Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Inci Asena'yı şiir kitaplarından tanıyoruz. Bu kez bir öykü kitabiyla çikıyor karşımıza înci Asena. Kısa kısa olarak nitelediğimiz öykülerde, şiirdeki duyarlığını düz yaziya aktarıyor Asena. MUZAFFER BUYRUKÇU înci Asena'dan ktsacık ve sıcacık öyküler Maskeler I nci Asena, yaşamın bilinen ve bilinmeyen bölümlerinde bulunan duy gusal kaynaklardan çıkardığı yumu§ak, görüntüsü bol ve çağnşım odaklannı harekete geçiren şiirleriyle dikkatiçekmişti. înci Âsena'nın şiir coğrafyası Türkiye'den başlayarak bütün dünyaya yollayacağı insanların dünkü ve bugünkü durumlanyla ilgili gerçekleri içerir. Yayımladığı Tramvay Döşeriz Ay Döşeriz/Çıplak Bakamıyorum/Tutamadığım Sözler vapıtlarının arkasından bu kez 'Meskeler adlı öykü kitabiyla karşımızda. 'önce onda bitti, dedi, bende daha sonra. Onun için üzülen ben oldum... Ben de üzüldüm dedım, sevgı adına " dörtlüğüyle başlayan (Maskeler)deki öyküler, Bir Demet Çiçek' ve 'Kahve Falı nda toplanmış. En uzunu sekiz sayfa olan çoğıı kısa yirmi yedi öykü vardır. Küçuk öykü türü öykünün kendi özünde, yapısında bulunan nedir ne değildir, kısa öykü olur mu olmaz mı ya da olursa nasıl olur sorununun tam olarak çözümlenmemesi, bir kesinliğe vanlmaması yüzünden dünya edebiyatının gün deminden hiç inmemiş, her dönemde, her çağda tartışılan konular rafındaki yerini nep korumuştur. Söz gelimi Semih Gümüş'ün yönettiği (Adam Öykü Dergisi)nin her sayısmda, kısa öykü sorunu değişik açdardan ele alınıp incelenmekte; kafasındaki açmazlaruan, kuşkulardan ve saldırgan sorulardan yakınan okuru aydınlarıp rahadattıracak bilgiler verilmektedir. derken kolundaki san saç telini yere attı. "Öykü burda biter. Ama înci Asena, bu minicik öykünün sınırlan içine, kocaman kocaman sorunlarla yüklü bir birlikteliğin gerçek yüzünü, ustahkla yerleştirmiştir. Inci Âsena'nın buradakı saptaması doğrudur. Hem evliliklerini hem de evlilik dışı ilişkilerini, dengeleri bozmamaya çalışarak yürüten ve bu tutumlanndan hiç yakınmayan, vicdan azabı çekmeyen, kişiliğinin derinliklerindeki bu hastalığın sağalması için uğrasmayan, uğraşmak bir yana, bu çapkınlıklanyla övünen kişiler, içgüdüsel bir davranışla sık sık eşlerine değerli armağanlar sunarlar. Aslında sunulan bu armağanların arkasında yatan. şey 'suçluluk'tur...zevk aldıklan, eşlemekten geri durmadıkları, utandıklan suçluluk...înci Asena, bütün dünyada her gün yaşanan bu ervensel gerçeği, birkac satırIık bir öyküde ölümsüzıeştirmeyi başarmıstır. 'Bir Başka Demet te înci Asena, sadece kendisini mudu kılmak amacıyla çiçek alan bir kadına eğilmiştir. Öykünün baş kahramanı kadın, genç çiçekçinin eline elinin değmesiyle "Karnında bir yerlerde bir sıcaklık hisseder." ve o 'hissettikleriyle' eve gelir. "Uzanıp kocasının tabağını alacakken beyaz kazağının koluna bulaşmış san çiçek tozlarını gördü. Parmağının ucuyla fiskeledi." înci Asena, madalyonun öteki yanında bulunan yaşama ışiK tutarken çeşitli alışverişlerde, çeşidi karşılaşmalarda, çeşitli eylemlerde insanlan etkileyen, vücutlannda ve ruhlarında geçıcikalıcı ı/ler bırakan odaklardan bırini ortaya koymustur. Bu, aynı zaınanda kadının sonsuza kadar taşıyacağı 'dokunmayla ilgili' bir gizdir...cinselliğı çağrıştıran, beueninde simşekler çaktıran bir giz. Ama kocasından sakladığı için de suç içeren bir giz'dir. Çünkü bir yabancıyla yatağa girmeden auygusal planda eşini aidatmıstır. Bu da evrensel bir konudur ve hepimizin, kimseye anlatmadığı binlerce gizi vardır. 'Ütü' öyküsünde, kocasının kendisiyle iijkence (ama bu işkence adamı sevindiriyor) yaparak sevişen bir kadının durumuna yaklaşır. Aşaİılanmaktan, cinselliğin tek yanlı olarak Kullanılmasuıdan usanan kadın, pantolon ütülerken kızdırdıgı ütüyü apış arasına bastırarak yalnız kocasının zevk aldıgı kaynagı yok ediyor. Bu birinci yorum. lkıncı yorum ise, kızgın ütiıyiı koca verine koyarak tat alma ya çalışıyor. Sarsıcı bir öykü. 'Düş' öyküsünde, hayal kınldığına uğrayan bir kadının dramı ele alınır. Bu da evrenseldir. Yakınlanrruzdan pek çok şey umanz ve bekleriz, umduklarımız, beklediklerimiz olmayacak şeyler değildir, aslında basittir, yapanı da, yapılanı da mutlu kılar gerçekleşmeyince, yıkılınz, durduğumuz yerde karannz, acı larla kıvranırız. 'Rakı şişesindeki kadın'da Inci Asena, evlenmeden önce bekâretini ona verecek kadar kocasını çok seven Meral'in durumuna değinir. Balaylarını Atina'da geçiren Mustata ile Meral, arkadaşlarıyla içip eğlenırlerken meydana gelir olay. Mustafa, Uzo şişesine yaplştırılmış mayolu bir kadının resmine bakıp " Bu kadınla bir büyük içilir" deyince Meral öfkelenir ve 'tuvalete gidiyorum' bahanesiyle ordan uzaklaşır, otelini terk eder, başka bir otele yerleşir, ertesi günü de îstanbul'a dönmek için havaalanına telefon ederek yer ayırur. "Ne var bunda? Sabahtan akşama kadar bıına benzeyen yüzlerce durumla karşıaşırız. Böyle incir çekirdeğini doldurmavan bir şey için bir ilişki koparılır, bir evlilik bozulur mu? Sen ae ona, içine oturacak bir şey söyle, olsun bitsin, ödeşin, sonra da unutuıı bunları..." diyenleri işitir gibiyim. Olanlan olduğu gibi kabtıl edenlerin mantığını yansıtan DU sözler, onlann açısından dogrudur ama ilişkileri doğuran ve öldüren her öğede, incir çekirdeğini doldurmayan değil, dolduran sayısız sorun vardır ve o incir cekirdekleri, yaşamdaki yanlışlıkların, aykırılıklann, hatalann temelini olıısturur. însanların çoöu, yanhşlıklardan, natalardan, aykınlıklardan temİ7lenmiş bir dünyada yaşamayı amaçlar. înci Asena, o dürıyanın bireyi olmayı diışiinen bir kadının onur ve başkaldırma savaşımını; duyarsız bir adamla bir ömür geçirmenin anlamsızlığını vurgular. Aya îrini'de Beethoven'in keman konçertosu çalınmaktadır. Derin bir scssizlik vardır ortalıkta. Anlatıcı, konseri sunar ken, "Kiliseyi hava değil, müzik doldurmuştu. Müzik solunuyordu./ Ayrı sazlaıdan çıkan sesler, nasıl bir müzik yaratıyorsa, konçerto da ayn ayn ruhlardan bir tek nıh yaratmıştı./ C)rkestra şefinin kollannın ağırlığı yoktıı sanki. Kollar dans mı ediyordu, pesjinden bedeni de mı sürük lüyordu; her kas koronun bir parcası mıydı?/ Kemanlar vükseldi, yükselai, inceldi. ü noktada bir başka ses eüni uzattı, notalan yakaladı./Pencerelerin birinden havalanan beyaz bir güvercinin kanat sesleri... Güvercin tonozlann altında uçtu, havaya şekiller çizdi, müziğe ve dansa lcatıldı. Orkestra şefi, kanat seslerini işitmesiyle birlikte, hiç duraksamadan güvercine doğru döndü, sopasıyla onu yönetmeye başladı aynı ağırlıksız kol hareketlerivie./ Beethoven'in konçertosuna almaaığı, belki de almayı düşünmedigi sesi, o gün bir güvercin bize armağan etti. O gün, müzik tarihinin, kayıtlarına hiç geçmeyecek bir sayfasıydı. " Adı 'Konçerto' olan bu öykü Maskeler kitabmın, doğrudan doğruya insarun içine seslenen ve orayı sanatla, estetikle dolduran en güzel öykülerinden biridir. înci Asena, insan yaşamında bir ya da iki kez rastlanan ve hiç unutulmayan olaganüstü bir olaydan söz ederek Maskeler'in gücünü arttırmıştır. 'Katil' öyküsü, evin erkeğine âşık, hanımına düşman bir kedinin serüvenini anlatır ve bir sürprizle sona erer. 'Telefon, Kahve Falı, Maskeler' okuru, bir yerden alıp bir yere götiiren öykülerdir ama beni cn çok saran, duygularımı ayaklandıran öykü, 'Bir Gün' öyküsüdür. Kırk yaşını aşmış bir model, onun boşandıöı ve aöır hasta olan bir koca, yirmi yaşında bir kız...Bu üçlünün portrelerini, gerçeğin çok renkli, çok değişik, olanakları çok dilini kullanarak çizer Inci Asena. Ve yirmi yıl sonra 'hasta baba'yla buluşma sahnesindeki duygu yoöunluğu... Seninle arka odada konuşmak istiyorum, dedi baba. Çalışma odasına geçtiler çocuğu salonda oırakıp. Zarflar nazırlanmıştı. îçinde birikmiş paralar, banka cüzdanı, bir tapu, üç Cumnuriyet altını olan zarflar! Bunlan al, dedi, evde bırakmak istemiyorum, size veriyorum da sakın yanlış anlama, ama sende dursun. Olur, dedi kasaya kılıtlerim. Ayağa kalktılar. Bana sarılmak ister misin, dedi kadın. Şanldılar, sarmaş dolaş oldular. C^zlemişim, dedi. Teninın dokunuşu hiç değişmemişti.Biliyor musıın kocakarı, dedi yaşamımın en güzel ydlannı seninle geçirdim, biliyorsun değil mi? Biliyordu. •l El sıkıştp öpüştüler kapıda. Çabuk toparlan, dedi kadın, seninle arkadaş olmak istiyorum, öyle çok anlatacak şeyim var ki. Bunun için yasamaya çalışacağım, sadece bunun için bile olsa..." Inci Asena, birbirini gereği gibı anlamayan, anlayamayan sevgisizliği yaşam biçimine dönüştüren kişilerin horunlarına eğilir Maskeler kitabında. Başka ncye eğilirı' Açıklığı, doğruluğu reddedenlerin, maske takarak ilişkilerini sürdürenlerin ve böylece kazanç sağladıklarını sananların üzerine eğilir. Bireylerin yaşadıklanyla, tanıklıklanvla ilgilenir; dıırumların içeriklerinde bulunan duygusal, diısünsef zenginliklerle, karakterlerin yapıIannı çatlatan defolara eğilir. Aydınlık gibi görünen ama bastan sona karanlıklarla kaplı olan benliklerin derinliklerine, bilinçaltının karmakanşık evrenine iner, oralarda rastladıklannı yukarlara çıkanr. Inci Âsena'nın saptamalan, fcözlemleri güclüdür. Ayrıntılar ayıklanmış gibi görünür ama kimi öyküler ayrıntılar üzerinde yükselır. Yalın, pırıl pırıl ama alayla beslenen bir dil înci Âsena'nın anlatımını özgünleştirir. Bu, ilk öykü kitabı Maskeler'le înci Asena, ustalann arasına katılmış, aynca öykücülüğümüze yeni bir soluk getirmiştir. • Maskeler/ înci Asena/ Öyküler/ Remzt Kitabevi/ 80 s. SAYFA 9 Sanat yolculuğu Aynca ilk kez öykü yazmaya heveslenenlerin önlerine, öykünün yapısı, kurgusu, malzemesi veöykü anlatma teknikleriyle ilgili bir sürii olanak koymaktadır. O yazdarı okuyan pek çok genç, eksikliklerini giderir, tepeden tırnağa donanarak uzun, upuzun sanat yolculuğuna çıkmanın gizlerini öğrenir. înci Âsena'nın Maskeler'i, bu alanda yeni tartışmalar başlatacak niteliktedir; düşünenlere düşündüklerini yazdıracak, söyletecek güçtedir. Maskeler'in şiirle başladığını belirtmiştim. Ama o şiir bir açıklama, bir uyarı gıbidir, çünkü okuyacağımız öykülerin içerikleriyle ilgdi ipuçlarını barındırmaktadır dizelerinin arasında. Birinci öykü 'Bir Demet Çiçek'te; kocasının işinden eve dönmesini bekleyen bir kadınla, eşine bir buket çiçek getiren adamın birbirlerine karşı takındıklan tavır irdelenmektedir. Adam, kendisini mutlu etmek için özveriyle çabalayan eşini okurun bilmediği, hiçbir zaman da öğrenemeyeceği birTkadınla aldatmıştır. Ve, getirdiği beyaz çiçeklerle hem eşini ne kadar çok sevdiğini nem de geç kalmasından doğabilecek kuşkulan zinninden söküp atmasını sağlayabilecektir. Bu gibi 'aldatma olgulan'nda erkek ya da kadın, ne kadar özen gösterirse göstersin farkına varmadığı, farkına varınca da korktuğu ve kurtulmak istediği bir kanıtla dönmektedir eve. adamın eşinin saçları siyahtır "Rahadamıştı adam. Bedeni de rahattı, şimdi kafası da. Şöyle bir koltuğa gömülmek için salona doğnı giCUMHURİYET KİTAP SAYI 586 InclAsenanınsaptamalan,gözletnlertgüclüdür Ayrıntıiarayıkianmışglblgörünüramaklml öyküler aynntılar üzerlnde yuksellr.