22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 19 MAYIS 2019 PAZAR 19 MAYIS Behiç Erkin, Atatürk’ün en güvendiği dostlarından biri. Cepheden Cumhuriyetin kuruluşuna hep yanında oldu Doğru kararların adamı Emir Kıvırcık Behiç Erkin’in Torunu Behiç Erkin, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın sevkıyatlardan sorumlu komutanı, Devlet Demiryolları’nın kurucusu, Bayındırlık Bakanı ve büyükelçi... Atatürk’ün en yakın ve en eski dostlarından biri. Aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nda 18 bin 800 Yahudiyi soykırımdan kurtarmış biri. 11Kasım 1961 günü vefat ettiğinde gazeteler Mustafa Kemal’in arkadaşlarından biri daha öldü diye başlık attılar. Peki kimdi bu tarihte Behiç Bey diye bilinen Behiç Erkin. Mustafa Kemal’in sonuna kadar güvendiği ender kişilerden biriydi. Çanakkale Harbi esnasında “Ben size taarruzu emretmiyorum, ben size ölümü emrediyorum; biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize takviye kuvvetler gelecektir!” dediğinde, bütün o takviye kuvvetleri cepheye getirmekle sorumlu komutandı. Sadece takviye kuvvetleri mi, hayır, seyit Onbaşı’nın düşman gemisine atıp batırdığı iki yüz kiloluk top mermisini de, Mehmetçiğin düşmana sıktığı mermiyi de, Nusret mayın gemisinin döşediği mayınları da cepheye getirmekle sorumlu komutandı, kısaca tüm Çanakkale Harbimizin cephe sevkıyatlarının başındaki tek komutandı, Ordu Dairesi Reisi’ydi. Görevi o kadar kritikti ki, ısrarla cepheye gitme isteği reddedildi, sebebine gelince Çanakkale Harbi çıkmadan birkaç ay önce Alman Paşası Hans Kannengisser, ona ‘Baare’ isimli bir Alman Yarbayı’nın hazırladığı bir İstanbul savunma planı göstermişti. Ama o bu planın eksik olduğunu fark etti, uyardı, İstanbul’a sadece Balkanlar üzerinde değil, gerek Karadeniz üzerinden, gerekse de Akdeniz üzerinden de saldırı yapılabilirdi, bu iki savunma bacağının bu planda düşünülmemiş olduğunu ortaya koydu. Alman Paşası “O zaman o iki planı da sen hazırla!” dedi. İşte harp başlamadan Ordu Dairesi Reis Vekili olan Behiç Bey, Çanakkale Harbi başlayınca, kendi hazırladığı savunma planını uygulamak üzere cepheye gönderilmeyip, Ordu Dairesi Reisi yapıldı. Kendi hazırladığı cephe sevkiyatlarını, cephenin tüm lojistiğini kendi uyguladı. Öyle mükemmel uyguladı ki, Alman Paşası Hans Kannengisser ilerleyen yıllarda yazdığı hatıratında onun başarısını şu ifadelerle anlattı: “Balkan Savaşları’ndan salimen çıkan ve karınlarını otla doyurmak zorunda kaldıklarını ve açlığın, düşman kurşunundan daha korkunç olduğunu hatırlayanlara göre, ‘Evet, Çanakkale tam bir savaş değildi, çünkü her gün yemeğimizi yiyorduk.’ Müttefi kimiz Almanlar, Ça nakkale Harbi’nden sonra tüm Osman lı Subayları’na meş hur Alman Devlet Ni şanı olan Demir Haç Madalyası verdiler, ikinci dereceden De mir Haç Madalya sı. Ama iki Osmanlı Subayı’nı diğerlerin den ayırdılar, Çanak kale Harbi’nin kaza nılmasında bu iki su bayın payı diğerle rinden başka bir yer de diyerek, Kaiser’in de onayı ile o iki ko mutanı 1. Dereceden Demir Haç Madalyası ile onurlandırdılar; birinin adı Mus Behiç Erkin tafa Kemal, diğeri nin adı Behiç Erkin’di. Mustafa Kemal İstik lal Harbi’nde de aynen Çanakkale’de oldu ğu gibi Behiç Bey’e tüm savaşın cephe sev kıyatlarını teslim etti, “Siz cephe sevkıyatla rında başarılı olun ki, ben cephede olabile yim!” dedi. Cepheden gönderdiği ve üzerinde daki ka tehiri ölüm ile cezalandıracaktır diye ya zan telgraftaki emrini uygulamayan tek bir komutan oldu harpte, Behiç Bey! Ama onu o kadar iyi tanıyor ve o kadar güveniyordu ki, emrini uygulamayacağını yazan bu arkadaşı na, doğrusu ne ise öyle yap diye cevap yazdı. İlklerin mimarı Behiç Bey bu topraklarda kara trenleri işletmesini başaran ilk Türk olarak tarihe geçti, Osmanlı’daki ilk ve tek demiryolu üzerine yazılmış eseri yazdı, İstiklal Harbi esnasında kara trenleri cephelerden cephelere asker ve mühimmat taşımada büyük bir intizam içinde yaptı, Büyük Taarruz öncesi Dumlupınar’ın gerisine 90.000 askeri taşıyan, ömrü sadece iki ay olan efsane dekovil hattı olan Azariköy Hattı’nı döşedi, iki ay sonra da söküp kaçan düşmanın tahrip ettiği hatların yerine onları döşeyip İzmir’den de nize dökülmesinin tahminlerden çok daha kısa zamanda olmasını sağladı. İstiklal Harbi sonrası hem TBMM Özel Takdirnamesi hem de İstiklal Madalyası verilen ender kişilerden biri oldu. Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte bu Cumhuriyet’in en önemli kurumları kurulmaya başlandı, TCDD’nin kurucusu oldu, sadece TCDD’nin kurucusu olmakla kalmadı, dönemin milletvekillerinin istisnasız tamamın reddettiği emeklilik fikrini, tam sekiz ay bütün milletvekilleri ile tek tek görüşüp, kabul ettirerek, ülkemizdeki emeklilik sitemini kurdu, Emekli Sandığı’nın da kurucusu oldu. MİT’in de fikir babası O zamanlar Nafıa Vekili idi, yani Bayındırlık Bakanı, ama Mustafa Kemal Atatürk’ün ona güveni sayesinde kısa zamanda çok işler başardı, tek başına kurucusu olduğu bu ülkenin en önemli kurumlarının yanında Milli İstihbarat Teşkilatı’nın da fikir babalığını yaptı Atatürk’e ve kabul edilmesi ile beraber o kurumunda fikir babalığının yanı sıra kuruluş kararnamesindeki kurucu 13 imzadan birinin sahibi oldu. Atatürk 10. Yıl Marşı hazırlanıp ilk defa kendisine sunulduğu zaman, bu marşı çok beğenmekle beraber, bir mısrasını değiştirme zorunluluğu hissedip, değiştirdi. “Yurdun her bir tepesinde tütüyor duman” mısrasını, 10. Yıl Marşı’ndan çıkardı, yerine kendisinin şahsen yazdığı şu mısrayı ekledi: “Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan.” Bu mısrayı yazdıktan sonra o esnada yanında olan Behiç Bey’e: “Sizin emeğinizin karşılığı değildi, değiştirdim” diyerek, kendi yazdığı mısrayı ona okudu. Behiç Bey’de “Bu yüksek lütfunuzdan dolayı çok teşekkür ederim” dedi. Türk Demiryolculuğu’nun, yani kara trenlerin, demir ağların babası ilan edildi. Savaştan kaçan Yahudileri kurtardı Hayatının son bölümünde Paris’te Büyükelçilik yaparak huzur içinde geçirmeyi planlarken, atanmasının ertesi günü II. Dünya Savaşı çıkınca, kendini yine bir savaşın içinde buldu, ama bu sefer bu savaş bir insanlık savaşıydı. Savaş esnasında milyonlarca Yahudi toplama kamplarına gönderilerek soykırıma uğrarken, benim ülkemde din, dil, ırk ayrımı yoktur diyerek Fransa’da yaşayan 20.000 civarındaki Türk Yahudileri’nin takribi 18.800 kadarını soykırımdan kurtardı. Gerek onlara Türk pasaportu verdi, gerekse de Nazi kamplarından çıkartarak, vagon kafileler halinde Türkiye’ye gönderdi. Kurtarılanların arasında Fransa Devleti’nin ilk Yahudi Başbakanı olan Leon Blum’un oğlu da bulunmaktadır. İşin ilginç yanı Çanakkale Harbi sonrası Almanların Behiç Bey’e taktıkları 1. Dereceden Demir Haç Madalyası, II. Dünya Savaşı’nda Behiç Bey tarafından önlerine konularak binlerce insanın hayatını soykırımdan kurtardı. Hayatında birçok savaş gördü, birçok madalya aldı, ama o hep evinin en baş köşesine vatanın işgalden ve düşmandan kurtarılmasındaki payı için kendine verilen İstiklal Madalyası’nı koydu, yanında da Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi imzalayarak verdiği soyadı yazısını, Behiç Erkin. Atatürk yakın arkadaşına uygun gördüğü Erkin soyadını verirken şu notu düştü: “Her şart altında kendi doğru kararını verebilen, müstakil fikirli.” O daima mütevaziliği ile geri planda kalmayı tercih etmiş ama tarihin tozlu sayfalarında kalamayacak kadar mühim işlere, kurumlara imza atmış, bu vatanın düşmandan kurtarılmasında gerek Çanakkale Harbi’nde, gerekse de İstiklal Harbi’nde büyük emek vermiş bir kahramandır, adı da Behiç Erkin’dir, Mustafa Kemal’in de yakın arkadaşı ve silah arkadaşıdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear