Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ş umen asıllı Sırp şair Vasko Popa, 1922’de Voyvodina’nın Grebene köyünde doğdu. Belgrad’da başladığı yükseköğrenimini Bükreş ve Viyana’da sürdürdü. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların Beckerek’teki ^ (bugünkü Zrenjanin) toplama kampında tutuklu kaldı. Savaştan sonra Belgrad Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde yükseköğrenimini tamamladı. 1953’te Ağaç Kabuğu adlı ilk şiir kitabını yayımladı. 1954’ten 1979’a kadar Nolit Yayınevi’nde editörlük yaptı. Voyvodina Bilimler ve Güzel Sanatlar Akademisi’nin kurucuları arasında yer aldı. 1991’de Belgrad’da öldü. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü oluşturuldu. Şiirlerini gerçeküstücülük akımının etkisinde, halk geleneklerinden yararlanarak özlü, modernist bir üslupla yazdı. Ülkesinde çağdaş şiirin yeni ufuklara yönelmesini sağladı. Kazandığı ödüller arasında Avusturya Avrupa Edebiyatı Devlet Ödülü de bulunmaktadır. Anne Pennington tarafından İngilizceye çevrilen Seçilmiş Şiirler’i İngiliz şair Ted Hughes’ün sunu yazısıyla basıldı. Şiirleri en çok çevrilen Sırp şairlerdendir. Yayımlanmış kitapları: Süresizlik Alanı, İkinci Cennet, Yeryüzü Ayakta, Kurt Şakası, Altın Elma, Yol Ortasındaki Ev, Çiğ Et, Kesim... Türkçede İçimizdeki adıyla bir şiir kitabı çıktı (Çev.: Necati Zekeriya, Cem Yay., 1974). UNUTKAN BİR SAYI Bir zamanlar bir sayı vardı Güneş gibi saf ve yuvarlak Ama yalnızdı çok yalnız Başladı kendini hesaplamaya Böldü çarptı kendini Çıkardı topladı kendini Yalnız kaldı hep Bıraktı kendini hesaplamayı Hapsetti kendini kendi yuvarlağına Ve güneşsi saflığına Hesaplarının kızgın İzleri dışarıda kaldılar Başladılar birbirlerini karanlığa kovalamaya Kendilerini çarpmaları gerekirken bölmeye Kendilerini toplamaları gerekirken çıkarmaya Karanlıkta olan buydu Kimse yoktu ona İzleri durdurup Silmesini söyleyecek ÇAKIL TAŞININ SERÜVENİ Yuvarlaktı yeterince Kusursuz yuvarlak Durdu birden Ağır geldi ona Kendi içindeki yol Bıraktı gitsin Sert geldi ona taş Oluştuğu taş Bıraktı onu da Bir ağrı duydu içinde Kendi bedeninde Çıktı dışarıya Gizlendi kendisinden Kendi gölgesine YARIŞ Birileri öbürlerinden kesip koparırlar iir Atlası CEVAT ÇAPAN Vasko POPA/ Şiirler/ Çeviren: Baki YİĞİT R ‘Kapa gözünü Gözetle kendi içini’ Bize uğradı Priştine yakınlarından Ormancı Agim Atkıya sarılmış İki kırmızı elma getirdi bize Bir de sonunda ev sahibi olduğu haberini Artık başının üstünde bir çatın var Agim Hayır çatı yok Rüzgâr uçurdu onu Öyleyse kapın pencerelerin var Kapı da yok pencereler de Kış alıp götürdü onları Dört duvarın var hiç değilse Benim dört duvarım da yok Bütün sahip olduğum dediğim gibi bir ev Gerisi kolay OYUNDAN ÖNCE Kapa bir gözünü Gözetle kendi içini Her köşene göz at Gör ki ne tırnak var ne hırsız Ne de guguk kuşu yumurtası Sonra öbür gözünü kapa Çömel ve zıpla Zıpla yükseğe yükseğe yükseğe Kendi tepene Sonra bütün ağırlığınla düş Günlerce düş derine derine derine Uçurumunun dibine Parçalanmaz da Sağlam kalkarsan Oyuna başlarsın KİBİRLİ BİR YANLIŞ Bir zamanlar bir yanlış vardı Öyle saçma öyle küçük Kimse fark etmezdi bile onu Dayanamadı yanlış kendini görmeye Kendi hakkında söylenenleri duymaya Çağırdı her şeyi Hemen kanıtlamak için Aslında var olmadığını Uzayı buldu İçine kanıtlarını koymak için Zamanı buldu kanıtlarını saklamak için Dünyayı buldu kanıtlarını görmek için Tüm buldukları Ne öyle saçma Ne de öyle küçüktü Ama yanlıştı elbette Başka türlü olabilir miydi SAKLAMBAÇ Bir saklanır öbüründen Saklanır dilinin altına Öbürü yerin altında arar onu 1 (1 Bir bacak bir kol ya da ne varsa Dişlerinin arasına alırlar onu Bütün güçleriyle koşarak götürüp Toprağa gömerler Öbürleri dağılırlar her yere Havayı koklaya koklaya Her yeri kazıp bakarlar Şansları varsa bir kol bulurlar Ya da bir bacak ya da ne varsa Kesip koparma sırası onlara gelir Oyun coşkuyla sürüp gider Kollar olduğu sürece Bacaklar olduğu sürece Herhangi bir şey olduğu sürece BİR ÖYKÜNÜN ÖYKÜSÜ Bir zamanlar bir öykü vardı Başlamadan Bitti Ve başladı Bittikten sonra Kahramanları Öldükten sonra girdiler öyküye Ve çıktılar Doğmadan önce Konuştular kahramanlar Havadan sudan Söylediler her şeyi Tek söylemedikleri Bilmedikleriydi kendilerinin Yalnızca kahramanları olduklarını Bir öykünün Başlamadan biten Ve bittikten sonra Başlayan Bir öykünün ATALARIMIN KÖYÜNDE Biri kucaklıyor beni Biri bana kurt gibi bakıyor Biri şapkasını çıkarıyor Böyle daha iyi görüyorum onu Her biri soruyor bana Biliyor musun ben senin neyinim Bilmediğim yaşlı erkekler ve kadınlar Belleğimden onlara uyacak Genç erkek ve kadın isimleri Soruyorum içlerinden birine Kurt Georgi sağ mı hâlâ Söyle bana Tanrı aşkına Benim o diye cevap veriyor Öbür dünyadan bir sesle Elimle yanağına dokunup Gözlerimle yalvarıyorum söylemesi için Benim de sağ olup olmadığımı EV İlk yalancı güneşle birlikte Saklanır alnına Öbürü gökte arar onu Saklanır unutkanlığına Öbürü çayırda arar onu Arar da arar Bakmadığı yer kalmaz Kendini yitirir ararken DÜĞÜN Her biri kendi derisini yüzer Her biri geceyi hiç görmemiş olan Kendi takımyıldızını açar Her biri derisine taş doldurur Ve onunla oynar Kendi yıldızlarının ışığı altında Kim durmazsa gün ağarana dek Kim istifini bozmaz ya da düşmezse Kazanır kendi derisini (Bu oyun binde bir oynanır) KÜÇÜK KUTU Küçük kutunun ilk dişleri çıkar Ve kısa boyu olur Kısa eni küçük boşluğu Ve kalan bütün şeyleri Küçük kutu sürdürür büyümeyi İçinde durduğu dolap Şimdi onun içindedir Ve büyür daha daha daha Şimdi onun içindedir oda Ve ev ve kent ve toprak Ve önce içinde durduğu dünya Küçük kutu çocukluğunu anımsar Ve yine küçük bir kutu olur Büyük bir özlemle Şimdi küçük kutunun içinde Bütün dünyaya sahipsin küçücük Kolayca koyabilirsin onu cebine Kolayca aşırır kolayca yitirirsin Küçük kutuya iyi bak KÜÇÜK KUTUYLA İLGİLİ SON HABER Dünyayı içine alan küçük kutu Kendine âşık oldu Ve gebe kaldı Yine bir küçük kutuya Küçük kutunun küçük kutusu da Kendine âşık oldu Ve gebe kaldı Yine bir küçük kutuya Ve bu böyle sürdü hep Küçük kutudan gelen dünya İçinde olmalıydı Küçük kutunun son ürününün Ama kendine âşık olan küçük kutudaki Küçük kutuların hiçbiri Sonuncusu değil Bul bakalım dünyayı şimdi ? ARALIK 2011 ? SAYFA 23 roman ozan, g Amerik zınsal k sal ned kan oz panya’ birinci Fotoğr Benede toğrafl masıyl anma p si’nde leraras ölüm y bu seçk Esirge Öylesi yolun k dondu isteksi esirgem ne de esirgem dinginl ayırma yalnızc gözkap yargıla dudak ölürsün Kalp K Çünkü çünkü s çünkü f çünkü g çünkü ve kend çünkü t çünkü g çünkü g küçücü kalp ka çünkü çünkü çünkü s ve ölme sana ba sana ba çünkü ama en çünkü a ve üşüy sana m sana m bu yara seni ara ve hatt gece g ve olma CUMHURİYET KİTAP SAYI 1137 CUMH