15 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası kirmaci@tusam.net Birlik kuruluşunun 5. yılını kutluyor… C S TRATEJİ entegrasyonun takip edeceği düşüncesiyle yola çıkan Avrupa, beklentilerin çok gerisinde kalsa da bugün, 50 yıllık işbirliğini, yine bir Alman kentinde, başkent Berlin’de kutluyor ve şüphesiz bu durum Almanların göğsünü kabartıyor. 50. yıla yaraşır bir kutlama olması için Almanya, 2006 Dünya Kupası’ndakine benzer bir heyecanı Berlin’de yaşadı yeniden. Avrupa Festivali kapsamında, 24 Mart gecesi Berlin’deki 27 barda her bir üye ülkeden bir grup sahne aldı. Müzelerin bütün gece açık olduğu gecede, Berlin sakinlerine tüm Avrupalıların katılması için her şey düşünülmüş. Bedava Alman sucuğu ve birası da cabası… Alman bir hükümet yetkilisinin dediği gibi "bir parti havası yaratmak ve Avrupa’nın merakını uyandırmak" istiyor Almanlar. Bunun için 25 Mart günü Merkel ve Avrupa Parlamentosu Başkanı HansGert Poettering, elliyi aşkın Alman kentine bilgilendirme turu düzenlediler. "Bu bir halk kutlaması" ne de olsa, birliğe gittikçe yabancılaşan AB vatandaşlarına, Avrupa idealinin yeniden anlatılmasının tam zamanı şimdi. T ek Pazar idealiyle yola çıkan AB, dolambaçlı yollarda yitirdiği heyecanını arıyor 50. yılında. Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu oluşturan Altılar Grubu’nun, "Avrupa halkları arasında en yakın birliğin temellerini" attığı ve diğer Avrupalıları peşinden sürüklediği günler özlemle anılıyor oysa şimdi. Winston Churchill’in 1946 tarihli Zürih konuşmasında "Birleşik Avrupa Devletleri" adı altında Avrupa ülkelerini birleşmeye çağırdığı günden bu yana birliğin, federal bir yapıya kavuşturulması için çalışan, başta AB Komisyonu üyeleri olmak üzere Avrupa idealine gönül vermiş bürokratlar, hükümet ve devlet başkanları 50. yaşında AB’nin hak ettiği itibara yeniden kavuşturulmasını istiyorlar. Ancak Ocak 2007’de AB Dönem Başkanlığı’nı devralan Almanya’nın Şansölyesi Angela Merkel, ne denli zor bir göreve soyunduğunun bilincinde başından bu yana. Kendisine yakıştırılan "Avrupa’nın kurtarıcısı" sıfatının ağırlığı altında, Almanya’dan mucize beklenmemesini isteyerek başladığı görevini Almanya’ya yakışır biçimde tamamlamak için Merkel, dur durak bilmeden çalışıyor. Avrupa Parlamentosu’nda Dönem Başkanı olarak yaptığı daha ilk konuşmasında "Avrupa’nın ruhunu bulmak zorundayız. Bunun için Avrupa’ya bir ruh vermek gerekmiyor. Zaten bir ruhu var" sözleriyle Merkel, Avrupa’nın özünü bulmak zorunda olduğunu dile getirmişti. 1957’den bu yana Avrupa çekirdek ailesine katılanlarla daha da büyüyen birlik, bir yandan genişleme diğer yandan derinleşme politikası tartışmalarına sahne oldu yıllar boyunca. Nisan 1965’teki Birleşme Anlaşması’ndan yalnızca birkaç ay sonra, Temmuz 1965’teki Boş Koltuk Krizi’ne; 1970’lerdeki Avrupa Para Sistemi’nde yaşanan sıkıntılardan 1986’daki Tek Senet’e, yine 1990’lardaki Maastricht ve Amsterdam Anlaşmaları’ndan 2001 Nice Anlaşması’na kadar birçok heyecanı ve hayal kırıklığını peş peşe yaşayan Birlik, AB Anayasası nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyor. Avrupa idealine gönül vermiş bürokratlar, geçmişte yaşananlar gibi bugünkü durumun da geçici olduğuna inanmak istiyorlar. AB, ‘ruhunu’ arıyor Nisan 1965’teki Birleşme ANAYASA, GENİŞLEME Anlaşması’ndan bu yana Boş TARTIŞMALARI Nuri Bilge Ceylan’ın "Mayıs Sıkıntısı" filmini Koltuk Krizi, Avrupa Para Sistemi, izleyenler katılacaklardır, bahar her zaman yaşama sevinci ve umudu beraberinde getirmiyor. Nitekim Maastricht ve Amsterdam yeni yıla AB Anayasası krizi ve daha fazla genişleme fikrine şüpheyle giren birlik, yaş Anlaşmaları’ndan Nice’e kadar gününde yayımlayacağı Berlin Deklarasyonu için herkesi memnun edecek bir formül üretemedi. heyecan ve hayal kırıklıklarını "İmkânsız diye bir şey yoktur" sloganını Merkel ilke edinmiş olsa gerek, deklarasyon metninde birada yaşayan AB, 50. yılını uzlaşı sağlanabilmesi için yoğun çaba gösterdi. Hatta tartışmaların çıkmaza sürüklenmemesi için kutluyor. AB, geçmiş süreçte 9 Mart’ta Liderler Zirvesi’nin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren akşam yemeğinde yaşadıklarının benzerlerini konuyu gündeme taşımaktan özellikle kaçındı. Aslına bakılırsa 500 milyonluk 27 üyenin her günümüzde de yaşıyor. birini tatmin edecek bir metin yaratılması aynı zamanda Berlin… Almanya’nın yeniden silahlanmasını önlemek amacıyla Fransa ve Almanya arasında yaşamsal öneme sahip kömür endüstrisinde karşılıklı çıkar bağımlılığından doğan işbirliğinin, ekonomide diğer alanlara yayılacağı, bunu da siyasal Merkel ve Kacynski... neredeyse imkânsız. 50. Yıl Deklarasyonu, dört bölümden oluşuyor. Metin yalnızca ikiüç sayfa ama içeriği bir hayli tartışma yarattı. Birliğin "tarihi başarıları"nın anlatıldığı ilk bölümünde Tek Pazar, tek para birimi ve üyeler arasında sınırları kaldıran Schengen bölgesine vurgu yapılması planlanmıştı. Bilindiği gibi kişilerin serbest dolaşımı prensibine dayalı Schengen alanından yeni üyeler henüz tam anlamıyla yararlanamıyor. Ayrıca Danimarka, İsveç ve Birleşik Krallık’ın yanı sıra Slovenya hariç 2004’te üye olanlar Avro alanına dâhil değiller. Doğu Avrupa ekonomilerinin birçoğunda büyüme oranı yüzde 5’in üzerinde olmasına karşın, bölgede milyonlarca insan yeterli istihdam yaratılmadığından ülkelerini terk etmiş durumda. Zira Avro üyesi ülkelerde yaşayanlar da Avro’dan pek memnun görünmüyor. Financial Times’ın yaptığı anket, Avro kullanan 13 AB üyesi ülkede yaşayanların üçte ikisine yakın bir bölümünün Avro’dan endişe duyduklarına işaret ediyor. Yine aynı ankete göre, Avro’nun ulusal ekonomiler üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 20’yi geçmezken bu oran, Fransa’da yüzde 5’lere kadar düşüyor. Metnin ikinci bölümünü oluşturan "Avrupa’nın ortak değerleri" konusu oldukça tartışmalı. Zira Tanrı öğesi ya da Hristiyanlık inancının birliğin 50. YIL HEYECANI Mart ayı boyunca birlik üyelerinin tümünde gerçekleştirilen etkinliklerle kutluyor AB 50. yaşını. Yaş gününe özel hazırlanan web sitesi (1) özenle hazırlanmış belli ki. Birliğin yarım yüzyıllık geçmişini kutlamak için Berlin’deki 25 Mart kutlamalarından çok daha fazlası düşünülmüş. Berlin, Roma ve Brüksel, Gençlik Zirvesi, Avrupa Starları gibi büyük etkinliklere sahne olurken diğer üye ülkelerde gerçekleştirilen festivaller, konserler, sergiler, televizyon ve radyo programlarıyla Avrupa ailesi, Mart ayı boyunca tüm üye devletlerde çeşitli etkinliklerle kutladı yeni yaşını. Berlin’in etkinliklere ev sahipliği yapması, Almanya için hiç şüphesiz çok büyük öneme sahip. Soğuk Savaş’ın Avrupa’yı yapay olarak böldüğünün en somut örneği
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear