Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kadınlar erkeklerden zalimdir J.G. Ballard'la söyleşi ' . * • kopanldığı) dönemde yaşadığı travmalardan korunmalıydı. Fakat savaş öncesinde, Şanghav'da geçen, sömürgemsi çocukluğa da niç öykünmek istemiyordu. "1930'larda ve 40'lardakı orta sınıf yasamının ne kadar şekilci olduğunu hatırlamak bile kolay değil" diyor yazar, flüte benzer liseli sesiyle. "Evde takım elbise giyer, kravat takardım. Kahvaltı için giyinihrdi. Çok şekilsel bir biçimde yaşanır, duygular açığa vurulmazdı. Ve benim çocukluğum ahşılmışın dışında değildi. Politikacılar toplumsal değerlerin yarattığı cennet bahçesini hatıriatıp duruyorlar bugünlerde. "Savaştan sonra, yeni bir toplumsal düzen ve ileri sosyal yasaların getirdiği bir toplum anlayışı geldı, fakat çok katı bir şekilde sınıflara r>ölunmüş bir toplumdu bu. ü zamandan beri hâlâ dengesini bulamadı. Altmışlı yıllarda sınıf ayrımının pek bir önemi yoktu. Ama 1972'de televizyonda 'emekçi sınıflar' terimini duyduğumu hatırlıyorum ve söyle düşündüm: 'Işte, sonunda olup olacağımız bu; sınıflara bölünmüs, eski îngiltere.' Ve bu ev, sosyal puan skoru yapmayı reddeden bu 'sıcak sevgi yuvası' sınıf sisteminden kurtulmayı Daşarabilecek mi? 'Zor. Ben orta sınıftan bir profesyonelim. Emekçi sıruftan kaç arkadaşım var ki? Hiç yok. Ve bu kötü.'" Ballard dindar bırı değil ve üstelık, politik yönden de kuralların dışına çıkrnayan biri olarak kınanması gibi bir tehlike de pek yok. Hâlâ bir bilimkurgu vazarı sanıldığı 1973 yılında, otomobil kazalannın erotizmini yücelttiği Çarpışma romanını yayımladı. Çarpışma'nın ve diğer bazı yapıtlannın (ki bunlardan biri 3e Kennedy suikastını betimleyen Vahşet Sergısı'denilendir) tuhaflığı, bir zamanlar aktör Peter Wyngarde'la yaptığım çok acayip bir röportajı hatırlattı Dana. Bir zamanların Jason King'i, 'sadıst' seksten hoşlandığını söylüyordu yaptığımız söyleside. Bunu hatırladım, çünkü Wyngarde'la Ballard, aynı toplama kampında kalmışlardı. "Ah" diyor Ballard, ben bunu söyleyince, "bu tür bir şeyin seks yaşamınızı etkileyeceğini sanmıyorum. Bence bu daha lcişısel bir şey olsa gerek." Lynn Barber'ın yazdığı gibi, Ballard'ın, gittiğı artilerde hep, kadın arkadaşının araba azasında aldığı yaraların fotoğraflarını gösterdıği doğru mu? "Tabii Td doğru değil" diyor. Bu ay Ballard, Dr. Rafferty adında, fanatik bir kadın ayrımcının liderliğindeki bir grup çevrecı tarafından ışgal edilen bir Pasifik adasıyla ilgili bir karşıütopya olan Cennete Bir Koşu'yu yavımladı. 1991'de yayımladığı Kadınların Merhameti'nden sonra, buna Kadınların Merhametsizliği de diyebilirdi pekâlâ. Ballard, kendisinin her zamanki gibi kadınlardan yana olduğunu söylüyor, ama bu kitabın, kendisini ilk feminist ölüm fetvasının hedefi haline getırebileceği yolunda bir espri de yapıyor. "Dr. Rafferty'nin söylediklerınin birçoğuna gerçekten katılıyorum," diyor. "Onun deuiği gibi, dünyanın sorunu pandaların cok az olması değil, erkeklerin çok fazfa olmasıdır. Kadınların erkeklerden çok daha güçlü olduğu konusunda dakatılıyorum ona." Kampta çocukken bunu görmüş bırı. "Ve onlann bu gücünun büyük kısmının evcilleştirildiğı, yararlı hale getirıldıği konusunda da. Ama tabii ki ben Dr. Rafferty'yi bir rol modeli olarak öne çıkarmıyorum ve kitap, erkeklere asın düşman olan Andrea Dworkin, Catnarina MacKinnon gibi daha aşırı feministlerin bazı fîkirlerine dokunuyor. Şimdı, Camılla Paglia'nın gorüşünü, yani kadınların tehlikeli, ihtirash, korkunç ve, erkeklerin yarışamayacağı bir • SAYI 586 lUhatyapıUar E J .G. Ballard'ı ziyaret etmenin belki de en ilginç tarafı, onun Shepperton'daki evini, oturduğu otuz yılın vazlarıyla boyaları kabarmış san kapılı, ner tarafı dökülen, ortak duvarlı yarım konutunu görüp de şaşırma şansını yaşamak. Bu ev. üne, modaya, temizliğe, yazarın Güneş Imparatorluğu filminden kazandığı paraya, daha doğrusu, hiçbir şeye ayrıcalık tanımıyor. Bu ev, sahibine gerçekten de son derece sadık; 63 yaşındakı sahibi onunla yaşıt olmakla kalmayıp, 'kınk dökük ve kararmış gülümsemesine bakılırsa' bu evi yüzünde de yansıtıyor Yazarın, kullanılmış çay poşeti renginde perdelerin ardındaki ön odası, bir kondisyon bisikletiyle bir yığın ayakkabiya sahip olduğu için şansîı. Oturma odasındaki turuncu bir dıvan, yavas ilerleyen bir kendi kendinın bağırsaklannı çıkarma surecine kapılmış; bir teyp cihazıysa bir kitap rafında ölmeye yatmış du Cennete Bir Koşu// G Ballard/ Çev. Suha Sertabıboğlu/ Ayrtntı Yayınlart/2'>5 s m aıı/f G Bal ev Nurgul Deveal Ayrtntı Yayınldrı/187 s luğu/J G Ballard/ Çev Emıne Gurelt/ Ayrtntı Yaytnlan, 1990/296 s Günes tmparator Sınırsız Rüyalar Diyan/lG Ballard/ Çev Irem Sağlamer/ Ayrtntı Yaytnlart, 1990/17U rumda. Koridorun bir duvarına tek tekerlekli bir sirk bisikleti dayalı duruyor anlaşılmaz bir şekılde. Ballard'ın iki yetişkin kızından biri olan Fav, evdeki bazı şeylerin tamı tamına 20 yıldır yerinden kımudamadığını söylemiş.ti. "Politik bir demeçtir" diyor Jim Ballard, evi için. Bu eve, yaşamının ikinci büyük duygusal çöküntüsünden, karısının Ballard34 yaşındayken, ailece gittik leri bir tatil sırasında, 'dörtnala giden bir zatürree', nedenivle ölümiinden sonra taşındı. Üç tane küçük çocuğu elinden gelen en iyi şekilde yetiştirmek yükümlülüğüyle baş başa kalmış yazarın tek bıldiği sey, onların çocukluğunun kendi «.ocukluğuna benzememesi gerektiğiydı. Yanı çocuklar onun savaş zamanında bir Japon toplama kampında hapis kaldığı (yazarın ilk kez köklehnden SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP