18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S R usya’dan Orta Asya Birliği’ne darbe Anar SOMUNCUOĞLU TRATEJİ 11 Denge politikası zorlaştı TUSAM RusyaUkrayna Araştırmalar Masası [email protected] ski Sovyet alanında tek başına kesin hakimiyeti kaybeden Rusya, bölgedeki bölge dışı güçlerin etkisine karşı son dönemde başlattığı atağı devam ettirmektedir. Bağımsız Devletler Topluluğu’nun (BDT) etkisiz kaldığını gören Moskova, bölgede nüfuzunu korumak için etkinliği, büyüklüğe tercih etmiş durumdadır. On iki eski Sovyet cumhuriyetini kapsayan BDT çerçevesinde bir türlü gerçekleşemeyen entegrasyonun yerine, Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ve Ortak Ekonomik Alan (OEA) gibi teşkilatlara entegrasyon projelerine hız kazandırmaya çalışmaktadır. Ortak Ekonomik Alan örgütünde, turuncu devrimden sonra Ukrayna’nın de facto kaybı yaşanırken, Avrasya Ekonomik Birliği teşkilatının Özbekistan ile güçlendirilmesi gündeme gelmiştir. 6 Ekim 2005 tarihinde Rusya’nın SanPetersburg şehrinde Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Rusya’nın üye olduğu Orta Asya İşbirliği Örgütü’nün (OAİÖ) zirvesi yapılmıştır. Zirve sırasında kabul edilen "Avrasya coğrafyasında gelişen entegrasyon süreçlerine dair" kararda OAİÖ ve AEB’nin iç içe geçtiği, iki örgütün katılımcılarının ve stratejik amaçlarının aynı olduğu kaydedilmiştir. OAİÖ çerçevesinde amaçlanan ekonomi, enerji ve su kaynakları, ulaştırma ve gıda sektörleri gibi alanlardaki işbirliğinin, AEB çerçevesinde başarılı bir şekilde gerçekleşmekte olduğu belirtilmiştir. Bu yüzden OAİÖ’nün üyesi olmayıp AEB’in üyesi olan tek devlet Beyaz Rusya’ya da bilgi verilerek, iki teşkilatın birleşmesine karar verilmiştir. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, Özbekistan’ın AEB’ye katılmak istediğini belirtmiştir. Orta Asya Birliği fiyaskosu 002’de Orta Asya İşbirliği adını alan örgüt 1994 yılında Orta Asya Ekonomik Topluluğu adı altında Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından kurulmuştur. 1998’de yılında Örgüt’e ovyetlerin dağılmasıS nın ardından Orta Asya büyük güçlerin mücadele alanı oldu. Bağımsızlığını kazanan bölge ülkeleri çeşitli yaklaşımlarla denge politikası izlemeyi tercih ettiler. Bölgedeki küresel mücadelenin hızlanması ile denge politikası da zorlaştı. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin zaman zaman getirdikleri birlik önerileri de başarısızlıkla sonuçlandı. Tacikistan katılmış, ancak sürekli tarafsız olduğunu ilan eden, Türkistan bölgesinin beşinci devleti, Türkmenistan, bu oluşumun dışında kalmıştır. Uzun yıllardır tartışılan, Orta Asya’daki bütünleşmeye zemin hazırlama potansiyeline sahip olan OAİÖ, Orta Asya devletleri arasındaki sorunlardan dolayı kurulduğundan bu yana çoğunlukla kağıt üzerinde kalmıştır. 1990’lı yıllarda Orta Asya devletleri arasında sınır sorunları başta olmak üzere birçok konu sürtüşmelere sebep olmuş, bölgede liderlik yarışı yaşanmıştır. Tarihi, demografik ve jeopolitik faktörlerden dolayı bölgenin lideri olma potansiyeline sahip olan Özbekistan, ekonomik güç bakımından bölgenin diğer potansiyel lideri Kazakistan’ın oldukça gerisindeydi. Bu zaafını aşmaya çalışan Özbekistan, devletin hakim olduğu ekonomik modeli benimsemiştir. Kazandığı bağımsızlığı pekiştirmek amacıyla Rusya’dan mümkün olduğunca uzaklaşmaya çalışan Özbekistan, Rusya ile ekonomik bağlarını da olabildiğince koparmaya, dış ticaretinde Batı’yla olan ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Ne yazık ki, ekonomi politikasındaki yaklaşımları sadece Rusya’ya karşı değil, bölge devletlerine karşı da güvensizliğinin had safhada olduğunu gösteriyordu. Diğer taraftan Kazakistan, Orta Asya devletleriyle kurulan örgütler çerçevesinde, bütünleşmeyi amaçlamaktan çok, bu örgütleri çeşitli alternatiflere sahip olduğunu gösterebilmek için Rusya’ya karşı bir koz olarak kullanmıştır. Ancak, çoğunlukla Rusya’nın güdümündeki bütünleşme seçeneklerinin en tutarlı takipçisi olmuştur. Ekonomik, demografik ve askeri olarak daha küçük boyuttaki Tacikistan’ın ve Kırgızistan’ın ise, Özbekistan veya Kazakistan’ın etkisi altında kalmaktan sakındıkları söylenebilir. 1990’lı yıllar boyunca Orta Asya’da, ortak pazar hedefi lafta kalmaya devam etmiştir. Her ne kadar bazı uzmanlar bütünleşme için gerekli ekonomik şartların bu E lunmadığını ifade etseler de, Orta Asya devletlerinin işbirliği yapabilecekleri konularda bile tek başına hareket etmeye meylettikleri görülmüştür. Aralarındaki güvensizlik o kadar fazlaydı ki, mesela enerji kaynakları ve buğday ihracatçısı bir komşuya (üstelik bu komşu tarih, köken, din ve dil açısından kardeştir) sahip olan Özbekistan, enerji kaynakları ve buğday gibi stratejik ürünlerde kendi kendine yeterliliği sağlayabilmek için pamuk sektöründen yıllarca kaynak aktarmış, bölgenin etkili sanayi gücü olabilmek adına kırsal kesimin bugünkü gerilimlere zemin hazırlayan sosyoekonomik problemlerle boğuşmasına sebep olmuştur. 2000’li yıllarda OAİÖ üyeleri arasındaki ekonomik ayrılık giderek derinleşmiştir. Devletler farklı ekonomi politikaları izledikleri için gümrük birliğinin kurulamadığı Orta Asya, kaçak mal ve kaçak işçi dolaşımına sahne olmuştur. 2004 yılında OAİÖ’ye Rusya’nın katılması, hem Rusya’nın Orta Asya’ya artan ilgisini hem de Orta Asya Birliği için vaktin kaçırılmış olduğunu simgeliyordu. Rusya’nın zayıf olduğu dönemi kendi lehine kullanamayan Orta Asya devletleri yabancı güçler karşısında ancak birlik sağlayarak kendi alternatiflerini üretebilirlerdi. Birlik oluşturamayan Orta Asya devletleri, Rusya ve ABD arasındaki bölgesel çatışmanın tam ortasında kalmışlardır. Orta Asya Kurtlar Sofrasında BD’nin Orta Asya bölgesiyle yakından ilgilenmeye çalışmasının en dramatik sonuçlarından birisi belki de, Özbekistan yönetiminin ABD’nin kendi varlığına tehdit oluşturduğu kanısına varıp, yıllardır uzaklaşmaya çalıştığı Rusya’ya yanaşması olmuştur. Özbekistan’ın Rusya karşıtı GUUAM örgütünden çıkması, OAİÖ’ye Rusya’nın katılımını desteklemesi, son dönemde Moskova ile geliştirmeye başladığı askeri, siyasi ve ekonomik işbirliği ve en son olarak Rusya’nın hakimiyetindeki AEB’ye katılmak istediğini bildirmesi peş peşe gerçekleşen gelişmelerdir. ABD’den farklı olarak ide 2 A usya, bölgede ‘büR yük devlet’ imajı yerine ‘etkin devlet’ olmayı seçti. ABD’nin hegemonyasından korkan bölge ülkeleri ise son dönemde Moskova’ya yakınlaşmaya başladı. olojik etkileme gücüne ve özgün medeniyet projesine sahip olmayan Rusya, şu anda Orta Asya yönetimleri açısından daha kabul edilebilir bir işbirliği modeli sunmaktadır. Orta Asya devletlerinin rejimlerini sorgulamayan Rusya, bunun yerine bölge devletlerini askeri ve ekonomik konularda etkisi altına alarak "koruma" altına almaya çalışmaktadır. (Çarlık ve Sovyet dönemlerinde, Moskova’nın "koruma" altına aldığı devletlere yönelik politikası çok iyi bilinmektedir.) Rusya ve ABD arasında hızlanan bölgesel rekabet, Orta Asya’yı giderek daha tehlikeli bir sürece sürüklemektedir. Bölgede yabancı askeri varlığının artması bu sürecin önemli parçalarındandır. ABD ve Rusya, Kırgızistan’daki askeri varlıklarını arttırmakta, Özbekistan’dan çıkartılacak olan askeri üssün hangi bölge ülkesine yerleşeceği tartışılmakta, Rusya, Tacikistan’da yeni bir üs açmaya hazırlanmaktadır. Rus haber kaynaklarına göre, Rusya’nın hakim olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (KGAT) Genel Sekreteri Nikolay Bordüja, Orta Asya’da birleşik bir ordunun oluşturulacağını belirtmiş, bu ordunun büyük çaplı savaşa hazır olması gerektiğini belirtmiştir. Bunun dışında zamanında Rusya’nın etkisinden kurtulmak için olaylı bir şekilde Kolektif Güvenlik Anlaşması’ndan ayrılan Özbekistan’ın tekrar anlaşmaya katılabileceği yönünde yorumlar yapılmaktadır. Bu anlamda şimdilik tarafsız kalmaya devam eden Türkmenistan’ın takınacağı tavır önem kazanmaktadır. Bütün bu gelişmeler bölgede kıran kırana mücadelenin yaşandığına işaret ederken, Rusya’nın hakimiyetine tekrar girmek niyetinde olmayan, ancak ABD şahsında bölgede yeni hegemon da istemeyen Orta Asya devletleri için denge politikaları zorlaşmaktadır. OAİÖ’nün başarısız geçmişi, dışarıdan yönetilmeyen bölge bütünleşmesi açısından uzunca bir dönemin boşa geçirildiği, Türkiye ve Türk Dünyası’nın bütünleşmesi açısından da, bu dönemin kaybedildiği söylenebilir. Türkiye’nin gözlemci olduğu Orta Asya İşbirliği Örgütü tarihe karışırken, Türkiye’nin hala ne kendisi ne de doğal müttefikleri için bir projesi bulunmaktadır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear