15 Mayıs 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

bir seçim yapmalıdır.” Süper güçlerin karşılıklı bir katliama davranması gerektiğini gösteren bir eylemdir bu: RUSSELL’IN VİETNAM MAHKEMESİ! doğru yarışa girdiğine ve bunun tüm insanlığı tehdit ettiğine 60’lı yıllarda, Vietnam savaşı sırasında da sesini yükseltir Resmi hukukun sus pus olduğu yerde, önemli olan etik ve kamu kesinlikle emindir. 1955 yılının nisan ayında bu konuda kendi- Russell: ABD’nin bu ülkede yerel halka karşı hunharca davran- vicdanının sesini herkese duyurmak için her yola başvurmaktır. siyle aynı kaygıları paylaşan ve “Hayatımda rastladığım en iyi dığını söyleyerek, Birleşmiş Milletler türü uluslararası kuruluş- İşte bu hümanist fikirleri yüzünden, yıllar sonra bile, 1961’de, insan” olarak tanımladığı Albert Einstein’e bir mektup yazarak ların bu vahşet karşısında kayıtsız kalmalarını kabullenemeyen 89 yaşındayken tekrar hapis cezasına çarptırılacaktır Russell. nükleer savaş tehlikesine karşı kaleme aldığı manifestoya imza filozof, 1966’da kendi adıyla anılan mahkemeyi kurmuş, sem- Bu kez de atom bombasına karşı düzenlenen bir eyleme ka- vermeyi kabul edip edemeyeceğini sorar. bolik olarak da olsa, Vietnam’da napalm bombası kullanarak tıldığı için suçlu bulunmuş, verilen para cezasını ödemeyi yine Mektubu 11 Nisan 1955 tarihinde alan Einstein hemen met- sivil katliamları yapmakla itham ettiği ABD’nin cezasız kalma- reddetmiş ve 7 gün hapis cezası aldıktan sonra, yaşına hürme- ni imzalamayı kabul ettiğini ilan eden bir yanıt yazar. Ancak üç masını, Batılı güçlerin uluslararası hukukun üzerinde olmadı- ten birkaç saat hapsedildikten sonra serbest bırakılmıştır. gün sonra Einstein, Princeton’da ölecek ve Russell’a gönderdi- ğını göstermek istediği için ağır eleştirilere uğramıştır: “Dünya ği yanıtı son kamusal eylemi olarak tarihe geçecektir. kamuoyunun uyanmasını, insanlığın kendi adına işlenen suçla- ‘İNSANLIĞINI HATIRLA, GERİ KALANI UNUT’ Böylece kurulmuş olan Russell-Einstein komitesi nükleer si- ra ortak olmayı reddetmesini istiyoruz.” “İnsanlığını hatırla, geri kalanı unut” diyen Bertrand lahsızlanma hareketine çok somut katkılarda bulunur. Aralarında önemli düşünce ayrılıkları olmasına karşın Fran- Russell’ı eylemleri ve yapıtlarıyla her zaman insanlığın mutlu- Komitenin görüşünde, toplumun güç yerine, mantık, özgür- sız meslektaşı Jean-Paul Sartre bu mahkemeye başkanlık yap- luğu için çalışmış, kötülüğe çare bulmaya çabalamış bir filozof lük, eğitim kavramları temelinde yeniden yapılandırılması ve mayı kabul etmiş, Vietnamlı tanıklar, gazeteciler, Amerikalı as- olarak düşünebiliriz. Doğru bildiği yoldan hiç ayrılmamış, kim- ne pahasına olursa olsun barışa katkı verecek her türlü girişime ker kaçakları dinlenmiş, tutanaklar tutulmuş ve sonunda ABD senin buyruğuna girmeden onurlu bir yaşam sürmüş ve geriye destek verilmesi zorunludur. İlk olarak Londra’da bir basın top- savaş suçları işlemek, yasaklı silah kullanmak ve esirlere kötü dönüp baktığında da pişmanlık duymamıştır: lantısında okunan manifestoya Russell şu sözlerle giriş yapar: muamele etmek nedeniyle mahkûm edilmiştir. “İşte benim hayatım da böyle geçti. Yaşamaya değer olduğu- “Bu metni imzalayanlar adına, ve vatandaşlarının hayatta Hiçbir hukuki değeri olmasa da karar dünyada büyük yan- nu hissettim hep ve böyle bir şans tekrar elime geçse seve seve kalmasına izin vermeyi kabul edecekleri umuduyla, dünyanın kı uyandırmış ve dünya kamuoyu üzerinde güçlü bir etki yarat- bütün güçlü hükümetlerine bir uyarı yolluyorum.” mıştır. Adeta angaje filozofun dünya sorunları karşısında nasıl yeni baştan yaşardım.” n ELÇİN POYRAZLAR İLE YENİ ROMANI ‘GÖLGENİN ELİ’Nİ KONUŞTUK ‘Yazmak başlı başına bir isyandır!’ Başkomiser Suat Zamir bu kez katillerin değil, kendi gerçeğinin peşinde. Gazeteci yazar Elçin Poyrazlar, asi dedektifi Suat Zamir serisinin yeni romanı Gölgenin Eli’nde (Doğan Kitap) bu kez hayaletler arasında bir maceraya sürüklüyor. Üstelik peşinde birden zenginleşen sosyal medya fenomenleri, kameraların ardında yaşanan gerçek hayatın ortaya saçılan çöpleri ve o çöplerden türeyen yepyeni katillerle… romanlarım da doğal olarak sertleşiyor. ECE KARAAĞAÇ Suat Zamir eski ya da yeni tüm suçlardan sorumlu hissediyor kendisini. Çünkü o Gölgenin Eli’ne kadar geçen zaman n kendisini katıksız, politikasız ve koşulsuz Suat Zamir’i yeni bir büroya ve elbette yeni adalete adamak istiyor. maceralara sürüklemişe benziyor. Fakat Zamir bu kez katillerin değil, haya- ‘GERÇEĞİN ÖTESİNDEKİ letlerin peşinde. Neden katillerin değil, haya- GERÇEĞİ ARAMAK TAM DA letlerin peşine düşmeye karar verdin bu kez? EDEBİYATIN DERDİ!’ Başkomiser Suat Zamir bu sefer Gerçeklikle en derin bağları n Emniyet’te İstihbarat Şube’de ünlü bir gaze- olan bir tür varsa o da siyasi polisiye. teciyi takip etmekle görevlendiriliyor. Ama Bu romana hazırlanırken nasıl bir bu basit bir görev değil. Belki de en kişisel hazırlık dönemi geçirdin? görevi Suat’ın. Çünkü kendi geçmişine gö- Gerçeğin ötesindeki gerçeği bulma mülmüş sırlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. çabası gözünü korkutmadı mı? Suat geçmişin suçlarının bugündeki yansı- Gölgenin Eli’nin üç katmanından masını ararken kendisini büyük bir ahlâk kar- biri 90’lı yılların Türkiye’sinde maşasında buluyor. Katiller bugünün katille- “Susurluk kazası”nın ardından ri değil ama hayaletler de bir zaman katil ol- ilerliyor. Bunun için ciddi bir muş olabilir. Suat bunu unutmuyor. araştırma dönemim oldu. Emniyet yetkilileri, Suat’ı öksüz ve yetim bırakan yangının peşine uzmanlar, 90’lı yılları iyi bilen gazetecilerle görüştüm. n düşüyoruz hep birlikte. Hikâyeyi bu yöne götüreceğini daha Ama bu bir gazetecilik kitabı değil, roman. Yani hayali en baştan belirlemiş miydin? kahramanlar, uydurulmuş gruplar, duygusal bağlar ve ai- Hikâyenin içindeki bu tohum en baştan atılmıştı. O le ilişkileri de geniş yer kaplıyor. Biz kahramanların gö- yangını ve Suat’ın geçmişini önceden tasarlamıştım. Ama zünden o yılların siyasi ikliminin dinamiklerini izliyoruz. hangi macerada ya da Suat’ın yaşantısının hangi döneminde Gerçeğin ötesindeki gerçeği aramak bence tam da kullanacağımı bilmiyordum. Bu yazara hem büyük bir edebiyatın derdi. Yazmak başlı başına bir isyandır bana göre. özgürlük sağlıyor hem de onu kısıtlıyor. ‘BU ROMAN BİR SONRAKİ ROMANIN Gölgenin Eli, Suat’ı tanımak için çok iyi bir roman. Onu DERİN İZLERİNİ TAŞIYOR’ Suat yapan yoksunluklar, hırslar ve sırları öğrenmek isteyen Gazetecinin Ölümü ve Kara Muska romanların- n okurlar sanırım memnun olacaklar. dan da tanıdığımız gazeteci Selin Uygar’ı kısa bir an- ‘GEÇMİŞİN SUÇLARI BUGÜNÜN SUÇLARINI lığına da olsa yeniden görmek beni çok mutlu etti. ŞEKİLLENDİRİR’ Bu kısa karşılaşmayı yeni bir Selin Uygar romanı- Romancılığının yanında gazeteciliğini de anmamak na ya da potansiyel bir Selin Uygar - Suat Zamir or- n olmaz. Nitekim Suat Zamir’in maceraları da her yeni taklığına yorabilir miyiz? fikri kafamda var. Ama o sırada Suat ne yapar emin değilim. romanla daha politik bir hâl alıyor. Bu, bana gazeteci kahramanım Selin Uygar’ı soran okurlara Gölgenin Eli öyle bir yerde bitiyor ki okuru sayfala- n Öyle ki bu hikâyede Suat katiller yerine derin devletin bir jest, kendime de bir hatırlatmaydı. İdealist Selin Uygar’ı rı çevirmeye devam etme arzusuyla baş başa bırakıyor. Son- hayaletlerinin peşine düşüyor. Sonraki romanlarda Suat seviyorum. Ondaki hırs ve gazetecilik aşkı benim bu mesleğe raki Suat Zamir romanı için bizleri fazla bekletmeyeceğini Zamir’i cesetlerden çok hayaletler arasında mı göreceğiz? duyduğum bağlılığı temsil ediyor. umuyorum. Haksız mıyım? Geçmişin suçları bugünün suçlarını şekillendirir. Derin Ama gazeteciler için bu ülkede işlerini yapmak bir ölüm- Gölgenin Eli’ni yazarken Suat Zamir’in bir sonraki devletin kirli mekanizması geçmişte temizlenseydi belki de kalım meselesine dönüştü. “Gazetecilik suç değildir” gibi macerası da kafamda iyice oturdu. Bu roman bir sonraki bugünkü siyasi çürümeyi yaşamayacaktık. en temel önermeyi sürekli tekrarlamak bile ne denli geride romanın derin izlerini taşıyor. Altyapı orada, ray sistemi orada Adalet, eğitim ve sağlık sistemleri çoktan yıkıldı. Biz olduğumuzun işareti. sadece lokomotifin harekete geçmesi gerekli. yapının hâlâ ayakta kaldığı yanılsaması içindeyiz. Buradan gazeteci dostum Timur Soykan’a da arka kapağa Suat da bugünün Türkiyesi’nde yaşıyor. Güncel suçlarla bir yazdığı cesaretlendirici yazı için çok teşekkür ediyorum. Kafamda ve gündemimde bir dolu proje var ama ilk fırsatta Selin Uygar’ın bu iklimde geçen üçüncü macerasını yazmak kadın polis olarak mücadele ediyor. Siyasi iklim sertleştikçe Suat Zamir’in başına oturacağımı söyleyebilirim. n 8 15 Mayıs 2025 VEDAT ARIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear