Catalog

C S ush’un ekibine yönelik iddialar, danışmanlarının uygulamaları desteğin azalmasında etkin rol oynuyor. Cumhuriyetçi Parti içinden de Bush’a yönelik eleştiriler yükseliyor. Bütün bunlara karşın muhafazakarların dağıldığını söylemek olanaklı değil. Cumhuriyetçiler’deki rahatsızlık Senato’daki oylamalara kadar yansıyor. Bush’un partisi zaman zaman Demokratlarla işbirliği dahi yapıyor. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Savaş oyunları 7 B emellere soğuk bakmaktadır. Bu durum gelenekselciler ile yeni muhafazakarlar arasında, özellikle, geçtiğimiz aylarda ivme kazanan gerginliklerin süregelmesine neden olmuştur. İlk grup Irak’a yönelik bir "çıkış stratejisi"nden yana olurken, ikincisi Irak’a daha fazla asker gönderilmesini uygun bulmuştur. Kaldı ki, yeni muhafazakarların devletteki en yakın takipçisi olarak bilinen Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in geçen Ağustos ayında kendi görüşünü benimseyenlerin aksine ABD’nin Irak’tan biran önce çekilmesi gerektiğini belirtmesi ile Irak savaşını destekleyen Cumhuriyetçi parti mensuplarından William Buckley’nin Irak savaşının bir hata olabileceğini söylemesi, bu ayrışmaları teyit eder nitelikte. Ancak ne var ki, Cumhuriyetçi Parti, şu ana kadar içinde barındırdığı tüm bu grupları tek bir çatı altında birleştirme konusunda başarı göstermiştir. Muhafazakar kanat çöküyor mu? uhafazakarların her ne kadar zaman zaman Bush’un politikalarını onaylamadıkları gerçeği var olsa da, Bush yönetiminin geçmişinde hiçbir zaman Başkan’a karşı bu denli açıkça güvensizlik duyulmaması "acaba muhafazakarlığın çöküşü mü başladı?" sorusunu akıllara getirmekte. Amerikan muhafazakarlığının çöküşüne dair tahminler muhafazakar hareketin tarihi kadar eskidir. Ancak, parti içindeki bölünmeler uzun vadeli bir etkide bulunacak gibi görünmemektedir. Zira muhafazakarlığın, asıl gücünü Kongre ve yönetim dışından alıyor olması hala diri kalmasını sağlamaktadır. Muhafazakarlar arasında bölünmeler olsa da; liderliğin gücü ve yapısı, örgütsel mekanizma, parti tabanının gücü, partinin ideolojik çizgisi ve yönü (kararlı bir ideoloji), seçim kampanyalarındaki strateji ve taktikleri, orta ve alt kademedeki parti çalışanlarının önemli rolü, muhalefetin gücü gibi belli başlı faktörlere bakıldığında, Cumhuriyetçilerin halen dimdik ayakta durdukları görülmektedir. Özellikle, örgütsel yapısına bakıldığında, kilise ve dini örgütler aracılığıyla partinin köylükentli her tür insana ulaşma başarısı kay M da değerdir. Dolayısıyla, Cumhuriyetçi Parti her kesime hitap edebilmek adına çok yönlü bir strateji izlemiştir. Sosyoekonomik koşulların yanı sıra ülkenin sürekli savaş halinde olması, bazı değer yargılarını değiştirmiştir. Güvenlikle ilgili kaygılar duymaya başlayan ve gün geçtikçe yozlaşan bir kesimi de barındıran "toplum" ve alternatif üretmeyen, zayıf bir "muhalefet" sayesinde ABD, yüzünü milliyetçiliğe ve dine çevirmiştir. Bu durum dini ve protesto amaçlı bir bilincin kendi kendine yaratılmasına neden olmuştur. Muhalefette olan Demokratların tek bir vücut olamaması bu konuda önemli bir etkendir. Özellikle, kritik bir pozisyon olan Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na, tahmin edilenden daha kısa sürede ve fazla dirence takılmadan seçilen John Roberts’a karşı Demokratlar’ın tavrı bunun en önemli göstergelerindendir.(4) Bu da muhafazakarların daha da güçlenmesine neden olmuştur. Özellikle, sosyal ve etik konular açısından partiler arası kutuplaşmanın süregelmesi de bu durumu pekiştirmiştir. ABD Başkanı’nın büyük bir siyasi partinin karmaşık yapısı ve fikir ayrılıklarının getirdiği problemlerle nasıl boğuştuğunu önümüzdeki süreçte izleyeceğiz. Partinin ara ara merkeze kayan politikalarının yanı sıra içerisinde yeniden gruplaşmalara gitmesi, önümüzdeki dönemde beklenen olası senaryolar arasında. 1 ABD iki casusluk skandalıyla daha çalkalanıyor. Ülke tarihinde ilk kez bir Beyaz Saray görevlisinin casusluk yaptığı ortaya çıkarken, Savunma Bakanlığı’ndan bir görevlinin de gizli belgeleri İsrail’e sızdırdığı belirlendi. 2Zira, siyasi hayatı boyunca önemli pozisyonlara, tanıdığı ve sadakatine güvendiği kişileri atayan Bush, ikinci döneminin başında Condoleezza Rice’ı Dışişleri Bakanlığı’na, Margaret Spellings’i Eğitim Bakanlığı’na, Alberto Gonzales’i Başsavcılığa ve yakın arkadaşı Karen Hughes’ı Dışişleri Müsteşarlığı’na atamıştı. 3 Ayrıca, otuz yılı aşkın süre boyunca yargıçlık deneyimi olmayan kişinin bulunmadığı Yüksek Mahkeme’ye daha önce yargıç olarak hiç görev yapmamış olan Miers’in getirilmesi isteği muhafazakarlarca anlaşılmamakta. 4 Gerçi John Roberts’ın koyu muhafazakar görüşe sahip ve geçen ay kanserden ölen William Rehnquist’in boşalan Baş yargıçlık koltuğuna gelmesine dair özellikle Demokratlar’dan fazla direnç gelmemesi anlaşılabilir gözükmektedir. The Economist 15 Ekim The Guardian 18 Ekim Financial Times 15 Ekim Bush’a cumhuriyetçi muhalefet Bush’un Irak politikalarına, kendi partisi içinden de tepkiler gün geçtikçe artmakta. Kongre’nin üst kanadı Senato’da geçen hafta yapılan bir oylamada, Irak ve Afganistan’da ele geçirilen terör zanlılarına yapılan muameleye sınırlamalar getirilmesine dair Bush’un parti içindeki siyasi rakibi John McCain tarafından verilen önerge, Bush yönetiminin itirazlarına karşın, açık farkla kabul edildi. Senato’daki Cumhuriyetçi Senatörlerin muhalefetteki Demokratlara katılmasıyla önerge 9’a karşı 90 oyla benimsendi. Le Monde 17 Ekim