22 Şubat 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

( ) 13 ŞUBAT 1916 / 5 EYLÜL 1993 Vicdanına ve halkına sorumlu aydın: Samim Kocagöz Anadolu’nun çok iyi bildiği bir yöresinin dünyasını, insanlarını etkileyici dille anlatan Samim Kocagöz, çoğunlukla yaşadığı Söke Ovası ve Menderes Vadisi’nin toprakla ilgili sorunlarını, köylülerle toprak sahiplerinin düşünsel ve eylemsel çatışmalarını işlediği ilk öykülerini 1930’lu yılların sonundan başlayarak yayımladı. Cumhuriyeti dönemler içindeki sorunlarıyla, toplumsal sorunlara parmak basarak anlattı. İnsanlar arası ilişkilerin, insanın doğayla savaşımının, toplumsal çatışmaların, emeği ve özgürlüğü savunmanın, aydınlık düşüncenin, tarihselciliğin, gerçekçiliğin romancısı oldu. Samim Kocagöz’ü edebiyat hakkındaki düşüncelerini bir araya getirdiği Roman ve Yazarlık Onuru (Çağdaş, 1983) adlı kitabındaki sözleriyle anıyorum: “Yazar, önce vicdanına karşı sorumludur. Yazar, yine, önce içinde yaşadığı topluma, halkına karşı sorumludur...” bilecek romanında Kurtuluş Savaşı’nın panoramasını çizdi. ÖNER YAĞCI 1919’un 14 Mayıs’ını 15 Mayıs’a bağlayan gece, Hukuku Beşer gazetesi başyazarı Hasan Tahsin Bey’in İzmir’in iş- amim Kocagöz (13 Şubat 1916 / 5 Eylül 1993), 1941’de gal edileceği haberini duyup sarsılmasıyla başlayan roman- yayımlanan Tellikavak’tan sonra Sığınak, Sam Amca, Ci- da epik bir anlatımla “İzmir’in işgali, Reddi İlhak Cemiye- Shan Şoförü, Ahmet’in Kuzuları, Yolun Üstündeki Kaya, ti ve Kuvayı Milliye’nin kuruluşu, Hasan Tahsin’in öldürü- Yağmurdaki Kız, Alandaki Delikanlı, Gecenin Soluğu, Baskın lüşü, İstanbul’un işgali, iç ayaklanmalar, Anadolu’ya silah adlı öykü kitaplarıyla edebiyatımızda fırtına gibi esti. kaçırılması, sıcak çatışmalar, İzmir’in geri alınışı ve Musta- Öykülerinin asıl sorunsalı, ele aldığı yörenin köy ve ka- fa Kemal’in Kordonboyu’nda halkı selamlamasını” anlattı. sabaları, buralarda yaşayan insanların günlük sorunları, top- rak, ağalık, çözülen feodal ilişkiler, çıkar kavgaları, çelişki- DP... 12 MART… 12 EYLÜL... lerdi. Bu sorunları irdelerken, insanların ilişkilerine ve dav- Bir Karış Toprak’ta, İkinci Abdülhamit döneminde Sö- ranışlarına sık sık siyasal çözümlemeler ve kuramsal açıkla- ke Ovası’ndaki Yörüklerin göçerlikten yerleşikliğe geçişle- malar yerleştirdi. rini, “bir karış toprağı olmayan” insanların yerleşik düzen- lerindeki savaşımlarını, özledikleri doğaya, dağlara dönüş- İŞLEVLİ SANATI VE GERÇEĞİN lerini anlattı. AYDINLATILMASINI SAVUNDU VE Bir Çift Öküz’de, Yörüklerin, Demokrat Parti döneminde- BİLİNÇLE UYGULADI ki serüvenlerinden kesitler aktardı. İşlevli sanatı ve gerçeğin aydınlatılmasını savunan Ko- 27 Mayıs 1960 öncesindeki Amerikan hayranları ile cagöz, “sanattan ödün” diye yorumlanıp eleştirilmesine yol karşıtlarının çatışmalarını, solculara, aydınlara baskıları açan bu yöntemi bilinçle uyguladı. İzmir’in İçinde romanında anlattı. 12 Mart’a nasıl gelindi- Doğal, gözlemci gerçekçiliğiyle, pamuk ve tütün tarlala- ğini sorguladığı Tartışma’da, öğrenciler arasındaki düşün- rındaki toprak yaşamını, Söke Ovası’ndaki köylülerin, or- ce ayrılıklarının silahlı çatışmalara dönüşmesini bir avukatın takçıların, toprak işçilerinin, küçük toprak sahiplerinin, gözlemleriyle anlattı. mevsimlik işçilerin yaşamlarını ve ilişkilerini incelerken Eski Toprak’ta (Eski Tüfek) yetmiş yaşını geçmiş sosya- eleştirel gerçekçiliğe ulaştı. list Kemal Çığ’ın yaşadıkları, anıları, yaşam felsefesiyle 12 Kısa cümleler, yalın söylem, yöresel söyleyişle, edebiya- Mart dönemini, Mor Ötesi’nde emekli karı-koca öğretmen- tımıza dağ köylülerinden Tahtacı Türkmenlere, zeytin topla- lerin gözünden 12 Eylül dönemini anlattı. yanlardan pamuk çapalayanlara kadar değişik kişileri kattı. “Yazar bir romanı yazmış olmak için yazmaz, topluma, CUMHURİYETİ DÖNEMLER İÇİNDEKİ rinde gelişti. Bir Şehrin İki Kapısı’nda (Nabi’nin Park Kahve- kişiye, yine toplum, kişi üzerine söylenecek bir sözü varsa SORUNLARIYLA ANLATTI! si) Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki Söke gerçekliğini anlattı. yazar. Bu söylenmek istenen söz, özdür işte…” düşüncesiyle “Sanatçının politikasını, politikacının günlük politikasıyla Kurtuluş Savaşı’nın sonunda kasaba eşrafıyla okumuş genç- çağına, gününe tanıklık ve insandan, emekten, aydınlık dü- karıştırmamak gerek. Kişiyi, toplumu, sanatçı, sanatıyla dur- lerin çelişkisiyle belediye seçimlerindeki çekişmelerin birlik- şüncelerden, gençlikten yana bir gerçekçilik tüm romanları- madan uyaran, eğiten, kişinin, toplumun, gözü açık gördüğü te anlatıldığı romanda, Menderes Irmağı’nın taşmasıyla olu- nın temelini oluşturdu. düşlere karşılık deyiş bulan bir kişidir...” düşüncesiyle yazan şan selle birlikte doğa-insan çelişkisini de aktardı. Emeği ve özgürlüğü savunmanın, aydınlık düşüncenin, ta- Kocagöz’ün ilk özelliği yaşamı Cumhuriyeti dönemler içindeki Yılan Hikâyesi’nde, çok partili yaşama geçiş dönemin- rihselciliğin, gerçekçiliğin romancısı oldu. sorunlarıyla, toplumsal sorunlara parmak basarak anlatmaktı. de Söke köylerinde su baskınının topraksız bıraktığı köy- ‘BU DA GEÇTİ YAHU’ Acemilik dönemi ürünü olarak ve liseli gençlik hevesiyle lülerin dramını, yoksunluğunu, devletle ilişkilerini, “halk- Romanlarının son basımları Literatür Yayınları’nca yapıl- yazdığı, bir aşk öyküsünün anlatıldığı İkinci Dünya (1938) ağa, halk-doğa” çatışmasını çok partili yaşama geçişle bir- makta olan çocuklar için Nasrettin Hoca Fıkraları, Kocatü- dışındaki romanlarındaki temel eksen, insan doğa çatışma- likte okuduk. lü ve Zarkanat (öykü) adlı kitapları da olan Kocagöz’ün anı- sından çıkarlar çevresinde kümelenenlerin mücadelelerine Onbinlerin Dönüşü’nde İkinci Dünya Savaşı yıllarında İs- ları Bu da Geçti Yahu (Düşün, 1989; Literatür, 2023) adıy- uzanan bir çatışma zinciriydi. tanbul Üniversitesi öğrencileri ve aydınlar ekseninde, güçle- la yayımlandı. Anadolu’da köylülerin, köylerdeki toplumsal yaşamın öne nen ırkçılık akımıyla toplumcu düşüncenin çatışmasını işledi. Hakkında Samim Kocagöz: Yazar-Eser-Üslup (Songül Taş, çıkması doğaldı ve Kocagöz’ün romancılığı bu doğallık üze- Kalpaklılar ve Doludizgin adlı iki ciltlik, belgesel sayıla- Kültür Bakanlığı, 1998) adlı bir kitap yazılan Sa- mim Kocagöz’ü edebi- yat hakkındaki düşün- celerini bir araya getir- diği Roman ve Yazarlık Onuru (Çağdaş, 1983) adlı kitabındaki sözle- riyle anıyorum: “Yazar, önce vic- danına karşı sorumlu- dur. Yazar, yine, önce içinde yaşadığı toplu- ma, halkına karşı so- rumludur...” n 4 13 Şubat 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear