25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S B’nin tüm şartlarını kabul ederek birlik Anayasası ve uygulamalarını Türkiye’nin yasalarından üstün tutmak Atatürkçü düşünce sistemi ve Atatürk’ün gerçekleştirdiği Türk ulus devletinin nitelikleri ile çelişiyor. Atatürk’ün kurduğu ulus devlet ve Atatürkçü düşünce sistemi, çağdaşlaşmanın kayıtsız şartsız ulusun egemenliği ve tam bağımsızlık ile gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtiyor. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Le Monde 28 Ağustos 21 A çü düşünce sistemini bağdaştırmak ve ‘hem Atatürkçü düşünce sistemine bağlıyım, hem de AB üyeliğini destekliyorum demek’ mümkün değildir. Ayrıca, AB projesini bir çağdaşlaşma projesi olduğunu söylemek zordur. AB projesinin, küreselleşme gayretlerinin kıtasal bir boyutu, küreselleştirenlerin daha küçük güçleri hazmetme projesi olduğunu ifade etmek daha doğrudur. İkinci Dünya Savaşı’nda kendi halklarından, çoğu sivil olmak üzere elli milyon kişinin ölümüne neden olanların çağdaş olduklarını, gelişmişlik ile çağdaş olmanın özdeş olduğunu söylemek de zordur. Egemenlik AB’ye devredilmemeli çinde bulunduğumuz, küreselleştirme gayretlerinin egemen olduğu şartlarda, artık tam bağımsızlığın ve egemenliğin mümkün olmadığı iddia edilebilir. Bu söylem, doğru olmasa bile, Atatürkçü düşünce sisteminin temel taşları olan tam bağımsızlığın ve ulusun kayıtsız şartsız egemenliğinin artık önemini yitirdiği anlamını taşıdığı için, temel değerleri çöken bu düşünce sisteminin de artık bir değer taşımadığı anlamına da gelebilecektir. Bu şartlarda Atatürkçü düşünce sistemine bağlı olmak ve bu düşünce sistemini bir öğreti temeli olarak kullanmak ise çelişkidir. Çünkü, tam bağımsızlıktan ve kayıtsız şartsız ulusun egemenliğinden arındırılmış bir Atatürkçü düşünce sistemi mümkün değildir. Esas olan Atatürkçü düşünce sisteminin bir ideal olarak bütünü ile idame ettirilmesi ve çağdaşlaşmanın bu temelde geliştirilmesidir. Bu nedenle de Türkiye AB’ye bağlanmamalı ve egemenliğini AB’ye devretmemelidir. İ AKP hükümeti, başbakan Erdoğan, dışişleri bakanı Gül, AB üyelik ilişkilerinde ödün veren politikaları nedeniyle eleştiri alıyorlar. herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve ülkenin gerçek anlamı ile bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir’(5) diyerek bağımsızlığın tanımını yapmış, kapsamını açıklamıştır. Atatürk’ün kurduğu ulus devlet ve Atatürkçü düşünce sistemi, kayıtsız şartsız ulusun egemenliği ve tam bağımsızlık ile birlikte çağdaşlaşmayı da esas almıştır. Atatürk’e göre ‘Ulusumuzun hedefi, ulusumuzun ülküsü, bütün cihanda tam anlamı ile uygar bir toplum olmaktır.’(6) Ancak, Atatürk çağdaşlaşmayı da bağımsızlık ve ulusal egemenlik ile ilişkilendirmiş; ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun hükümetinin ulustan aldığı veçhe, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal egemenlik ilkeleri içinde, ülkeyi bayındır ve ulusu zengin, refahlı ve mutlu etmekten ibarettir.(7) diyerek, ulusun egemenliğini ve bağımsızlığı, çağdaşlaşmanın da vazgeçilmez koşullarına dönüştürmüştür. Tam bağımsızlıktan taviz örüleceği gibi Atatürkçü düşünce sistemi, ulusun kayıtsız şartsız egemenliğini, tam bağımsızlığı, ulusun egemenliğine ve tam bağımsızlığa dayandırılan çağdaşlaşmayı amaçlamaktadır. Tam bağımsızlıktan ve kayıtsız şartsız ulusun egemenliğinde verilen her taviz, Atatürkçü düşünce sisteminden uzaklaşmak anlamına gelmektedir. Bu nedenle de AB üyeliği ile Atatürk G KAYNAKLAR: (1) Nutuk, CiltI s.13 (2) Atatürk’ün Söylev Demeçleri Cilt I, s.319 (3) Atatürk’ün Söylev Demeçleri Cilt II,s.135 (4) Nutuk, Cilt I, s.13 (5) Nutuk, Cilt II,s.624 (6) Atatürk’ün Söylev Demeçleri Cilt II, s.181 (7) Atatürk’ün Söylev Demeçleri, Cilt II,s.106 ve ve ve ve The Independent 17 Ağustos International Herald Tribune 26 Ağustos Le Monde 28 Ağustos
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear