18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ö zbekistan ile ABD ilişkilerinin bozulmasının nedenleri arasında ABD kökenli kuruluşlara çeşitli kısıtlamalar getirilmesi de yer alıyor. Taşkent yönetimi tarafından Gürcistan’ın ardından Ukrayna ve Kırgızistan’da da Soros tandanslı devrimler yapılması nedeniyle vakfın faaliyetlerine son verilirken, Freedom House ve Internews gibi kuruluşların çalışmaları üzerinde de denetim kuruldu. bek istihbarat birimleriyle temaslarının ardından Fergana Bölgesini ziyaret etmesi, Nisan ayı içerisinde de ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Özbekistan’da kitlesel eylemler olabileceği gerekçesiyle vatandaşlarını uyarması gösterilmektedir. ABD’nin gerekçeleri olarak; İslami terör tehdidi bahanesiyle bu ülkedeki askeri kapasitenin genişletilmesi, Fergana Bölgesi’nde operasyonel özellikleri olan üslerin oluşturulabilmesi; Fergana Vadisi’nin konumu itibariyle elde edilecek stratejik noktalarla Orta Asya’daki diğer güçlere karşı üstünlük kurulması; Rusya’ya, kendi halkı üzerinde kurduğu baskının kendi yönetimini değiştirebileceği mesajının verilmesi; Özbekistan ve genel olarak bölgede Rusya karşıtı bir düşüncenin yayılması; Karimov yönetimi üzerinde siyasi şantaj yöntemiyle hakimiyetin artırılması (Zira olaylara ait görüntülerin Amerikan uyduları tarafından bütün detaylarıyla kaydedildiği savlanmaktadır); Masum insanlara karşı kullandığı şiddet nedeniyle Karimov’un, Uluslararası Adalet Divanı’na götürülebilme olasılığının yaratılması, ileri sürülmektedir. Bu iddiaların ne kadarı gerçeği yansıtıyor belli değil, ABD ve İsrail’in Karimov’u fiili olarak ortadan kaldıracak senaryo hazırladığı bilgileri de gözönünde bulundurduğumuzda pek akılcı görülmüyor. Ancak sürecin üslerdeki askerlerin çıkarılmasına uzanmasının gerekçeleri de en az bu iddialar kadar keskin olmalı. Karimov’a böylesine tepki verdiren gelişmeler yaşananlarla başladı. Özbek yönetiminin medya ile ilişkileri düşünüldüğünde olayları yansıtan gazetecileri affetmesi mümkün değildi. Basına yansıyan bilgilerde Karimov, ABD Büyükelçisinden ısrarlı ve diplomatik teamülllere uymayan bir şekilde gazetecilerin susturulmasını talep etmişti. Ama ne basın engellenebildi ne de Amerika’dan destek açıklamaları gelmedi. Batıdan gelen sert açıklamalar, dünya kamuoyunda oluşan hava ABD’ye, yardımların askıya alınabileceği uyarısını yaptırdı ilk kez. Hemen ardından İsrail ve ABD Büyükelçilikleri Taşkent’teki diplomatik misyonunu güvenlik görevlileri dışında tahliye etti, kitlesel eylemlere maruz kalınabileceği gerekçesiyle. Ufak bir detay, İsrail’in, Amerikan yönetimi üzerinde baskı oluşturması talebinin karşılanamamış olması böyle bir eylemi gerekli kıldı herhalde. Andican olaylarının, 11 Eylül saldırıları sonrası başlayan yakın ilişkileri baltalaması öncesindeki bazı gelişmeler de Özbek yönetimi tarafından dikkatle izlendi ve hemen önlem alındı. Gürcistan’ın ardından Ukrayna ve Kırgızistan’da Soros tandanslı devrimler etkisiyle Soros Vakfı’nın faaliyetlerine son verildi. Freedom House ve Internews gibi kuruluşların çalışmaları üzerinde denetim kuruldu. Bununla birlikte bu kuruluşların yanı sıra diğer uluslararası kuruluşlarla ilişkisi olan yerel kuruluş mensupları yakın takibe alındı. Son yıllarda ekonomiyi yönlendiren, ABD başta olmak üzere IMF ve Dünya Bankası ile yakın ilişkileri olan Rüstem Azimov’un Başbakan Birinci Yardımcılığı görevinden alınarak yerine Vyaçeslav Golişev’in atanması da bu çerçevede değerlendirilebilir. Hanabad Üssü’ndeki yabancı askerlere karşı oluşan sert kamuoyu, düzenlenen gösteriler tepkisizliğiyle eleştirilen Özbek halkı ve medyası adına diğer kaydedilmesi gereken bir noktadır. Gerekçe de bir o kadar ilginç; tarım alanlarının zarar görmesi ve ekolojik sorun. Sonuç olarak; evlet yönetimlerinin kurumsallaşması ve ulusal çıkar kavramının uluslararası ilişkilerde algılanma biçimini irdelemesi açısından önemli bir gelişmedir ABDÖzbek ilişkileri. Bağımsızlıklarının onlu yıllarını kutlamakta olan eski SSCB cumhuriyetlerinin devlet yönetimlerindeki kişisel yapılanma ve ulusal çıkara bakışları, bulundukları bölgesel konumları değerlendiriş biçimleri siyaset bilimcilerini ve politik aktörleri uzunca bir süre meşgul edeceğe benziyor. Tarihsel gelişim içerisinde oldukça kısa sayılabilecek bir zaman diliminde "yakınlıkuzaklık" politikasının yönetim organları işleyen, geleceğe yönelik perspektifi bulunan ülkelerde yaşanması mümkün değil. Andican olaylarında da 11 Eylül’de olduğu gibi cezayı masum insanlar çekti. Ve bu sorun Kırgızistan’daki mültecilerin dramıyla halen devam ediyor. Globalleşen çağdaş dünyamızda insanlar bulundukları bölgeye, sahip oldukları stratejilere göre muamele görüyor. Kaynak tahsisinde de aynı gerekçeler geçerli oluyor. Bu kapsamda Türkiye’nin sıklıkla eleştirilen Kafkasya ve Orta Asya politikasını –veya diğer bir deyişle politikasızlığını değerlendirebiliriz. ABD’nin, sahip olduğu güce rağmen kişiselleştirilmiş bir yönetim ile vardığı sonucu göz önüne aldığımızda, bugünkü yapıda hareket alanının oldukça kısıtlandığını söyleyebiliriz. Maddi kaynaklar, etnik yakınlık, tarihsel ve dinsel birliktelik, kurumsallaşmamış bir yapı ile sağlıklı ilişki kurulması için ne yazık ki yeterli görünmemektedir. Dolayısıyla politikalara karşı yapılan eleştirilerde ülkesel, bölgesel özellikler, sosyolojik yapı ve ilişkiye girdiğiniz topluluktaki insan unsuru mutlaka kendi gerçeklikleriyle değerlendirilmelidir. C S TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Katrina’nın sosyal ve ekonomik felake sonuçları yeni yeni anlaşılıyor 15 D International Herald Tribune 6 Eylül The Guardian 1 Eylül International Herald Tribune 2 Eylül
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear