Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MEHMET YILMAZ’DAN BİR ÖZNENİN ÖYKÜSÜ: ‘POSTMODERN BEN’
‘Sanat bize direnme gücü verir;
yaratma ve ifade etme hazzı verir!’
Mehmet Yılmaz, Sanatçıları Okumak ya da Postmodern Söyleşiler, Modernden Postmoderne Sanat, Sanatın Günceli Güncelin Sanatı, Fotoğraf
Resimdir, Heymimres ve Heykel kitaplarının ardından Piramid Yayıncılık tarafından yayımlanan özyaşam öyküsü Postmodern Ben’le karşımızda.
Mehmet Yılmaz ile ülkemizde sanat alanında yazılmış ender özyaşamlardan biri olan Postmodern Ben’i konuştuk.
lan üzerine kurulu o düzen hem de onu nasıl ifade ede-
ceğim hakkında düşünüyordum.
Sanat fakültelerindeki başlıca tartışmaysa “Figüratif
mi yoksa soyut mu” ikilemiydi. Dünyada aşılmıştı ama
bizde halen gündemdeydi. Tuvallerin yanı sıra Üç Film
Birden’i ve diğer üç boyutlu işleri yaptığıma göre, de-
mek ki bir çıkış yolu aramaktaymışım.
1990’lar boyunca ODTÜ’de seçmeli heykel dersi
n
vermenizin de etkisi olmalı.
Üniversitenin farklı fakültelerinden öğrencilerin ders
aldığı, zaman zaman hocaların ziyaret ettiği o heykel iş-
liği disiplinlerarası ortamdı. Yeni Dünya Düzeninden İm-
geler, Belleğimdeki Parçalar, Camdan Bakanlar, Diğer
Yüz, İlişkiler, Zamanda Yolculuk ve Bir Yanım İçerde ad-
lı dizilerim ODTÜ yıllarımda çıktı.
Üç yıllık Mersin Üniversitesi GSF deneyiminiz de var.
n
ODTÜ’deki öğrencilerin asıl bölümleri farklıydı.Ders-
lerimi seçmeli alıyorlardı. Doğrudan güzel sanatlar oku-
yan öğrencilerle çalışmak istediğim için geçmiştim MÜ
GSF’ye. Gazi’de bir GSF kurulunca Ankara’ya döndüm.
GÜ sonradan ikiye bölününce, bizim fakülte Ankara Ha-
cı Bayram Veli Üniversitesi’ne aktarıldı.
Sanatsal ve akademik maceranızı anlatırken
n
Türkiye’deki siyasal, ekonomik, toplumsal ve eğitim-
le ilgili gidişat hakkında da bilgi veriyorsunuz.
Bireysel varoluş nesnel varoluşun içinde gerçekle-
şir. Dünyamı kurarken penceremden gördüğüm manzarayı da
kastettiği “Batılı beyaz erkek özne” anlayışı ölmüş olabilir.
resmetmeye çalıştım.
ALP DOĞU ESER
Ama bu, öznenin tümüyle ortadan kalktığı anlamına gelmez.
‘SANATI ÖNCE KENDİMİZ İÇİN YAPARIZ. SANAT
Özne ölmemiş, çoğalmıştır. Bugün dünyanın her tarafındaki
‘KİTABIMIN GÜZEL SANATLAR TEZİ YAZAN
BİZE OKYANUSTAKİ DİĞER DAMLALARLA BU-
kadın ve erkek öznelerin varlığı, hem Kant ve benzerlerinin,
ÖĞRENCİLERE FİKİR VEREBİLECEĞİNİ
LUŞMA VE SİNERJİ OLUŞTURMA UMUDU VERİR!’
hem bazı postmodernlerin iddialarını çürütmektedir.
SÖYLEYEBİLİRİM’
Sanatçılık ve hocalık deneyiminize yazarlığı eklemişsi-
Beuys’un dediği gibi, “Herkes sanatçıdır”, yani herkeste n
Postmodern Ben (Piramid Yayıncılık) kitabını yazmaya
n niz. Bu yola nasıl girdiniz?
sanatçı (özne) olma gizilgücü vardır. Kaldı ki, bu gerçeğe on-
nasıl karar verdiniz? Süreç nasıl gelişti?
1998’de Sartre’ın Estetik Üstüne Denemeler’ini çevirdim. Bir
dan çok önce bir modern olarak Marx da işaret etmişti. Yara-
GÜ GSF Resim Bölümü’ndeki hocalarımdan Söbütay Özer
yıl sonra, Heykel Sanatı’nı yazdım. Ardından Dore Ashton’ın der-
tıcılık insan türüne özgüdür.
bir kalp krizinden ansızın aramızdan ayrılınca hakkında bir
lediği Picasso Konuşuyor’u çevirdik eşim Ayşe Nahide Yılmaz’la.
metin yazmak istemiş ancak, yetiştiği ortam ve dünya görüşü
‘POSTMODERN SANAT, MODERN İLKELERİ
Derken Modernden Postmoderne Sanat’ı yazdım.
hakkında belge bulamamıştım.
İHLAL EDEN ÇAĞDAŞ YAPITLARA İŞARET EDEN
O kitapta nesnel ve öznel bakış iç içe. Postmodern
n
Aynı şey başıma gelse ne olurdu?! O hafta başladım yaz-
KAPSAYICI BİR ÜST BAŞLIKTIR!’ Ben’deyse kendi kimliğinizi ve sanatınızı koymuşsunuz mer-
maya. Çocukluktan itibaren tuttuğum bir günlüğüm olmadı-
Bana göre, postmodern sanat belli bir akım ya da tür de-
ceğin altına. 2003’e kadarki dizilerinizi yukarıda anmıştık.
ğından, belleğimdeki bilgilerle ilerledim mecburen. Fotoğraf-
ğil, modern ilkeleri ihlal eden çağdaş (güncel) yapıtlara işaret Ardından İçine Yabancı Dış, Cin.s.el Şeyler, Sakınca-
ların ve yapıtlarımın büyük yardımı oldu.
eden kapsayıcı bir üst başlıktır. Buraya bizzat modern sanatın lı Çünkü Edepsiz, Duchamp ve Düşan, İkizler, Arkadaşlar,
Okurken, yer yer güzel sanatlar tezleri havası duyumsadım.
açtığı yoldan gelinmiştir. Modern sanat içinde birden çok tür Heymimres ve Post-Portre dizilerini gerçekleştirmişsiniz.
n
Tezlerimizin merkezinde kendi çalışmalarımız vardır. Yaz-
ve akım barındırdığı gibi, postmodern sanat da içinde birden Bir yandan sanatın neliğine bir yandan toplumsal ve siyasal
dığımız metinler, işlerimizin gerekçeleri ve açıklamalarıdır.
çok akım ve eğilim barındırmaktadır.
sorunlara eğilmişsiniz. Bilgiler, yorumlar, itiraflar, öneriler...
Bu açıdan, Postmodern Ben’in güzel sanatlar tezi yazan öğ-
Sanatsal dizileriniz 5. Bölüm’de, “Yeni Dünya Düze- Sanatın “egemen güçler, sanatçılar ve diğer aracılar ara-
n
rencilere fikir verebileceğini söyleyebilirim. ninden İmgeler”le başlıyor. Konu olarak 12 Eylül 1980 Dar- sında oynanan gösterişli ve gerilimli bir oyun” haline geldi-
Kendinize postmodern demişsiniz. Bu kavramın adı kö-
besi ve sonrasındaki süreci görüyoruz. Evren, Özal ve kra- ğini söylüyorsunuz. Türkiye’de sanatçı bu oyunun neresinde?
n
tüye çıkmış durumda... vatlı bir çıplak figürün yer aldığı Üç Film Birden adlı yer- Büyük sergiler sermaye çevrelerinin desteğiyle gerçekleşi-
Bazı postmodern yazarların Aydınlanma ve Marksizm karşı- leştirmeniz olayı özetliyor. yor. Bu ortamda sanatçılar yaratıcı-emekçi; galericiler, küra-
tı söylemleri yüzünden bu kavramı sol çevreler pek beğenmez.
Bu iş daha sonraki sanatsal süreciniz açısından anah- törler ve yazarlar da aracılardır. Herkesin kendi rolünü oyna-
Kitap üzerinde çalışmaktayken ODTÜ Felsefe Bölümü ho- tar niteliğinde. Konu siyasal. Biçem ve tür açısından ise re- dığı gerilimli ve kapalı devre ortamda, sanatın toplumsal iler-
calarından Tahir Kocayiğit’le buluştuğumuz günlerin birinde, sim (boyama, kesyap, fotoğraf), heykel ve mekân kavramla- leme ve aydınlanmaya katkısı nedir?
Postmodern Ben adının çelişkili olduğunu söyledi. Ben, yani rı arasındaki ilişkilerle ilgili. Yıllar sonra doğacak Heymim- “Bir resim, heykel ya da video gördüm ve dünyam değişti;
özne, postmodern kavramıyla yan yana gelemezmiş. Çünkü, res’lerin tohumu sanki. kendime çeki düzen vermeye karar verdim; siyasal görüşleri-
özne modern bir kurguymuş.
1980’lerde ABD ve İngiltere’nin öncülüğünde yeni-libera- mi değiştirdim” diyen kaç kişi var acaba? Varsa da okyanus-
Postmodernler öznenin öldüğünü söylemişler. Ben bir Mark- lizm denen bir ekonomi siyaseti uygulamaya konulmuştu. taki damla gibi sanki. Umarım yanılıyorumdur.
sist olduğumdan (ve Marx da bir modern olduğundan), benim Bizde o süreçte liberal ve ılımlı müslüman Özal başbakan, Bahçemdeki elma ağacının beni düşünmeksizin zamanı geldi-
kendime postmodern demem çelişkiliymiş. Kendisine bu çalış- darbenin faili Evren de cumhurbaşkanıydı. O süreçte çıktı Üç ğinde elma verdiği gibi; içimizdeki itki bizi iş yapmaya sevk eder.
manın felsefe değil, özyaşamsal bir sanat kitabı olduğunu söy- Film Birden. Porno film oynatan sinemaların afişlerinden yola Biz sanatı önce kendimiz için yaparız. Bize direnme gü-
ledim. Kendime “ben” dememe kim karışabilir ki! Yapıtları- çıkarak koydum ismini.
cü verir; yaratma ve ifade etme hazzı verir sanat. Okyanustaki
ma gelince: Modern sonrası süreçte yapıldıkları çok açık. Biçem İktidar bir yandan ahlaklı ve dindar olun diyor, bir yandan diğer damlalarla buluşma ve sinerji oluşturma umudu verir.
açısından da modern sanat bağlamından taşıyorlar. (güya yasak olmasına karşın) porno filmleri görmezden geli- Yarattığımız yapıtlardan başkalarının yararlanıp yararlan-
“Öznenin öldüğü” iddiasına gelince: Kant ve benzerlerinin yordu. Hayali ihracatlarla devlet soyuluyordu. Hem yalan do- maması bir başka konu.
n
18 15 Mayıs 2025
‘BİR SANATÇI VE BİR GAZETECİ’