Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S T arım sübvansiyonları konusunda Afrika ülkeleri yoğun olarak AB’den yakınıyor. Alınması istenen önlemler konusunda bazı üyeler hem kendileriyle hem de Dünya Ticaret Örgütü ile tartışmalı konumda bulunuyor. AB eğitim ve araştırmageliştirme konusunda ABD’den geri kaldığını kabul ediyor. Ama diğer konularda da olduğu gibi çözüm ve finansmanı konusunda uzlaşma sağlayamıyor. lerine yönelik gümrük vergilerinde indirime gidilmesi. DTÖ içinden gelen sübvansiyon ve gümrük vergisi indirimi istekleri, kaçınılmaz bir şekilde, Hampton Court’ta yankı buldu. Tartışma, artık aşina olduğumuz İngiltere ve FransaAlmanya cepheleri arasında yaşandı. İngiltere, bildiğimiz gibi daha önce, sübvansiyonlarda indirime gidilmesi karşılığında AB bütçesinden alacağı geri ödemelerin azaltılmasını kabul edeceğini bildirmişti. Ne var ki, Fransa ve Almanya, İngiltere’nin alacaklarının azaltılmasını ama OTP’de sübvansiyonları da kapsayacak şekilde 2003 yılında zaten reforma gidildiğini, daha ileri bir uygulama için 2013’ün beklenmesi gerektiğini savundular. Bu açıdan, Schröder’in “Sosyal Avrupa modelinden taviz verilemez” sözleri Fransız basınında büyük destek buldu. Ancak, Avrupa’nın sosyal modelini korurken üçüncü dünya ülkelerinde yarattığı yoksullaşma, çözüm beklemeye devam ediyor. Gümrük indiriminin oranı da üzerinde anlaşılamayan konular arasındaki yerini aldı. Fransa’nın başını çektiği 13 üye ülke, indirimin yüzde 25 ile sınırlı kalmasını isterken, Doha Turu’nda görüşmelere birlik adına katılan ve özellikle İngiliz hükümetinin görüşünü yansıtmakla suçlanan Peter Mandelson, bu oranın yüzde 40 olabileceğini söylüyor. Gayrî resmi zirve öncesi yayınladığı makalede Chirac, “Fransa, Avrupa’nın bir serbest ticaret bölgesine indirgenmesine asla müsaade etmeyecektir” dediği gibi, sonrasında da Doha Turu’nda 1318 Aralık tarihlerinde Hong Kong’da yapılacak görüşmeyi engelleyebileceğini belirtmiştir. Böylece Fransa ve Almanya, sadece İngiltere’ye değil, DTÖ’deki çok sayıdaki ülkeye de “hayır” demeye hazırlanmakta. İngiltere, yine de Merkel hükümetinin gelişi ile tarım reformunun daha ileri bir noktaya taşınma olasılığından ümidini kesmiş değil. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? AB ülkelerinde siyasete lider bakan dayanmıyor 7 Araştırmageliştirme ve yükseköğrenim üçlü bir sosyal bütünlüğe ulaşılmasının hedeflendiği Lizbon Stratejisi dahilinde 2010 yılına kadar, nitelikli ve daha çok iş imkanı yaratılması ve AB sınırları içinde bilgiye dayalı rekabet gücünün arttırılması öngörülmektedir. Bu amaca uygun olarak, araştırmageliştirme çalışmalarına hız verilmesi ve bütçe içinde buna kaynak ayrılmasının gereği, üye ülkelerce bilinen ve üzerinde uzlaşmaya varılmış bir konu. Ancak iş, araştırmageliştirme yatırımlarına kaynağın nasıl yaratılacağı konusuna gelindiğinde, Almanya, Hollanda ve İsveç, yine üzerlerine ek bir mali yük getirecek her türlü girişime karşı çıkacakları konusunda ağız birliği ediyorlar. Aynı şekilde, AB içindeki yükseköğrenimin, Amerika ile rekabet edemediği için reform edilmesinin şart olduğu herkes tarafından kabul edilirken, oluşturulması gereken fona kimse katkıda bulunmak istemiyor. Almanya, Avrupa Yatırım Bankası’nın kaynaklarının kullanılmasına karşı çıkacağını açıklarken, Fransa, tarım sübvansiyonlarında kesintiye giderek kaynak yaratılması teklifini duymak bile istemiyor. Sonuç olarak, AB hâlâ sosyal modelini tartışıyor ve bu tartışma göç, nüfus ve çevre konularını da kapsayarak, Aralık’taki bütçe görüşmelerine kaçınılmaz bir şekilde yansıyacak. Zorlu geçecek görüşmelerden, yeni üye olan 10 ülkenin sabırsızlıkla beklediği bir uzlaşmayı çıkartarak başkanlık dönemini başarı ile kapatmak isteyen Blair, Hampton Court’ta provasını yaptığı zirvenin gerçekleşeceği tarihe kadar devlet ve hükümet başkanlarıyla birebir görüşecek. İngiliz başbakanı, her ne kadar “Yanıtlarda anlaşamamış olabiliriz ama doğru soruları soruyoruz” dese de, AB’nin sosyal modeli ile ilgili görüş ayrılıkları kısa sürede çözülecek gibi gözükmüyor. G The Independent 2 Kasım (Blair hükümetinin en güçlü bakanı David Blunkett gitti) Le Monde 2 Kasım (SPD başkanı istifa edince Almanya’da hükümetin kuruluşu ertelendi) AB ülkelerinde, liberalizme merkez sağ partilerden bile daha sadık politikalar izleyen merkez sol iktidarların da katkılarıyla, arka arkaya sosyal devletten verilen ödünler küresel yarışta başarıya yetmedi. Bir yandan da yoksulluk ve yoksunlaşmadan paylarını alanların, ağırlıklı eski sömürge ülkelerinden gelen ırk, renk, dinleri, dilleriyle kolayca ayrılan, gettolarda yaşamaya mahkum edilenlerin başkaldırdıkları bir noktaya gelindi. Şimdi dünyada artan sömürü, yeni emperyalizmin kıskacında ABD, ucuz emeğe dayalı uzak asya ekonomileri ile yarışmanın koşullarında bu büyük başkaldırıya çözüm üretebilmek gündemde. The Sunday Times 6 Kasım