28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası mvurmay@tusam.net Ortadoğu’daki çatışma ve gerginlikler için… C S TRATEJİ çatışması listenin başında yerini alıyor. Ancak, bitmek tükenmek bilmeyen barış ve karşılıklı diyalog önerilerinin her birinde tarafların "olmazsa olmazları" ve asla geri adım atılmayacak mutlak doğruları varken, hatta taraflar birbirlerini "tanımazken" nasıl olacak bu diyalog sorusu takılıyor akıllara. Zihnimizin bir köşesi bu soruyla meşgul ola dursun bu defa da Filistin’in kendi içinde bir "diyalog" çağrısına rastlıyoruz. Yüzde 80’i İsrail işgali altında olan "hayali" bir devletleri ve bu hayali devleti gerçeğe dönüştüremeden giriştikleri iktidar savaşları ile gündeme gelen El fetih ve Hamas arasındaki "iç çekişme"ye de aynı reçete veriliyor. İç çekişme demişken bir diğer iç çekişmeye sahne olan hatta iç savaşa dönüşmek üzere olan bir siyasi kaosa sürüklenen Lübnan’da da hükümet ve muhalefet arasındaki mücadelede öne sürülen çözüm önerisinin yine söylemekten, duymaktan, okumaktan, yazmaktan sıkıldığımız aynı sözcük olduğunu görüyoruz "diyalog"! Söz konusu reçeteye son olarak da ABD’de yayınlanan "Irak Çalışma Grubu Raporu"nda rastlıyoruz. Irak’ın bir bataklığa dönüştüğünün resmi ilanı olarak kabul edilebilecek olan söz konusu raporda ABD’nin çeşitli nedenlerle sürekli olarak baskı uyguladığı, diplomatik ilişkilerini en düşük seviyede tuttuğu ve güç kullanmakla tehdit ettiği Suriye ve İran’a karşı tavrını yumuşatması ve her iki ülke ile diyalog kurması gerektiği vurgulanıyor. D ünya tarihine damgasına vuran, hatta zamanla tarihin kendisi haline gelen söylemler, sloganlar vardır. Örneğin, 1960’larda başlayıp 70’lerin sonuna değin süren "Çiçek Çocuklar"ın, namıdiğer Hippilerin özgürlük ve barış söylemleri gibi… Dönemin ruhunu yansıtan hippi felsefesini sahnelere taşıyan ünlü "Hair Müzikali" ve müzikalin efsane şarkısı "Let the sunshine in – Bırak güneş içeri girsin" ise Soğuk Savaş’a daha doğrusu sisteme yönelik bir başkaldırı olarak dünyayı değiştirmeye çalışan bir kuşağın kendisini ifade biçimine, adeta bir "slogana" dönüşmüştü. Çiçek çocuklarla ya da felsefeleri uzaktan yakından ilgisi yok ama şimdilerde de hemen her soruna ilişkin çözüm önerisi olarak görmeye alıştı(rıldı)ğımız "diyalog" yeni bir söylem olarak sloganlaşma yolunda koşar adımlarla ilerliyor. Öyle ki 2000’li yıllarda ortaya atılan söz konusu söylem her alanda, her konuda, küçük büyük her sorunun yegâne çözümü olarak sunulur hale geldi. Neredeyse insanlık tarihi ile yaşıt DoğuBatı çatışmasından tutun da yarım yüzyılı devirmiş İsrailFilistin sorununa kadar günümüzde mevcudiyetini koruyan, eski, yeni, ulusal, uluslararası tüm sorunların, çatışmaların reçetesi olarak önüne getirilen uygun sıfatlarla sunuluyor "diyalog": Dinler arası diyalog, medeniyetler arası diyalog, kültürler arası diyalog hatta son dönemde duymaya başladığımız mezhepler arası diyalog. Kısacası çatışma halinde olan ya da çatışma potansiyeli bulunan her konuda diyalog… Yeni yaklaşım ‘diyalog’ Her dönemin olayları, çatışmaları, gerginlikleri belirli kavramları ön plana çıkarıyor. Sorunları 5 yıl öncesine göre ikiye katlanmış Ortadoğu için ASLOLAN GERÇEKLİK... Yukarıda verilen örneklere bakıldığında ise sürekli ‘diyalog’ Ortadoğu’daki mevcut tüm sorunların tek çözümü olarak verilen diyalogun giderek popülaritesinin önerilmeye başlandı. arttığını görüyoruz. Ancak burada asıl önemli olan derinleştiren olaylardan birkaçı olarak sayılabilir. Yukarıda kısaca çizilen mevcut dünya portesine bakıldığında dünyanın çoğu yerinde, mikro ya da makro düzeylerde bir çatışma olduğu açıkça görülüyor. Adı ister medeniyetler çatışması olsun, ister din savaşları ister mezhep savaşları olsun hiç fark etmez, 21. yüzyılın kaderi bu defa klasik savaştan biraz farklı belki ama sonuç olarak bildiğimiz çatışmayla, savaşla çiziliyor. İşin ilginç yanı ise bundan sonra başlıyor. Adı geçen bu savaşlar/çatışmalar sürerken, hatta gün be gün derinleştirilirken bizzat savaşan/çatışan taraflardan, sanki savaşan/çatışan onlar değilmiş gibi son derece naif bir şekilde "diyalog" çağrıları geliyor. Yani önce biraz çatışalım, savaşalım üç beş yıl sonra da dünyanın sırrını çözmüşçesine bir eda ile "diyalog" söylemini ortaya atalım. Bu kelimenin tam anlamıyla bir yandan dünyayı ateşe verip alevleri büyüttükten sonra diğer yandan yangına su tutmaya benziyor. Ama yanan yandığıyla, kül olduğuyla kaldıktan sonra su ne fayda… ÖNCE ÇATIŞMA, SONRA DİYALOG Samuel P. Hungtinton’un 1993 yılında kaleme aldığı "Medeniyetler Çatışması" senaryosu, 2001 yılında gerçekleşen 11 Eylül saldırıları ile gerçeğe dönüşmüş kabul edildi. 11 Eylül ile vücut bulan "Medeniyetler Çatışması" başka bir deyişle üçüncü dünya savaşı efsanesi ABD’nin Afganistan ile başlayıp Irak ile perçinlediği "(Orta)Doğu’yu ehilleştirme" operasyonu ile iyiden iyiye körüklendi. Medeniyetler çatışması fitilinin ateşlendiğinden bu yana geçen 5 yılda ise durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getiren birçok olay yaşandı. 11 Eylül’ün artçı şoklarından biri olarak nitelendirilen İstanbul’daki sinagog, HSBC ve konsolosluk saldırıları, Londra patlamaları, karikatür krizi, Batı dünyasında İslamofobi denilen yeni bir kavramın ortaya çıkması, Ortadoğu’da ABD/Batı karşıtlığının doruğa çıkması ve son olarak da Ortadoğu’da Irak merkezli olarak yayılmaya başlayan ve mikro medeniyetler çatışması olarak nitelendirilebilecek bir mezhep çatışmasının ortaya çıkması krizi nokta bu çağrıların dikkate alınıp alınmayacağı, dahası bu çağrıların ne kadar samimi olduğu ve bunlara bağlı olarak ne kadar uygulanabilir olduğu… ABD’nin hegomonik kibri, İran’ın her şeyden üstün tuttuğu bölgesel güç olma egosu, Suriye’nin gayet arabesk bir şekilde ortaya koyduğu "her şeye rağmen ayaktayım" efelikleri, İsrail’in sözcük dağarcığında "uzlaşma" sözcüğünün yer almaması, Filistin’in daha devlet olamadan devlet entrikalarına düşmesi, Lübnan’ın acı geçmişinden ibret almamış olması ve daha birçok nedenden dolayı gerçek de olsa retorik de olsa "diyalog" kendisine yüklenen anlamları yitiriyor. Sözlük anlamı "karşılıklı konuşma, anlaşma, uyum sağlama veya bu yolda çalışma" olarak belirtilen diyalog(1), aslında bir kültürdür bir insaniyet vurgusudur ancak "diyalog" mutlaka ve mutlaka samimiyeti de beraberinde taşımalıdır. Söylem olarak kalıp, hiçbir işe yaramayacak, ABD’nin, BM’nin, AB’nin sözde "çözüm raporları"nda, tozlu raflarda anlamsızlaşacaksa ‘diyalog’ neye yarar ki? Dipnot: 1 Türk Dil Kurumu Sözlüğü Filistin’deki gösterilerden.. SİHİRLİ DEĞNEK ‘DİYALOG’ Diyalog "mucizesi"nin mantığını kısaca ortaya koyduktan sonra hâlihazırda kimlere nasıl Lübnan’daki diyalog reçeteleri veriliyor gösterilerden.. bunlara bir bakalım. Söz konusu reçetelerin çoğu kolayca tahmin edilebileceği üzere Ortadoğu’nun kronikleşmiş, kangrenleşmiş sorunlarına, çatışmalarına karşı çözüm iksiri olarak sunuluyor. Çatışma deyince de akla ilk gelenlerden biri olan İsrailFilistin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear