Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S hazırlayan zirve TRATEJİ 13 dünyaya ilanı neden Türkiye söz konusu olunca gösterilmediği? sorgulandıktan sonra soylu bir tarihi çıkış şöyle yapılmaktadır : ". Sayın Başkan! 600 senelik bir saltanata ve 1500 senelik bir yaşama sahip olan Türk ulusu, varlıkları tarihe karışmış olan ulusların,ilkeleriniz sayesinde yeniden dirildiği bir sırada yok olmaktan başka bir anlam ifade etmeyen kararlara boyun eğmeyecektir. . Artık yok edilmemiz gerektiğini anlıyoruz. Son kararı vermek bize düşüyor. Ve bu son karar ise, şeref ve namuslu ölmek, atalarımızın yiğitlik kanıyla yoğrulmuş bu topraklar üzerindeki egemenliği bizim ve çocuklarımızın kanıyla savunarak cihana yeni bir özveri ve kahramanlık örneği bırakmaktır. (5). Bu dışa dönük başkaldırıyı tamamlayan ve içerideki kimi dünyadan habersiz aymazların Amerikan mandası ile ilgili yaklaşımlarına karşı O'nu isyan ettiren sözleri ise şöyle: "İstanbul bir Amerikan mandasıdır tutturmuş gidiyor. Bu olmayacaktır. Türkiye bağımsız bütünlüğüne sahip çıkacaktır. Bunu istemekte devam edeceğiz. Ben,anladığıma göre, İstanbul'daki kişilikler bizi Amerika'da Wilson'a,Senato'ya,Kongreye başvurdurtmak ve bütün Türk ulusu adına istenen bir manda oyununa düşürmek istiyorlar. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Öyle bir manda istenecek veya verilecekmiş ki. hukuksal egemenliğimize,dışarıda temsil hakkımıza,kültürel bağımsızlığımıza,vatan bütünlüğümüze dokunulmayacakmış. Buna ve böylesine Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Her şeyin başında Amerikalılar kendilerine hiçbir çıkar sağlamayan böyle bir mandayı neden kabul etsinler?Amerikalılar bizim kara gözlerimize mi aşık olacaklar?Bu ne hayal ne aymazlıktır ?(6)" Yine aynı konuda Mahzar Müfit’e şunları söylemekten kendini alamamıştı: "Ahmaklar,memleketi Amerikan mandasına,İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını sağlamak için bütün bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk bağımsızlığını feda ediyorlar. (7) konusunda bu karşıcıl grup oldukça donanımlı ve hazırlıklı olarak geldikleri kongreyi günlerce uğraştırmışlardır. Manda konusunda en ısrarlı çıkışı Halide Edip aylarca önce 10 Ağustos tarihinde yani Erzurum kongresinin bitişini izleyen üçüncü günde Mustafa Kemal Paşa'ya inandırıcı bir biçemde kaleme aldığı uzun mektubunda işlemiş ve o sıralarda İstanbul'da bulunan Amerikan komisyonunu tutmaya çalışacaklarını hatta "Kongreye Amerikalı bir gazeteci göndermeyi bile belki başarabileceklerini" ilave etmeyi unutmamıştı. (8) Manda konusunda Kongrede en hızlı çıkışları yaparak kongreyi bir oldu bitti ile karar almaya zorlayan İsmail Fazıl Paşa, Vasıf ve Bekir Sami beyler bu konuda uzun tartışmalardan (burada özellikle İstanbul Üniversite gençliğini temsilen gelerek heyecanlı ve kararlı çıkışlar yapan Dr. Hikmet'i anmadan geçmek o günlerin vatan aşkı ve sevgisi ile dolu olan gençliğe saygısızlık olacaktır) sonra reddedilecek bir önergeyi dahi başkanlığa sunmaktan çekinmemişlerdir. (9) Kongre 11 Eylül'de on maddelik bir beyanname ile son verirken aynı Erzurum'da olduğu gibi başta Amerika olmak üzere İtilaf devletleri ve yabancı temsilciliklere birer muhtıra göndermeyi de ihmal etmemiştir. Sıvas Kongresi'nin önemli sonuçlarından birincisi başta da değindiğimiz gibi Anadolu ve Rumeli'deki tüm örgütleri tek isim ve "Ulusal Hukuku Savunma" adı altında birleştirerek tek merkezden eşgüdümlü bir güce dönüştürmesidir ki, artık İstanbul'a bu gücü tanımak,istediklerini yapmak hatta ayağına gitmekten başka yapacak şey kalmamaktadır. Ve yine sayıları artırılan Temsilciler Kurulu Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde ulusun haklı davasının savunmasını Büyük Millet Meclisi açılana kadar üstlenmiş olmaktadır. KONGREYE YABANCI İLGİSİ İngilizlerin Batum'dan iki yüz kişilik bir Gurka gücünü getirerek Baskı altına almak istedikleri Erzurum Kongresi'nde benzer uygulamalar Sıvas'ta da yinelendi. Örneğin yukarda değindiğimiz Bnb. Brunot olayı,Kafkaslarda uzun incelemelerden sonra Sıvas'a gelerek Mustafa Kemal Paşa ile bizzat görüşen Amerikan askeri heyeti başkanı General Harbord ve nıhayet Kongreye gözetmen olarak gelen gazeteci kılığındaki Mr. Louis Edgar Brown gibi yabancı ziyaretçiler Kemalistlerin stratejilerini ve gücünü izlemek konusunda Anadolu'daki gelişmeleri saniyen gözden uzak tutmamışlardır. Hele bu gazeteci kılığındaki Mr E. L. Brown'nın Amerikan ordusunun bir görevlisi olduğu ortaya çıkmıştır (10) SONUÇ Kongrelerle ortaya çıkan örgütlü hareket tam bir halk hareketidir. Vatanın içine düştüğü ve en ümitsiz gibi görünen ortamda Türkiye, lazıyla, Çerkeziyle, Ermenisi, Kürdü, Rumuyla, Boşnağı’yla yek vücut olan bu ulus belki de tarihte hiçbir ulusa nasip olmayan kıskandırıcı,duygulandırıcı bir birliktelikle olmaz olanı başararak,emperyalistlere unutamayacakları dersi vererek. tarihe bir destan armağan etmişlerdir. İşte Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Halkına Türk ulusu denir " şeklinde yaptığı tanımda esinlendiği tablo budur. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının yüce anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Dipnotlar (1) Prof. Dr. Ünsal Yavuz,İmparatorluktan Milli Devlete. Ankara. TTK yay. 1999. . s. 46 v. d. (2) Atatürk,Söylev. C. 1. Ankara. TTK. Yay. 1989. ,s. 43. (3) A. g. e. ,s. 89. (4) Prof. Dr. Utkan Kocatürk,Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi(19181938). Ankara,TTK. Yay. 1988. ,s. 79. (5) Kazım Karabekir,İstiklal Harbimiz. stanbul,1988. ,ss. 9596. (6) Mahzar Müfit Kansu,Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber. C. 1. ,Ankara,TTK. Yay. 1966. ,ss. 191v. d. (7) A. g. e. s. 171. (8) Atatürk,Söylev. C. 1. Ankara,TTK. Yay. 1989. ,s. 130 v. d. (9) A. g. e. ,s. 145. (10) Yrd. Doç. Dr. Deniz Bilgen,ABD'li Gözüyle Sıvas KongresiAmerikan Mandası ve Gazeteci L. E. Brown'ın Faaliyetleri. İstanbul,Kaynak Yay. 2004. . ss. 4566. KONGRENİNuj TOPLANMASI VE SORUNLAR Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının 29 Ağustos'ta Erzurum'dan ayrılışları sırasında yine O'nu yolundan döndürmeye yönelik söylentiler ortaya atılır. Bunlardan biri Dersim Kürtlerinin boğazı tutmuş oldukları diğeri de Sıvas'taki kongrenin yapılması durumunda buradaki Fransız gücü komutanı Binbaşı Brunot'nun müdahale edeceği yolunda yayılan amaçlı söylentilerdir. Ancak, bunların hiçbiri doğru çıkmaz. 4 Eylül 1919 tarihinde toplanan kongre çalışmalarını 11 Eylül'e kadar sürdürür ve tamamlayarak dağılır. Kongreye katılan delegeler sayısını tespit etmekte güçlükler vardır. Kimi kaynaklara göre yirmi dokuz kimilerine göre otuz sekiz delege katılmıştır. Mustafa Kemal Paşa karşıtları bu kongrede de boş durmamışlar yaptıkları gizli toplantılarda iki konuda O'nu engellemeye çalışmışlardır: birincisi Kongre başkanlığıdır ki bu Paşa'nın ince politikası ile aşılmıştır. Ancak,manda