23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 19 MAYIS 2019 PAZAR 19 MAYIS Kurtuluşun ilk adımlarıMUSTAFAKEMALPAŞA,SAMSUN’DANSONRAKİİLKDURAĞIOLANHAVZA’DAULUSALKURTULUŞSAVAŞI’NIMÜJDELİYORDU 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü fırtınalı bir günde Bandırma Vapuru saat 08.00 sıralarında Samsun’a demir atmayı başardı. Mustafa Kemal Paşa, Reji (Tütün) İskelesi’nden Samsun’a ilk adımı attı. Mustafa Kemal Paşa, beraberindeki 18 kişilik heyetle Havza’da iki gün Ali Osman Ağa Konağı’nda kaldı. Daha sonra, Ali Baba’nın (Ali Üstündağ) işlettiği Mesudiye Oteli’ne yerleşti. Kendisini Mutasarrıf adına karşılayan heyet ile kalacağı Mıntıka Palas Oteli’ne geçti. 25 Mayıs günü, ordunun otomobil parkında mevcut hurda bir otomobille ve maiyeti de diğer iki otomobille Ordu Müfettişlik Karargâhı’nı oluşturan 18 kişilik heyetle Havza’ya geçti. Baki Sarısakal Cemil Ciğerim “Tütün İskelesi”, “Kurtuluş Yolu” çalışmalarında, “Samsun Gazi Müzesi” restorasyonunda danışmanlık yapan, Samsun tarihi ile ilgili yayımlanmış 55, yayına hazır 6 kitabı bulunan tarihçi, yazar Baki Sarısakal, Mustafa Kemal Paşa’nın Havza günlerini şöyle anlattı: Mustafa Kemal Paşa, Ulusal Kurtuluş Savaşı bayrağını Havza’da dalgalandırmaya 27 Mayıs 1919 tarih ve 197 numaralı “Gizli ve Özel” bir emri Havza Kaymakamlığı’na göndererek başladı. “9. Ordu Kıtaaı Müfettişi Fahriyaver Hazreti Şehriyari Mirliva Mustafa Kemal” imzalı Havza Kaymakamlığı’na gönderilen emirde şu ifadeler yer aldı: 1. İlçenin bucaklar üzerine nüfusu. İslam, Hıristiyan (Rum, Ermeni) 2. Mütarekeden sonra vuku bulan belli başlı olaylar. Son aylar içinde yapılan soygunculuğun derecesi ve kaydedilen en önemli olayı maddeten gösterilecek. 3. Bu soygunculuğa karşı hükümetin ve askerlerin çalışmaları ve başarı derecesi. 4. Komşu ilçelerin güvenlik durumu derecesi ve ilçenin üzerindeki etkileri. 5. Ermeni ve Rumların hükümetle olan ilişkileri. Bunların iç ve dış komitelerle bağlılık derecesi ve önemli kişileri kimlerdir. 6. İngiliz ve Amerikan memurları, bu ilçe içinde kimlerle görüşüp konuşuyorlar ve ne gibi gayeler gözetiyorlar. 7. Bir Yunan subayının bu yöreye gizlice geldiği olmuş mudur? 8. İslamların sivrilmiş ve bilgili din adamından ve güzel konuşan kişilerden kimler varsa isimleri. 9. Mülkiye memurlarının ve askerlerin ahlak ve tavırları. 10. Halkın aşar borçları çok mudur? Toplanamayan ne kadardır? Ordu adına ambarlarda neler vardır. 11. Cihan Savatında kaza araçları ne dereceye kadar harap olmuştur? 12. Halktaki siyasal özlemler, İslAmlarda ve Hıristiyanlarda ayrı ayrı. Gününü posta müdürünün yanında geçiriyordu Mustafa Kemal Paşa, günün sabahlarını böbrek sancılarına çok iyi gelen kaplıcalara girmekle geçiriyor. Öğleden sonra ve gecenin geç santiarına kadar çalışma odasında yahut da posta müdürünün yanında yurdun dört bucağına bildiriler göndermekle durmadan çalışıyordu. Ara sıra, elinde sarı kehribar tesbihi olduğu halde kasabayı geziyordu. Kendisine bir hizmet görene incelikle: “Zahmet verdik evlat...” diye gönül alıyordu. Söyleşileri ilgi çekici idi. Havzalılar ondan vatanın durumunu ve kurtuluş yollarını tarihi örneklerle dinleyerek öğreniyorlardı. Müdafaai Hukuk Cemiyeti 28 Mayıs 1919 günü Merkez Okulu binasında olağanüstü bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda, konuşmacılar yurdun kurtuluşunun ancak, halkın örgütlenmesi ve silahlanması ile olacağım anlattılar. Mustafa Kemal Paşa Havza’da Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin bir an evvel teşekkül etmesini istiyor ve Belediye Reisini sıkıştırıyordu. Nihayet 28 Mayıs’ı 29 Mayıs’a bağlayan gece, altıyedi kişilik bir Müdafaai Hukuk Heyeti teşkiline muvaffak olan Belediye Reisi İbrahim Cebeci Bey bu durumu Paşa’ya anlattı. Bu duruma memnun olan Paşa, İbrahim Bey’e şöyle dedi: “Şimdi Amasya, Tokat, Çorum, Yozgat, Sivas, Samsun, Bafra, Çarşamba, Giresun, Fatsa, Ordu Vali ve Belediye Reislerine meseleyi telgrafla bildirin. Biz burada kalanlardan müteşekkil bir Müdafaai Hukuk Cemiyeti teşkil ettik. Siz de orada acilen teşkil edip isimlerini bildiriniz ki rabıta tesis edelim. Amasya’ya da ayrıca yazınız, bunu bütün kazalara bildirsin.” Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’daki komutalarla devamlı temas halinde olmuş, halk teşkilatını etrafında toplamaya, fikir ve amaç birliği kurmaya başlamıştı. 29 Mayıs’ta Havza’da bütün komutanlarla, idare amirlerine ve Anadolu’da kurulan bütün milli kuruluşlara Havza Telgrafhanesinden gönderdiği gizli bir bildiri ile içine düşülen milli ölüm tehlikesinin korkunçluğunu anlatmıştı. CEMİL CİĞERİM Savaş fiilen başlatılıyor İlk Tamim (Havza Genelgesi) 29 Mayıs’ta tüm valilik, kolordu komutanlık ve bağımsız mutasarrıflıklara bu telgrafhaneden gönderilen tamimle ilk kez hukuki, siyasi ve idari nitelikleri ağır basan bir emir yayımlamış; misyonunu bir anlamda belli etmeye başlamıştır. 29 Mayıs 1919 günü, 3. Kolordu Komutanı Refet Bey, 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ve 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya gönderdiği gizli bildiride anlaşma devletlerinin Anadolu’da başlattıkları işgal hareketlerini hatırlattı. Ermenistan hayalinin gerçekleştirilmesi için, hayatımıza bir ölüm tokadı indirilmesinin uzak olmadığını dile getirdi. Diğer yönlerden olduğu gibi Ermenistan yönünden gelebilecek saldırılara dikkat çekti ve alınması gereken tedbirler önerdi, Gizli bildiri Türk Bağımsızlık Savaşı’nın ilk temel taşı olan bu bildiriyi yayımlayan Mustafa Kemal Paşa yurdun iç ve dış düşmanlarına savaşı fiilen açıyordu: Üç Kolordu Komutanına çekilen bu telgrafta kesin direktifler vardı: 29 Mayıs 1919 günü, 3’üncü, 15’inci ve 20’nci Kolordu Kumandanı Paşa Hazretlerine Havza 29.5.1919 1. İtilaf Devletlerinin milletimize küçümser bir siyaset tatbik ettikleri, Ulusal bağımsızlığı ve devletimizi idama mahkum etmekte oldukları gerçekleşmiştir. İzmir, Manisa’yı Yunanlılara işgal ettirmekle başlayan, zalimce davranışları, İtalyanların Antalya ve Konya taraflarında askeri işgallerini genişletmeleri ile bir kat daha korkunç bir biçim alacaktır. Samsun ve Trabzon gibi, Karadeniz’e çıktıklarımızda aynı sonuca uğratılması, hazırlıklarına başladıkları anlaşılıyor. Ermenistan kuruntusu. gerçekleşmeye ulaştırılarak milletimizin hayat hakkına bir ölüm darbesi indirilmesi uzak değildir. Zorlu bir görünüşle tahtta oturan Hilafet makamının, İtilâf temsilcilerinden sanki esir muamelesi gören Hükümet merkezini ima eylemek suretiyle taşraya son samanlarda işittirdiği ses, bizlere bulunduğumuz siyasi durumu pekala üstü kapalı anlattı. Ulusun esirlikten kurtulması, hür olarak topraklarımızda yaşayabilmesi ancak; azimkâr ve namuslu ellerin Ulusu kısa ve doğru yoldan hukuk savunması ve bağımsızlığa götürmesi ile kabil olacaktır. Mülkiye memurlarının güvenilir kişileri ile el ele vererek bağımsızlığımızı savunması emrinde örgütlenerek (bittabi gizli) dışa karşı, duyulmayacak bir surette girişilmesini zaruri addediyorum. Bu husus uzmanlıktan ötürü biz askerlerin yurtseverliğine düşmektedir. 2. Doğu illerindeki yabancı işgalini iki şekilde tasarlamaktayım. Ya Karadeniz kıyılarındaki Rum ahali başkaldırarak Cumhuriyet ilanı ve bir taraftan da kuvvetli dahili ve bilhassa harici çeteleri illerimizi yağma edecektir. Buna karşı misilleme jandarma ve asker müfrezeleriyle ve eksiksiz şiddetle kovuşturma yapacağız ve İslam köyleri de ellerindeki silahlar ile köylerini bizzat savuwnacaktır. Veyahut böyle bir başkaldırmayla gerek vatandaş olsun ve gerek olmasın kıyıya ufak veya büyük yabancı kuvvetleri çıkaran, kıyıda yerleşecek ve belki içe de sarkacaktır. Çıkan yalnız Yunan kuvveti olursa ahali ve askeri kuvvetlerimizle kovma çaresine girişilecektir. Diğer İtilaf Devletlerinin kuvvetleri olursa, kıyıda yerleşmelerine karşı mitingler ve günü gününe gösterilerle milli protestolar yapılabilir. Fakat bu kuvvetlerin içe sarkmasına yani; memleketimizi gerçekten istila eylemelerine karşı bittabi halk ve asker tek vücut olarak fiilen silahla bağımsızlık savunmasına uğraşacaktır. Bu ihtilallerle beraber, Doğudan Ermenistan ve Gürcistan yörelerinden olabilecek saldırıların nazarı dikkate alınarak başlıca istikametlerin gerilla tarzında savunması hususunun şimdiden hazırlanması. Kıyıya yakın olup yabancı kontrollerinden dışta kalmış yerlerdeki silahlar, cephane ve teçhizat ve askerlerin sıhhi malzemeleri uygun suretle sezdirilmeden içe nakillerinin temini hatta kontrole tabi bulunanlarında kaçırılmalarının şimdiden hazırlanması, köylerin durumuna göre halkın kendi köyünü savunmasını veyahut çevre asker kıtalarını da takviye etmelerine göre, hazırlanmasına başvurulması ve bunun için silah ve cephane, yedirip, içirilme işinin vaktiyle kararlaştırılması ve kıtalar mevcutlarının arttırılması ve kıtalar yerine mevcut silahların mümkün mertebe birleştirilmesi ve uzun müddet yedirilip, içirilme ve giydirilmenin emniyet ve cephanenin ikmal tarzı mü him güzergahlardaki büyük inşaatların icabında tahvip edilmek üzere hazırlanması gibi hususların şimdiden düşünülmesi ile son derece gizli bir tarzda ikmali lazımdır. 20’nci Kolordunun Batı’dan, Doğu’ya ve 12’nci Kolordunun Adana havalisinde Doğu’ya gelen istikametleri emin eylemesine ihtiyaç olacağı mütalaasındayım. Hususatı maruzaya dair yüksek mütaalarınızın bildirilmesini rica ederim. 3. Yalnız gizli olarak 3’üncü, 15’inci, 20’nci Kolordu Komutanlıklarına yazılmıştır. 9’uncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın başlatılacağını Havza’dan duyurdu Mustafa Kemal Paşa’nın 23 gün misafir kaldığı Havza’da yurdun kurtarılması için neler yapılması gerektiği konusunda mülki amirlerle ve komutanlarla yazışmalarda bulundu. Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın başlatılacağını Havza’dan duyurdu. Kurtuluş mücadelesi, hiç şüphe yok ki başlı başına bir destandır. Bu “Kurtuluş Destanı”nın başlangıç ve en önemli bölümlerinden birini oluşturan “Havza Bölümü”dür. Mustafa Kemal Paşa Havza’da kaldığı süre zarfında Havza Telgrafhanesi’nden çektiği telgrafla elli altı adet yazışma yaparak bilgi alışverişi, planlama ve talimat verme işini gerçekleştirmişti. Havzadan verdiği emirlerle; gönderdiği tamimlerle bütün yurtta milli teşkilat kurmaları ve protesto mitingleri tertip etmelerini istedi. Onun talimatıyla 30 Mayıs 1919 günü ilk protesto mitingi Havza’da yapılmıştı. Mustafa Kemal Paşa bu mitingin tekrarlanmasını istedi. Bunun üzerine muazzam bir miting programı hazırlandı. Köylü ve şehirli Havzalılar 13 Haziran 1919 Cuma günü mitinge davet olundu. 13 Haziran 1919 günü sabahleyin Mustafa Kemal Paşa gayet samimi ve sade bir merasimle Amasya’ya doğru uğurlandı. Büyük asker 13 Haziran 1919 günü Havza’dan Amasya’ya giderken Havzalılar, ondan aldıkları güç ve yüreklilikle Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ikinci büyük mitingini yapıyorlardı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear