25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

B U L M A C A 1 A 2 B 3 G 4 F İLKER MUMCUOĞLU 5 D 6 E 7 G 8 M 9 H 10 K 11 K 12 B 13 E 14 F 15 B 16 B 17 C 18 C 19 D 20 K 21 A 22 F 23 G 24 F 25 D 26 E 27 C 28 F 29 K 30 I 31 G 32 H 33 D 34 E 35 H 36 F 37 D 38 K 39 D Feyza HEPÇİLİNGİRLER 7 Temmuz Cumartesi Türkçe Günlükleri Artam, Hasan Eren, Samim Sinanoğlu'nun denetleyip tamamladığı, Ferit Devellioğlu'nun yardım ettiği, 1955 basım tarihli TDK sözlüğü. Buraya baktım, “steril” sözcüğü yok; “strelize” var. “Mikropları öldürülmüş, kısırlaştırılmış, muakkam” yazıyor karşılığında. Yeteri kadar aydınlatıcı. Bugünkü Sabah'ın Pazar ekinde Gülse Birsel'le yapılmış bir röportaj var. Orada söylemiş Birsel. “Gazeteci olup da çok steril bir insan tanımadım ben.” demiş Nereden mikrop kapma tehlikesi var, denirse soruya bakmak gerek: “Dışarıdan çok yabancı ve uzak gibi duruyorsunuz ama Avrupa Yakası'na bakınca, bir kapıcı ailesinde yaşananları da en az Nişantaşı'nda oturan elit bir ailede olup bitenler kadar iyi bildiğiniz çıkıyor ortaya. Bu hayat bilgisi nereden geliyor?” Soru bu. Yanıt da yukarıdaki gibi ve şöyle: “Zaten İstanbul'da yaşıyorsan ne kadar steril kalabilirsin ki.” Söylenenlerde Türkçe hatası yok. Kapıcı ailesi ve benzerlerini bir çeşit mikrop gibi görme zihniyetinin yanlışlığı var. Bu, Türkçe yanlışından daha tehlikeli. 40 G 41 A 42 A 43 D 44 K 45 K 46 J 47 E 48 D 49 M 50 G 51 E 52 E 53 G 54 C 55 I 56 I 57 E 58 C 59 C 60 L 61 I K 62 F 63 F 64 K 65 H 66 I 67 B 68 K 69 F 70 F 71 M 72 M 73 C 74 I 75 E 76 J 77 M 78 G 79 F 80 E Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Orhan Tüleylioğlu’nun bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı kitaptan bir alıntı ve kitabın çıktığı yayınevinin adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Müstesna. 1 21 23 41 42 B. Küçük ney. 16 15 2 67 12 C. Almanya’nın Saksonya eyaletinde bir kent 58 27 59 73 54 18 17 D. Tarımı ve kırsal kesimi kendilerine özgü ve birbirine bağlı iktisadi ve toplumsal bütünler olarak gören ve açıklayan ideoloji. 33 43 19 39 48 37 25 5 E. “II. James Bond” aktörü. 13 51 26 47 34 57 75 80 52 6 F. “Tek Boynuzlu At”, “Ağ” ve “İtalyan Kızı” adlı yapıtları da olan, İrlandalı kadın edebiyatçı. 4 70 63 70 62 24 69 14 22 28 36 G. “Rudolf ...” (1982’de Avusturya yurttaşlığına geçen, Tatar asıllı Sovyet dansçı). 40 53 3 78 50 31 7 H. “... Efrasyab” (“Efrasyab’ın kılıcı” ya da “şarap bardağının pırıltısı” anlamındaki deyim). 32 35 65 9 I. İçinde katı bir madde erimiş bulunan sıvı. 66 74 61 30 56 53 J. Ünlü bir spor kulübümüzü simgeleyen harfler. 46 76 K. “Artık çevreden değil, piyasadan söz etmek; okuyarak, tadına vararak değil, pazarlıkta uyuşarak bir şeyler elde etmek zamanıdır.” diyen şair. 20 45 10 68 38 44 64 29 11 L. “... Vitamini “ (Cemal Süreya’nın bir şiiri). 60 M. Haylaz, serseri, hayta. 49 77 8 71 72 ime “Merhaba”, kime “Kalimera” deneceğini kestirmenin olanaksız olduğu bir toplantıydı. Bugün Ayvalık'ta yapıldı, yarın Midilli'de yinelenecekmiş. Yunanların Sinaspismos Partisiyle ÖDP'nin ortaklaşa düzenledikleri barış ve silahsızlanma toplantısı… Onlar karşı adadan rahatça geliyorlar. Biz gitmek istediğimizde yeşil pasaporta bile vize gerekiyor; vize içinse insanı vize almaktan vazgeçirecek kadar çok şey. (Beni vazgeçirmeyi başardılar. “İki üç günlük bir Midilli seyahati için, bir hafta uğraşacaksam gitmeyiveririm.” dedim sonunda.) Oysa komşuluk ne güzel, dostluk, insanların birbirine sımsıcak sarılıvermesi; benzerliklerimiz ne güzel! “Bizim eski mahalledeki marangoz değil mi o?” diye, nereden tanıdığınızı bulmaya çalıştığınız kişi, kalkıp Yunanca bir konuşma yapıyor. Meğer Sinaspismos'un yöneticisiymiş. “Hah işte, şu hanım Midilli'den gelmiş olmalı.” diye düşündüğünüz kadın, az sonra kocasına seslenecek: “Muharrem, bir küçük su alıver köşeden.” Onlar da gördükleri benzerliği, “Bir paranın iki yüzü gibi” diye anlattılar. “Silahlardan artacak bütçeyi, kendi ülkelerimizdeki yoksulluğun giderilmesine, eğitime, sağlığa harcayalım.” dendi. “Sevgisiz toplumların bahçe duvarları yüksektir.” dendi. Atina'da ve Ankara'da stadyumlarda yapılacak müzik şölenlerinde gençleri bir araya getirmekten söz edildi. Keşke sözde kalmasa bunlar, keşke yaşama geçirilebilse… 12 Temmuz Perşembe H 8 Temmuz Pazar davanın ilk duruşmasında Küçük, ne konuşmalarında ne yazılarında hiç kimseye hakaret ettiğini savundu.” Anlatımdaki tutarsızlık hemen kendini gösteriyor. Önce olayın özeti: Yalçın Küçük, bir televizyon programında bir şeyler söylemiş. Tazminat davalarından şimdiye dek epey para kazanmış olması gereken R. Tayyip Erdoğan da kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla ve her zaman yaptığı gibi, mahkemeye vermiş Küçük'ü; 10 bin YTL tazminat istemiş. “Hakaret kastı taşımadım.” demiş Yalçın Küçük ve eklemiş: “Başbakan Erdoğan'a her zaman 'Beyefendi' diye hitap ederim.” (Milliyet, 4 Temmuz 2007) “Beyefendi” deyip demediği Küçük'ün bileceği iş; ama edilgen hale getirilerek verilen tümceyi, “Ne konuşmalarımda ne yazılarımda hiç kimseye hakaret ettim.” diye söylememiştir. Haberi yazan olumsuz yüklemi olumluya çevirme gereği duymuş; “Ne… ne… bağlacıyla olumsuz yüklem kullanılmaz.” diye bildiği kural aklını karıştırmış besbelli. Eğer tümcede “hiç kimse” sözü geçmiyor olsa “ne… ne…” kuralı işleyecek: “Ne konuşmalarımda ne yazılarımda hakaret ettim.” tümüyle düzgün bir tümce. Ancak, “kimse, hiç kimse, hiçbiri” gibi sözcükler için geçerli olan başka bir kuralımız var. Bunlar, özel amaçlı kullanımlar dışında olumlu yüklem almaz. “Hiçbiri geldi.” denmediği gibi, “… hiç kimseye hakaret ettim.” de denmez. Birbiriyle çelişen iki kural… Baskın karakterde olan, hükmünü yürütür ve tümce, “… ne konuşmalarında ne yazılarında hiç kimseye hakaret etmediğini savundu.” biçiminde olur. asan Ali Toptaş, “delice” sözcüğünün yalnız yabani zeytin için kullanılmadığını, üzüm omçalarının da delicesi olduğunu; bunların bağın herhangi bir yerinde kendiliğinden bittiğini, Denizli'de, bunlara da "yabani omça" anlamında "delice" adı verildiğini söylüyor. Buradaki tarihi sözlüğümde şöyle bir bilgi de var: “Çokluk buğday tarlalarında yetişen, buğdaygillerden, yabani ve tohumu zehirli bir bitki”. “... 16 Temmuz Cumartesi Y 909. sayının çözümü: A. ÇOKUM, B. ASHE, C. KOY, D. IRIPLARIN, E. ROMY, F. ISLAK GÜNEŞ, G. NEHHAB, H. DEĞİŞİM, I. EVÇ, J. SUÇSUZLAR, K. TÜL, L. ALPİNİZM, M. NG (Nedret Güvenç), N. ILO. Şiir: “Toprak mı geniş, havalar mı sonsuz,/ Çırıpçıplak soyun, hale gel,/ Hiçbir şey mümkün değil onsuz.” Yine 8 Temmuz Pazar S özlükler tatil için gidilen yere taşınamıyor. Ayvalık'taki sözlüğüm, artık tarihi değeri olan bir Türkçe Sözlük. Mehmet Ali Ağakay'ın hazırladığı, Nurettin ıllardır çocuklar için bir şey yazmadım. Bu yaz bitirmeyi planladığım bir çalışma var elimde ve çocuklara seslenebilme cesaretine yeniden kavuşabilmek için çocuk kitapları okuyorum boyuna. 1971 doğumlu İrlandalı yazar John Boyne'un “Çizgili Pijamalı Çocuk” (Tudem, 2007) romanıyla (Çevirenler: Tülin Tayfun Törüner) başladım. Çok etkileyici bir ilkgençlik romanı. Her şeyin 9 yaşındaki bir çocuğun gözünden ve onun algı düzeyinden anlatılması, romana gizemli bir hava vermiş. Sonra Selim İleri çevirisi “Küçük Prens”i buldum buradaki kitaplığımda. Su içer gibi, bir kez daha okudum. Okuyup bitirdikten sonra da su etkisini sürdüren, yunmuş yıkanmışlık duygusu veren bir kitap Küçük Prens. İlköğretim için hazırlanan 100 kitaplık listeden çıkarılması çok kötü oldu. Sonra daha eski kitaplar…1979, Dünya Çocuk Yılıydı. Bu yıldaki en anlamlı etkinliklerden birini Ankara Belediyesi yapmıştı. Ali Dinçer, belediye başkanıydı ve “Başkentte okuyan her çocuğa 3 kitap” diye yola çıkılmış, kitapların hammaddesi olan kâğıtları, okunmuş gazeteleri toplayan çocuklar sağlamış, MEB destek olmuş ve bir milyon çocuk kitabı basılmış, dağıtılmıştı Ankara'da. Bir milyon çocuk kitabı… Tümü resimli, masallar, şiirler, öyküler… Kimler yok ki yazarlar, şairler arasında: Nâzım Hikmet, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sait Faik, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Ceyhun Atuf Kansu, Attilâ İlhan, Tahsin Saraç, Melih Cevdet Anday, Gülten Akın, Ahmed Arif, Ülkü Tamer, Cahit Sıtkı Tarancı, Füruzan, Pertev Naili Boratav, Hasan Hüseyin, Behçet Necatigil… Zaman hep ileri götürmüyor galiba.? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 910 SAYFA 39
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear