28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu Araştırmaları Masası Bocaur operasyonu, tartışmalara HÜKÜMETİN SAVUNMASI Operasyon Pakistan hükümeti tarafından ve protestolara neden oldu… 1. düzenlendi. C S TRATEJİ P ervez Müşerref, Afganistan sınırındaki bölgelerde istikrarın sağlanamaması üzerine kabilelerle teröristler arasında ilişkileri kesmek için bölgenin kabile reisleri ile 5 Eylül 2006’da bir anlaşma imzalamıştı. Müşerref anlaşmayı bölgedeki ElKaide ve Taliban militanlarına karşı mücadelenin önemli bir parçası olarak görürken 30 Kasım 2006’da Bocaur yakınlarındaki bir medreseye düzenlenen askeri operasyon tartışmalara neden oldu. Operasyonda 80 kişinin ölmesi ve çoğunun 20–30 yaş arası gençlerin olması bölge halkı tarafından şiddetli bir tepkiyle karşılandı. Operasyonun düzenlendiği gün Cemaatül İslam Partisi’nin iki önemli üyesi kıdemli bakan Siracul Hak ve Bocaur bölgesinin federal meclisteki üyesi Harun Reşit görevlerinden istifa ettiler. Üyelerin istifa nedenleri, askeri operasyonun aslında Pakistan tarafından değil Afganistan’da bulunan NATO ve ABD birlikleri tarafından düzenlenmesi ve operasyonlarda ölenlerin Taliban veya ElKaide üyesi değil medresede dini eğitim gören gençler olması olarak açıklandı. Pakistan yönetimi ise operasyona yönelik iddiaları reddetti ve operasyonun daha önceden edinilen istihbarat bilgisi üzerine düzenlendiğini ve operasyonda teröristlerin öldüğünü ileri sürdü. Görgü tanıklarına göre ise, medrese ilk önce Afganistan’ın Kunar ilinde bulunan NATO birliklerinden ateşlenen füzeler tarafından vuruldu. Pakistan daha sonra helikopterleri ile operasyona katıldı. Pakistan’da ‘terör’ sorunu ısınıyor yandan Pakistan’ın medreseye düzenlediği saldırı Pakistan hükümetinin kabilelerle varmaya çalıştığı anlaşmanın ruhuna aykırı da değildir. Çünkü Pakistan saldırıyı kabilelere veya sivil insanlara karşı değil teröristlere karşı düzenlemiştir. Zaten Pakistan’ın kabilelerle anlaşma yapmasının mantığı kabilelerin teröristlere destek vermesini önlemektir. Pakistan’ın Afganistan sınırında bir medreseye düzenlenen operasyon, ülkedeki İslami grupları tetikledi. Müşerref yönetimi, ciddi bir ikilemle karşı karşıya bulunuyor. OPERASYONA TEPKİLER Sorun Pakistan basınında da ciddi tartışmalara neden oldu ve her iki tarafın da kendilerini haklı çıkaracak ciddi kanıtları bulunuyor. Operasyona yönelik tartışmalar ise iki yönde gelişiyor: Operasyon NATO ve ABD birlikleri tarafından düzenlendi. Operasyonda ölenler terörist değil dini eğitim alan sivil gençlerdi. Operasyonun NATO ve ABD birlikleri tarafından yapıldığını iddia edenler bunun son bir yıldır Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’e yönelik baskıların sonucu olduğunu iddia ediyorlar. İddialara göre, Pervez Müşerref teröristler için geçit noktası olan PakistanAfganistan sınırını kontrol edemeyince NATO’nun sınır ötesi sıcak takip yapmasına izin verdi. Asia Times yazarı Seyid Saleem Şahzed’in "NATO Pakistan’da Savaşa Katılıyor" başlıklı makalesinde yazdıklarına göre 24 Ağustos 2006’da Kabil’de PakistanNATOAfganistan temsilcileri arasında yapılan üçlü görüşmede alınan karara göre, Afganistan’da faaliyet gösteren NATO birlikleri sınırı geçerek Pakistan içinde sıcak takipte bulunabilecekler. Yine aynı makalede yer alan iddiaya göre, Pervez Müşerref ’in ABD ziyareti sonrası Pakistan’ı ziyaret eden NATO’nun Afganistan’daki İngiliz komutanı General David Richard’ın söz konusu ziyareti sırasında Pakistan ve NATO’nun PakistanAfganistan sınırında ortak devriye birliği kurma anlaşmasına varılmış durumda. Operasyonun NATO ve ABD tarafından düzenlendiğini iddia edenler iki gün önce Damadola’da düzenlenen ABD ve NATO karşıtı gösteriye ve Pakistan’ın Bocaur bölgesi kabile reisleri ile iki gün önce ateşkes anlaşması imzalandığına dikkat çekiyor. Fakat Pakistan’ın kabile reisleri ile anlaşmaya varmaya çalışması, saldırının NATO ve ABD birlikleri tarafından gerçekleştirildiği anlamına gelmiyor. Diğer Afgan sınırındaki operasyona Pakistanlılar, gösterilerle tepki gösterdi... 2. Operasyonda ölenler teröristlerdi. Pakistan hükümeti medresenin teröristlere askeri eğitim amaçlı kullanıldığı istihbaratına dayanarak operasyon düzenlediğini öne sürüyor. Pakistan hükümeti, Saldırı sonrası medresede neden silah bulunmadı sorusuna ise, teröristlerin suikast ve canlı bomba eğitimi aldığı şeklinde yanıt veriyor. Pakistan’da bulunan İnsan Hakları Örgütü’nün tarafsız bir araştırma yapma istemi geri çevrilirken, Pakistan Başbakanı Şevket Aziz operasyonla ilgili araştırmalarının süreceğini ve sonucun halka açıklanacağını söyledi. Aziz’in halkı yatıştırmaya yönelik bu açıklamaları ise halkı tatmin etmiş gibi görünmüyor. Operasyon sırasında ölenler arasında Taliban yanlısı Tanzim Nifaz ŞeriatiMuhammedi (TNŞM) örgütünün liderlerinden Maulana Liaquat da bulunuyor. Örgüt 15 Ocak 2002’de Pervez Müşerref tarafından yasadışı ilan edildi ve lideri Maulana Sufi Muhammed tutuklandı. TNŞM’nin Bocaur bölge sorumlusu Fakir Muhammed, El Kaide ve Taliban’la olan ilişkilerinden dolayı aranıyor. Pakistan’ın Ulus Gazetesi’nin yazarı Azizuddin Ahmed’e göre medresenin duvarında bulunan yazılar buranın teröristler için eğitim merkezi olduğunun göstergesidir. Medresenin duvarında bulunan "Hayyia Alal Cihad" işlemesi cihada katılın anlamına gelmektedir. Bocaur bölgesinin terör dosyasının hayli kabarık olması dikkat çekici bir diğer noktadır. Bölge teröristlerce Afganistan’a transit geçit noktası olarak da kullanılmıştı. Bocaur, ABD’nin Afganistan operasyonu öncesi 10.000’den fazla Pakistanlının Afganistan’a geçmesini sağlayan TNŞM örgütünün kalesi durumunda. Aynı zamanda Afganistan’daki NATO ve ittifak birliklerine yönelik saldırılarda da büyük sorumluluk sahibi olan Gülbeddin Hikmetyar tarafından yönetilen Hizbu İslam Örgütü’nün stratejik arka bahçesi konumunda. Bu nedenle bölge muhafazakarların bulunduğu Amerikan karşıtı bir bölge olarak nitelendiriliyor. Pakistan’da İslami değerler, terörizm ve siyaset arasında ince bir ayrım vardır. Bu hattı dikkate almamak Pakistan’ı tehlikeli bir duruma getirebilir. Daha da önemlisi bu durum Pakistan’ın ABD karşıtı "cihadın" merkezine ve istikrarsızlık açısından Irak’a dönüşmesine neden olabilir. Pakistan’da bulunan İslami partiler toplumdan destek almasının yanı sıra aşırılıkla terörizm arasında bir noktadadır. Bu bağlamda dışardan her hangi kimsenin Pakistan’ın iç işlerine müdahalesi özellikle ABD’nin bu yönde bir girişimi İslami partilerle merkezi iktidarın ilişkilerini bozar ve teröristlerin ülke içinde destek bulmasını artırabilir. Zira Pakistan’ın terörizme karşı ABD ile işbirliği içinde olması İslami partiler tarafından hoş karşılanmıyor. Nitekim Bocaur operasyonundan sonra Cemaatül İslam Partisi’nden ayrıldığını açıklayan Siracul Hak’ın, "Bundan sonra bütün enerjimi Pakistan’da İslami devrim gerçekleştirmek için harcayacağım" açıklamasını yapması İslami devrimi savunan teröristlerle aşırı dincilerin birleşeceğinin habercisi olabilir. Tahaffuz Shari'ate İslam (İslami Şeriatı Koruma) örgütünün radikal Sünni lideri Maulana Nasuriddin’in, Müslümanların kendilerini korumak için canlı bombaya dönüşmesi gerektiğini söylemesi, Pakistan’daki terörist eylemlerin Pakistan merkezi yönetimine karşı yönelmesine yol açabilir. Bu Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in ülke istikrarı için radikal dini gruplarla ABD baskıları arasında kurduğu ince ayar siyasetinin de ciddi anlamda bozulmasına yol açabilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear