22 Şubat 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Boris Pasternak: ‘Kim demiş var olmak zor iş / Basit mi basittir yaşamak’ bahar. Kadim kuytusu / Eski kitapların, giysilerin, nı Jivago, toplumsal eleştiriyi çok dillendirmese de sezdirir. silahların, / Orada bir hazineler kataloğunun / So- Doğa betimlemeleri ve duygu, aşk ağırlıktadır romanda. ğuklar çeviriyor sayfalarını.” (Altın Sonbahar) Toplumdaki devrimci dönüşümün yerli yerine tam oturama- Kış da geçip gider yerini ilkyaza bırakarak: “Yur- ması, yaşanamaması karamsarlık, düş kırıklığı da yansıtılır. dun ilkyaz soluyuşu / Kış izlerini siliyor mekânın üze- Umutsuzluk da belirgindir. Zorlamanın, bireyin iç sorun- rinden / Ve yaşlarla kavramış çevre halkasını / Slav- larının bastırılması devrimci duyguların önüne geçer. Birey- lığın kızarmış gözlerinden.” (Bahar) sel yaşam öne çıkar şiirlerinde de doğaya sığınarak. “Mart” da gelip geçer, “İlkyaz” da “Beyaz Gece- Pasternak, “Çölün elmacık kemikleri”ni dile getirir. “Ga- ler” de. Rüzgârlar esip durur gece gündüz, dağ ba- zap içinde”kileri işler. “Kuruyan gözyaşları”na gönderme yır… Sonra “Pastırma Yazı” kapıları çalar. Sonba- yapar. “-Ah, özgürlüğe! Özgürlüğe” demeye çalışır. har bir kez daha gelir yalnızlığına merhem olacak- Şöyle haykırdığını yalnızca dostları duymaz: mış gibi. “Zencefil kırmızısı ormanı” Ağustos ku- “Acaba ben bilmiyor muyum, karanlıkta çırpınır; / Ka- şatır tüm sıcaklığıyla, aydınlığıyla günleri, geceleri. ra bilisizlik asla çıkmaz mı aydınlığa. / Ve ben özlüyorum ve Sonra “Kış Geceleri” mumlar yanar. Tipiler ıs- mutluluğu yüzbinlerin / Daha yakın değil mi bana yüzlerin lık çalıp durur kapıların, pencerelerin önünde. boş mutluluğundan? // Ve yoksa beş yıllık planla ölçüşmü- Düşlerin ne gecesi bellidir ne gündüzü. Kar, beyaz yor muyum, onunla inmiyor, onunla çıkmıyor muyum?” örtüsünü serip durur düşlere, yeryüzüne. Ağaçlara. Sonra da şu can alıcı dizeler: “…Yüze Sovyet günlerinde Mumlar yanar yanar…Pasternak ise şöyle seslenir nafiledir / Şairin yerinin açık bırakılması: / O, boş değilse dünyaya şiirlerinin pencerelerini, kapılarını açıp: eğer, tehlikelidir”. “İnsanlara yönelmek istiyorum, kalabalıklara, Pasternak’ın, klasik Rus şiirinden etkilenmesinin örnek- / Onların sabah dinginliğine. / Her şeyin hazırım leri pek çoktur şiirlerinde. Masalımsı ve yalın anlatımı, lirik GÜLTEKİN EMRE yongalarını savurmaya / Ve herkesi dize getirmeye. // Ve ko- ve doğaya yaslanan imgeleri, insanın iç dünyasında gezin- şuyorum merdivenlerden, / Çıkıyorum gibi ilk defa / Kar al- mesi onun özgünlüğünün kanıtlarıdır. Baskılarla susturulur İLYA EHRENBURG: ‘PASTERNAK: BÜYÜK AŞK tında bu caddelere / Ve tenhalaşan kaldırımlara. // Benimle ama o yılmaz, yine de ucun ucun yazar yayımlayamasa da. TANRISI, KÜÇÜK ŞEYLERİN BÜYÜK TANRISI!’ birlikte adsız insanlar, / Ağaçlar, çocuklar, evcimenler, / Ye- Nobel ödülünü alamamasını şiire taşır, bu şiiri de kendi İlya Ehrenburg’a göre Pasternak “...çoğunluk heyecanlı nildim tüm onlar tarafından, / Ve yalnızca işte benim utkum ülkesinde yayımlayamaz, İngiltere’de okurla buluşur: konuşur”muş: “Onun ‘İlk Defa Urallar’da’ şiiri kendinden benim.” (Gündoğumu) “Kıstırıldım, bir hayvan gibi, / Bir yerde insan, özgürlük, geçmiş bir insanın dalgın dalgın dolaşması gibidir. Pasternak, şiirlere, mevsimlerin, ayların ruhunda yarattığı ışık, / Ardında takibin sesi, / Yolum dışarıya kapanık. // Ka- İlk şiirlerinin gücü, hayatı ilk görüş duygusuna dayanır. yansımaları dizelerine geçirmekten ömrü boyunca hiç vazgeç- ranlık orman, kıyı ve göl, / Gövdesi, devrilmiş köknarın, / Dört O günlerde hiç de elini eteğini dünyadan çekmiş bir insan mez. Bu yetmez “nanenin, çayırın, /Sazlıkların ve ot biçimini, bir yandan kesildi yol, / Ne fark eder, öyule kalsın. // Hangi değildi, insanlar arasında bulunmaktan hoşlanırdı, sevinçle / Gürlemesi boraların” da şiirlerine girer, dizelerinde yaşar. pisliği yaptım ki ben, / Bir katil miyim, cani mi, ne? / Benim, doluydu, hayatının o döneminin şiirleri de neşelidir. Mevsimlerin, ayların ruhunda, yaşamında yansımasını dize- o gözyaşı döktüren / Ülkemin güzelliklerine. // Ve, tabuta gi- Yalnızca zengin bir şiir kabiliyeti olduğu için değil, ay- lerine geçirir ömrü boyunca. Kurduğu dil yalındır, abartısızdır: rerken, bil ki, / İnanıyorum, bir gün gelecek, / Alçaklık, ve ga- nı zamanda günlük hayatın ayrıntılarından gerçek şiir yaz- “Temmuz, hiç çıkarmadan giyinen / Yabanıl hindibanın tü- rezin yerini / Mutlaka iyilik alacak.” (Nobel Ödülü, 1959) mayı bildiği için mutlu sayardım onu. O zamanlar hepimiz yünü, dulavratotunu, / Temmuz, eve pencereden teklifsiz gi- Filmiyle de ilgi odağı olmayı hep sürdüren Doktor Jivago ren, / Konuşup duran hep yüksek çınıltısıyla.” (Temmuz) sembolistlerin ıcığını cıcığını çıkardığı ‘ezeli’, ‘ebedi’, ‘hu- romanı şu paragrafla biter: dutsuz’, ‘fani’, ‘kesitler’, ‘kader’, ‘alınyazısı’ gibi bir yığın Doğayı savunma, onu hep şiirlerinde yansıtma nedenini “Pencerenin önünde oturmakta olan iki eski arkadaşa gö- de şöyle dile getirir: “Doğa, dünya, mahrem korunağı evre- tumturaklı kelimeden bakmaya başlamıştık. Pasternak: ‘Bü- re bekledikleri özgürlük gelmiş ve aşağıda uzayıp giden so- nin, / Derin ürpermeyle sarmalanmış / Ben uzun hizmetini yük aşk tanrısı, küçük şeylerin büyük tanrısı.” kaklara yerleşmişti. Kendini her adımda belli ediyordu. Bu senin / Savunuyorum mutluluk gözyaşlarıyla” (Açılmalar) Pasternak için şunları da yazıyor Ehrenburg: kutsal kente içlerinden büyük bir sevgi duymaktaydılar. Hat- Boris Pasternak’ın babası ünlü bir ressamdır, annesi de “Kendi yaradılışı ile sınırlı herhangi bir başka sa - ta bütün bu öykünün içinde yaşayanlar ve bu tarihi olayda ünlenmiş bir piyanist. Pasternak da müzik, resim eğitimi rolü olan bütün insanlar için benliklerinde büyük bir sevgi natçı gibiydi.” Şairin zengin mi zengin bir gönlü olması - alır. Ama şiir onun elinden tutar, kendine çeker. na karşın, “başkalarının gönlünü açacak anahtar”ı olma- besliyorlardı. Göğüslerinden mutluluğun sessiz müziği çalı- Felsefe okur. Şiirlerinde bu eğitimlerin izlerini bulmak yor, onları bir dalga gibi sarıyor, uzaklara kadar yayılıyor- dığını da dile getiriyor Ehrenburg onunla ilgili anılarında. olasıdır. İlk iki şiir kitabı dikkat çekmez ama Kızkardeşim du. Ellerinde duran kitap, onların ne hissettiklerini biliyor, (O günler, Çeviren: Melih Cevdet Anday, YKY, 1995) Hayat (1922), onun sanat çevrelerince dikkatlerin üstünde (Doktor Jivago onları destekliyor, güç veriyor gibiydi…” DOĞANIN HER HALİ... İMGELER... toplanmasına neden olur. / Çeviren: Özay Süsoy, Altın Kitaplar, 1987) Boris Pasternak, şiirlerinde doğa tutkusunu doğaya ilişkin Rusya’nın en çalkantılı dönemlerinde boy vermeye çalışır Boris Pasternak’ın ülkesiyle ilgili kuşkularının, tedirgin- imgelerle dile getirir. İnsan doğa ilişkisi toplumsal olaylara Pasternak. Devrim olmuş ama henüz tüm toplum katmanla- liklerinin nasıl haklı olduğu, o görüp yaşamasa da görüldü göndermeler de içerir. İlk şiirlerinde “sembolizm” sonra da rına yayılmamış, yansımamıştır. yaşandı, yaşanıyor. n “fütürizm”in izleri görülür. Birey toplum ilişkisi de ustaca Ülkenin kalkınması için çabaların yoğun olduğu yıllarda YARARLANILAN KAYNAKLAR sezdirilir. Toplumsal sorunların insan benliği üzerindeki et- sanat çevresi de ve özellikle Mayakovski’nin yürüdüğü yol- kileri de dizelerinde zaman zaman yer alır. da fütürizmin etkisindedir pek çok şair. Sovyet Şairleri Antolojisi, Hazırlayan: Attilâ Tokatlı, Aşk ve doğa da hiç eksik olmaz. Herhangi bir akıma angaje Pasternak, Mayakovski’ye hayrandır, dostturlar ama onun Öncü Kitabevi, 1968. olmaz, bağımsızlığını korur bazı etkilenmelerin görülmesine Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi, Hazırlayan: Ataol Behra- yoluna baş koymaz. Bir yandan da Gorki’nin önayak olduğu karşın. Düşünde “sonbaharı” görür. “Eylülün kanlı gözyaşla- toplumcu gerçekçilik giderek yaygınlaşmaya başlamıştır. moğlu, Adam Yayınları, 1987. rıyla” doğar gün. Uyanır, “sonbahar gibi koyu”dur doğan gün. Boris Pasternak, O Günler, Çeviren: Melih Cevdet Pasternak, siyasal konular yerine lirik şiirler ve doğa şiir- “Yaz geceleri… yüzükoyun” geçip gider. Sonra “akşam” leriyle yoluna devam eder. Giderek aşka ağırlık verir yalın Anday, YKY, 1996. bastırır ve “alacakaranlıkların kurnaz manevrası” başlar. bir biçimde. Ülkesi de yer alır sezdirmelerle şiirlerinde. Boris Pasternak, Kızkardeşim Hayat, Çeviren: Azer Yaz ise “Merhem gibi kıvamlı mavilikler”dir. Yaran, İyi Şeyler, 1993. Günü gelir kış da yaklaşır, yaklaşır; sonbahar yavaş yavaş DOKTOR JİVAGO VE BASKI…YILDIRMA… Boris Pasternak: İkinci Doğuş, Seçilmiş Şiirler, Çevi- ömrünü doldurur izler bırakarak: “Ekim cevizsi ve gümüş- Doktor Jivago, 1957’de İtalya’da yayımlanır ve ren: Azer Yaran, Adam Yayınları, 1994. sü. / Kalaysı parıldayışı donların. / Güz alacaları Çehov’un 1958’de Nobel alır. Rusya karışır. Pasternak, Yazarlar Boris Pasternak, Sonsuzluk Benimle Var, Seçme Şi- / Çaykovski’nin ve Levitan’ın.” (Kış Yaklaşıyor) Sendikası’ndan çıkarılır. Ödülü almaması yönünde baskılar irler, Çevirenler: Kanşaubiy Miziev, Ahmet Necdet, Sonbaharın “altın”lığının farklı bir anlamı da vardır: “Son- artar. O da ödülü alamayacağını bildirir. Romanın kahrama- Dünya Yayınları, 2004. 6 13 Şubat 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear