Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
etmektedir. Öte yandan gerek ABD ve gerekse AB, bölgemizde bulunan petrol ve doğalgaz rezervlerinin, Akdeniz’den dağılmasında düşünce birliği etmiş gibidirler. Bunda temel iki gaye olmalıdır. İleri derecede sanayileşmiş ülkeleri –enerji tüketimi yoluylakontrol altına almak, petrol ve doğalgaz üreten ülkeleri Akdeniz’e bağımlı kılmak. Bilinmektedir ki, Asya’da Çin, Kore ve Japonya gibi "Sanayi Devi" ülkeler ancak enerji ham madde akışına bağlı olarak kontrol edilebilmektedirler. Örneğin Çin yılda 600 milyon ton petrol tüketmektedir. Bu miktar dünyadaki toplam tüketimin yüzde 15’idir ve 400 milyon ton petrol bu ülkeye dışarıdan gelmektedir. Gelecekte Çin’in gelişen sanayisine bağlı olarak daha fazla petrole ihtiyaç duyacağı beklenmelidir. Her ne kadar Rusya, Yüksek kapasiteli boru hatlarıyla, Çin ve Japonya’ya petrol ve doğal gaz satmayı planlıyor ve bu ülkelerle etkin bir işbirliği içinde ise de; Rusya’nın bilinen ticari anlayışı, bu bölgelerle ilgili tarihi emelleri RusyaUzakdoğu petrol boru hatları için ümit vermemektedir. Enerji hammaddelerinin Akdeniz’de toplanmasının bir başka nedeni de; Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu ve nihayet Rusya petrollerinin bu tarihi havzaya bağımlı olmalarının teminidir. Kısacası stratejik enerji hammaddelerinin Akdeniz’de toplanması, üretenlerin ve tüketenlerin kontrollerini kolaylaştıracaktır. Akdeniz’de tesis edilecek petrol doğalgaz muslukları ile gelecekte, dünya sanayisini, teknolojisini ve nihayet ekonomisini kontrol edilebilecektir. Doğu Akdeniz’de oluşturulan stratejik enerji terminalleri iki ülke limanlarında yoğunlaşmaktadır; Türkiye ve İsrail. Dikkatle incelendiğinde bu iki ülke arasında da etkin bir koordinasyon ve işbirliği yapıldığı anlaşılmaktadır. C S TRATEJİ Atatürk, halka hitap ederken... 15 Kızıldeniz güzergahını içeren 610 km’lik boru hattı için fizibilite çalışmaları başlatılmıştır. 6 ay sürecek bu çalışmadan sonra hattın inşaatına başlanacak ve 2011 yılından itibaren faaliyete geçirilecektir. HazarKızıldeniz arasındaki boru hattından petrolün yanı sıra doğalgaz, su ve elektrik de nakledilecektir. Bu suretle Hazar Denizi ve Karadeniz zenginlikleri Kızıldeniz’e ve Hint Okyanusu’na akacaktır. DOĞU AKDENİZ’İN ÖNEMİ Uluslararası literatürde "Verimli Hilal" olarak isimlendirilen Doğu Akdeniz Bölgesi, tarih boyunca önemini ve güncelliğini korumuştur. Yazının, tanrısal dinlerin ve hatta denizciliğin doğduğu bu stratejik bölgede, Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasından kaynaklanan büyük sorumluluklarının bilincindedir . Ülkemizin bölgedeki stratejik yapılanması Cumhuriyet Tarihimiz ile başlar. Bunda Mustafa Kemal Atatürk’ün payı elbetteki pek büyüktür. O, Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra bölgeyi "Milli Mücadele" için örgütlemişti. Ulu Önder 9 kez ziyaret etmekle bölgenin önemini dikte etmekle beraber, dönemin siyasi atmosferine de göndermeler yapmıştır. Mayıs 1938’de yapmış olduğu son ziyareti –ki, bu O’nun son yurtiçi gezisidir. İskenderun Körfezi’nin, yani Hatay’ın Anavatan’a katılmasına yöneliktir. İkinci Dünya Savaşı’nın bütün yükünü taşıyan Doğu Akdeniz Bölgesi, savaş sonrasında da önemini korumuştur. Arapİsrail Savaşları, Kıbrıs Olayları ve hatta İranIrak Savaşı, ülkemizin bu bölgedeki sorumluluğunun ve gücünün gereğini ortaya koymuştur. Nitekim 1809 Çanakkale Antlaşması ile İngiltere Donanmasına bırakılan –(İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan 6. Filosu)denizlerimizdeki hükümranlık 1990’lı yıllardan itibaren Türk Donanması tarafından bilfiil kullanılmaktadır. Bugün de Doğu Akdeniz, Dünya enerji pazarı için vazgeçilmez bir Coğrafya parçasıdır. Bölgemizdeki petrol üreticilerinin Akdeniz’deki en önemli Terminal Limanları Türkiye ve İsrail’de bulunmaktadır. Dolayısıyla petrol kullanan sanayi ülkelerinin gereksinimleri de yine bu ülke limanlarıdır. Gelecekte bu potansiyelin (üreticilerin ve tüketicilerin daha büyük boyutlarda alışveriş yapmaları) giderek artacağı değerlendirilmektedir. Türkiye ve İsrail’in petrol ve doğal gaz sirkülasyonunda rekabet yerine etkin bir koordine ve işbirliği yapacakları değerlendirilmektedir. Çünkü, özellikle petrol ve doğalgaz yönünden bu iki ülke coğrafyası birbirlerini tamamlamaktadırlar. Osmanlı’nın bu bölgede beş yüzyıl kalması tesadüf değildir, coğrafya bunu dikte etmektedir. Bilindiği gibi 1982’de Karakaş’ta imzalanan Üçüncü Deniz Hukuku Konvansiyonu’nun 122. maddesine göre Akdeniz yarı kapalı bir denizdir. Aynı konvansiyon’un 123. maddesine göre böyle bir denizi çevreleyen ülkeler hatta buraya yakın ülkeler kendi aralarında "Ekonomik İşbirliği" kurabilmektedirler. Dileğimiz, Doğu Akdeniz’in taşıdığı değerin bilincinde olarak, tıpkı Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) gibi Akdeniz Ekonomik İşbirliği (AEİ) adıyla bir birlik oluşturmasıdır. Doğu Akdeniz, tarihin her döneminde önemini ortaya koydu. Günümüzde doğubatı, kuzeygüney güzergahlarındaki bütün enerji yollarının kesiştiği nokta olarak öne çıkıyor. Akdeniz’e nakletmek istemektedir. MCP: MısırCeyhan Boru Hattı. Mısır doğalgazının Ceyhan’a naklini öngören bu hattın güzergahı MısırÜrdünSuriyeCeyhan şeklindedir. Yıllık kapasitesi 4 milyon ton/yıl olan hattın Ürdün kısmı bitmiş, Suriye kısmı inşa halindedir. İSRAİL’E YÖNELİK HATLAR KHP: KerkükHayfa Petrol Boru Hattı. 1950 yılından beri çalışmayan bu hattın onarımı, ABD’nin onayı ile Ağustos 2003’de başlamıştır. Onarım çalışmaları halen sürmektedir. MHP: MusulHayfa Petrol Boru Hattı. KerkükHayfa hattı gibi 1950 yılından beri çalışmayan bu hatta yine ABD’nin onayı ile Ağustos 2003’te onarılmaya başlanmıştır. RHP: RumeylaHayfa Petrol Boru Hattı. Irak’ın güneyindeki Rumeyla bölgesinden Hayfa’ya petrol taşınacak olan bu hat henüz inşa halinde bulunmaktadır. Kapasitesi 1 milyon varil/gün veya yılda 50 milyon tondur. CAP: CeyhanAşkelon Petrol Boru Hattı. BTC ve/veya SCP hatları ile Ceyhan’a gelen petrolün İsrail’in Aşkelon limanına akıtılmasını sağlayan hattır. AHP: AşkelonHayfa Petrol Boru Hattı. 1 milyon varil/gün (50 milyon ton/yıl) kapasiteli olan bu hat ile, İsrail’in AşkelonHayfa limanları arasında petrol sevkiyatı planlanmaktadır. TAP: Trans Arabistan Petrol Boru Hattı olarak bilinen bu eksen ile Suudi Arabistan petrolünün Hayfa’ya akıtılması planlanmaktadır. 2 milyon varil/gün (100 milyon ton/yıl) kapasiteli olan bu hat İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD Ordusu’nun desteği ile açılmıştır. Ancak araya giren Arapİsrail savaşları bu hattı durdurmuştur. Onarım çalışmaları halen devam etmektedir. Görüldüğü gibi Türkiye’nin batı hariç etrafını çevreleyen enerji rezervleri Akdeniz’deki iki terminal ülke konumundaki Türkiye ve İsrail limanlarında buluşmaktadır. Nitekim bu iki ülke kendi aralarında, etkin bir koordinasyon ve işbirliği içindedirler. Bunun en belirgin kanıtı 15 Aralık 2006’da yaptıkları "Enerji Antlaşması"dır. Yapılan anlaşma ile Hazar Denizi Kızıldenize birleştirilmektedir. Bir başka anlatışla Hazar Denizi’nin Atlas ve özellikle Hint Okyanusu’nun birleştirilmesini sağlayan bu anlaşmaya göre, Hazar Denizi–KaradenizAkdeniz TÜRKİYE’YE YÖNELİK HATLAR BTC: BaküTiflisCeyhan Boru Hattı. Temmuz 2006’da işletmeye açılan bu hattan Azerbaycan petrolleri Akdeniz’e ulaşmaktadır. Halen 50 milyon ton/yıl olan kapasitenin Kazakistan petrollerinin de katılımıyla iki misline arttırılması beklenmektedir. BTC hattına Azerbaycan’ın Akdeniz’de bulunan doğal gazı da dahil edilmiştir. Türkiye bu gazın satımında –kar amaçlı yetkilidir. Aynı şekilde bu hattın Kazakistan doğal gazının da pazarlanması amacıyla Hazar Denizi’nin doğusuna uzatılması beklenmektedir. KYP: KerkükYumurtalık Petrol Boru Hattı. Kerkük petrollerinin Adana’nın Yumurtalık İskelesi’nden Akdeniz’e akmasını sağlayan bu hat 29 yıldır faaliyettedir. Yıllık kapasitesi 100 milyon ton olan hat istikrarlı bir barış ortamında iki misline yakın kapasite artırımına uygundur. SCP: SamsunCeyhan Petrol Boru Hattı. Rus petrollerinin Akdeniz’e ulaşmasını hedef alan bu hattın kapasitesi 70 milyon ton/yıldır. Rusya yakında inşasına başlanacak olan bu hattan doğalgazını da