23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

20 görülen Medine Tümeni’nin 80 km. kadar derinde mevzilenmiş olan tanklarını ve topçusunu yok etme görevi verilmişti. Irak hava savunması bastırıldıktan sonra harekete geçecek olan Apacheler, "derin vuruş" doktrini doğrultusunda alçaktan hızlı uçarak cephe gerisine sızacaklardı. Saldırıdan önce hedeflerini belirleme talimatı alan pilotlara benzin istasyonlarına ve camilere dokunmamaları emredilmişti. SOVYET TANKLARINA GÖRE EĞİTİM Alay daha önce Kosova’da konuşlandırılmış, ancak buradaki harekata katılmamıştı. 2002 sonbaharı boyunca da Polonya’da talim görmüştü. Eski Sovyet yapısı Irak tanklarına karşı koyabilmek için eski bir doğu bloku ülkesinde eğitim görmesi bir tesadüf değildi. 24 Mart akşamı başlayacakları harekat, gelen olumsuz meteoroloji raporu yüzünden bir gün erkene alındı. Saldırıdan bir saat önce uçaklar bölgedeki hedeflere bomba yağdıracak, yarım saat önce de Amerikan topçusu her biri 950 misket bombasından oluşan 32 ATACMS füzesi yollayacaktı. Bu kuvvetli bir savaş sisteminin öldürücü vuruşunun bir parçasıydı. Ancak aşamalarla bu sistemi sıraya koymak, aynı zamanda ne yapılacağı konusunda düşmana da önceden ipucu vermek demekti. Bu arada Saddam Fedaileri de büyük ihtimalle bölgeye sızarak 36 Apache’nin Amerikan 3. Piyade Tümeni’nin ileri ikmal merkezinde konuşlanmasını izlemek suretiyle taze istihbarat çalışmaları yapıyorlardı. Irak’ın Hava Savunma Okulu’nun Kerbela’da olması da Apacheler’in aleyhine bir durum yaratıyordu. Ayrıca elde yeterli istihbarat ta yoktu. Kerbela Harekatı’ndaki Apacheler’e, adeta 1854’te Balaclava’daki İngiliz Hafif Süvari Tugayı’nın rolü verilmişti. Ne de olsa saldırı için verilen görev, yapılması imkansız bir iş olarak görülmekteydi. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, daha harekat başlarken bir çok terslik birbirini izlemeye başlayarak planların bozulmasına neden oldu. Iraklıların aldığı insana dayalı basit önlemler nedeniyle bu teknolojik silahlardan istenilen düzeyde yararlanılamadı. 2324 Mart Kerbela harekatında 30 helikopterin yalnızca birisi hasarsız dönerken, pilotlara sağlanan koruma öne çıktı. APACHELERE KARŞI ÖNLEM Köylerden kentlere kadar küçüklü büyüklü bütün yerleşim merkezleri Apacheler’in haritalarında işaretliydi. Helikopterler buralardan uzak durarak gizlilik özelliklerini artıracaklar ve böylece bu kesimlerden gelebilecek isabetli atış olasılığını da azaltacaklardı. Ancak harekat başladığında bu yerleşim merkezlerinin haricindeki küçüklü büyüklü çok sayıda çiftliğin yaydığı ve Bağdat’a kadar kesilmeksizin uzanan ışıkların yoğunluğu Apacheler’in gecegörüş sistemlerini felç ederken, 30 metre kadar yüksekte uçan helikopterleri de açığa çıkarttı. Ayrıca Amerikan taktiklerini iyi etüd etmiş olan Iraklılar, tellere takılmaktan korktukları için Apachelerin elektrik direklerinin olmadıkları bölgelerden uçtuklarını biliyorlardı ve böylece ateş güçlerini bunu göz önünde bulundurarak diğer bölgelere yoğunlaştırmışlardı. Bu arada önden uçan helikopterlerin çıkardıkları gürültüyle adeta arkadan gelen filoyu belli etmeleri de Irak savunma ateşinin doğruluk derecesini yükseltmiştir. Ayrıca Iraklı gözcüler Apacheleri gördükten sonra haber verdiklerinde yakındaki bir yerleşim merkezinin ışıkları önce sönüyor, sonra yanıyor ve böylece ilkel ama son derece hızlı bir haberleşme ve tespit yöntemi kullanıyorlardı. Sonunda basit tüfeklerden ve Kalashnikovlar’dan, S60 uçaksavar toplarına, ZU232 ve 14,5 mm.’lik ZPU türevi çift namlulu uçaksavarlara, RPG7 roketatarlarına, SA7 ve SA14 füzelerine kadar çok sayıda Irak silahı Apachelerin üzerine ateş kustu. Helikopterler hızla yaralar almaya başladılar ve harekatın gidişatı da böylece tehlikeye girdi. Sonuçta asıl hedef olan T72’lere ulaşan sadece bir Apache oldu ve o da yoğun ateşten dolayı tek bir füze bile atamadan geri dönmek zorunda kaldı. Iraklıların uyguladıkları savunma taktiği Apachelerin yok edilmesi değil, harekat kabiliyetlerinin sıfırlanması üzerine kurulmuştu. Dolayısıyla Apacheleri hedef almak yerine ateş duvarı oluşturdukları için, bir helikopter haricinde filonun tamamı aldıkları yaralara rağmen kalkış noktalarına geri dönmeyi başarmışlardı. Harekatta yok edilmesi planlanan 30 T72 tankının hiçbiri hasar görmezken, 30 Apachenin 29’u ciddi yaralar almışlardı. Bir diğeriyse hidroliğinden vurularak düşman bölgesinde sert iniş yapmış ve helikopterin iki mürettebatı Iraklılara esir düşmüştü. Esir düşen pilotlar Irak’ın yoğun propaganda malzemesi oldular. Geri dönmeyi başaran mürettebattan ise bir kaç kişi yaralanmıştı. General Tommy Franks, anılarında Kerbela Harekatı’nın sonucuyla ilgili olarak tüm bir taburu kaybetmediklerine şükretmiştir. Irak’ın Kerbela’daki savunma stratejisi başarıya ulaşmış ve Apachelerin harekatı durdurulmuştu. Amerikan Ordusu, C S TRATEJİ Harekatın olumsuz sonuçlarından dolayı bölgedeki birliklere 24 saat boyunca saldırı helikopteri ve Predator desteği sağlayamayacaktı. ASİMETRİK SÜPRİZLER Kerbela’da yaşananlar harekat sonrasında çeşitli yollardan önce havacılık dergilerine yansıdı. Daha sonra anı kitapları ve harekat ile ilgili belgesel araştırmalar ile birlikte günışığına çıkarıldı ve olaylar netleştirildi. Böylece harekatın başarısızlığının askeri ve felsefi açıdan bir çok dersi de beraberinde getirdiği görüldü. Öncelikle savaş alanında asimetrik ordular arasında yapılan çarpışmalarda hala beklenmedik sürprizlerin yaşanabildiği gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ayrıca teknolojinin üstünlüğünün insan aklıyla geliştirilebilecek bazı sistemlerle durdurulabileceği de gözlendi. Hepsinden ötesi savunma sistemini ucuz ve hareket kabiliyeti yüksek araçlar ile yoğun asker kullanımına oturtmanın başarılı olabileceğinin de temeli atılmış oldu. Bununla birlikte dünyanın en pahalı ve en iyi saldırı helikopterleri olan Apachelerin verdikleri kaybın fazla olmasına rağmen, bu helikopterlerin çarpışmalardaki değerinin düşmüş olması söz konusu değildir. Aksine, Apachelerin özellikle yoğun ateş altında pilotların korunması açısından ne tür bir savunma kapasitesine sahip olduğu daha da öne çıkmıştır. Yine de Kerbela’dan sonra Apachelerin kullanımı ile yaşanan zorlukların sadece Kosova ve Afganistan gibi dağlık bölgelerdeki coğrafi sebeplerle değil, farklı nedenlerden ötürü başarıyla kullanıldıkları geniş alanlarda da olabileceği bir çok kişinin aklına geldi. Örneğin havada asılı kalarak üstün Longbow sistemiyle füzeleri ateşlerken hareket kabiliyetlerini yitirdiklerinden, bu fırsatı bekleyen düşmana karşı zayıf karınlarını da göstermiş oluyorlardı. Eğer Irak’ın elinde SA7 gibi ilkel portatif füzelerinin yerine Stinger gibi daha yüksek özelliklere sahip gelişmiş modellerden olsaydı, Amerikalıların bölgedeki tüm helikopter harekatları çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktı. Bu şekilde destekleri azalmaya başlayan piyadelerin de kaybı artabileceğinden, Iraklılar açısından bazı güvenli bölgeler oluşturulabilecekti ki, bu da harekat sırasında Iraklıların geciktirme stratejisinin yerini sağlam bir savunma pozisyonunun alması için bir fırsat olabilirdi. Benzer bir durum tarihte yaşanmış ve Sovyetler Birliği’nin Afganistan’daki işgalini sona erdiren etmenlerden biri olmuştur. Kaynaklar: Michael R. Gordon ve Bernard E. Trainor (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), Kobra II, Doğan Kitap, İstanbul, 2006. Tommy Franks, American Soldier, Regan Books, New York, 2005. David C. Isby, "Apaches in Iraq", Air Forces Monthly, August 2003. Birlikteki diğer helikopterlerden biri...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear