÇLULAR Bu tipi tanıdınız mı? Ülkemizin ünlü ceza hukukçusu, hukukçuların deyişiyle "hocalann hocası" Prof. Faruk Erem, Adalet Psikolojisi adlı kitabında çok ilginç konuları inceliyor. Suçlu psikolojisi, usul psikolojisi ve mahpusun psikolojisi gibi ana konuların ete alındığı kitapta, bir de suçlu türlerinin tanımı var. Hocanın kitabında yer alan bilgiye göre suçlular, beden yapılan yönünden üçe aynlıyor: Astenik tipler, atletik tipler ve piknik tipler. llk iki tipin tanımı uzun. Ancak son tip, yani piknik tipi suçluların tanımı hem kısa hem ilginç: "Orta bir boy, tıknaz bir endam, omuzlar arasına oturtulmuş kısa ve kalın bir boyun, bunun üstünde yumusak ve geniş bir çehre, asağı doğru genişleyen derin ve mukayves (kavisli) göğsünün altından tasan şisman bir karın." KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK L PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEH ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI !__$ LAĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JIM DAVIS TARİHTE BUGÜN MVMTAZ 11 Kasm ÇELIK MASKEU NAYDUTl 188O'J>£ SuGi/At, Jvusrr&u. yAU H4rc>ar NCD tceuy. Mtçrr. /ei/l*/£>4 AS/U./ KELLY, U6/HPAN nirUKLA»A D/Şf YJtfAMIN/l T7fAN UÇ POLlS/ HA OA DıKjeATı ÇEKMıfTI. PUU^S ILAMCA& OMEMÜ ÖCÜLLBS V*4P£PırO&C>U OVtlN ıÇl'N.. MED <ELLV fff/e HAy&ur OLMASft/A KA/eŞfM, HALK */&• PA- ĞlSl Z£N6<HL£gP£N ACIP PAtCrKLEgE PAĞrTTrĞf SÖr- LEMTrSr YAY6rMLAÇMtŞTt• EYLEMLEiet S/KAStNDA Ç£- UK 8t% MASKE mKM4SI pA OHU Ğ ALİAĞA ASLlYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN İLAN Dosya No: 1989/352 Esas Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalılar Vural Top- kaya ve Ali Sarel aleyhine alacak davasının mahkememizde yapılan açık duruşmalan sırasında verilen ara karar geregince; Adresinize tebliğ olunan davetiyenin tebliğ edilemedigi ve açık ad- resıniz tespit edilmediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar ve- rilmiştir. Vural Topkaya'nın mahkememizde yapılacak 27.11.1990 gunQ saat 9.35'teki duruşmada hazır bulunması aksı takdirde HMUK.'nın 509 ve 510. maddeleri gereğınce yokluğunda duruşma yapılıp karar veri- leceği teblig olunur. 25.10.1990 İLAN İZMİR 5'İNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas 1989/1238 Davacı özgür Kopan tarafından davalı Kemal Kopan aleyhine açı- lan boşanma davasında davalı adına yaptınlan tüm aramalara rağ- men bulunamadığı ve adresinin de tahkik ettirilemediğinden, davalı- nın dosyada mevcul Yeniçarlık 4668 sokak No: 20 Bozkaya tzmir ad- resinden bulunamadığından, adına ilanen tebligat yaptırılmasına ka- rar verilmiş olmakla, Duruşma günü olan tzmir S. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 3.12.1990 günü saat 10.30'da hazır bulunması veya kendini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde yargılamanın yokluğunda devam ede- ceği ve hukum verileceği davetiye makamına kaim olmak Ozere Uan olunur. 22.10.1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle