26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S lkeler artık uzay çalışmalarını bizzat uzaydan yapmak istiyor. Bunun için oluşturulması planlanan uzay kolonilerine ucuz ve kolay yoldan Ü malzeme taşınması gerekiyor. Bu da ekvator bölgesinin avantajlarını ön plana çıkarıyor. Türkiye ise uzay çalışmalarında sadece uydu teknolojisiyle sınırlı kalmış durumda. Bütün bu gelişmelerin izlenmesi için Uzay Akademisi oluşturulmalı. Ekvator, arza göre sabit yörüngeye yerleştirilecek uydular için fırlatma merkezi olarak son derece önemlidir. Çünkü yörünge hızına ulaşabilmek için Dünyanın dönüşünden faydalanmak gerekmektedir. Ekvatorda 1670 km./saat olan Dünyanın hareketinin rölatif hızı, kutuplara doğru azalmakta ve kutuplarda sıfır olmaktadır. Dünyanın çekim kuyusundan çıkmak için gerekli olan en düşük hız 28.000 km./saat civarında olduğundan, fırlatılan bir uzay aracının yörüngeye ulaşabilmesi için fırlatma noktasına göre sadece 26.000 km./saatlik bir hıza ihtiyaç vardır. Buna karşılık Ekvator boyunca batıya doğru fırlatılan bir uydunun ise, 1670 km./saatlik bir ek hıza ihtiyacı söz konusudur. Ayrıca bu uydunun yörüngeye girebilmesi için de başlangıç noktasına göre yaklaşık 29.000 km./saatlik bir hıza ulaşması gerekmektedir. Böylece daha arada 3.300 km./saatlik bir farklılık ortaya çıkmaktadır ve bu fark da ek yakıta ihtiyaç göstermektedir. Örneğin; Ekvator’un sadece 50 kuzeyinden, Fransız Guyanası’nda bulunan Kourou’daki Fransız Uzay Merkezinden doğuya fırlatılan Avrupalı bir roket; Ekvator’un yaklaşık 28.5o kuzeyinde bulunan Cape Canaveral’dan doğuya doğru fırlatılan bir Amerikan roketine nazaran 0/017’lik bir yakıt tasarrufu avantajına sahip olmaktadır. Bir diğer ifade ile; Cape Canaveral’dan doğuya doğru fırlatılan bir uzay mekiği, 13.000 kg. yük taşıma kapasitesine sahip iken, hemen aynı paraleldeki Vandenberg Hava Üssü’ndeki ABD Batı Uzay Denemeleri Sahası’nda batı yönünde fırlatılan bir başka uzay mekiği boş bir yük bölmesiyle ve zorlukla yörüngeye ulaşabilmektedir. Görüldüğü gibi günümüzün mevcut uzay teknolojisi; uzay aracı haricinde gezegenlere ek yük götürmeye ve getirmeye yeterli değildir. Bu durum; DünyaAy ve DünyaUzay sisteminin bütünlüğünü ve yer kürenin jeostratejik ve stratejik konumunu ön plana çıkaran değerler olarak ortaya çıkmakta ve JeoAstrolpolitik kavramına yeni bir boyut kazandırmaktadır. İşte bu oluşum ve gereklilik başta ABD, İngiltere ve İsrail olmak üzere uzay çalışmasına yoğunlaşan ülkeleri Ekvator eksenine ve Afrika kıtasına yönlendirmektedir. Güçlerin yeni mücadele alanı frika kapsamındaki Ekvator jeostratejik ekseni Uzay egemenliğinin anahtarı olarak ortaya çıkmaktave Büyük Orta DoğuKuzey Afrika Projelerinin esas gayesi bu coğrafyanın uzay çalışmaları için kullanıma açılmasını esas alan çağdaş projeleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda ‘’Dünya ve Uzay Hakimiyeti’’ teorilerinin ağırlık merkezi, başta Afrika olmak üzere, uzay çalışmaları için uygun platformlara sahip olan coğrafyalara yöneltmekte ve bu bölgeler jeopolitik açıdan yaşamsal coğrafi alanları oluşturmaktadırlar. Nitekim, Fransa ve Almanya bu tür çalışmalarını halen Karayib Denizi güneyinde yer alan Fransız Guyana’sı bölgesinden yapmakta ve dolayısıyla Ekvatoral çizgide uygun bir coğrafi avantaja sahip bulunmaktadırlar. Güç ve güçlülük yönündeki mücadeleler günümüz dünyasında da giderek artan bir boyutta devam ettiği için; İngiltere, İsrail ve ABD açısından uzay çalışmaları kapsamında en uygun coğrafyayı Afrika’nın Ekvatoral çizgisi oluşturmaktadır. Hatta bu durum uzay yarışında iddialı olan ve uygun fırlatma alanlarından mahrum olan bu güçler için olmazsa almaz boyutunda önem içermektedir. Türkiye’nin durumu Süper güçlerin esas mücadele alanını oluşturan uzayın hakimiyeti ile ilgili teori ve uygulamalar, dünyayı olduğu kadar, istiklal, istikbal ve jeopolitik kapsamda Türkiye’yi de yakından ilgilendirmektedir. Ancak, Türkiye’nin mevcut uzay konsepti; Dünya çevresindeki uzay ve bu yörüngede faaliyet gösteren haberleşme uydularıyla sınırlı kalmaktadır. Bu noksanlığın giderilebilmesi için DünyaAy yörüngesi veya gezegenlerden her hangi birine yönelik bir uzay programına ve keza teorik bilgi kapsamında bir uzay akademisinin kurulmasına ihtiyaç vardır. JeoAstrol kapsamlı politikalar ve uygulamalar bu tür çalışmaları adeta zorunlu kılmakta ve bu nedenle de böyle bir çalışmanın yapılmasına vesile teşkil etmiş bulunmaktadır. Evrenin hakimiyeti yönünde ivme kazanan ve JeoAstrol Politikalar kapsamında yoğunlaşan gelişmeler; tarafımızdan; konseptler, teoriler ve uygulamalar perspektifinde ele alınarak hazırlanmış ve değerli okuyucuların istifadesine sunulmak üzere Cumhuriyet Gazetesi yayın koleksiyonuna dahil edilmiştir. Kaynaklar 1.Chalıand Gerard ve Ragean Jean Pierra, Strategıc Atlas,New York, 1983. 2.Collins John M., Mılıtary Strategy, ISBN I, Washıngton, 2002. 3.Dolman, Everett, ‘’ Uzay Çağında Strateji’’Konulu Makale, Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya, Avrasya Vakfı Yayını, No:59, Ankara, 2003. 4.Gray Colin S. ve Sloan Geoffrey, Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya, Çev.: Tuğrul Karabacak, ASAM Yayını, Ankara, 2003. 5. Robinson, Mıchal Rowan, Yıldızların Altında, Tubitak Yayını, No:167. 6.Reo, Carlos De Sa ve E Tonello, Yıldız Savaşları, İletişim Yayınları. 7.Silk, Joseph, Evrenin Kısa Tarihi, Tübitak Yayını, No:46. 8.Trakçı, Nejat, Devlet Adamlığı Bilimi, Jeopolitik ve Jeostrateji, İstanbul, 2003. 9.Yılmaz, Dr. Veli, JeoAstrol Politikalar , Harp Akademileri Yayını, Ocak 2005. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA Siyasetin gündeminden... 15 A The Independent 5 Kasım International Herald Tribune 3 Kasım International Herald Tribune 2 Kasım The Guardian 31 Ekim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear