Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 C S TRATEJİ Emperyalizme karşı zaferi Ulusal direnişin Prof. Dr. Ünsal YAVUZ Başkent Üniversitesi ATAMER Müdürü M ondros Bırakışması'nın (30 Ekim 1918) beraberinde getirdiği haksız işgallere karşı Anadolu halkının sessiz kalmayarak bölgeleriyle ilgili olası oldu bittilere karşı birtakım cemiyetler kurarak direnişe hazırlandığı bilinmektedir. Bunların hepsi isimlerinden de anlaşılacağı gibi üzerinde yaşanılan toprakların bölgelerin hukukunu savunmaya yönelik yerel nitelik taşımaktaydılar. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun' çıkmasını izleyen günlerde ve konakladığı yerlerde özellikle ilk kez Havza'da karşı karşıya geldiği halka " Müdafaaı Milli derneklerini yaygınlaştırmaları!. . . "(1) yolundaki önerisi doğrultusunda başlayan hareket hedefin kapsamını yerellikten ulusal boyuta taşıyordu. Nitekim, Anadolu ve Rumeli'de kısaca vatanın batısından doğusuna her yerde yerel boyutta kurulmuş olan yerel hukuku korumaya dönük örgütler iki büyük kongre ile tek amaç yani Ulusal Savunma etrafında tek merkezden ve tek kuruldan Temsilciler Kurulu (Heyeti Temsiliye) tarafından yönetilen güce dönüştürülmüştü. O günlerin zor koşulları iletişim ve ulaşım araçlarının yetersizliğinin yanı sıra gerek İstanbul hükümeti gerek işgalci ülkelerin tehdit ve baskıları, kongre üyeleri arasındaki ikilemler ve Mustafa Kemal Paşa'ya karşı koydukları karşıcıl davranış ve tavırlar da bunlara eklenirse, ulaşılan sonuç ve elde edilen başarıda O'nun sahip olduğu örgütçülük ve liderlik niteliklerinin büyüklüğünü kolayca ortaya çıkacaktır. Kaldı ki bütün bunların Samsun’ a çıkıştan sadece dört aydan daha az bir süre sonunda ve Sıvas’ta toplanan ulusal kongrede gerçekleştiği düşünülürse başarının büyüklüğü bütün çarpıcılığı ile kendini kabul ettirecektir. Hareketin bu kadar kısa süre içinde tabana götürülmesinde ve bütün vatan yüzeyine yaygınlaştırılmasında ise bulundukları yerlerde coşkulu mitingler düzenleyerek Bütün engellemelere karşın toplanan Sıvas Kongresi’nden sonra başta Amerika olmak üzere İtilaf devletleri ve yabancı temsilciliklere birer muhtıra gönderildi. Anadolu ve Rumeli'deki tüm direniş örgütleri "Ulusal Hukuku Savunma" adı altında birleştirildi. halkı bilinçlendiren fedakar mülki amirlerini de burada anımsamak ve saygıyla anmak gerekir. Ancak kanımca bütün bunlardan sonra Sıvas Kongresini Ulusal Bağımsızlık Savaşı içinde doğru konuma oturtarak irdelemeye başlanabilir. Gerçekte Mustafa Kemal Paşa ilk kongre yeri olarak Sıvas'ı düşünmüş ve buna Amasya Bildirgesi'nde (2122 Haziran 1919) yer vermişti. Şöyle ki, Doğu illeri adına 10 Temmuz'da bir kurultay toplanacaktı. O güne değin bildirgenin hedeflediği bütün illerin sancağından, halkın güvenini kazanmış delegeler (ki her sancak için saptanmış sayı üç delege idi) Sıvas'a ulaşabilirlerse Erzurum Kongresi'nin üyeleri de burada yapılacak toplantıya katılmak üzere yola çıkabilirler ve böylece ilk kongre toplantısı gerçekleşebilirdi (2). Ancak, O'nun bu düşüncesi işgalci devletlerin ve onların güdümündeki İstanbul yöneticilerinin kendisi ve arkadaşları hakkındaki propagandaları ve bunun Erzurum Kongresi üyeleri üzerinde yarattığı kuşkular nedeniyle gerçekleşmemiştir. Böylece Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın Örgütlenme Aşamasının (19 Mayıs 1919–23 Nisan 1923 ) ilk büyük kongresi Erzurum'da 23 Temmuz7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanıp çalışmalarını tamamladıktan sonra kongre kararlarını içeren bildiriyi çoğaltıp bütün yerel yönetimlere, ulusal örgütlere ve basına dağıtarak dağıldı. Burada orta öğretim sıralarından başlayarak artık belleklerimizde yer eden kongre kararlarının ayrıntılarına girmek yerine günümüzdeki iç ve dış oluşumlar karşısında dersler çıkarmamıza yardımcı olacağına inandığımız gelişmeler ve bunlar karşısında ulusal direnişçilerin örnek alınacak yaklaşım ve uygulamalarını anımsatmanın yararlı olacağını düşünüyoruz. Erzurum Kongre kararlarının özellikle vatanın bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığın sağlanması için ulusal güçlerin etkin ve ulusal istencin egemen kılınması noktasından hareketle her ulusun kendi yazgısını belirlediği bir dönemde merkezi hükümetin de ulusal istence dayanmasının kaçınılmazlığı aksi taktirde hükümetin içte ve dışta vereceği kararların geçerli olmadığı ve olamayacağının altı çizildiği bildirgede, bu nedenle ulusal meclisin toplanmasının kaçınılmazlığı vurgulanarak ülkede yaşayan Müslüman olmayan topluluklarının yaşamlarının yasal güvence altında olduğu ve bunları bahane ederek ülkenin bütünlüğüne yönelik hiçbir oldu bittiye izin verilemeyeceği yolunda dışarıya dönük çarpıcı mesajları içeren bildiriyi yayınlamış ve Sıvas'ta bu kongreyi temsil edecek olan Temsilciler Kurulu'nun dokuz üyesinin saptanması ile kongre dağılmıştır (3). Erzurum'da 29 Ağustos'a kadar kalan Mustafa Kemal Paşa arkadaşları (seçilmiş Temsilciler Kurulu'ndan verilen dört üye eksiği ile) bu tarihte buradan ayrılarak Erzincan üzerinden Sıvas'a 2 Eylül 1919'da ulaşmışlardır. Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'da kaldığı sürede Damat Ferit hükümetinin elinden gelen bütün engellemeleri yaptığı halkı ulusalcılara karşı harekete geçirme yolunda bütün olanakları kullandığını Elaziz'e vali tayin edilen Ali Galip'i yeni bir girişime hazırladığını anımsatmaya gerek olmadığı kanısındayız. İstanbul son bir girişim olarak 8/9 Temmuz akşamı resmi görevlerinden ve askerlik mesleğinden istifa ettiğini zaten kendilerine bildirmiş olan Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik mesleğinden çıkarıldığını (!) sahip olduğu nişanların ve onursal yaverlik rütbesinin kaldırıldığını bir padişah buyruğu ile duyurur (4) Yine Erzurum'da bulunduğu sıralarda kongre kurulunca ABD Başkanı Wilson'a verilen muhtıra ve O'nun Sıvas'ta gelişme gösterecek olan Manda Tartışmaları ile ilgili görüşlerini burada anımsatmakta yarar görüyoruz. Wilson'a gönderilen muhtırada onun yayınladığı prensiplerin Türkiye ile ilgili 12. maddesinin çarpıklığı vurgulandıktan sonra İzmir'in Yunanlılara terkindeki yanlışlık ve devletlerin takındığı duyarsız davranış vurgulanırken Fıume limanını İtalya'ya vermek isteyenlere karşı gösterilen direncin