26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 21 AĞUSTOS 2020 CUMA ÇEVRE eposta: [email protected] Ey Nalıncı!.. Ne bu öfke? Yine her zamanki gibi hararetli şekilde “kendine kendine” yontmaktasın. İşine geldiği gibi gündeme yön vermeye çalışmandan söz ediyorum. Joseph (Joe) Biden’ın “Muhalefete destek vermeliyiz” mesajına verdiğin tepkiden söz ediyorum. Çok dokunmuş sana bu tavrı, ABD’li başkan adayının. Haklı olarak “Herkes kendi işine baksın. Başka memleketlerin içişlerine iç siyasetine burnunu sokmasın. Nerede, kimin iktidara geleceğini, gelmesi gerektiğini filan başkaları tayin etmeye çalışmasın...” diyorsun. Diyorsun da... Kendini gülünç duruma sokuyorsun. Çünkü sen, şu anda dünyanın kim bilir kaç yerinde, gizli ya da açık biçimde, “üstelik gizli ve açık silahlı güç” kullanmak sureti ile başkalarının ülkelerindeki yönetimlerin değişmesi yolunda faaliyet gösteriyorsun be Nalıncı. Onun başkentindeki bilmem ne camiinde namaz kılma sevdasının, ötekinin bilmem ne şehrini işgal edip topraklarına (neye dayanarak?) fethetme rüyasının peşinden koştuğun için seni eleştirenlere, yıllardır “1400’lü, 500’lü, 600’lü yıllarda ecdadımızın yaptığını” emsal gösteriyor ve o devirleri taklit zihniyetini filmlerde dizilerde, okullarda, müfredatta ve dahi günlük söylemde pompalıyorsun. Şimdi kalkmış, “perhiz” muhabbeti yaparken, “lahana turşusunu” maşallah tabak tabak götürüyorsun. Ayıp olmuyor mu? Bak Nalıncı! O keserle hep kendine yontma işinden kafanı kaldır da dinle. Biz senin, “daha hiçbir resmi yönetici sıfatı taşımadığın” günlerde, dünyanın en önemli siyasi makamlarınca kırmızı halılarda kabul gördüğün, yani “o makamlardaki birilerince iktidara hazırlandığın, hatta adım adım arkadan itildiğin” günleri de hatırlıyoruz. Beyaz Saray diyorum. Downing Street 10 numara diyorum. Brüksel diyorum. Hatırladın mı? Biz de oralardaydık, naçizane işimizi yapıyor bu ziyaretleri haberleştiriyorduk. Pişpirik oynamaya gitmemiştiniz oralara. Bal gibi de birileri bir yerlerde, sizin “İktidar (kutlu?) Yürüyüşünüz”e el veriyordu, destek atıyordu. Ey Nalıncı! O gün “Egemenlik, hükümranlık, içişlerine karışmama ilkesi, el âlemin iktidarına muhalefetine karar vermeme ilkesi” aklına geliyor muydu? Bak Nalıncı... “Instead of pushing him down, putting him to the drain...” (mahut “deliğe süpürmeyin...” konuşması) sözleri ile bu ülkenin en üst makamlarına elin oğlundan destek çağrısında bulunan Cüneyt (Zapsu) Bey’in sözleri hâlâ gök kubbede asılı duruyor. Yapma. Ayıp oluyor. İstanbul Sözleşmesi Yaşatır Bu toprakların tarihinde, bu toprakların kadınları ve çocukları için yapılmış en hayırlı işlerden biri olan, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ve buna bağlı 6284 Sayılı Yasa’nın virgülüne bile dokunmak, bu ülkenin kadınlarına ve çocuklarına yapılabilecek en büyük ihanet olur. “Ailenin temellerine dinamit koymak” ya da “Farklı cinsel eğilimlerin yaygınlaşmasına teşvik” gibi saçma sapan gerekçelerle ortaya çıkan gericiyobazörümcek kafalı güruha yaranmak ve onların üç tane oyunu garantilemek amacıyla yapılan bu “yeniden değerlendirme”, çok açık söyleyeyim: Tam tersine bu toplumun kadınlarına, çocuklarına ve genelde bu topluma yapılabilecek en ağır ihanetlerden biri olacaktır. Buna izin vermemek için aklı başında herkesin, 7/24 elinden geleni yapması gerekiyor. Aksi takdirde, üstelik de kadına yönelik şiddet, tecavüz ve cinayetlerin her geçen gün hatta saat kendini maalesef hatırlattığı bir dönemde, gericiliğin gazı ile yapılmak istenenin, “ortaçağ karanlığına geri dönmekten” başka bir anlamı yoktur. Yerel yönetim Bu ülkenin çeyrek yüzyıllık tarihindeki en önemli siyasi değişimin, yani başta İstanbul ve Ankara olmak üzere önemli pek çok şehirde yerel yönetimin el değiştirmesinin altı, ne yazık ki bir türlü tam olarak doldurulamadı. İstanbul özelinde, Sayın Ekrem İmamoğlu yönetimi, bu değişimi bir ciddi “dönüşüm” haline getirmek için beklenen pek çok çabayı gösterirken, bazı kadrolara yapılan atamalarda, gereksiz bir “Aman, her kesimi memnun edelim. Yandaş kadrolaşma izlenimi vermeyelim” kaygısı ile ciddi gaflar yapmayı sürdürmektedir. Eski Ziraat Bankası Genel Müdürü’nün ve tescilli yandaş bir yazarın İBB Kültür Sanat Platformu’na atanması sadece öne çıkan 2 örnektir. Atamalarda “partitanıdıkkendi çevreniz” vb. kıstaslar değil, tabii ki “liyakat” birinci sırada yer almalıdır. Ama onca yıllık hasarın müsebbibi bir zihniyetin kucağından gelenlerden başkası ya da “başka cenahlardan” olup da yine de “layık” kimse bulamıyor musunuz diye sorarlar insana. Yapmayın. Sizlere açılan kredileri har vurup harman savurmayın. Nesli tükenme tehlikesi altında olan üveyikler yarından itibaren avlanabilecek. AV SEZONU BAŞLIYOR, HAYVANSEVERLER VE ÇEVRECILER TEPKILI Cinayetin sezonu olmaz Türkiye genelinde 20202021 av sezonu başlıyor. Yarından itibaren “bıldırcın, üveyik, alakarga, küçük karga, ekinkargası, leşkargası, karabatak, saksağan, yabandomuzu ve çakal’’ avı yapılabilecek. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) verilerine göre av baskısı ve habitat kaybı sebebiyle nesli küresel ölçekte tehdit altında bulunan üveyik kuşu da avlanmasına izin verilen hayvanlar arasında. Öte yandan, 1 Eylül 202031 Mart 2021 tarihlerini kapsayacak dönem için avlanmasına izin verilen türler, kotalar, ücretler ve avlanma şekilleri belirlendi. 798 yaban hayvanı için “av izni” çıktı. Avına izin verilen türler arasında Anadolu yaban koyunu, ceylan, çengel boynuzlu dağkeçisi, karaca, melez yaban keçisi, kızıl geyik, yabankeçisi, yabandomuzu türleri bulunuyor. Buna gö re 398 erkek yabankeçisi, 25 hatalı boynuzlu şelek yabankeçisi, 45 dişi yabankeçisi, 12 melez yaban keçisi, 39 çengel boynuzlu dağkeçisi, dokuz Anadolu yaban koyunu, 14 ceylan, 89 kızıl geyik, 167 karaca avlanabilecek. Sosyal medyadan #AvCinayettir başlığı açan yurttaşlar karara tepkili. Yurttaşlar “Her canlının yaşam hakkı vardır. Avcılık spor değil katliamdır, yasaklanmalıdır’’ mesajları paylaştı. Edirne Keşan ilçesi Beğendik köyüne mıcır ocağı yapılmak isteniyor Meraya dinamit Hiçbir şey yoksa rüzgâr var Mardin’in Mazıdağı ilçesinde yaşayan 11’inci sınıf öğrencisi Mehmet Emin Kaya, okulların kapandığı yaz aylarında çobanlık yaparak aile geçimine katkıda bulunmaya başladı. Hayvan otlatma zamanlarında boş arazide enerji sorunu yaşayan Kaya, çobanların te mel sorununu çözmek için fikir geliştirdi. Evde bulduğu küçük bir pervane, oyuncak araba motoru ve kablolardan bir devre oluşturan Kaya, rüzgâr enerjisini kullanarak elektrik üretmeyi başardı. Kaya, buradan elde ettiği elektrikle telefonunu ve el fenerini şarj etmeye başladı. Kaya, “Doğadan gelen ve hiçbir maliyeti olmayan rüzgârdan faydalanmak için böyle bir çalışma yaptım. Sonraki hedefim rüzgâr enerjisinden oluşan koyun kırkma makinesini yapıp işlerimi bu şekilde ucuz maliyetle gerçekleştirmek istiyorum” dedi. l İHA Yeni madenler için ihaleye çıkılıyor Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, AğustosEylül aylarında içerisinde 750’den fazla maden sahasını ihaleye çıkaracak. Yayımlanan ihale listesinde Türkiye genelinde 766 maden sahası bulunuyor. Bunların dışında tesis şart lı, başka maden grubunda bulunan ya da yüzey alanı daha küçük sahalar da var. Sivas 73, Kahramanmaraş 56, Eskişehir 39 saha ile ihaleye çıkacak sahalar listesinde ilk sıralarda yer alırken Denizli’de de 12 maden sahası ihaleye açılacak. İha le tarihleri ise 24 Ağustos ile 28 Eylül arası olarak belirlendi. 2019 Nisan ayında 4. grup madende 417 saha ihaleye açılmıştı. Maden sahalarının ihaleye çıkmasına tepki gösteren bölge sakinleri dava açmaya hazırlanıyor. ÇEVRE Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Edirne Keşan ilçesi Beğendik köyüne “mıcır ocağı ve kırma eleme tesisi” yapmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Sahada dinamit kullanılarak çalışılması planlanıyor. Beğendik Belediye Başkanı Muhammet Örnek projenin tarım ve mera alanları üzerine yapılmak istendiğini belirterek itiraz edeceklerini açıkladı. “Bazalt (mıcır) ocağı ve kırma eleme tesisi” proje tanıtım dosyasında söz konusu alanın Beğendik köyü sınırlarında kaldığı belirtildi. Dosyada alanda önceki yıllarda madencilik faaliyeti yapıldığı ve daha sonra ruhsatın iptal olmasıyla sahanın terk edildiği anlatıldı. Proje kapsamında 6.66 hektar ocak alanında patlatma yönetimi ile çalışılacağı belirtilen dosyada sahada yıllık 1 milyon 800 bin ton mıcır üretimi planlandığı belirtildi. Yıllık 390 bin kapasiteli Kırma Eleme Tesisi kurulmasının planlandığı da ifade edildi. Proje kapsamında üretilen malzemenin tamamının Çerkezköy Kapıkule Demiryolu yapım projesinde kullanılacağı belirtilen dosyada proje inşaatının tamamlanmasının ardından faaliyetin durdurulacağı başka proje planlanması durumunda tekrar faaliyete geçeceği anlatıldı. Proje alanının tamamı mera alanı. Alan içerisinde tarım arazileri de var. Bölge aynı zamanda kaplumbağalar, tarla kertenkelesi, sığırcık, bıldırcın, gelincik, yabani domuz, beyaz göğüslü kirpi gibi birçok hayvanın yaşam alanı. Projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci geçen günlerde başladı. Hem bize hem doğaya zarar Gazetemize konuşan Beğendik Belediye Başkanı Muhammet Örnek projeye itiraz edeceklerini belirterek “Etrafında çiftlikler var. Tarım alanlarının içine de giriyor. Dinamit ile çalışacaklar. Dinamit patlaması bizim burada deprem etkisi yaratır. Merkeze de yakın bir yer. Böyle bir etki yaratırsa hem doğaya hem de bizlere zararı olacak. Neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. İtiraz etmeyi düşünüyoruz’’ ifadelerini kullandı. Temmuz ayı Kuzey Yarımküre’deki en sıcak ay oldu. Sibirya’da 38 derece sıcaklık ölçüldü Termometreler alarm veriyor Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ), temmuz ayının Kuzey Yarımküre’de kayıtlara “en sıcak ay” olarak geçtiğini ve Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun “en düşük seviyeye” gerilediğini bildirdi. DMÖ Sözcüsü Clare Nullis, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, meteoroloji istasyonu kayıtlarına göre, Batı ve Orta Avrupa’nın geçen hafta yeni bir başka kavurucu sıcak dalgasına tanık olduğunu söyledi. ABD Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi’nde bulunan Furnace Creek bölgesindeki meteoroloji istasyonunun pazar günü ölçtüğü 54.4 santigrat derece (130 fahrenhayt) sıcaklığın muhtemelen geçerli olduğunu belirten Nullis, “Bu doğrulanırsa 1931’den beri dünya üzerindeki en yüksek sıcaklık ve gezegende şimdiye kadar kaydedilmiş üçüncü en yüksek sıcaklık olacak” ifadesini kullandı. Nullis, Sibirya’nın Verkhoyansk kasabasında 20 Haziran’da ölçüldüğü belirtilen rekor seviyedeki 38 derece sıcaklığın ardından bölgede uzun süreli sıcak hava dalgasının hâkim olduğunu, DMÖ’nün 38 derecelik sıcaklığı doğrulaması halinde bunun Kuzey Kutup Dairesi’nde kaydedilen en yüksek sıcaklık olacağını dile getirdi. Temmuz ayının Kuzey Yarımküre’de kayıtlara en sıcak ay olarak geçtiğini aktaran Nullis, Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun ise en düşük seviyeye indiğini vurguladı. Meteoroloji kayıtlarına göre, dünyada en yüksek sıcaklık Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi’nde bulunan Furnace Creek’te Temmuz 1913’te 56.7 santigrat derece olarak ölçülmüştü. l AA Artık geri dönüş yolu yok İklim değişikliğine bağlı küresel ısınma, özellikle buzullar üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip ve buzulların erimesi dünya çapında milyonlarca insanı tehdit ediyor. Araştırmacılara göre Grönland’da buz örtüsünün erimesi geri döndürülemez bir noktada. Küresel ısınma bugün sona erecek olsa bile, kar yağışı artık kaybedilen buzulları telafi edemiyor. Grönland’da yaşanan buzul erimeleri, deniz seviyesinin yükselmesini sağlayan faktörlerin başında geliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear