25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net nka Kuşu gibi, Yeltsin dönemi küllerinden tekrar doğan Rusya, artık kendisinin hesaba katılması gerektiği konusunda ısrar ediyor. Rusya’nın yeniden toparlanacağını veya en azından bu kadar hızla toparlanacağını beklemeyen ABD ise, kıskanılası inatla kilit bölge ülkelerinin ulusal çıkarlarına aykırı olan stratejiyi gerçekleştirmeye devam ediyor. Gerçi ABD, tek taraflılığının oldukça göze battığını ve bundan dolayı yakın müttefiklerini bile küstürdüğünün farkında. İlginçtir ki, tek taraflılığın hegemonun kendisi için yıkıcı olmasıyla ilgili Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Münih konuşmasındaki sözleri, son birkaç yıldır ABD’nin önde gelen uzmanlarının vardığı sonuçla uyuşuyor. 21. yüzyıl için yeni ABD milli güvenlik stratejisini şekillendirmeye çalışan ve "iki partili girişim" olarak sunulan Princeton Milli Güvenlik Projesi’nin sonuç raporunda askeri güce önem veren, uluslararası kurumları küçümseyen ve tek taraflı olarak başka ülkelerin iç yapısını dönüştürmeye çalışan ABD stratejisinin, ABD’nin "sert gücünü" zayıflattığı ve "yumuşak gücünü" yok ettiği belirtiliyor. ABD’nin önde gelen strateji uzmanlarından oluşan proje katılımcılarına göre böyle bir strateji kendi içerisinde kendi kendini yok etme tohumlarını içerir. (Priceton Project on National Security: Forging a World of Liberty Under Law, 2006, s.13) Tek taraflılığının bu zararlarının aşılması Rusya, ABD’nin füze kalkanı projesine karşı çıkmayı sürdürüyor… C S TRATEJİ uluslararası harekat meşruiyeti ve transatlantik bağlar açısından NATO’nun önemine vurgu yapıyor. Ancak bütün bu söylemine rağmen ABD, NATO içinde bir istişareye gerek duymadan Avrupa güvenliğini yakından ilgilendiren konularda stratejik kararlar alıyor. "Eski Avrupa" ülkelerinin ABD’nin amaçlarına duydukları şüpheye karşılık ABD, "yeni Avrupa" ülkeleriyle askeri işbirliğini geliştiriyor. Bulgaristan ve Romanya ile yapılan askeri üs anlaşmalarının ardından Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde ABD füze savunma sisteminin konuşlandırılması planlanıyor. Bu kadar önemli bir konunun NATO çerçevesinde görüşülmemesinden güç alan Rusya, ABD’nin işbirliği söyleminin içi boş olduğunu göstermeye çalışıyor. Doğu Avrupa’da füze savunma sisteminin üçüncü konuşlanma alanının kurulmasıyla ilgili olarak Rusya’nın tepkilerine karşılık ABD, konuşlandırılması planlanan on füzesavarın Rusya’nın stratejik füze potansiyeline bir tehdit oluşturmayacağına vurgu yapıyor. Rusya ise Ortadoğu tarafından fırlatılacak füzelere karşılık füzesavarların Polonya veya Çek Cumhuriyeti’nde bulunmasının mantıksız olduğunu ve dolayısıyla Rusya’nın batı sınırlarında bulunan bu iki ülkedeki füze savunma sisteminin Rusya’ya karşı olduğunu belirtiyor. Rusya’nın yetkilileri önlem olarak Orta Menzilli Nükleer Füzeler Anlaşması’ndan (INF) çekilebileceğini bile açıkladılar. Ancak hem Batı’da hem Rusya’da uzmanlar arasında yaygın olan görüşe göre, Doğu Avrupa’da kurulması planlanan füze savunma sisteminin radar ve füzesavarları Rusya’nın yüzlerce stratejik füzesine karşı koyamayacaktır. Üstelik Rus stratejik füzelerinin çok daha farklı yönü hedef aldığı da belirtiliyor. Ne var ki Rusya’nın tepkisi aslında Avrupa’da, üstelik kendi sınırlarında bulunan ülkelerde artan ABD’nin askeri varlığına yöneliktir. Bu askeri varlığın oluşması ve artırma planlarının yapılması, Rusya’nın güncellenmiş Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’nın (AKKA) Doğu Avrupa ülkeleri tarafından kabul edilmemesi ve NATO’nun genişlemesi ile ilgili duyduğu endişeleri doğruluyor. Ayrıca söz konusu askeri varlık, Rusya’nın "yakın çevresindeki" yaşamsal çıkarlarını da tehlikeye sokuyor. A Doğu Avrupa’da füze gerilimi Bulgaristan ve Romanya ile askeri üs anlaşmalarını imzalayan ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne de füze kalkanı yerleştirmeye başlaması, gerginliği artırdı. ABD İran kaynaklı bir tehdidi işaret ederken, Rusya yeniden çevrelendiğini düşünüyor. için bu çalışmada olsun başka çalışmalarda olsun ABD uzmanları uluslararası kurumların ve çok taraflılığın önemini tekrar gözden geçirmeye çağırıyorlar. Gerçi bu sözüm ona çok taraflılık dünya ülkelerinin çoğunu tatmin edecek bir işbirliği türü değildir. Bir kere liberal demokratik ülkeler arasındaki kurulması önerilen "Demokrasilerin Uyumu" veya "ittifakı", diğer ülkelerin tehdit algılamalarına yol açacaktır. Diğer taraftan bu yolla ABD tarafından "dünya yönetimine" güya ortak edilmeye çalışılan bazı Avrupa ülkeleri, ABD’nin amaçlarına alet olmaya isteksizdir. AVRUPA’DA YENİ DENGELER ABD, transatlantik işbirliğinin canlandırılması söylemini kullanarak, üstünlüğünün korunduğu bir dünya düzeni için meşru zemin oluşturma peşindedir. ABD gibi bir süper güç için bile, diğer ülkelerle işbirliğinin şart olduğunu kavrayan ABD, İTTİFAKA NİFAK Kendisinin yeniden çevrelenme ile karşı karşıya kaldığını algılayan Rusya, Avrupa’da oluşturulan bütün işbirliği şemalarını aşarak hareket ediyor. Aslında bu hareket tarzı sadece Rusya’nın ısrar ettiği bir 19. yüzyıl davranış tarzı değil (Jeffrey Mankoff, "Russia and the West: Taking the Longer View", The Washington Quarterly, C.30, S.2, İlkbahar 2007, s. 129), uluslararası kurumların hala zayıf ve temel aktör olarak ulus devletlerin baskın olduğu bir gerçekliğin yansımasıdır. Avrupa’nın AB şeklinde değil de, tek tek devletler olarak ele alınması sadece Rusya açısından değil, aynı zamanda ABD tarafından aktif olarak kullanılıyor ve dengelerin kurulması açısından daha uygun görünüyor. ABD’nin Irak Savaşı için "gönüllüler koalisyonu" oluşturması ve füze savunma sistemi konusunda NATO’yu bertaraf etmesi bunu doğruluyor. Rusya açısından baktığımız zaman ise, geçtiğimiz dönemde İtalya ve Almanya’da "Putin dostlarının" iktidardan düşmeleri ve Fransa’da ise Şirak döneminin sona yaklaşması, Rusya’nın ABD’ye karşı "eski Avrupa"Rusya işbirliği hayallerini yok etmiş gibi görünüyor. Buna rağmen Rusya, elindeki enerji kaynaklarının dayanılmaz Gates
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear