26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 apar topar Nisan ayının sonunda Washington’a çağırması, akıllara ABD’nin İran’a olası operasyonunu Azerbaycan’dan yapacağını getiriyor. Zaten Bush, geçtiğimiz günlerde İran’daki Azerilerin ABD’nin saldırı planlarının bir parçası olacağının işaretini vermişti. ABD yönetimi Türkiye’nin İran’a yönelik operasyon için topraklarını kullandırmama ihtimaline karşı Azerbaycan seçeneğini açık tutuyor. Bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan Azerbaycan batı yanlısı tutumuyla biliniyor. Azerbaycan’a İran operasyonunda ABD’nin yanında yer almasının karşılığında Dağlık Karabağ sorununun Azeriler lehine çözülmesini ödül olarak verilmesi önerilebilir. Daha ileri aşamada ise, ABD, İran’daki Azeriler ile Azerbaycan arasında bir federasyonu da gündeme getirebilir. Eğer Azerbaycan tercihini ABD tarafında kullanırsa, Çin, Batı Asya’da büyük bir stratejik mevzi kaybetmiş olacak. Çin için tek çıkar yol Ermenistan ve İran kartlarını oynamak olacaktır. Öte yandan, diğer bir önemli nokta ise, İran Azerbaycan’a karşı açıkça bir tutum alırsa, Türkiye’nin de Azerbaycan’ın yanında yer alma olasılığıdır. Aslında Hazar denizi nedeniyle Azerbaycan ve İran arasında bir sürtüşmenin olduğu da biliniyor. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıllarda, Türk savaş uçakları Bakü semalarında gösteri yaparak Tahran’a gözdağı vermişti. Bu arada, geçtiğimiz haftalarda Pekin’i ziyaret eden Türkmenistan Devlet Başkanı, tarafsızlığını ŞİÖ lehine bozabileceği yönünde sinyal verdi. Bilindiği üzere, son aylarda, batı medyasında Türkmenbaşına yönelik diktatör olduğu gerekçesiyle ağır eleştiriler çıkmaya başlamıştı. Kırgızistan’da gerçekleşen olayların bir benzeriyle karşılaşmak istemeyen Türkmenbaşı, Çin’e yaklaşmayı tercih ediyor. Kısaca, Türkmenistan ve Azerbaycan, ŞİÖ’nün gelecek politikalarını belirleyecek iki bölgesel aktör durumunda. ABDÇin ilişkilerinde sorunlar ve tartışmalar… C S TRATEJİ Cintao, tatmin etmedi ABD, Çin ile hem ekonomik hem de güvenlik ilişkilerinde son dönemde sıkıntı yaşıyor. ABD’li güvenlik uzmanları, Pekin’in arayışlarını kendileri ve mevcut küresel statüko için kaygı verici buluyor. Pekin, ‘barışçı kalkınma modeli’ ile kaygıları gidermeye çalışıyor. Çin Devlet Başkanı Hu Cintao’nun son ziyareti de ekonomik ve güvenlik kaygıları açısından çözüm üretmedi. Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası nekrem@tusam.net in ve ABD arasında sıkıntılı günlerin yaşandığı bir dönemde, geçtiğimiz hafta Çin Devlet Başkanı Hu Cintao, ABD ziyaretini gerçekleştirdi. Bu ziyaret Hu Cintao’nun devlet başkanı olduğu üç yıldır yaptığı ilk ABD ziyaretidir. Çin’e karşı 202 milyar dolarlık rekor ticaret açığı nedeniyle, bu ülke aleyhtarı duyguların arttığı bir dönemde gerçekleştirilen ziyarette protokol konusuna varana kadar sıkıntılar yaşandı. Çin hükümeti, Hu Cintao’nun ziyaretinin ‘devlet ziyareti’ (state visit) olarak tanımlanması ve öğlen yemeği değil akşam yemeği verilmesi için yoğun çaba gösterdi. Ancak, Bush gezinin ‘resmi ziyaret’ (official visit) olmasında ısrar etti. Hu Cintao’nun ziyareti öncesi Beyaz Saray sözcüsü Scott McClellan, bu ziyaretin resmi ziyaret statüsünde olduğunu ve Çin basınında dile getirildiği gibi devlet ziyareti olmadığını açıklarken, Çin lideri de Beyaz Saray’da sadece öğlen yemeği ile ağırlandı. leri için geçerli olduğunu ve ABD ile ortaklık ilişkisi bile olmayan Çin’in bu statüye sahip olmadığını belirtiyor. Mitchell’in tespitine göre, ‘devlet ziyareti’ uygulaması sadece Hindistan gibi az sayıdaki ülke liderine uygulanmıştı. Washington’un Hu Cintao için ‘resmi ziyaret’ protokolünü uygulaması, iki ülke ilişkilerinde sorun olduğu ve henüz karşılıklı güvenin kazanılamadığı, en önemlisi iki ülke arasında yapısal zıtlıklar bulunduğu şeklinde yorumlandı. Protokol konusundaki anlaşmazlıklara rağmen, Çin lideri Beyaz Saray’a 21 pare ok atışıyla karşılandığı sırada, ABD Kongresi İnsan Hakları Komisyonu üyesi Christopher Smith’in yönettiği bir oturuma Doğu Türkistan insan hakları savunucusu Rabiya Kadir ve diğer Çinli demokrasi kuruluşlarının başkanları davet edilerek Pekin’in Uygur ve Tibet üzerindeki baskıları eleştirildi. Diğer yandan Beyaz Saray dışında da Pekin’in yasakladığı Falun Gong hareketinin yüzlerce üyesinin protestoları vardı. Ç ÇİN’İN KARŞIÇEVRELEME POLİTİKASI Çin, ABD’nin çevreleme politikasına karşı, 5 Temmuz 2005 tarihinde düzenlenen ŞİÖ zirvesinde alınan ABD’nin Orta Asya’dan çekilmesi yönündeki karar ve buna bağlı olarak Özbekistan’ın Hanabad üssünü kapatmasıyla ilk hamlesini yapmıştı. ŞİÖ’nün bu yıl ki liderler zirvesinin Şanghay’da yapılacak olması da ayrı bir önem taşıyor. Çin’den diğer bir stratejik yanıt ise, Latin Amerika ülkeleriyle sahip olduğu ilişkilerdir. Özellikle Küba’da Amerikan askeri gücüne yönelik izleme ve dinleme istasyonu kurduğu iddiaları ABD’yi karıştırdı. Kısaca Çin, ABD’yi arka bahçesinden çevrelemeye çalışıyor. ABD, Çin’e Latin Amerika ülkelerindeki faaliyetleri konusunda bilgi almak için bir heyet yolladı. Bu arada, ABD yönetimi, Çin’e Monroe Doktrini’ni hatırlatarak saygı duymasını istedi. 1823 yılında ilan edilen bu doktrin, Latin Amerika ülkelerini ABD’nin etki sahası içerisinde görmekte ve buraya dışarıdan müdahale edilmesine müsaade etmemektedir. Bu ortam içerisinde, Çin, ekonomik açıdan da büyük bir avantaj içerisindedir. Çin ekonomisine en büyük tehdit enerji piyasalarındaki aşırı fiyat artışıdır. Artan petrol fiyatlarının yapay olarak ABD tarafından artırıldığı iddia ediliyor. Böylece ABD, artan petrol fiyatlarının Çin’in enerji girdisinde yaratacağı maliyet artışıyla, kısa dönemde Çin ekonomisinin felç olmasını ve uzun dönemde ise, Çin ekonomisinin soğumasını sağlamayı düşünüyor. Sonuç olarak görünen gerçek şu ki yıllardan beri Japon merkezli bir AsyaPasifik politikası takip eden ABD, bu politikasını Çin merkezli olarak değiştirmiş durumda. EKONOMİDE SIKINTI Washington’daki ABDÇin zirvesinde ele alınan konular insan hakları ve dini özgürlükler, İran ve Kuzey Kore’nin nükleer programlarına yönelik sorunlarla Sudan ve Tayvan’ın statüsü oldu. Bunun yanında Amerika’nın Çin’e olan ihracatının, bu ülkeden yaptığı ithalatın altıda biri oranındadır. Dolayısıyla ikili görüşmelerde yer alan en önemli konu ekonomi olduğu söylense de esas sorunun dünya sorunları ile ilgili hakların paylaşımı müzakeresidir. Çünkü, ABD, her ne kadar Çin’i kur politikasında fiyat kırmak, pazarlarını dış yatırıma yeterince açmamak, patent ve telif haklarını yeterince korumamakla suçluyor ise, Çin sadece bölgesel iş dağılımının kendine düşen payını alabiliyor. Ekonomi uzmanı Margot Schüller ise, ÇinABD ticari açığına bölgedeki iş dağılımının yol açtığını ileri sürüyor. Schüller, Çin’in Asya’da bölgesel bir iş tezgâhı işlevi gördüğünü belirtirken, ABD’ye giden ürünlerin Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hong Kong gibi ülkelerden gelen mallar olduğunu, KARŞILIKLI GÜVEN YOK USChina Economic & Security Review Commission üyesi Patrick Mulloy ve Center for Strategic and International Studies kuruluşunun uzmanı Derek Mitchell, Washington’un Hu Cintao’nun ziyaretini ‘resmi ziyaret’ olarak nitelemesinin sebebini, iki ülkenin aynı siyasal ve toplumsal değerlere sahip olmadıklarına ve yakın ilişki içerisinde bulunmamalarına bağlıyor. ABD’nin daha çok somut ve reel sorunlara önem verdiğini belirten Patrick Mulloy’e göre, iki ülkenin şekil üzerinde değil gerçekler üzerinde ikili ilişkilerini müzakere etmeleri gerekiyor. Mitchell, devlet ziyareti uygulamasının sadece ABD’nin müttefik
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear