24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bahar Alışkanlığı Alışıldığı gibi kış boyunca vahşi kanarya kilerdeki kafesinin içinde beslenip, bakılıyor. Sınırındaymış gibi gökyüzünün, titreyinceye kadar notaları söylerdi neşeli şarkısını nedense şarkı söylemiyor artık nemli karanlıkta; hatta sahibi gözeneklerinden sızan günlük bir tutam ışık için tahta panjurları açsa bile Aylar sonra, şafaktan önce, erkenci izleri çizmelerinin getiriyor adamı suskun kuşuna. Kaldırıyor kafesi, üzerinde örtüsü, yürüyor koruluğa doğru. kahve gibi keskin kokuyor toprak, Kıpırdayan ışıkların okları süzülüyor kafes tellerinden içeri, kestane ağacında yüksekçe bir yere asılmış örtüsüz kafes bir fener gibi sallanıncaya kadar arasında tomurcukların, filizlerin, hüzünlü gökyüzü tüylendiriyor ağaçları. Hıçkırıyor kuş, deniyor asma kilitlerden kurtulmuş sesini, yeniden, ve sonra süzülüyor şarkıların içine – sesleniyor, imgeleriz, kanatlarını özgürleştirmek için ciğerlerine. Çağırıyor, tasarlandığı gibi, yeni doğmuş göçmen kuşlarını baharın daha yakına, ortaya çıkan manzaraya. Kestane ağacında, arsız ve meraklı, bir kuş sürüsü şarkı söylüyor gölgelerden, anılardan arınmış, belki de kışkırtıyor kanaryayı bir arkadaş bulmak için, bildirmek için yerini ya da; anımsıyor eski günleri, içinde özlemlerimizi tasarladığımız bir düetle, kötü önsezilerimize rağmen çünkü: orada, diyoruz ki, ağaçlar vardır, ilkbahar ve vahşi kuşlar orada, azat edilecek bir tutsak vardır yanında güneşi paylaşan sahibi. Ama kaldırıyor silahını ateş ediyor edebildiğince, düşmeden önce gökyüzünü kaplayacak kadar kocaman görünse de gövdeleri yenmezler çok ufacıktırlar yine de atılıyorlar bir torbaya bu pırıl pırıl sabahta güzelim Tuscan tepelerinde başka silahların başka kuşları vurduğunu duyduğumuz şu anda. Apansız silah sesleriyle kaskatı kesilmiş, kafesteki kanarya alınca barutun uğursuz kokusunu, kesiyor şarkı söylemeyi gelecek bahara kadar. Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Ingrid de Kok/ Şiirler/ Çeviren: İlyas Tunç ‘Unutulmuşlar doğabilirler mi yeniden yaşayanlar ülkesinde?’ Güney Afrikalı şair Ingrid de Kok, 4 Haziran 1951’de Johannesburg’da doğdu. Asıl adı Ingrid Jean Fiske’dir. Bir altın madeni kasabası olan Stilfotein’de büyüdü. 1977’de Kanada’ya göç etti, 1984’e kadar orada yaşadı. Cape Town Üniversitesi’nde profesör; “Centre for ExtraMural Studies”de görev yapıyor. Şimdiye dek üç şiir kitabı yayımlandı: “Familiar Ground”, “Transfer” ve “Terrestrial Things”. Ingrid de Kok, aynı zamanda Teknoloji ve Yeniden Yapılanma, Fırsat Eşitliği Politikası gibi ulusal toplantılar düzenledi, cins ayrımı politikası üzerine kadın parlamenterlere bir dizi seminer verdi, okul dışı eğitim programları üzerine projeler üretti, çeşitli konferans ve söyleşilerle Güney Afrika’da okuma kültürünün gelişimine katkıda bulundu. Şair, evli ve bir oğlu var. Bir Kuzey Kentinde, Ansızın Omzunun çöküklüğünden tanırdım onu, elleri paltosunun ceplerinde, yüzünün çizgilerinden tanırdım, bakardı anlamsızca ışıltılı gözlerime Böyle olur hep yaşlı gezginlere, yerlilerin arka sokaklarını arşınladığı el kapılarında yumuşardı adımları yabancılar benzer şeyler yaptıkları halde Karoo’yu ziyaret eden insanlar tıpkı Montana’ya benzediğini söylüyorlar, güney Ontario’da Transvaal fundalıklar, kayalıklar bulduklarını. Burada New York’ta, babamı eski paltosunu giyerken, başı eğik, her zamanki gibi dalgın görünce, merak ederdim neler düşünürdü. Fakat babam değildi, olamazdı. yeri değildir, zamanı da hatta yarı küresi bile değildir: kimse omuz vermiyor burada bana. Öleceği söyleniyor babamın, Kuzey zamanında, uzamında değil, buraya gelerek yalnız başına, kaçarak yine bakışlarımdan. SAYFA 38 Karanlıktan Korkmak Ellisindeki Kenneth için Dört yaşında karanlıktan korktuğun yeniden duyduğumuz bir aile masalıdır. “Duyarlısın”, öyleydin hep. “Sağduyu sahibiyim ben”, iki yaşında Odana inen havasız koridordan aşağı yürüyorum, tutuyorum elini, bir sandalye çekiyorum, çıkıyorum üzerine, açıyorum ışığı, sonra yatağın altına bakıyorum göstermek için sana artık korkacak bir şey olmadığın, ölüm olduğunu karanlığın. İkimiz de korkardık karanlıktan, kötürüm olmaktan, gökyüzünde güzel işler yapan babamızdan, sokaklardaki terbiyesiz çocuklardan, suyu çekilmiş çukurlardan, seslerden, mutsuz annemizden. Ayşen Baloğlu Ama bir anlaşmamız vardı, pazarlığımız, CUMHURİYET KİTAP SAYI ? 837
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear