05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Dilde Yaratıcılık/ Prof. Dr. Özcan Başkan/ Multilingual Yayınları/ 352 s. Dilbilimi öncü bilim olarak nitelendirmeyi yeğleyen Prof. Dr. Özcan Başkan, dilin tüm diğer bilimlerden beslenerek kendi bilimini sürekli yenileyip geliştirdiğini vurgular. Birçok yazısını ve araştırmasını dilin hayatın içinde çoğalan ve hayatın daha kolay işlemesini sağlayan bir araç olma özelliğini ön plana çıkartarak kaleme alır. Başkan’ın böylesi bilimle yaşamı iç içe örgüleyen yazıları, yine kendi yazılarından birinin adıyla bu kitapta toplamış. Toplum: Kavram ve Gerçeklik/ Ahmet Çiğdem/ İletişim Yayınları/ 114 s. Sosyolojinin konusu “toplum” mu? İnsanların her birlikteliğini, her toplu yaşam halini, her beşerî ilişkiyi bu toptancı, ‘bir’leştirici, ezelîebedî toplum kavramı altında düşünmek kısıtlayıcı, yanıltıcı değil mi? Sosyolojinin konusu, olmuşbitmiş veya ‘verili’ bir toplum değil, o şemsiyenin altına sığmayan çok yanlılıkları, muğlaklıkları, tarihsel değişkenlikleri, seçenekleri, potansiyelleri ile, toplumsal olandır. Modern çağın bir inşası olarak toplum gerçekliğine böyle bir toplumsal olan kavramıyla bakarak, “pratik felsefenin” kadim sorusu da canlandırılabilir: “İyi ve adil bir hayat nasıl olabilir?” Ahmet Çiğdem, bu soruyu takip ediyor; “pratik felsefeyle toplumu düşünüyor”. Felsefeyi, kendini ondan arındırmaya çalışarak kurmuş, böylece “gerçek”ten ve “hayat”tan uzaklaşan bir “bilgi üretimi”ne daralmış olan sosyolojiye geri kazandırma gayretinde. Yanlış/ Andonis Samarakis/ Çeviren: Ari Çokana/ İletişim Yayınları/ 204 s. Totaliter bir rejimin iki gizli servis ajanı, tutukladıkları şüpheliyi başkente sorguya götürmek için yola çıkarlar. Yolculuk başladığında, merkez tarafından tüm detayları dikkatle hazırlanmış plan da işlemeye başlar. Bundan böyle ajanlar resmi görevliler değil, “insan” rolüne bürünmüş birer dosttur. Başkente gitmek için feribota yetişme çabalarından kentte beraber çıktıkları gezintiye kadar her şey, şüphelinin kendini güvende hissetmesi için kurgulanmış planın parçalarıdır. Tutuklunun suçunu itiraf etmesi artık an meselesidir. Kahramanları, birbirine geçmiş çarklar arasında psikolojik bir savaşla birbirlerine üstün gelmeye çalışırken; ‘Yanlış’, okuyanları bir kâbusa sürüklüyor. SAYFA 32 Dengbêjler/ Abidin Parıltı/ İthaki Yayınları/ 148 s. Önceleri sözlü olarak aktarılan “toplumsal bellek”, bilinen tüm toplumlarda benzer nitelikler taşıyan “anlatıcılar” tarafından korunur ve ustaçırak ilişkisi aracılığıyla sonraki kuşaklara devredilirdi. “Dengbêjler”, Mezopotamya kültürünün ve hikâye anlatma geleneğinin önemli temsilcilerinden olan dengbêjlere odaklanmış bir kitap. Kitap, şu günlerde yok olmaya yüz tutan dengbêjliğin anlamı, ortaya çıkışı, var olma koşulları, hikâye anlatma mekânları, hikâyeyi anlatma biçimleri ve diğer dünya kültürlerindeki hikâye anlatıcılarıyla ortak niteliklerini irdeliyor. Yaşar Kemal Sözlüğü/ Ali Püsküllüoğlu/ YKY/ 126 s. “Dilini zenginleştirmek, sözcük dağarcığını genişletmek isteyen herkesin başvuracağı, başvurması gerekli bir kitap ‘Yaşar Kemal Sözlüğü’. Bize hem bir yazarın dilsel dünyasını tanıtıyor, hem de o yazarla okur olarak yakınlaşmamızı sağlıyor” diyor Selim İleri. Ali Püsküllüoğlu’nun hazırlayıp, yeni maddelerle zenginleştirdiği “Yaşar Kemal Sözlüğü”, Yaşar Kemal’in evrensel boyuttaki yapıtlarının daha iyi anlaşılması için bir kaynak kitap. Şelale/ Joyce Carol Oates/ Çeviren: Dost Körpe/ Everest Yayınları/ 550 s. “Dün gece. Hayatı gözlerinin önünden geçmişti, nehirde boğulurcasına. Şelaleye düşüp kırılan ucuz bir plastik bebek gibi. Yanındaki kadın kendinden geçmiş horluyordu. Sarhoş kadın. Gerdek gecesinde sarhoş bir kadın. Kaç, kaç! Kendini şelalelerin en korkuncundan, Horseshoe’dan atmalıydı. Daha azı kesmezdi. Sağ kurtulma olasılığından korkuyordu. Şelale’nin dibindeki girdaplı sudan çekilip çıkarılmaktan korkuyordu, kemikleri kırılmış ve sakat bir halde.” Düğünün ertesi günü şelaleden atlayan damat ve dul bıraktığı Ariah’ın öyküsü... Avrupa Birliği ve Çokkültürcülük Yalanı/ Sibel ÖzbudunTemel Derimer/ Ütopya Yayınevi/ 444 s. Ne Olursa Olsun Savaşıyorlar/ Server Tanilli/ Alkım Yayınları/ 256 s. “Kadın sorunu, ‘cinsel’ bir ayrımcılığa dayanır; dünya çapındadır ve hep günceldir. Nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında derin bir eşitsizlik güdülür; çapı, ülkesine göre değişmek üzere, çalışma yaşamında, eğitimde siyasal iktidarı paylaşmada… Daha da vahim olanı, kadınların, yine toplumlara göre farklı, korkunç bir cinsel açlığın, bu arada dinmez bir şiddetin sultasında yaşamasıdır: Aile içi şiddet, töre cinayetleri…” Server Tanilli, kadınların yaşam savaşını anlatıyor bu kitabında. Silinmeyen/ Karin Slaughter/ Çeviren: Algan Sezgintüredi/ İthaki Yayınları/ 440 s. Grant County polis karakolunda gün korkunç bir olayla başlamıştır. İki gencin makineli tüfeklerle gerçekleştirdiği karakol baskınında sağ kalmayı başaran bir avuç rehine, bıçak sırtında bir ölüm kalım savaşı vermektedir. Rehinelerin arasında yer alan doktor Sara Linton için sadece saldırganlara karşı verilen bir mücadele değildir bu. Geçmişin kirli ve dehşet veren sırlarıyla da boğuşmak zorundadır; hiç kimsenin ve hiçbir olayın göründüğü gibi olmadığını ortaya seren korkunç sırlarla… Sinema Dersleri/ Sergei Eisenstein/ Çeviren: Engin Ayça/ Agora Kitaplığı/ 180 s. Sovyetler Birliği’nin sinemacılarından Sergei Mihailoviç Eisenstein’ın “Sinema Dersleri’’, öğrencisi Vladimir Nijni’nin derslerde tuttuğu notları içeriyor. Eisenstein’ın sinema eğitimi verdiği öğrencilerle sorucevap yöntemi üzerine kurulan kitap, sahne tasarımı tekniklerinden, bir kitabın ya da öykünün filme nasıl aktarılacağından, sahneye koyma, sahne üzerinde planlama, çekim teknikleri ve oyunculuk gibi sinemasal sahneleme üzerine derslerden oluşuyor. Sinema yönetmenliğinden önce hem ABD’de hem de SSCB’de dekor hazırlayan, sessiz ve sesli sinema dönemlerinde çalışmış Eisenstein’ın derslerinde öğrenciler, yönetmenin sinemaya kazandırdığı yenilikleri öğrenmenin yanı sıra, Eisenstein’la birlikte Balzac’ın “Goriot Baba’’sından Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza’’sına, Haiti’deki ayaklanmayı anlatan “Dessalines’’den “Potemkin Zırhlısı’’na, sahnelemenin senaryolaşma aşamalarını, çerçevelerin kullanımını denemeyanılma yöntemiyle öğreniyorlar. “AB, savunucuları nasıl sunmaya kalkışırsa kalkışsın, neoliberal özelleştirmeci bir saldırıdır... AB’ye ‘uyum’ kapitalist sistemin bugünkü yüzü olan yeni liberal ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 875
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear