Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 27 Ekim 2008/226 Filistin sorununun çözümü için hüsranla biten girişimleri yenisi izliyor. İsrail’in 1967 sınırlarına çekilmesi, Arap ülkelerinin Tel Aviv’le ilişki kurması eksenindeki Suudi planı beklenen ilgiyi görmedi. Yeniden Suudi planı H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası mvurmay@tusam.net Filistin sorunundaki son girişim… Brown ve eşi... srailFilistin Sorunu ya da literatürdeki ismi ile “Ortadoğu Sorunu”, hiç şüphe yok ki dünya tarihinin en çetrefilli sorunlarından biri. Yıllandıkça daha da bir girift hale gelen sorunun zaman içersinde aktör ve faktörlerinin değişmesi, yine sorunun hem etkileyip hem de etkilendiği bölgesel ve küresel sistemlerin süreç içerisinde farklı şekillerde konumlanması Ortadoğu Sorunu’nu çözümsüzlüğe mahkum ediyor. Nitekim yarım yüz yılı aşkınca bir süredir kanamaya devam eden Ortadoğu’nun bu kronik yarasına, sorunun patlak vermesinden bu yana ortaya atılan, işlevsel ya da sadece görsel İSRAİL TEMKİNLİ nitelikteki onlarca Geçmiş planlara oranla l edilmiş çözüm/barış planı da ? İsrail'in, Golan ve Lübnan'daki işga daha ılıman görünse de yine i ettiğ l işga merhem olamadı. Ne topraklar dahil olmak üzere 1967'de de Plan’a temkinli Madrid ve Oslo Barış topraklardan çekilecek. yaklaşmayı tercih eden leti Görüşmeleri ne ? Başkenti Kudüs olan bir Filistin Dev İsrail, özellikle Filistinli “Ortadoğu Dörtlüsü”nün kurulacak. mültecilerin geri dönüşü ra lı kara “Yol Haritası”, ne Şarm ? BM'nin 1949'da kabul ettiği 194 sayı konusundaki katı tutumunu bir adil a el Şeyh ve Annapolis uygun olarak Filistinli mülteci sorunun değiştirmeye yanaşmıyor. Zirveleri ne de 3. kez çözüm bulunacak. İsrail Savunma Bakanı p ülkeleri İsrail gündeme getirilmeye ? Bu şartlar sağlandığı takdirde Ara Ehud Barak, her ne kadar hazırlanan Suudi Barış ile normal ilişkiler kuracak. “İsrailli liderler, Suudi Planı, İsrail ve Filistin Arabistan’ın İsrail’le Arap arasındaki sorunun dünyası arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini çözümünde etkili olamadı. Hele ki bugün gelinen öngören geniş kapsamlı planı ciddiyetle noktada tarafların içsel özellikleri de göz önüne incelemektedir” ifadesini kullansa da, yani 2002’ye alındığında çözüm bir yana dursun, sorunun içinde göre prensipte plana daha ılımlı yaklaşılsa da İsrail’de yeni sorunların peyda olduğu görülüyor. Hem İsrail kafalar karışık. Zira ülkede halen sağlıklı işleyen bir hem de Filistin’deki siyasal ve toplumsal bölünmeler siyaset ritmi tutturulabilmiş değil, hatta (yazıldığı ve her iki tarafın da ciddi anlamda muzdarip olduğu sıralarda) Ehud Olmert’in istifası ile boşalan “lider sorunsalı” ve tabii ki göz ardı edilemeyecek bir Başbakanlık koltuğu halen boş durumda ve şekilde konu üzerinde etkili olan bölgesel ve küresel Kadima’nın yeni lideri Tzipi Livni henüz bir hükümet konjonktürün istikrarsız yönelimleri, söz konusu kurulabilmiş değil. Yani İsrail’de iç siyasette sular çözümsüzlüğü daha da bir kör düğüm haline getiriyor. durulmuş sayılmaz. Aynı şekilde Filistin’de de El Hal böyle olunca da ortaya atılan afili çözüm/barış FetihHamas kavgası siyasi arenadaki yerini koruyor. planları da daha en başından inandırıcılığını yitiriyor. Haliyle Plan, teorikte uygulanabilir görünse, hatta sözde niyetler aynı yönde olsa da her iki tarafı da esir YENİDEN SUUDİ PLANI alan siyasi belirsizlik planın pratiğini tartışılır hale Bu çözüm/barış planlarından biri olan Suudi Barış getiriyor. Planı, bugünlerde Sonuç itibari ile Abbas Ortadoğu’nun yoğun iki devletli çözümün Meşal gündemindeki yerini farklı amaçlarla da aldı. İlk olarak 2002 olsa İsrail’de yılında Beyrut’ta dillendirilmeye düzenlenen Arap başlandığı bir Birliği Zirvesi’nde dönemde yeniden dönemin Suudi gündeme getirilen Veliaht Prensi, Suudi Barış bugünün Suudi Planı’nın Kralı, Kral Abdullah uygulanabilirliği için tarafından hazırlanan dışarıdan ve günün bakıldığında uygun koşullarında pek de bir zaman aralığı fazla uygulanma yakalanmış şansı bulamayan gözüküyor ancak Plan, 2007 yılında mercek yine gündeme büyütüldüğünde gelmiş fakat yine zeminin barışa yine benzer nedenlerden geçit vermeyeceği dolayı üzerinde fazla açıkça görülebiliyor. durulmamıştı. İ Şimdilerde ise genel itibari ile İsrail’in 1967 sınırlarına çekilmesini, Filistin Devlet’inin resmen kurulmasını ve buna karşılık Arap ülkelerinin İsrail’le olan ilişkilerini normalleştirmesini öngören söz konusu plan, Suudi Arabistan eski istihbarat şefi ve Kral Faysal Araştırma ve İslami Çalışmalar Merkezi başkanı Turki el Faysal tarafından üzerinde yapılan değişikliklerle yeniden masaya getirildi. Ancak hem İsrail hem de Filistin’deki olumsuz siyasi atmosfer nedeniyle olsa gerek, birçok yönden yılgın olan her iki halkın da plana olan inancı oldukça zayıf görünüyor. Siyasiler, özellikle de “ılımlı Arap kanadı” ve İsrail’in görece “ılımlı sol cenahı” Suudi Planı’na olan inançlarını şimdiden açıkça belli etmiş durumdalar. Bağımsız gözlemciler ise planın işlevselliği konusunda geçmiş deneyimleri referans göstererek önemli ölçüde şüphelere sahipler. Suudi Barış Planı Brown’ın yıldızı parladı C. Akça ATAÇ catac@gmail.com Ekonomik krizin Avrupa’ya yansımaları… K üresel krizin gözle görünür bir şekilde salladığı ülkelerin başında, hiç şüphesiz İngiltere geliyor. Son 17 yılın en yüksek işsizlik oranını gören İngiltere’de, işini kaybedenlerin sayısının 2009 yılının sonuna kadar artmaya devam ederek 2 milyon kişiyi hayli geçeceği tahmin ediliyor. Krizin hemen sona ermesi beklenmediğinden, birbiri ardına acil önlem paketleri açıklanırken, ülkenin bankacılık ve yatırım faaliyetlerinin odak noktası olan, Londra’nın “The City” olarak bilinen kısmına yönelik özel tedbirler ilk sırada yer alıyor. Bu yılın sonuna kadar 60 bin kişinin daha işsiz kalması beklenen “The City”de yoğun bir şekilde bulunan bankalar ve diğer yatırım ve finansman şirketlerini kurtarmak için İngiliz hükümeti, 37 milyar sterlinlik bir garanti paketi açıkladı. Son üç ay içinde negatif büyüme gösteren ülke ekonomisinin durgunluğa (resesyona) girmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını açıklayan Maliye Bakanı Alistair Darling, geçen pazar günü Sunday Telegraph’a verdiği mülakatta “borç alarak kamu harcamalarını mutlaka artıracaklarının”, böylece “konut taksit ödemesi olanların ve işlerini korumak isteyenlerin” durgunlukta boğulmasının önleneceğinin garantisini verdi. Kurtarma planının ikinci aşamasında kısa vadede “büyük kamu harcamaları” öngörülürken uzun vadede, İngiliz ekonomisinin “The City”ye olan bağımlılığının azaltılması düşünülüyor. Bu arada da, banka yöneticilerinin ve üst düzey çalışanların çok yüksek maaşları ve neredeyse sınırsız ikramiyeleri iyice göze batmış oldu.