Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 U C S ygar olmayan, bencil yaklaşım... TRATEJİ AB niçin Türkiye’yi demirlemek istiyor Em. Tuğg. Nejat Eslen B, Türkiye ile ilgili Müzakere Çerçeve Belgesi'nde, müzakerelerin 'ucu açık' kalacağını, 'sonucun önceden garanti edilemeyeceğini', 'uzun geçiş sürelerinin, kısıtlamaların (derogasyon), özel düzenlemelerin ve devamlı korumaların' olacağını ve müzakerelerin geleceğinin birliğin 'hazmetme kapasitesine' bağlı kalacağını ifade ederken ilişkinin hiç bir zaman tam üyelik olmayacağının işaretlerini verse de Türkiye'nin birliğin yapısına 'mümkün olan en sıkı bağlarla demirletileceğini' vurgulayarak bencil gerçek niyetini açıklıyor. AB, gelecekteki refahının ve güvenliğinin bir küresel güç olmaktan geçtiğini, küresel güç olma yeteneğini Türkiye'nin katkıları ile ciddi bir şekilde geliştirebileceğini, küresel güç olabilmek için Avrasya'daki jeostratejik mücadeleye katılmasının gerektiğini, bu mücadelenin özünde Avrasya'nın yaşam sahasını oluşturan, Orta Asya, Ortadoğu ve Kafkasya'dan oluşan coğrafyanın enerji kaynaklarıyla Avrasya'nın pazarları ile ilişkili olduğunu, Türkiye'nin coğrafi konumunun hem enerji zengini bölgelere ve hem de Avrasya pazarlarına açılımına imkanlar sağladığını, Türkiye'nin katkısı olmadan küresel güç olmasının zora gireceğini bildiği için Türkiye'yi yapısına demirlemek istiyor. Kendi yapısına demirlememiş, Avrasya'da kendisinden başka güç merkezleri ile örneğin Çin, Rusya ve Hindistan ile veya Şangay İşbirliği Örgütü içinde hem Çin ve hem de Rusya ile işbirliğine girmiş Türkiye'nin Avrasya'daki dengeleri değiştirebileceğini, bu olasılığın kendi ekonomik ve güvenlik çıkarlarını ve geleceğini zora sokacağını bildiği ve bu olasılıktan ürktüğü için de AB, Türkiye'yi yapısına demirlemek istiyor. Aslında ABD Türkiye'yi AB'nin A Financial Times 12 Ekim yapısına demirlemek istiyor. Küresel üstünlüğünü sürdürebilmek için ABD, Avrasya'nın enerji zengini yaşam sahasına egemen olmak, Asya'daki pazarlarını korumak ve geliştirmek; bu gayretlerinde, askeri gücüne ve coğrafi konumuna önem verdiği Türkiye'yi yanında görmek istiyor. AB gibi ABD'de Avrasya'da yön değiştirmiş, Şangay İşbirliği Örgütü içinde lider konumunda olan en ciddi rakipleri Çin ve Rusya ile işbirliğine girmiş Türkiye'nin kendisini zora sokacağını biliyor. Bu nedenle de ABD, AB'nin yapısına demirletilerek, Avrasya'ya kaymamış, Atlantik yapısına bağlı kalmış Türkiye'yi garanti etmek istiyor. ABD ayrıca AB içindeki dengelerle de ilgileniyor. ABD, potansiyel rakibi AB'nin içeriden kontrol edilebilmesi için FransaAlmanya eksenine karşı kendi çıkarlarını koruyan İngiltere'yi, İngiltereTürkiye işbirliği ile güçlendirmek de istiyor. Petrol ve suyun önemi B, kaynaklarını çeşitlendirerek enerji güvenliğini garanti etmek, bu amaçla da Türkiye'yi ener ji güvenliğinin köprüsü yapmak istiyor. AB, Türkiye ekonomisini daha da liberalleştirmek, daha ucuz, daha kazançlı, daha iyi kontrol edilmiş bir pazara dönüştürmek de istiyor. AB, ayrıca enerji ile birlikte suyun yeni yüzyılın en önemli değerini oluşturduğunu biliyor ve Türkiye'nin su kaynakları ve bu kaynakları kontrol etmenin sağlayabileceği jeostratejik avantajlarla da ilgileniyor. AB, bireylerin serbest dolaşımına karşı olsa da yaşlanan iş gücünün oluşturduğu boşluğu asgari riskle dinamik ve genç Türk nüfusunun doldurabileceğini de biliyor. İşte bütün bu nedenlerle de AB Türkiye'yi yapısına demirletmek istiyor. AB, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) gücünü ve yeteneklerini de biliyor. AB, TSK'yı istikrar gücü ,Türkiye'nin coğrafyasını kendi kıtası ile istikrarsız bölgeler arasında tampon güvenlik bölgesi olarak gördüğü; askeri gücünü, bu tampon bölgede gü venliğinin kalkanı ve kendi güvenlik çıkarlarının masrafsız bekçisi yapmak istediği için Türkiye'yi kendi yapısına demirlemek istiyor. AB, giderek şiddetlenen Medeniyetler Çatışması'ndan ürküyor ve bu çatışmadan zarar görmemek istiyor. Kendi yapısına demirletilmemiş Türkiye'nin Medeniyetler Çatışması içinde istikrarsızlaşmasından ve şiddet yaymasından ürktüğü için de Türkiye'yi yapısına demirlemek istiyor. AB, kendi çıkarları için Türkiye'yi yapısına demirlemek istiyor. Ancak AB, Türkiye'yi tam üye yapmayacağının işaretlerini de veriyor. AB,Türkiye'ye karşı bencil davranıyor. Türkiye, AB projesini bir uygarlık projesi olarak görüyor. Bencil AB, Türkiye'ye karşı uygarca davranış sergilemiyor. Bu durum ilişkinin en çarpıcı çelişkisini oluşturuyor ve bu nedenle de bu ilişki pek sağlıklı görünmüyor. A B son Müzakere Çerçeve Belgesi’nde de işaretini A verdiği gibi, tam üyeliğin gerçekleşmemesi durumunda Türkiye’yi ‘bünyesine sağlam bağlarla demirlemek’ istiyor. AB’nin bu tutumu takınması için birçok nedeni bulunuyor. Bu nedenleri; petrol bölgelerine yakın olarak etkinlik kurmak, enerji kaynaklarının yanı sıra su kaynaklarının artan önemi ve Medeniyetler Çatışması’nda Türkiye’nin şiddet üreten bir bölge olmasını önlemek şeklinde sıralayabiliriz.