22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

O kuduğum Kitaplar MET N CELÂL Romantik Komünist giltere’de ve ardından ABD’de kitap olarak yayımlanmış. YKY baskısında belirtilmemiş ama Türkçede de ilk yayım tarihi 2001 (Doğan Kitap). Romantik Komünist’te Nâzım Hikmet’in yaşam öyküsü özel hayatı ve siyasi faaliyetlerinin de ayrıntılarına girerek kronolojik olarak anlatılırken ona koşut olarak eserlerinin yazılış koşulları, edebi çevrelerde nasıl karşılandıkları da anlatılıyor. Zaten Nâzım Hikmet gibi yaşamı ve eseri arasında büyük bağlar olan bir sanatçı için başka bir yol düşünülemezdi. Göksu ve Timms, tüm bunların arka planında dünyadaki ve Türkiye’deki siyasi hayatı da anlatarak şairin yaşadıklarını o zamanın ruhu içinde daha iyi kavramayı sağlıyor. Tanıtımında belirtildiği gibi; “Nâzım Hikmet’le ilgili hiçbir ön bilgiye sahip olmayan okuyucular, bu kapsamlı ama okunması hayli rahat ve kolay çalışma sayesinde, onun eserine iyi bir giriş yapmış olacaklar.” Tabii Nâzım Hikmet hakkında yeterince bilgi sahibi olduklarını düşünenler için de ilk kez öğrenecekleri birçok bilgi ve ayrıntının yanında yanlış bilgileri düzeltecek yeni kaynaklar var kitapta. Romantik Komünist’in başında ünlü Sovyet şairi Yevgeni Yevtuşenko’nun bir yazısı var. Yevtuşenko, yakından tanıdığı Nâzım Hikmet’in 1950’lerde Stalin döneminde yaşadığı şaşkınlıkları, var olan yönetimin “sosyalist” değil “diktatöryal” olduğu görüşüne varmasını ve bu uygulamalara karşı verdiği tepkileri anlatıyor. Yevtuşenko’nun bu sunuşunun kitap sanki sadece Nâzım Hikmet’in SSCB’de yaşadığı yılları konu ediyormuş izlenimi yarattığını söylemeliyim ki bu izlenim yanlıştır. Mutlaka yayımlanacaksa bu yazı kitabın sonunda yer alsaymış daha doğru olurmuş. Memet Fuat’ın Türkçe baskıya yazdığı önsöz çok daha bilgi verici ve içten. Bu tip çalışmalar zamanla geliştirilebilecek niteliktedir. Özellikle son on yılda Tüstav ve tüm eserlerinin yayımcısı Yapı Kredi Yayınları, Nâzım Hikmet’in biyografisine yeni bilgiler sağlayan önemli yayınlar yaptılar, yapıyorlar. Örneğin Nâzım Hikmet’in 1950’li yıllarda TKP ile ilişkisinin sadece Bizim Radyo ile sınırlı olmadığını öğrendik. Yeni basımlar yapılmadan önce tekrar gözden geçirilirse Romantik Komünist bu tip yeni bilgilerle daha da zenginleşebilir diye düşünüyorum. Saime Göksu ve Edward Timms’in Romantik Komünist’i bence Memet Fuat’ın biyografi çalışması ile birlikte (2000, Adam Yay.) Nâzım Hikmet hakkında yazılmış en önemli ve kapsamlı iki kaynaktan biri. Nâzım Hikmet hakkında önemli ve güvenilir bir kaynak olmasının yanında keyifle, merakla ve yeni bilgiler edinerek okunan bir çalışma. CUMHURİYET’İN DİVASI MÜZEYYEN SENAR Müzeyyen Senar, “Cumhuriyet’in Diva2011 âzım Hikmet, hakkında çok yazılan, araştırma yapılan şairlerdendir. Birçok yerli ve yabancı yazar da çeşitli zamanlarda biyografisini yazmış. Her yeni çalışma bu büyük şair hakkında yeni bilgiler edinmemizi, hayatının daha ince ayrıntılarına girmemizi sağlıyor. Saime Göksu ve Edward Timms’in Romantik Komünist (Temmuz 2011, çev. M. Barış Gümüşbaş, Yapı Kredi Yay.) adlı kitapları da bu çalışmaların en önemlilerinden. Romantik Komünist’in bir özelliği de İngilizcede yazılmış ilk Nâzım Hikmet biyografisi olması. İngilizcede ilk olmasını önemsememizin nedeni 1950’lerden itibaren dünya çapında ünlenen Nâzım Hikmet’in İngilizce konuşulan ülkelerde yeterince tanınmamasıdır. Şiirlerinin İngilizcede kitap olarak yayımlanması da diğer dillere göre geç olmuş. Göksu ve Timms esas ilgi alanları edebiyat olmamasına rağmen (Göksu psikolojik danışman, Timms tarih araştırmacısı) büyük bir özveri ile on yıllık bir araştırma sonucunda bu kitabı yazmışlar. Göksu ve Timms, bir biyografi yazımında olması gerektiği gibi hem ulaşabildikleri tüm kaynakları dikkate almışlar hem de Nâzım Hikmet’le ilgili bilgi alabilecekleri hemen herkesle görüşmüşler. 1988’de başlayan araştırma 1999’da İnSAYFA 12 11 AĞUSTOS N sı” tanımlamasını hak eden bir yorumcu. Kişiliğiyle, yorumuyla, tavrıyla “Türk Musikisi”nin Cumhuriyet döneminde en önemli seslerinden biri, ekol olmuş bir sanatçı. Radi Dikici Cumhuriyet’in Divası Müzeyyen Senar’da (4. Baskı, Haziran 2011, Everest Yay.) hem bir yıldızın nasıl doğup parladığını hem de “Türk Musikisi”nin, eğlence hayatının öyküsünü anlatıyor. Müzeyyen Senar, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında, 1918’de Bursa’da doğuyor. Altı yaşındayken mevlitlerde annesine eşlik etmeye başlıyor. Çok güzel konuşurken, bir gün kekeme olarak uyanıyor. Kekemeliği nedeniyle düzgün konuşamasa da çok güzel şarkı söylemektedir. Evi terk eden annesinin peşine düşüp İstanbul’a gitmesiyle birlikte hayatı değişiyor. Okulda sesinin güzelliğinin fark edilmesi ile önce musiki cemiyetlerinde kurslar, ardından İstanbul Radyosu’na girişi ile yorumculuk yolunda hızla ilerliyor. Kısa sürede kendine has yorum biçimini bulacak, bu yorumu ile dikkati çekerek büyük bestekârların eserlerini ilk kez icra etmesini istedikleri bir şarkıcı haline gelecektir. 1932’de radyoya girer, 1933’te 15 yaşındayken sahneye çıkar. Selahattin Pınar, Sadettin Kaynak gibi büyük bestekârlarla çalışır. Müzeyyen Senar’ın radyo programları ve taş plak kayıtları ile ünü kısa sürede yayılır. Dolmabahçe Sarayı’nda, Savarona Yatı’nda Atatürk’e konserler verir. Yurtdışına davet edilir. Filmler çevirir. Yetmiş yıldan fazla süren bir sanat hayatı... Radi Dikici Cumhuriyet’in Divası Müzeyyen Senar’da bir başarı öyküsü anlatıyor. Çocukluk yıllarında çekilen maddi manevi acılardan sonra küçük yaşta yakalanan ünle birlikte şöhretin parıltılı dünyasının seyirci tarafından görülen ışıltılı yanının nasıl büyük bir emek, her zaman çalışma ve özel hayatından verilen özverilerle oluştuğunu bu büyük sanatçının hayat öyküsünde bir kez daha görüyoruz. Kitabın ana yapısı Müzeyyen Senar’ın anlattıklarından oluşuyor. Senar, müziğe başladığı ilk günlerden itibaren şarkı defterleri oluşturmuş, bu defterlerde yer alan şarkılara koyduğu işaretler nerede hangi şarkıyı hatırlamasını kolaylaştırmış. Örneğin Atatürk’ün huzurunda hangi şarkıları söylediğini bu sayede sırasıyla hatırlıyor. İlk kez Senar’ın seslendirdiği ünlü şarkıların çoğunun sözleri de var kitapta. Çocukların, akrabaların tanıklıkları, gazete kupürleri, fotoğraflar Senar’ın anlatımına yardımcı olmuş. Dikici, Mustafa Sağyaşar, Safa Önal, Seyfi Dursunoğlu, Gönül Yazar, Hıncal Uluç, Cemil İpekçi, Bülent Ersoy ve Erkan Yolaç gibi Senar’la çeşitli dönemlerde dosluk etmiş kişilerle de gö rüşmüş. Dört yıllık bir çalışma sonucunda kitap ortaya çıkmış. Biyografiyi yazma sürecinin en önemli handikapı Müzeyyen Senar’ın sanatçılarla, akraba ve dostlarıyla yaşadığı olumsuz olayları anlatmak istememesi olmuş. Ama kitabı okuyup bitirdiğimizde bu kurala çok fazla uyulmadığını hissediyoruz. Senar, hayatını derinden etkileyen, maddi ya da manevi büyük izler bırakan olayları anlatmayı ihmal etmemiş. Zaten Müzeyyen Senar gibi açık yürekli, doğru sözlü birinin başka türlü davranması beklenemezdi. Senar, babasının hovardalıklarından, eniştesinin kazancına el Radi Dikici Nâzım Hikmet koymasından başlayarak aile içinde yaşadıklarını, aşk ve evliliklerini, güvendiği kişilerin maddi açıdan onu nasıl çok zor durumlara soktuklarını, servetini, evini kaybetmesini, Zeki Müren, Bülent Ersoy gibi talebeleriyle yaşadıkları acı tatlı olayları anlatmış. 2004’te ilk kez yayımlanan kitabın bu yıl yeni baskısı söz konusu olunca Radi Dikici önceki baskılardaki eksik bilgileri tamamlamış. Daha önce ulaşamadığı tanıklarla görüşmüş. Senar’ın 20042010 yılları arasındaki altı yıllık yaşamı ile ilgili bilgileri, taş plaklarının ve çevirdiği ve seslendirdiği filmlerin listelerini, neredeyse tamamı ilk defa yayımlanan fotoğrafları eklemiş. Müzeyyen Senar’ın okuduklarımızı bütünleyecek nitelikte 16 şarkılık taş plaklardan aktarılmış bir CD’si de kitapla birlikte veriliyor. Keşke CD’ye güzel bir zarf yapıp, üzerine içindeki şarkıların bilgileri de yazılsaymış. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1121
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear