15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

risinde olduğu Makedonya ile ekonomik ilişkileri beklenen düzeyde değil. Makedon ekonomisi bugün büyük oranda dış piyasalara, özellikle de siyasi sorunlar yaşadığı Yunanistan’a bağlı durumda. İhracat, 2007 yılı Ocak–Mayıs döneminde bir önceki yıla nazaran iki katına çıksa da hâlâ düşük düzeydedir. Buna mukabil ithalat hiçbir zaman ticari ilişkilerin başladığı yıl olan 1995’teki seviyesini yakalayamamıştır. Makedonya ekonomisinde yer alan Türk sermayesi de aynı şekilde beklenen oranda değildir. İnşaat ve telekomünikasyon alanında başlayıp ambalaj, gübre, ayakkabı, gıda vb sanayilerde piyasaya giren Türk firmalarının sayısı resmen 200 olmasına rağmen, Üsküp Büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliği tarafından bu sayı 45 olarak bildirilmiştir. Bu şirketlerin Makedon ekonomisine katkıları sadece 20 milyon dolardır. Bu rakam da Üsküp Büyükelçiliğinin verdiği sayıyı doğrulamakta, 150’den fazla şirketin aslında faaliyet göstermemekte olduğunu ortaya çıkarmaktadır. ESKİ YUGOSLAVYA Siyasi kargaşalıklar, ulaşım zorlukları gibi sorunlardan dolayı eski Yugoslavya ülkelerinden Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ ve Slovenya ile ticari ilişkiler ise kısıtlı kalmıştır. Bu yıl söz konusu ülkelerle yapılan ticaret hacmi geçen yıllara nazaran yüzde 100’ün üzerinde artış göstermiş ancak yine de hiçbiri 200 milyon dolara bile ulaşamamıştır. Yine de bu ülkelerle olan ticarette açık vermememiz sevindiricidir. 2004 yılı verilerine göre; bu ülkelerden sadece Sırbistan’da 14, Karadağ’da ise 1 adet Türk faaliyette olup ne kadar yatırım yaptıkları bilinmemektedir. Hırvatistan ile 1994’ten bu yana 12 ticari anlaşma imzalanmış olmasına rağmen bunlardan sadece 4 tanesi resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girebilmiştir. Öte yandan Hırvatistan ve AB ülkesi Slovenya’da hiçbir Türk firması yer almazken Türkiye’de 3 Sloven firması faaliyettedir. Balkanlar’ın ekonomik anlamda büyüyen ülkesi Yunanistan ile son yıllarda artan ticarette Türkiye’nin lehi ne gelişen bir durum gözlenirken, yatırım açısından tam tersi göze çarpmaktadır. Ticarette, Türkiye ticaret fazlası vermekteyken, Yunanistan’ın Türkiye’de gerçekleştirdiği çok büyük yatırımlara Türk sermaye sahipleri karşılık verememektedir. 2007 yılının ilk beş aylık döneminde Yunanistan’a yapılan 800 milyon dolarlık ihracat, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 2’sine karşılık gelmektedir. Bu rakam geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 44 daha fazladır. İthalat ise yüzde 20’lik bir azalma göstermiş ve 350 milyon doların altında düşmüştür. Ancak yatırım açısından durum farklıdır. Bugün Türkiye’de ikisi banka olmak üzere toplam 130 Yunan şirketi faaliyet gösterirken, Yunanistan’da faaliyet gösteren Türk şirketlerinin sayısı 9’dan ibarettir. Bu durum ileriki yıllarda Türk sanayicisini zor durumda bırakarak, uzun vadede siyasi arenada Yunanistan’ın eline pek çok anlamda koz verebilir. Örneğin, Türk bankalarının Yunanlıların eline geçmesi, Türk girişimcilere, Türk yatırımcılarına Yunanistan milli çıkarlarına aykırı olduğu iddiasıyla büyük zorluklar yaşatabilir. C S TRATEJİ Romanya’da çelik kapı sektörünün yüzde 70’i Türk firmaların elinde... 5 BALKANLARDA AKTÖR OLMAK Son yıllarda Türkiye’nin Balkanlar’a yönelik ticaretinde ciddi artışlar gündeme gelmeye başladı. Balkanlar’daki Türk varlığı Türkiye’nin bölgesel çıkarlarıyla değil şirket çıkarlarıyla uyumluluk gösteriyor. Görüldüğü gibi son yıllarda Türkiye, Balkanlarda özellikle Bulgaristan ve Romanya’da ciddi biçimde ekonomik ilerleme göstermiştir. Ancak başta Yunanistan olmak üzere diğer yabancı devletlerin faaliyetleri göz önüne alındığında bu bölgesel bir güç olmak isteyen Türkiye’nin yetinmesi gereken seviye değildir. 1995’te ilk adımları atılan bu ekonomik işbirliklerin ilerleyen yıllarda beklenen seviyede olmadığı gözlemlenmektedir. Ticarette son iki üç yılda ortalama olarak yüzde 80’lere varan artışlar gözlemlenmesine rağmen rakamlar hâlâ çok düşük düzeydedir ve bazılarında 200 milyon doların bile altındadır. Yatırımlarda ise durum daha da kötüdür. Türkiye, bölgenin diğer büyük ülkesi Yunanistan’ın yanında bu konuda âdeta yaya kalmıştır. En büyük açmaz da kayıtlı Türk firma sayısının faal durumda olanlardan oldukça fazla olmasıyla ilgilidir. Daha da önemlisi, diğer büyük ülkelerin aksine Türkiye’de işadamlarının çoğunluğunun devlet politikalarına göre değil, daha ziyade şirket çıkarlarına göre hareket etmeleri, Türkiye’nin ekonomik gücünü siyasi alana taşımasını zorlaştırmaktadır. Türkiye’nin zaten tarihi ve kültürel bağlarının olduğu bölgede bu kozu da kullanması uzun dönemde Balkan siyasetinin belirleyici aktörü olmasını sağlayacakken bu konuya ciddi bir şekilde ilgi gösterilmemesi büyük kayıp olarak değerlendirilmelidir. Dipnotlar: 1 Türkiye’nin GSMH’sı 393 milyar Dolar iken Yunanistan’ın 300 milyar Dolar’dır. 2 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=523 3 http://www.oecd.org/dataoecd/49/39/34479020.pdf 4 http://www.deik.org.tr Balkanlardaki Türk Nüfus alkanlar aslında Türkiye için sadece bir ekonomik ilişki alanı değildir. XIV . yüzyıldan itibaren bölgeye yerleşen Türk boyları, bölgede önemli bir Türk nüfusu oluşturmuştur. Bugün de bölgedeki varlıklarını sürdüren Türkler, Türkiye’nin bölgeyle bağ kurabilmesinde önemli bir katalizör görevi üstlenebilirler. Zira bugün Bulgaristan nüfusunun yüzde 10’luk kesimini oluşturan Türkler, siyasi partileri "Hak ve Özgürlükler Hareketi" ile Bulgaristan siyasetinde faal görev almaktadırlar. Bu parti bugün kabinede üç bakanla temsil edilmektedir. Ancak Türkler diğer Balkan ülkelerinde bu kadar siyasi hak sahibi değiller. 150.000 kadar Batı Trakya Türkü’nün yaşadığı Yunanistan’da bağımsız adaylar için getirilen yüzde 3’lük baraj yüzünden mecliste temsil edilmeleri zorlaşmış durumdadır. Çeşitli partilerden siyasete giren Türklerden bugün sadece bir milletvekili ve birkaç belediye başkanı Yunan aktif siyasetinde yer almaktadır. 80.000 Türkün yaşadığı Makedonya’da ise Türkler "Türk Demokratik Partisi" çatısı altında siyasi faaliyetlerini sürdürmektedir. Sosyal–demokrat, liberal–demokrat, Ulahlar ve Sırplarla ittifak kuran parti şu an 120 sandalyeli Makedon meclisinde sadece 2 üyeyle temsil edilmektedir. Türk yatırımcıların önemli ölçüde bulunduğu B Romanya’da ise Türk nüfusu 70.000’lere kadar inmiştir. "Demokratik Türk Birliği Partisi" olarak siyasi arenada yer alan Türk partisi 332 sandalyeli Rumen parlamentosunda yalnızca 1 üyeye sahiptir. Nihaî statüsünü bekleyen Kosova’da ise 2 milyonluk nüfusun yüzde 1’lik kesimini oluşturan Türkler "Kosova Demokratik Türk Partisi" ile 120 sandalyeli mecliste 3 üyeyle temsil edilmektedirler. Bütün bunların dışında Sırbistan’ın Sancak bölgesinde yaşayan Türkler olmakla birlikte sayıları hakkında kesin bir bilgi yoktur. 1953 yılındaki nüfus sayımında bölgedeki Türk nüfusu 14.000 olarak tespit edilmiştir. Bugün kendilerini Boşnak veya Müslüman olarak tanımlamaktadırlar. Sonuç olarak bugün Balkanlarda 1–1,5 milyon civarında Türk nüfusu barınmakta ve kendi siyasi partileriyle aktif politikada yer alabilmektedirler. Belene Kampı’na hapsedilen Türkler...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear