26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

biri olan Pakistan önceleri Taliban’a hoşgörü ve ılımlılık tavsiyelerinde bulunmuştur. Ayrıca öncelikle de Pakistan’da terör eylemlerine kalkışmış kişilerin iadesini de talep etmiştir. Bundan netice alınamaması üzerine 2001 yılında Afgan sınırı kapatılmış ve medrese öğrencilerinin Afganistan’a izinsiz gitmeleri de engellenmiştir. Yine bu bağlamda Pakistan’da genel bir silahsızlanma kampanyası başlatılmış ve Pakistan’daki bazı aşırı dinci grupların kapatılması ile bazılarının kontrol altına alınması sağlanmıştır. Ancak alınmış olan önlemlere karşın bugün Pakistan’da halen mezhepsel kökenli kin ve terörizmin kökünün kurutulduğunu söylemek mümkün değildir. Hatta olaylar gelişmeler konunun kritik boyutlarını açıkça ortaya koymaktadır. 19782006 yıllarında köktendinci gruplarca yapılmış şiddet eylemleri sonunda; toplam 6351 kişi ölmüş, 13874 kişi yaralanmıştır. Bombalanan yerlerde 4576 kişi ölmüş, 19903 kişi yaralanmış, intihar saldırıları sonunda 1055 kişi ölmüş, 4011 kişi yaralanmıştır. ElKaide’ye karşı yürütülen operasyonlarda, 350 kadar asker ölmüş, 760 asker yaralanmıştır. Bu bağlamda 850 terörist öldürülmüş ve 700’ü yakalanmıştır. Aynı sürede Devlet Başkanı’na karşı teröristlerce dört ve Başbakan’a karşı da bir suikast girişimi olmuştur. Operasyonlarda 20022005 yılları arasında 20’ye yakın üst düzey ElKaide üyesi yakalanmıştır. Bu olaylar süregelirken Pakistan’da 31 Ocak 2002 tarihinde antiterör mahkemeleri yasalarıyla ilgili yapılan değişiklikler terörle yasal yollardan mücadele için önemli adımlardır. Bütün bu olumlu çalışmalara karşın Pakistan’ın Türkiye örneğinde olduğu üzere Batılı ülkelerden destek göreceğine köstek görmesi anlamlı ve düşündürücüdür. C S Aybike KOCA akoca@tusam.net TRATEJİ 7 TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Arş. Masası Siyasi ve ekonomik bakış açılarının tercih noktası çakışıyor… E TERÖRLE MÜCADELE STRATEJİSİ Pakistan’da ciddi bir tehdit oluşturan terörün yalnız halkın katkısıyla önlenebileceğini açıklayan General Pervez Müşerref, bu konuda 6 kademeli bir yaklaşım alanı olduğunu ve başarının ancak kararlılıkla elde edileceğini açıklamıştır. General Müşerref’in önemle işaret ettiği strateji şöyledir: Yasaklanan örgütlerin başka isimlerle tekrar ortaya çıkmasına ve özellikle para toplamalarına izin verilmeyecektir, İnsanların Cihat’a yönlendirilmesi konusunda etkin olduklarından kin, şiddet içerikli yirmiden fazla dergi, yayın ve kitap yasaklanacaktır, Kutsal ibadet yerlerinin çıkarcı, karanlık emelleri olan kişilerce ve kötü amaçla kullanılmasına izin verilmeyecektir, Eğitim kurumlarında müfredata uygun olarak öğretim yapılması önemlidir ve bu yolda çalışmalar ele alınacaktır, Medreselerin toplumu eğitici, yönlendirici ve hayır işlerine yönelik ücretsiz yatacak ve yiyecek temin eden yer olması ve yaklaşık bir milyon öğrencinin bundan istifade etmesi önemli bir husustur. Ancak bunların, kin, şiddet ve yanlış öğretiler vermesi de sakıncalı yönleridir. Medreselerin yalnız dini eğitim vermeleri de eksikliktir. Bu konuda medreselerin belli bir program dâhilinde bütün bilgi ve dersleri vermesi hususunda yönlendirmede bulunulacaktır. Böylelikle öğrenciler din adamlığının dışında başka işler de yapabilecek imkâna kavuşabilirler, Ayrıca çok önemli bir husus, Pakistan genelinde bütün bu konuları ele alıp tartışabilecek bir kurulun, İslam’ın değerlerini ön plana alarak kurulması da önemlidir. Teröre karşı mücadelenin küresel boyutlarının bulunduğu, ancak akıl ve kararlılıkla üzerine uluslararası boyutlarda gidilirse başarılı olunacağı unutulmamalıdır. Yine bu bağlamda düşmanları elemine etmekten çok düşmanlığı ortadan kaldırmanın ve siyasi, idari, askeri ve ekonomik önlemlerin beraber yürütülmesinin önemi de ortadadır. Ancak her şeyden önce bugüne kadarki davranışlarıyla küresel mücadeleye inanmış bir tutum sergilemeyen ve "senin teröristin, benim teröristim" anlayışında olan ikiyüzlü ABD ve AB’nin teröre karşı samimi bir mücadeleye girmeleri gerekir. Şu sıralarda batılı toplumların beyinlerine enjekte edilmek istenen Müslüman düşmanlığı ve Müslümanlıkla ilgili önyargıların ortadan kaldırılması ve engellenmesi gerekmektedir. Bu yapılmaz ve Haçlı zihniyeti Batı toplumlarında galip gelirse dünyamız yaşanmaz bir hal alır ki bunun sorumlusu da yine olayları her düzeyde teşvik eden, yangına benzin döken ikiyüzlü ve çifte standartlı Batı olacaktır. konomi ve politikaya ilişkin olarak Amerikalılar tarafından yazılan kitapların hemen hepsinde ABD’nin küresel hakimiyetinden ve bu rolün devamı için yapılması gerekenlerden bahsedilir. Bu artık gelenekselleşmiş bir yazım stili olmakla birlikte ABD’nin devlet politikasının bir parçasıdır da. 19. yüzyıl iktisatçılarından David Ricardo’nun hayaleti olarak tanımlanan ve kapitalist sisteme övgüleriyle bilinen Russell D. Roberts tarafından 2001 yılında kaleme alınan "TERCİH: Bir Serbest Ticaret ve Korumacılık Öyküsü" ile 2005 yılında ABD’nin eski ulusal güvenlik danışmanlarından Zbigniev Brzezinski tarafından yazılan "TERCİH: Küresel hakimiyet mi? Küresel Liderlik mi?" bu politikaya örnek teşkil edebilir. Biri strateji diğeri ekonomi alanında olan iki kitabın konuları, öne sürdükleri ideolojiler ve içerikleri tamamen farklı olmasına rağmen ulaşılan sonuç aynı: Kapitalist sistemin gücü ve Amerika’nın küresel hakimiyeti… ABD’nin sürekli egemenlik arayışı Amerika’da ekonomik ve siyasi alanda önde gelen düşünürlerin yaklaşımları bir noktada birleşiyor: Amerika sürekli süper güç olarak kalmalı… Dünyayı siyasi açıdan yorumlayan Brzezinski ve ekonomik olarak değerlendiren Roberts aynı sonuca varıyor. çatışan ama kendi açılarından haklı iddiaları olan İsrailFilistin anlaşmazlığını kararlı bir biçimde çözebilecek mi? ? Orta Avrasya’nın kenarında bulunan yeni istikrarsız "Küresel Balkanlar"daki siyasi dengeyi sağlamak için ne gereklidir? ? Avrupa siyasi bütünlüğe doğru yavaşça yol almasına karşın, artan ekonomik gücü ele alındığında Amerika, Avrupa ile samimi bir ortaklık kurabilir mi? ? Amerika’ya artık rakip olmayan Rusya, Amerikan önderliğindeki Atlantik çerçevesi içine alınabilir mi? ? Japonya’nın devam eden ama isteksiz olduğu Amerika’ya bağımlılığı –ve sessizce büyüyen askeri gücü ve aynı zamanda Çin gücünün yükselişi ele alındığında Amerika’nın Uzakdoğu’daki rolü ne olmalıdır? ? Küreselleşmenin Amerika’ya karşı tutarlı bir karşıdoktrin veya karşımüttefiklik türetme olasılığı ne kadardır? ? Demografi ve göç etme küresel istikrarın yeni tehditleri mi oluyor? ? Amerika’nın kültürü önemli ölçüde emperyalist bir sorumluluk ile uyumlu mu? ? Amerika güncel bilimsel devrim yüzünden aniden oluşabilecek ve küreselleşmenin artırabileceği insan ilişkilerinde ortaya çıkan eşitsizliğe karşı nasıl karşılık vermeli? ? Ne kadar iyi kamufle edilmiş olursa olsun, hakimiyet rolü Amerikan demokrasisi ile uyumlu mu? Bu özel rolün güvenlik unsurları geleneksel vatandaşlık haklarını nasıl etkiler? Tüm bu sorular ışığında Brzezinski’nin, "Amerika"sının çözmesi gereken en önemli BRZEZİNSKİ’NİN GÖZÜYLE AMERİKA CSIS’nin (Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi) kurucu danışmanlarından olan Zbigniew Brzezinski, "Büyük Satranç Tahtası" kitabında bahsettiği Amerika’nın karşı karşıya kaldığı ana tehditleri ve bunları önlemede karşılaşılan soruları Tercih isimli kitabında sıralıyor: ? Hakimiyet durumu ele alındığında Amerika’nın diğer ülkelere göre daha fazla güvenliğe hakkı var mı? ? Amerika güçlü rakiplerden değil, zayıf düşmanlardan gelen, gittikçe artan öldürücü tehditlerle nasıl başa çıkacak? ? Amerika 1,2 milyar insanının çoğunun Amerika’yı amansız bir düşman olarak gördüğü İslam dünyası ile uzun dönemli ilişkilerini yapıcı bir şekilde idare edebilir mi? ? Amerika aynı topraklarda birbiriyle Russell Roberts
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear