22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili akulebi@tusam.net ski Doğu’nun lideri bugünkü Rusya Federasyonu ile ABD arasında silahların kınından çekildiğine dair belirtiler her gün artıyor. ABD’nin, Rusya’yı çeşitli bölgelerden kuşatmaya yönelik çalışmaları artarken bundan rahatsız olan Putin dâhil tüm Rus üst düzey yetkililer her fırsatta ABD’yi askeri açıdan tehdit etmekten geri durmuyorlar. ABD’nin Rusya çevresinde, özellikle de eski Varşova Paktı üyesi ülkelerdeki etkinliğinin başta askeri açıdan olmak üzere giderek arttığı açıkça gözlenen bir husus. Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin Amerikan füzesavar sistemlerini kendi topraklarına yerleştirmeyi kabul etmesi, Romanya ve Bulgaristan’ın güle oynaya ABD’ye üs vermesi, Rusya’yı ciddi anlamda rahatsız ediyor. Ancak hiç şüphesiz Rusya’yı belki de çok daha fazla rahatsız eden bir husus var ki, o da, ABD’nin bir süredir durulmuş gibi gözüken Karadeniz üzerindeki emellerinden vazgeçmemiş olduğunun anlaşılması. ABD ve Rusya’nın gölgesinde C S TRATEJİ Tarassjuk’un 2008’de NATO’ya üye olma amacı taşıdıklarını bizzat açıklamış olması Ukraynalı yetkililerin düşüncelerini yansıtması açısından önemliydi. Ancak halkın Rus etkisiyle pek de böyle düşünmediğini 18 Aralık’ta Rus kökenlilerin çoğunlukta olduğu Kırım’da yapılan referandumda halkın yüzde 98’inin NATO üyeliğine karşı oy kullanmış olması gösterdi. Kaldı ki Rusya ile ilişkilerinde enerji bağımlılığını azami ölçülerde yaşayan Ukrayna’nın NATO üyeliğinin hükümet açısından kolay olmayacağı biliniyor. Hatta bütün Ukrayna genelinde halkın yaklaşık yüzde 70’inin NATO üyeliğine karşı olduğunu gösteren kamuoyu araştırmaları da, Ukraynalı yöneticiler isteseler bile bu ülkenin bir NATO üyeliğinin olası olmadığını ve Ukrayna’nın kalıcı bir NATO karşıtı tampon bölge olacağını göstermekte. E Karadeniz’de yeni dengeler Sovyetlerin dağılmasının ardından Karadeniz de mücadele alanlarından birini oluşturdu. ABD, NATO aracılığıyla bölgeye yerleşmeye çalışırken, Rusya bu NATO HEVESLİSİ GÜRCİSTAN durumdan son derece tedirgin. Ukrayna’da durum böyleyken, Karadeniz’in doğu ucunda, Karadeniz’le Kafkas ülkeleri Bulgaristan ve Romanya’nın arasında köprü konumunda olan ve kontrol açısından stratejik bir kıyılarında ABD’ye üs vermeleri, Kafkasları konumda olan Gürcistan’da hem yönetim, hem de halk bir konsensüs halinde NATO bölgeyi gerginleştiriyor. üyeliğinden yana. Hatta bunun hemen Federasyonu ile de tam bir konsensüs halinde, direnerek bir Transatlantik gücün bu kapalı denize girmesini engellemede başarılı olunmuştur. Ne var ki, Bulgaristan ve Romanya’da deniz üsleri kurma konusunda anlaşmalar yapan ABD, bu durumdan hiç memnun değil. Çünkü istediği güçte bir deniz kuvvetini halen bu limanlarda konuşlandırabilmiş değil. Bunu yapamaz ve bu kapalı denizde bayrak gösteremez ise, Rusya’yı kuşatma politikasında özellikle Rusya’nın bu yumuşak karnındaki boşluktan yararlanmamış olacak. Çünkü Rusya’ya karşı stratejik önemi olan bu bölge, aynı zamanda gelecekte özellikle enerji hammaddelerinin güvenli geçişi ve Kafkasya’dan Orta Asya’ya uzanan İslam ülkelerinin, ABD tarafından planlandığı söylenen Ilımlı İslamcı bir yeşil kuşak ile kontrolü açısından da önemli. Bu nedenlerle Karadeniz çevresinde ve özellikle Gürcistan ile Ukrayna’da gün geçtikçe güçlenen ABD’nin söz konusu gücü yalnız havadan sağladığı bağlantılarla gerçekleştirmek isteyeceği de düşünülemez. KARADENİZ’İN STRATEJİK DERİNLİĞİ Geçtiğimiz yıl ABD’nin dünyada ve özellikle Rusya çevresinde girememiş olduğu tek bölge olan Karadeniz’e de deniz gücü anlamında askeri güç sokma çabaları, Türkiye ve Rusya Federasyonu’nun müşterek karşı çıkışlarıyla engellenmişti. 18. yüzyıldan bu yana deniz gücü olarak en kuvvetli ve hemen hemen yeniden tek egemen güç görünümüne geldiği Karadeniz’de bölge dışı yabancı güçlerin bayrak göstermesini istemeyen, buna gerek görmeyen Türkiye, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de verdiği özel önemden dolayı Lozan ve Montrö Anlaşmaları’ndan doğan haklarını büyük bir dikkatle korumaya kararlı gözükmektedir. Bu konuda Karadeniz’in öteki büyük gücü Rusya gerçekleşmesini istiyorlar. Ne var ki, özelikle NATO’nun bugüne kadar uygulamış olduğu kabul kurallarından biri ve çok önemlisi, üyeliğe kabul edilecek ülkenin sınır anlaşmazlıkları ve iç çatışmaları olmamasını öngörüyor. Bugüne kadar NATO üyeliğine kabul edilmiş olan eski Varşova Paktı üyelerinin bu anlamda sorunları yoktu. Ancak, Gürcistan açısından bu tür sorunlar çok büyük boyutlarda mevcut. Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya konularında Rusya Federasyonu ile ciddi bir çatışma içinde. Bu bölgelerin Gürcistan’dan bağımsızlık istemelerine karşı Gürcistan’ın Rusya’ya rağmen direnmesi ve Rusya ile birçok konuda gerginlik yaşaması bir anlamda NATO ve daha doğrusu ABD’nin gölgesinde gerçekleşti. Gürcistan’ın birkaç yıl içinde NATO’ya girmesi halinde, UKRAYNA’DA KAFALAR KARIŞIK Çeşitli renkli devrimlerle ABD saflarına çekilmeye çalışılan Karadeniz ülkelerinden Gürcistan’da yönetimin yanı sıra halkın da büyük bir kısmının NATO’ya girme konusunda olgunlaştırıldığı biliniyor. Ukrayna’da yönetim temelde NATO’ya girmekten yanaysa da özellikle Ukrayna’nın doğusundaki halkın buna Rusya’nın da etkisiyle karşı olduğu ortada. Bir süre önce Ukrayna Dışişleri Bakanı Boris Yuşçenko Saakaşvili
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear