26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 Bahadır Selim DİLEK Irak’ta SCIRI’ye tepki duyan Şii taban, Sadr’a kaymaya başladı… C S TRATEJİ adamlarının yönetimi" ideolojisini yani dinin siyaseti doğrudan yönlendirmesi olan velayeti fakihi kabul etmiyor. Yani, kendisini Şii öğretisinin diğer önemli merkezi olan Kum’dan ayırıyor. Aslında bu durum bir anlamda, Fars Şiiliği ile Arap Şiiliği arasındaki en önemli ayırımı oluşturuyor. Ancak, Fars Şiiliğinin "baskın" tutumu, son 30 yıldaki siyasi gelişmelerle birlikte Arap Şiiliğini etkisi altına almış durumda. Büyük Ayetullah Ali Sistani, Havza’nın en üst dini otoritesi olarak kabul ediliyor ve Şii dünyasında büyük bir saygı görüyor. Dünyada en fazla "taklit edilen Şii din adamı" olarak biliniyor. Merciyye, yani Büyük Ayetullah Sistani, sivil yönetimin Irak halkına en kısa zamanda ve düzenli bir şekilde devredilmesi şartıyla Irak’taki ABD ve İngiliz işgaline bir ölçüde destek vermişti. Sistani’nin İngiltere ile yakın ilişki içinde olduğu da biliniyor. Bu durum Irak içindeki Şii tabanda zaman zaman tartışma konusu yapılsa da, Sistani’nin ArapŞii dünyasındaki dini liderliğini tartışmaya açacak boyutlara ulaşmıyor. A BD işgali, Irak özelinde Ortadoğu tarihinin önemli bir kırılma noktası oldu. Irak’ta savaşın hemen ardından başlayan direnişle ortaya çıkan çatışma ortamının son bir yıl içinde mezhep çatışmasına doğru hızla ilerlemesi, Irak’ta çok kolay çözümlenemeyecek bir şiddet sarmalını ortaya çıkardı. Söz konusu bu şiddet sarmalı, siyasi olduğu kadar Irak’ın toplumsal yapısını da etkisi altına aldı. Irak’taki dini ve etnik gruplar arasındaki çizgiler daha da kalınlaştı. ABD, Irak halkının arasındaki dini ve etnik farklılıkları daha da belirginleştirecek politikalarıyla, Irak’ın –her ne kadar resmi olarak ‘Irak’ın bölünmesini istemiyoruz’ açıklaması yapsalar da toplumsal ve siyasi açıdan parçalanmasına giden sürecin önünü açtı. Aslında bu süreç belli noktalarda 1991 yılındaki Körfez Savaşı sonrasında başlamıştı. Kürtleri koruma gerekçesiyle konuşlandırılan Çekiç Güç, ardından da Keşif Güç, Irak topraklarında birlikte yaşayan Arap ve Kürt toplumlarını birbirinden koparmıştı. Bugün artık Irak’ın kuzeyinde 1991 yılından sonra doğan çocuklar Arapça bilmiyor. Dolayısıyla, bu Kürt gençleri, ülkede çoğunluğu temsil eden Şii ve Sünni Araplardan kendilerini ZINLIKTAKİ ÇOĞUNLUK ayırıyorlar. Devrik lider Saddam Hüseyin döneminde kendi Irak tarihinde Sünniler uzun bir süre siyasi ve inanç sistemlerinin güçlü ortak paydasında birleşen askeri açıdan "egemen durumda" oldular. Azınlık Iraklı Şiiler, 2003 yılından sonra, Washington olmalarına karşın, yönetim ağırlıklı olarak yönetiminin uygulamaya koyduğu bilinçli Sünnilerle, Sünni anlayışı ile şekillendi. Sünniler, politikalarla siyasallaştırıldı. Şii tabanın Şiileri çoğunluk oldukları ülkede azınlık siyasallaşması, ülkenin yüzde 60’ını durumunda yaşamaya zorladı. oluşturan çoğunluğun hem toplumsal Baas rejimin çöküşü, Iraklı Şiilere hem de askeri açıdan bölünmesine Sistani siyasi olarak kendi geleceklerini neden oldu. Abdülaziz El Hekim belirlemenin yolunu açtı. Şii liderliğindeki Irak İslam tabanının nitelik açısından Devrimi Yüksek Konseyi’nin önemli bir bölümünü laik(SCIRI) ABD politikalarına seküler Şiiler oluştursa da yakın durması, Şii tabanın özellikle Necef ve Kerbela son dönemde Mukteda Elgibi kutsal şehirlerde iktidar Sadr liderliğindeki Sadr boşluğunu doldurmak için grubuna kaymasına öne çıkanlar dini Şii neden oldu. partiler ve bunlara ait milis Irak’taki Şiiler, grupları, ABD’nin "dini ve Basra, Amara, Nasıriye, etnik kimlikleri öne Mutena, Divaniye, çıkarma" politikasıyla Necef, Kerbela, Vasit ve birlikte etkinliklerini Babil’de güçlü arttırdılar. durumdalar. Ancak, Aslında Baas rejiminin Basra Şiiler için büyük devrilmesinden hemen önem taşıyor. Çünkü sonra Şii partilerine bağlı Basra dışında petrol milisler Şii çoğunluğun zengini olan bir başka Şii bulunduğu şehirlerde ABD bölgesi bulunmuyor. Bir askeri varlığının anlamda diğer 8 vilayetin olmamasından yararlanarak, ekonomik anlamda geleceği bu bölgelerde denetimi de Basra’ya bağlı. O yüzden tümüyle ele geçirmişlerdi. Yani, SCIRI ile Sadr grubu arasında ABD’nin işgal döneminde Iraklı Basra için büyük çekişme Şiilere bu açıdan hem bilinçli hem yaşanıyor. Amara’da da petrol de bilinçsiz olarak önemli katkıları rezervi bulunduğu biliniyor. Ancak, oldu. buradaki petrol henüz çıkarılmıyor. Tahran yönetiminin güçlü etkisi, İSTANİ’NİN TAKİPÇİLERİ SCIRI ile Sadr grubunun ülkenin yaşamsal konularında bile bir uzlaşıya varmasının önünü Irak’taki Şiiler bugün ideolojik açıdan üçe açamadı. Şii tabandaki siyasi tutum değişikliğinin bölünmüş durumdalar. Şii tabanının çoğunluğunu nedenleri ve sonuçlarına ilişkin değerlendirme oluşturan grup, Irak’ın en üst düzeydeki din yapmadan önce hem genel olarak Irak Şiiliğine hem adamları tarafından yönetilen Necef ’teki Havza Elde SCIRI ile Sadr akımının geçmişine kısaca bir İlmiyye çevresindeki geleneksel (ArapŞii) dini bakmak gerekiyor. önderliği takip ediyor. Merciyye, İran’daki "din ABD yanlısı Şiiler yalnız kalıyor Irak işgali, ülkede önce mezhep ve etnik temelli bölünmeleri gündeme getirmişti. Sünniler doğrudan ABD işgaline direndiler, Kürt gruplar ABD’nin SADR GRUBU ikinci büyük Şii grubunu ise sadık müttefiki oldular. Şiiler’de ise Irak’taki Sadr taraftarları oluşturuyor. Bunlar, Saddam Hüseyin rejimi başından itibaren ikili bir yapı oluştu. 1999’da tarafından öldürülen Ayetullah Muhammed Sadık ElSadr’ın yolunu izliyorlar. Bugün El Sadr taraftarları Ayetullah ElA Sadr’ın oğlu Mukteda elSadr’ı takip ediyorlar. Mukteda ElSadr henüz bir İlmiyye öğrencisi olmasına karşın, Irak’taki Şii taban içinde önemli bir güce sahip bulunuyor. Mukteda El Sadr, savaşın başından buyana Irak’a gelen bütün işgalcilere karşı önemli bir "karşı duruş" sergiledi. 2004 yılı ortalarında, ABD’nin öncülüğünde oluşturulan Geçici Yönetim Konseyi’ne karşı alternatif bir yapılanma içine girdi ve kendi "hükümetini" kurduğunu açıkladı. Bu noktada ElSadr, Şii tabanının desteğini kaybetme riskini de göze alarak, ABD işgaline göreceli olarak destek veren Büyük Ayetullah Sistani ve Dava Partisi’ni de eleştirmekten geri kalmadı. ElSadr, bir anlamda siyasi kumar oynamıştı. Sistani’ye ve Dava Partisi’ne karşı gelmenin faturasının riskini göze alan ElSadr, ülkede ABD’ye karşı tepki büyüdükçe, oynadığı kumardan kazançlı çıkmaya başladı. DAVA PARTİSİ VE SCIRI Irak’taki üçüncü büyük grup ise ElDava Elİslamiye Partisi ve bu partinin etkisinde kalan Şii gruplar olarak sıralanabilir ki, Irak İslam Devrimi Yüskek Konseyi (SCIRI) de bu grupların içinde yer alıyor. Dava Partisi, Irak Şiilerinin en önemli siyasi yapılanması olarak ortaya çıktı. İşgalin ardından yaşanan geçiş sürecinde de Dava Partisi, Bağdat’ta önemli bir rol üstlendi. Baas rejiminin ortadan kalkmasından sonra sürgünden dönen İbrahim Caferi, Dava Partisi’nin liderliğini yürütmeye başladı. Geçici Yönetim Konseyi’nde yer aldı sonra da Başbakanlık koltuğuna oturdu. Kürt gruplar ve ABD’den yeterli güvence alamaması nedeniyle seçimlerin ardından makamını yardımcısı Nuri El Maliki’ye bıraktı. SCIRI aslında Dava Partisi ile iç içe. Hatta Dava Partisi’nin bir dalı olarak görülebilir. SCIRI, 1982’de Tahran’da Irak’taki Baas rejimine karşı bir şemsiye yapılanma olarak projelendirildi. Ki daha sonra bu şemsiye yapılanmalar, Körfez Savaşı’nın ardından Irak muhalefetinin temel siyasi şablonu durumuna gelecekti. SCIRI’nin ilk Başkanı "Büyük S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear