05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

O K U R L A R A Sait Maden adını çok çok iyi biliriz, şiirlerini, çevirilerini büyük tatlar alarak okuruz, yaptığı kitap kapaklarını, logoları ve resimlerini hayranlıkla seyrederiz. Sait Maden'i anlatmaya kalktığımızda da dilimiz tutulur, neler söyleyeceğimizi şaşırırız. Yılmaz Öztürk Ağabeyimiz “Babıâli'de Bir İstanbul Beyefendisi…” adını taşıyan yazısında büyük bir yetkinlikle anlatıyor Sait Maden'i: “Bir İstanbul beyefendisi… İstanbul'u İstanbul yapanlardan… İstanbul'a özellik katanlardan… Kent kültürü ile yoğrulmuş bir yurttaş… Aydınlanmadan, özgür düşünceden yana, ödünsüz aydınlarımızdan… Bağnazlığa, aymazlığa karşı öfkesini esirgemeyenlerden… Sanat dünyasının önemli kişiliklerinden biri… Özgün bir sanat insanı…Yaptığı işlere güzellik katan, çok yönlü bir sanatçı…Yaşama renkli, 'derviş'ane bakanlardan…” Yayıncılığımızın büyük emektarlarından Sait Maden'e ilişkin yazı ufkunuzu bir hayli genişletecek. Biri çizginin öteki polisiye edebiyatın iki ustası… İsmail Gülgeç ve Ahmet Ümit… İki usta bir araya gelince ortaya çıkacak ürün de muhteşem olacaktır elbette. Metnini Ahmet Ümit'in yazdığı 'Komiser Nevzat' öyküleri İsmail Gülgeç'in fırçasıyla ete kemiğe bürünüyor ve okuru yaratılan olağanüstü dünyanın içine çekiyor. Gülgeç ve Ümit'le 'Komiser Nevzat'ı konuştuk. Bol kitaplı günler… TURHAN GÜNAY eposta: cumkitap@cumhuriyet.com.tr turhangunay@cumhuriyet.com.tr TÜH D ilimizin iki büyük ansiklopedisinden biri esgeçmiş onu, ikincisi indirgeyerek ağırlamış: “Tüh” maddesinde, “onomatope” diye belirtilmiş: “Yazıklar olsun! anlamında kullanılır”. Tüh ya da tü, bu anlamıyla, biri(leri) ne yönelik, yüksek sesli bir yazıklama ünlemi. Beni burada oyalayan ötekisi: Belki fısıltı değil, alçak sesle, kişinin kendi kendisine “tüh” demesi farklı, ansiklopedimiz o kullanımı hiçe saymış: Bir pişmanlık serzenişi, o kısık seslenişte biçimlenen. “Tüh unuttum, unutmuşum”. Bir kelime sayamıyoruz ya, ortak oktav ses bir anlam barındırıyor gene de. Fiili yok, doğurmamışız: Birinin çıkıp tühlemek demesi, onu yazıya geçirmesi varolması için yeterli midir, yoksa, ille de, bir kaynaktan çıkıp dal budak ilerlemesi mi gerekecektir, kimbilir. Enis BATUR Pervasız Pertavsız Ünlemler âleminden İkincisi, daha bir ağız doldurur “oha”, iki ünlü hece tek ünsüz heceden elbet yeğdir. ÇÜŞ Kratylos'a başvurmak tek çare. Hiçbir sözcüğün, sessözün, çünkü gerekçesini, nedenselliğini akıl yoluyla tutamazsınız. Kim, nasıl, ne zaman, hangi verilere dayanarak, atgillerden birini yolda durdurmak için, dizginlere eşlik etsin, “çüş” sesinde karar kılmıştır, burada, kimse bilemez bunu. Hayatımıza, o gün bugün, açıklamasını esirgeyerek girmeyi, katılmayı sürdürür. Âdemoğlunun eşine benzerine, belli durumlarda “çüş!” çekmesi başka. Anıştırma ilâhı devreye girmiştir. Çizmeyi aşana, densizliği insanlık kertesini aşana, ele eldiven, öyle ünlemek mubâhtır. Destursuz atanlar, desteksiz kıtır atanlar, haddini bilmeyerek ileri geri konuşanlar, ölçüsüz davranış tiryakileri için biçilmiş kaftandır. Üstelik, at durur da, böyleleri çüşlemeyle de durmak bilmez. Ondan ya: Azdır. HEY(T) Bütün Hey Joe'ları toplayan bir kayıt varsa erişmek isterim: Hendrix'i, Dylan'ı, The Birds'ü, başkalarını; gamlı bir türkü için çeşitlemeler. Bir tek kez izleyebildiğim Eh Joe!yu yeniden, birkaç kez daha izlemek de: Gamlının gamlısı bir içsöyleni, içinden sesleniş. Bizim dilimizde bambaşka şey “eh”. “Hey”e gelince, dilden dile değişebiliyor merdivendeki basamak sayısı. Küçük sesle daha seyrek, Türkçede, yüksek sesle sık. Tını yüklemeler ayrı: Çağrı da olabilir, tehdit de. Heya mola, lingua franca, teşvik de. Heeyt'i sözlüklerde bulamadım. Pekâlâ vardır oysa. Sımsıkı bir meydan okuma. (Meydan okumak ne alımlı, değil mi?). Külhan ağzı, kabadayı nidası, var mı yan bakan (yan bakmak ne alımlı, değil mi?). Heeeyt, üç e'yle bir başka oluyor, deneyin: Ne çalımlı, değil mi? ? OHA Az geldiğinde, yetmediğinde, yetmeyeceği baştan belli olduğunda, ona başvurulur. Kendi payıma, “oha”yı “çüş”e her vakit yeğlerim, ikinci bir a daha ekleyerek sonuna. Neden mi? Birincisi, at ya da katır iyikötü söz dinlemeyi öğrenir, “çüş” dediğimiz an çoklukla o uyarıyla yetinir, gereğini yapmayı akıl eder. Gabî, bön, eçhel bir insan, lâf anlama yeteneği o denli gelişmemiş binek hayvanından, sözgelimi öküzden farksızdır, iyimserlik taslamaya gerek yok, dikin dikin “oha” ile söz yularına asılmak en iyisi. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yayın Yönetmeni: Turhan Günay ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı ? Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 ? Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İstanbul Tel:0 (212 454 30 00 ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden / Reklam Müdürü: Eylem Çevik? Tel: 0 (212) 251 98 74 75 0 (212) 343 72 74 ?Yerel süreli yayın ? Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 910 SAYFA 3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear