Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Gönültaş ile birlikte bir dizi şiir-karikatür denemesi yaptık. On yılda ama kendiliğinden, organik bir geçiş oldu. Birin- cağını bilmiyordum. Akan zamana gelince, yaşamın akışıyla
Kısa şiirler ve çizgilerle kimi toplumsal olguları gösterme- ci Tekil, Birinci Çoğul’u doğurdu adeta. Birinci Tekil Şarkı şiirin akışı değişik Kronos’ların buyruğundadır. Birbirleriy-
le çakışması, hele uzun epik bir şiirde her zaman olası değil-
ye çalıştık. Ancak bu kitaptaki şiirlerin bir bölümünü Toplu ile bakışımı tarihe, arkeolojiye, tarihsel coğrafyaya, Anado-
Şiirler’e (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) almadım. lu toplumunun en eski eylemi olan büyük göçlere çevirdim. dir. Bu yüzden Anadolu tarihi beni nerelere sürükleyecekse
İkinci kitabınız Giz Dökümü (Adam Yayınları) dokuz Sonunda on bölümlük, yoğun bir şiir ortaya çıktı. oraya kadar gideceğim bu kitapta. Kaç cilt olur, bilmiyorum.
n
yıl sonra çıktı. Bu zaman aralığı şiirinizde bir arayış süreci Birinci Tekil Şarkı ile bir kurban toplumu olan Anadolu’nun
‘ÇEVİRİ HEM UFKUMU GENİŞLETTİ HEM DE
olarak düşünülebilir mi? çok yönlü, dile sığmayan, girift serüvenini elimden geldiğin-
TEKNİK OLARAK ZENGİNLEŞTİM. ŞAİRLERDEN
Oktay Rifat, “Bir şair kendi sesini buluncaya dek nice ce yansıtmaya çalıştım. Metafora da hatırı sayılır bir yer ver-
ETKİLENMEKTENSE HİÇ KORKMADIM.’
yollardan geçer” demişti bir keresinde. Giz Dökümü de bu dim. Bu da beni daha özgür bir söyleyişe götürdü.
Şiir ile geçen bu elli yılın bir de çevirmenlik serüveni
n
dolambaçlı yollardan biriydi o dönemde. Kendi sesime gi- Bu şiirde Birinci Tekil Şahıs, şairin özel serüveninden bir
var. Yeryüzü şairlerinden yaptığınız çeviriler, editörlüğü-
derek yaklaştığım, kendimin merkezine yaptığım bir yolcu- çıkış yaparak kendini coğrafya ile, tarih ile özdeşleştirmesi-
nü yaptığınız şiir dizileri... Bu çalışmaların şiiriniz üzerin-
lukta kimi labirentlere girip çıktığım bir serüven. Bütün şa- ne tanıklık etmemizi sağlarken giderek göçmen bireye, bir
de etkisi oldu mu?
irlerin başına gelen bir şey. Lirik bir sesin sürekli duyuldu- kümbete, bir kente dönüşür.
Elli yılın öncesinde dünya şiirini enine boyuna okudum,
ğu, Can Yücel’in deyişiyle “ağdalı” bir söyleyişin egemen
üniversite yıllarında hatta lise öğrencisiyken. Lorca, Neru-
“‘TENSEMELER’DE, MİTOLOJİK ÖYKÜLERLE
olduğu şiirlerin toplamıydı Giz Dökümü.
da, Eliot, Kavafis ve daha niceleri. Daha şiir serüvenine atıl-
ÇAĞIMIZ BİREYİNİN ÇAĞDAŞ DENEYİMİNİ
madan Lorca’dan, Kavafis’ten çeviriler yapardım.
“‘BİTİK KENT’, TAM ANLAMIYLA BİR GEÇİŞ KAYNAŞTIRMAYI AMAÇLADIM. BU ÇALIŞMA
Nâzım’ın dediği gibi bütün ustaları ustam bildim. Dıranas
KİTABIMDIR. LİRİK SÖYLEYİŞTEN EPİK ŞİİRE.” GÖZDEN KAÇMIŞTIR.”
benim için ne kadar müthiş bir şairse Eluard da öyle oldu.
Sonraki kitabınız Bitik Kent ile (Adam Yayınları) 1996 2007 yılında yayımlanan Tensemeler (Arion Yayınevi)
n n
Çeviri yapmadan, yalnızca okumaların bile şiire yönelmem-
Cemal Süreya Şiir Ödülünü kazandınız. Bu ödülün şiir sana- kitabınızda mitolojiye yöneldiğiniz görülüyor.
de yani şairlik serüvenine girmemde büyük rolü oldu.
tıyla bağınızı daha da güçlendirmede bir etkisi olmuş mudur? Evet, ama bu kimi şairlerde tanık olduğumuz gibi mitolo-
Çeviri işi bir şairin neredeyse mahremiyetine girmek gibi,
Bu ödülü başvurmadan aldım. Beklemiyordum doğrusu. jik temalara doğrudan bir yöneliş değil. Bu kitapta mitolojik
birlikte şarkı söylemek gibi bir şey. Etkisini bir düşün, genç
Sevindim elbet. Ancak, ödüllerin pozitif etkisi saman alevi öykülerle çağımız bireyinin çağdaş deneyimini kaynaştırma-
bir şair üzerinde. Çeviri uğraşından çok şey öğrendim. Hem
gibidir. Asıl olan, şairin kendi içindeki ateşi söndürmemesi. yı amaçladım. Bu çalışma gözden kaçmıştır.
ufkumu genişletti hem de teknik olarak zenginleştim.
Ödüller bu ateşi şöyle bir harlatıp geçer. Örneğin, Pygmalion’da küçük burjuva bir kadını, somut-
Yine de şiir çevirisi yapmak, bir şair için, çocuk yapmak-
Bu kitapta daha duru bir dile yöneldiğiniz görülüyor. larsak annemi model alarak yeni bir bakış açısı yakalamaya
n
tan kaçan kişinin, komşunun çocuğunu sevmesi gibi bir du-
Evet, öyle. Giz Dökümü’ndeki ağdalı dil, ağır-aksak ma- çalıştım. Filemon ile Baukis’te, Leandros’ta ve öbür şiirler-
rum, bir kaçış.
kam bu kitapta kayboldu. Söylemde seyrelmiş bir şiir ege- de aynı kaygıyı güttüm.
Şairlerden etkilenmektense hiç korkmadım. Bu etki sesini-
men oldu. İçerik ise daha da yoğunlaştı, genel planda. Bi- Kısacası, kendi öznel deneyimim ile öykünün özünü kay-
zi daha da güzelleştiriyorsa ne iyi. Sevdiğim şairleri de taz-
tik Kent, benim için tam anlamıyla bir geçiş kitabıdır. Lirik naştırma kaygısı. Bu da mitolojinin hiçbir zaman ölmediğini
min, taştir ve tanzir yoluyla yeniden hatırlattım.Picasso’nun
söyleyişten epik şiire. ya da insanın özünde değişmediğini yakalama çabasıdır.
şu sözü bana her zaman çok öğretici gelmiştir: “Ben başka-
Dizeler (Yapı Kredi Yayınları) ve Unutuştan Sonsuza Bu kitap için şunu da ekleyeyim. Benim bulduğum tense-
n
larını taklit etmekten çok, kendimi taklit etmekten korkarım.”
(Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) kitaplarınız bir tür me sözünü kimisi sevdi, kimisi olumsuz tepki gösterdi. Her
Yine Birinci Çoğul Şarkı’ya dönelim. Bir söyleşiniz-
n
toplu şiirler. Ancak bu uzun sürede az yazdığınız görülü- yenileme girişiminde bu olur. Benim tepkim ise insan, özel-
de, Birinci Çoğul Şarkı’nın Anadolu Selçuklu ve Osmanlı
yor. Az ama yoğun bir şiir çalışması. likle kadın gövdesinin et sözcüğü ile özdeşleştirilmesine idi.
kültürüne yönelik kimi bölümleri üzerinde çalıştığınızı be-
Anlama ağırlık verirseniz çok az dizeyle, çok derin anlam İnsan etsemez, tenser sevgi söz konusu olunca. Aşkın eto-
lirtmiştiniz. Kitabın son durumu nedir?
katmanlarına girebilirsiniz. Özellikle metafor ile çalışırsanız. burluktan farkı budur.
Dördüncü cildi yeni bitirdim. Bu kitapta Asya’dan
Bu da okumayı giderek zorlaştırır. Bu dönemde böyle bir ça-
“‘BİRİNCİ ÇOĞUL ŞARKI’DA ANADOLU
Anadolu’ya yapılan büyük göçleri, dinsel-kültürel çatışma-
lışmaya ağırlık verdim. Daha doğrusu, Birinci Çoğul Şarkı’ya
TARİHİ BENİ NERELERE SÜRÜKLEYECEKSE
ları, Anadolu Selçuklu döneminin kuruluş aşamasını, bu de-
kadar geçen şiir serüvenini simgeler bu çalışma tarzı.
ORAYA KADAR GİDECEĞİM”
neyimin Anadolu kültürüne katkısını, özellikle mimari alan-
“‘BİRİNCİ TEKİL ŞARKI’, ‘BİRİNCİ ÇOĞUL Tensemeler’den sekiz yıl sonra Birinci Çoğul Şar-
daki gelişmesini anlatmaya çalıştım. Bize öğretilmeyenleri,
n
ŞARKI’ İLE DORUĞUNA VARAN EPİK DÖNEME kı (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) yayımlanıyor öğretilenlerin ise ne kadar eksik, hatta yer yer yanlış olduğu-
GİRDİĞİMİ GÖSTERİR” (2015). Bundan yedi yıl sonra da bu çalışmanın ikinci ve
nu şiir sanatının olanaklarıyla yansıtmaya çalıştım.
Dizeler kitabınızda yayımladığınız “Birinci Tekil Şar- üçüncü ciltleri çıkıyor. Arada uzun zaman dilimleri söz
Bundan sonraki beşinci cilt ise Osmanlı’nın kuruluş serü-
n
kı” başlıklı şiiriniz üzerinde durmak da yerinde olacak. konusu. Şairin saati, gündelik hayatımızın akışına göre veniyle başlıyor. Nereye kadar gidecek, bunu zaman göste-
Bu uzun şiirin şiir serüveninizdeki yeri nedir? daha mı farklı işliyor sizce?
recek. Şu sırada “Osman Bey” bölümündeyim.
Bu şiir bugünden baktığımda yeni bir döneme girdiğimi Bir konuşmada söylemiştim: Şair bir kurbağadır, amfibik bir Söyleşimizi tamamlarken şiir ile dopdolu geçen bu elli
n
gösteriyor. Orhan Koçak’ın üçüncü dönem dediği. varlıktır. Tek zaman içinde paralel iki zaman yaşar yeri gelin- yıl için son olarak ne söylemek istersiniz?
Başka bir deyişle Birinci Çoğul Şarkı ile doruğuna varan ce. Ama bu karmaşık serüvende şairden çok şiirin sözü geçer.
Bütün sıkıntılara, uğradığım haksızlıklara karşın, dünya-
epik döneme. Bu şiiri yazarken asla Birinci Çoğul gibi bir O yönetir şairi. Örneğin, bu uzun epiğe 2009 yılında başla- ya yeniden gelsem şairliği seçerdim yine de. Cansever’in de-
şiiri yazacağımı düşünemezdim. mıştım, hâlâ yazıyorum. Oysa, işin başında, bu kadar uzaya- diği gibi “doğanın verdiği bu ödül”den kopmamak için.
n
16 Ocak 2025
11