Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
bir seçim yapmalıdır.” Süper güçlerin karşılıklı bir katliama davranması gerektiğini gösteren bir eylemdir bu:
RUSSELL’IN VİETNAM MAHKEMESİ!
doğru yarışa girdiğine ve bunun tüm insanlığı tehdit ettiğine
60’lı yıllarda, Vietnam savaşı sırasında da sesini yükseltir Resmi hukukun sus pus olduğu yerde, önemli olan etik ve kamu
kesinlikle emindir. 1955 yılının nisan ayında bu konuda kendi- Russell: ABD’nin bu ülkede yerel halka karşı hunharca davran-
vicdanının sesini herkese duyurmak için her yola başvurmaktır.
siyle aynı kaygıları paylaşan ve “Hayatımda rastladığım en iyi dığını söyleyerek, Birleşmiş Milletler türü uluslararası kuruluş-
İşte bu hümanist fikirleri yüzünden, yıllar sonra bile, 1961’de,
insan” olarak tanımladığı Albert Einstein’e bir mektup yazarak ların bu vahşet karşısında kayıtsız kalmalarını kabullenemeyen
89 yaşındayken tekrar hapis cezasına çarptırılacaktır Russell.
nükleer savaş tehlikesine karşı kaleme aldığı manifestoya imza
filozof, 1966’da kendi adıyla anılan mahkemeyi kurmuş, sem-
Bu kez de atom bombasına karşı düzenlenen bir eyleme ka-
vermeyi kabul edip edemeyeceğini sorar.
bolik olarak da olsa, Vietnam’da napalm bombası kullanarak
tıldığı için suçlu bulunmuş, verilen para cezasını ödemeyi yine
Mektubu 11 Nisan 1955 tarihinde alan Einstein hemen met- sivil katliamları yapmakla itham ettiği ABD’nin cezasız kalma-
reddetmiş ve 7 gün hapis cezası aldıktan sonra, yaşına hürme-
ni imzalamayı kabul ettiğini ilan eden bir yanıt yazar. Ancak üç masını, Batılı güçlerin uluslararası hukukun üzerinde olmadı-
ten birkaç saat hapsedildikten sonra serbest bırakılmıştır.
gün sonra Einstein, Princeton’da ölecek ve Russell’a gönderdi- ğını göstermek istediği için ağır eleştirilere uğramıştır: “Dünya
ği yanıtı son kamusal eylemi olarak tarihe geçecektir. kamuoyunun uyanmasını, insanlığın kendi adına işlenen suçla-
‘İNSANLIĞINI HATIRLA, GERİ KALANI UNUT’
Böylece kurulmuş olan Russell-Einstein komitesi nükleer si-
ra ortak olmayı reddetmesini istiyoruz.”
“İnsanlığını hatırla, geri kalanı unut” diyen Bertrand
lahsızlanma hareketine çok somut katkılarda bulunur. Aralarında önemli düşünce ayrılıkları olmasına karşın Fran-
Russell’ı eylemleri ve yapıtlarıyla her zaman insanlığın mutlu-
Komitenin görüşünde, toplumun güç yerine, mantık, özgür- sız meslektaşı Jean-Paul Sartre bu mahkemeye başkanlık yap-
luğu için çalışmış, kötülüğe çare bulmaya çabalamış bir filozof
lük, eğitim kavramları temelinde yeniden yapılandırılması ve mayı kabul etmiş, Vietnamlı tanıklar, gazeteciler, Amerikalı as-
olarak düşünebiliriz. Doğru bildiği yoldan hiç ayrılmamış, kim-
ne pahasına olursa olsun barışa katkı verecek her türlü girişime ker kaçakları dinlenmiş, tutanaklar tutulmuş ve sonunda ABD
senin buyruğuna girmeden onurlu bir yaşam sürmüş ve geriye
destek verilmesi zorunludur. İlk olarak Londra’da bir basın top- savaş suçları işlemek, yasaklı silah kullanmak ve esirlere kötü
dönüp baktığında da pişmanlık duymamıştır:
lantısında okunan manifestoya Russell şu sözlerle giriş yapar: muamele etmek nedeniyle mahkûm edilmiştir.
“İşte benim hayatım da böyle geçti. Yaşamaya değer olduğu-
“Bu metni imzalayanlar adına, ve vatandaşlarının hayatta Hiçbir hukuki değeri olmasa da karar dünyada büyük yan-
nu hissettim hep ve böyle bir şans tekrar elime geçse seve seve
kalmasına izin vermeyi kabul edecekleri umuduyla, dünyanın kı uyandırmış ve dünya kamuoyu üzerinde güçlü bir etki yarat-
bütün güçlü hükümetlerine bir uyarı yolluyorum.” mıştır. Adeta angaje filozofun dünya sorunları karşısında nasıl yeni baştan yaşardım.”
n
ELÇİN POYRAZLAR İLE YENİ ROMANI ‘GÖLGENİN ELİ’Nİ KONUŞTUK
‘Yazmak başlı başına bir isyandır!’
Başkomiser Suat Zamir bu kez katillerin değil, kendi gerçeğinin peşinde. Gazeteci yazar Elçin Poyrazlar, asi dedektifi Suat Zamir serisinin
yeni romanı Gölgenin Eli’nde (Doğan Kitap) bu kez hayaletler arasında bir maceraya sürüklüyor. Üstelik peşinde birden zenginleşen sosyal
medya fenomenleri, kameraların ardında yaşanan gerçek hayatın ortaya saçılan çöpleri ve o çöplerden türeyen yepyeni katillerle…
romanlarım da doğal olarak sertleşiyor.
ECE KARAAĞAÇ
Suat Zamir eski ya da yeni tüm suçlardan
sorumlu hissediyor kendisini. Çünkü o
Gölgenin Eli’ne kadar geçen zaman
n
kendisini katıksız, politikasız ve koşulsuz
Suat Zamir’i yeni bir büroya ve elbette yeni
adalete adamak istiyor.
maceralara sürüklemişe benziyor.
Fakat Zamir bu kez katillerin değil, haya-
‘GERÇEĞİN ÖTESİNDEKİ
letlerin peşinde. Neden katillerin değil, haya-
GERÇEĞİ ARAMAK TAM DA
letlerin peşine düşmeye karar verdin bu kez?
EDEBİYATIN DERDİ!’
Başkomiser Suat Zamir bu sefer
Gerçeklikle en derin bağları
n
Emniyet’te İstihbarat Şube’de ünlü bir gaze-
olan bir tür varsa o da siyasi polisiye.
teciyi takip etmekle görevlendiriliyor. Ama
Bu romana hazırlanırken nasıl bir
bu basit bir görev değil. Belki de en kişisel
hazırlık dönemi geçirdin?
görevi Suat’ın. Çünkü kendi geçmişine gö-
Gerçeğin ötesindeki gerçeği bulma
mülmüş sırlarla yüzleşmek zorunda kalıyor.
çabası gözünü korkutmadı mı?
Suat geçmişin suçlarının bugündeki yansı-
Gölgenin Eli’nin üç katmanından
masını ararken kendisini büyük bir ahlâk kar-
biri 90’lı yılların Türkiye’sinde
maşasında buluyor. Katiller bugünün katille-
“Susurluk kazası”nın ardından
ri değil ama hayaletler de bir zaman katil ol-
ilerliyor. Bunun için ciddi bir
muş olabilir. Suat bunu unutmuyor.
araştırma dönemim oldu. Emniyet yetkilileri,
Suat’ı öksüz ve yetim bırakan yangının peşine
uzmanlar, 90’lı yılları iyi bilen gazetecilerle görüştüm.
n
düşüyoruz hep birlikte. Hikâyeyi bu yöne götüreceğini daha
Ama bu bir gazetecilik kitabı değil, roman. Yani hayali
en baştan belirlemiş miydin? kahramanlar, uydurulmuş gruplar, duygusal bağlar ve ai-
Hikâyenin içindeki bu tohum en baştan atılmıştı. O
le ilişkileri de geniş yer kaplıyor. Biz kahramanların gö-
yangını ve Suat’ın geçmişini önceden tasarlamıştım. Ama
zünden o yılların siyasi ikliminin dinamiklerini izliyoruz.
hangi macerada ya da Suat’ın yaşantısının hangi döneminde Gerçeğin ötesindeki gerçeği aramak bence tam da
kullanacağımı bilmiyordum. Bu yazara hem büyük bir
edebiyatın derdi. Yazmak başlı başına bir isyandır bana göre.
özgürlük sağlıyor hem de onu kısıtlıyor.
‘BU ROMAN BİR SONRAKİ ROMANIN
Gölgenin Eli, Suat’ı tanımak için çok iyi bir roman. Onu
DERİN İZLERİNİ TAŞIYOR’
Suat yapan yoksunluklar, hırslar ve sırları öğrenmek isteyen
Gazetecinin Ölümü ve Kara Muska romanların-
n
okurlar sanırım memnun olacaklar.
dan da tanıdığımız gazeteci Selin Uygar’ı kısa bir an-
‘GEÇMİŞİN SUÇLARI BUGÜNÜN SUÇLARINI
lığına da olsa yeniden görmek beni çok mutlu etti.
ŞEKİLLENDİRİR’
Bu kısa karşılaşmayı yeni bir Selin Uygar romanı-
Romancılığının yanında gazeteciliğini de anmamak
na ya da potansiyel bir Selin Uygar - Suat Zamir or-
n
olmaz. Nitekim Suat Zamir’in maceraları da her yeni taklığına yorabilir miyiz?
fikri kafamda var. Ama o sırada Suat ne yapar emin değilim.
romanla daha politik bir hâl alıyor. Bu, bana gazeteci kahramanım Selin Uygar’ı soran okurlara
Gölgenin Eli öyle bir yerde bitiyor ki okuru sayfala-
n
Öyle ki bu hikâyede Suat katiller yerine derin devletin
bir jest, kendime de bir hatırlatmaydı. İdealist Selin Uygar’ı
rı çevirmeye devam etme arzusuyla baş başa bırakıyor. Son-
hayaletlerinin peşine düşüyor. Sonraki romanlarda Suat seviyorum. Ondaki hırs ve gazetecilik aşkı benim bu mesleğe
raki Suat Zamir romanı için bizleri fazla bekletmeyeceğini
Zamir’i cesetlerden çok hayaletler arasında mı göreceğiz? duyduğum bağlılığı temsil ediyor.
umuyorum. Haksız mıyım?
Geçmişin suçları bugünün suçlarını şekillendirir. Derin Ama gazeteciler için bu ülkede işlerini yapmak bir ölüm-
Gölgenin Eli’ni yazarken Suat Zamir’in bir sonraki
devletin kirli mekanizması geçmişte temizlenseydi belki de kalım meselesine dönüştü. “Gazetecilik suç değildir” gibi
macerası da kafamda iyice oturdu. Bu roman bir sonraki
bugünkü siyasi çürümeyi yaşamayacaktık. en temel önermeyi sürekli tekrarlamak bile ne denli geride
romanın derin izlerini taşıyor. Altyapı orada, ray sistemi orada
Adalet, eğitim ve sağlık sistemleri çoktan yıkıldı. Biz olduğumuzun işareti.
sadece lokomotifin harekete geçmesi gerekli.
yapının hâlâ ayakta kaldığı yanılsaması içindeyiz. Buradan gazeteci dostum Timur Soykan’a da arka kapağa
Suat da bugünün Türkiyesi’nde yaşıyor. Güncel suçlarla bir yazdığı cesaretlendirici yazı için çok teşekkür ediyorum. Kafamda ve gündemimde bir dolu proje var ama ilk fırsatta
Selin Uygar’ın bu iklimde geçen üçüncü macerasını yazmak
kadın polis olarak mücadele ediyor. Siyasi iklim sertleştikçe Suat Zamir’in başına oturacağımı söyleyebilirim.
n
8 15 Mayıs 2025
VEDAT ARIK