Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ST R A T E J İ c 12 Eylül’ün SolKırımı Mustafa BALBAY ‘öngörü, savunma, izleme ve tepki gösterme’nin önemine vurgu yapan 11 Mart 2004’te İspanya’da ElKaide belgeyle, terörizmin yeni elemanlar tarafından gerçekleştirilen bombalı kazanmasının önlenmesi, AB'nin dış saldırılarla AB, ilk defa “11 Eylül tipi” bir sınırlarında güvenliğin artırılması, terör terör yaşamış oldu. Kendi evinde vurulan AB, terörizmle mücadelede daha etkili olma zanlılarının izlenmesi için telefon görüşmeleri ve internet verilerinin kayıt amacıyla operasyonel davranmaya öncelik altına alınması, kamuya açık alanlarda verdi. Bu bağlamda bilgi alışverişinde güvenliğin daha fazla sağlanması, pasaport güvenlik güçlerinin, yargı otoritelerinin ve kimliklerde sahtecilik yapılmasının ve istihbarat servislerinin karşılıklı güvenini engellenmesi gibi terörle mücadele artıran ve operasyonel bilgi alışverişini önlemleri alındı. AB, Adalet ve İçişleri mümkün kılan yeni bir koordinasyon Alanında daha yakın işbirliğini sağlama mekanizması kurulmasına karar verildi. amacıyla oluşturduğu 20052010 yılları Olaydan sonra toplanan zirve sonucunda, arası dönemi kapsayan 5 yıllık ‘Hague AB’nin dayanışmasını ve kararlılığını Programı’yla, öncelikli işbirliği konularını yansıtan bir deklarasyon yayınlandı. 2001 içeren bir program hazırladı. Bu konu Terörle Mücadele Eylem Planı’nın da başlıklarından terörizmle mücadele başlığı gözden geçirilmesine kararı verildi ve altında teröristlerin yakalanması, Haziran 2004’te kabul edilen yeni ‘Eylem soruşturulması ve mahkemeye sevki; Planı’nında, terörizmle mücadeleye yönelik terörist saldırıların engellenmesi, yedi stratejik amaç belirlendi. Bunlar, teröristlerin finansal ve ekonomik terörizmle mücadelede uluslararası görüş kaynaklara ulaşımının önlenmesi ve bilgi birliğini arttırmak ve çabayı güçlendirmek, değişiminin sağlanması gibi önlemlerin teröristlerin finansal ve ekonomik alınması da öngörüldü. 2007’de ise daha kaynaklara ulaşmasını engellemek, AB önce hazırlanan Terörle Mücadele Eylem kurumları ve üye devletlerin teröristleri Planı’nda yer alan ‘öngörü, savunma, bulma, araştırma, sorgulama ve terörist izleme ve tepki gösterme’ başlıkları saldırıları önleme kapasitelerini en üst altındaki önlemlerin genişletilmesiyle seviyeye çıkarmak, uluslararası ulaşım Eylem Planı revize edildi. güvenliğini korumak ve sınır kontrollerinde 21. yüzyılda terör büyüyen bir tehdit etkili sistemleri sağlamak, üye devletlerin olmaya devam ediyor. Küreselleşmenin terörist saldırıların sonuçlarıyla başa çıkabilme kapasitelerini arttırmak, terörizme getirdiği paranın serbest dolaşımı, seyahat özgürlüğü gibi olanaklar ve yüksek neden olan faktörler ve terörizmin insan kazanmasına yol açan sebepleri tespit etmek teknolojinin kolaylıklarından da faydalanan terörizm devletlerin güvenlik algılamaları ve AB’nin üçüncü ülkelerle dış ilişkilerinde için büyüyen bir tehlike. AB de söz konusu önceliği antiterörist niteliğe sahip veya mücadele kapsamında aldığı önlemleri terörizmle mücadelede yardıma ihtiyaç kimilerine göre “abartarak” kimilerine göre duyan ülkelere vermek şeklindeydi. de “normal olarak” genişletmeye çalışıyor. Örneğin, Nisan 2008’de Avrupa Adalet ve LONDRA SALDIRILARI İçişleri Toplantısı’nda çıkan karara göre, Temmuz 2005’te Londra’da gerçekleşen terörist saldırıları teşvik etmek, terör için terör saldırıları ise AB’yi terörle eğitmek tüm Avrupa’da suç kapsamına mücadelede ‘daha da etkili ve sert’ giriyor; interneti de militanlar için yerel stratejiler geliştirmeye sevk etti. Bu grupları özendirmek ve harekete geçirmek bağlamda Aralık 2005’te ‘AB Terörle için eğitim kampı olarak değerlendiren AB, Mücadele Stratejisi’ kabul edildi. Terörle bu tür sitelerin kaldırılması kararı aldı. mücadelede etkili olmayı sağlayacak Türkiye’de de son zamanlarda yaşanan terör olaylarından ötürü Madrid’teki terörist saldırı... terörizmle mücadele kapsamında daha etkili yasalara ihtiyaç duyulduğu tartışılıyor. Ancak, AB Parlamentosu’nda konuya ilişkin görüşler, Türkiye’nin mevcut düzenlemelerinin yeterli olduğu şeklinde. TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, AB’nin “terörle mücadele yöntemlerini” görmezden gelen bir tavırla, terörle mücadele kanunlarını sertleştirerek terörle çok daha etkin mücadele eden ülke bilmediğini söylüyor. AB, üye ülkelerdeki düzenlemelerini “yerinde” bulurken, konu Türkiye’ye gelince daha farklı davranıyor. Görüldüğü üzere AB kendisini “korumak” için “özgürlüğün” sınırlarını zorlayan önlemler ala dursun hatta önleyici vuruşlar yapa dursun, Türkiye’nin ulusal güvenliğini çeyrek yüz yıldır tehdit eden terör sorunu ile mücadele etmesine engel olmaya hatta köstek olmaya devam ediyor. 78’LiLER Kendi önlemlerini savunuyor, Türkiye’yi eleştiriyor… AB üyesi devletler, terör saldırılarını yaşayana kadar bu konuda sert önlemler almadıkları gibi, duyarlı olan Türkiye’yi de eleştiriyorlardı. Madrid ve Londra saldırıları üye devletleri sertleştirmesine karşın, Türkiye’nin önlemleri halen daha eleştiriliyor. AB’Yİ KENDİ EVİNDE VURUYOR AB’nin terör ikilemi Eylül saldırılarından önce terörle mücadele AB’de, devletlerin egemenlik yetkileri altında değerlendirilmekteydi ve bu konuda örgütsel düzeyde bir işbirliğinden öte üye devletler, ikili veya bölgesel düzeyde anlaşmalarla yetiniyorlardı. Ancak 11 Eylül’ün ardından, bu eylemin etkilerinin küresel çapta olacağını değerlendirmede gecikmeyen AB, terörizme bakış açısını değiştirdi, küresel boyutta bir tehdide dönüşen terörizmle mücadele edebilmek için birlikte hareket etmenin daha etkili olabileceğini düşündü. AB, 11 Eylül öncesi terörizmle ilgili ciddi anlamda örgütsel, ortak bir politikaya sahip değildi; bu olaydan sonra ise terörizme karşı ortak bir strateji belirleme ve yeni politikalar geliştirmeye yönelik girişimlerde bulundu. Bu bağlamda, 21 Eylül 2001’de yapılan olağanüstü AB Zirvesi’nde bir ‘eylem planı’ hazırlandı, bu eylem planı çerçevesinde ortak bir terör tanımı yapılarak AB’nin terörizmle mücadeledeki genel çerçevesini oluşturacak beş başlık hazırlandı. Üye devletler arasında polis ve adli birimlerin işbirliğinin geliştirilmesi, terörizmle mücadele kapsamında düzenlenen uluslararası sözleşmelerin üye ülkelerce kabul edilmesi, terörizmin mali kaynaklarının önlenmesi, uçuş güvenliğinin arttırılması ve birliğin küresel bazda gerçekleştireceği faaliyetlerinin eş güdümüne yönelik düzenlemeleri içeren Eylem Planı’yla AB, terörle mücadelede temel stratejilerini belirlemiş oldu. Aralık 2001’de ise, üye devletlerin politikalarının uyumlaştırılması amacıyla Londra’daki terörist saldırı... Konsey, ‘Terörle Mücadelede Ortak Tutum’(Council Common Position on Combating Terrorism) belirledi. AB’nin belirlediği söz konusu ‘Ortak Tutum’da: Terör örgütleri ve teröristlere maddi destek sağlamanın cezalandırılması, Terörist eylemler gerçekleştiren ya da gerçekleştirme girişiminde bulunanların, terörist eylemlere 11 Ceren TÜZE TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası hizmet edenlerin, bu kişiler tarafından direk ya da dolaylı olarak sahip olunan kuruluşların, bu kişilerin yararına ya da emirleri doğrultusunda çalışan kişi ve kurumların mal varlıklarının dondurulması, Terörist eylemlerde bulunan kişilere silah sağlanmasının engellenmesi; Terörist eylemi planlayan, destekleyen, finanse eden kişilere güvenli bölge sağlanmaması ve bunların üye devletleri ve üçüncü ülkeleri hedefleyen eylemlerinde üye ülke topraklarını kullanmalarına izin verilmemesi, Üye devletler ve üçüncü devletler arasında bilgi değişiminin sağlanması ve işbirliğinin güçlendirilmesi şeklinde birtakım uygulamalar öngörüldü. Bunlara ek olarak, listesi yayınlanan terörist kişi ve gruplarla ilgili önlemleri içeren ‘Terörizmle Mücadelede Özel Önlemlerin Uygulanmasına İlişkin Ortak Tutum’(Council Common Position on the Application of Specific Measures to Combat Terrorism) kararı da alındı. AB’nin yine terörle mücadele kapsamında belirlediği bir diğer temel belge de 2002’de kabul edilen ‘Terörizmle Mücadeleye İlişkin Konsey Çerçeve Kararı’dır. Tüm üye devletler, ulusal mevzuatlarını bu belgeyle uyumlaştırmakla yükümlü oldular. Böylelikle AB, terörle mücadelede kendi açısından önemli adımlar atmış oldu.