28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 21 AĞUSTOS 2020 CUMA Açık havada klasik müzik keyfi! YAZGÜLÜ ALDOĞAN Allah gördüğümüzü aratmasın diye bir deyim var ya. İnsan alışık olup da kaybettiği her şeyi özlüyor, örneğin canlı konser dinlemek! Kültür sayfasındayız, ekonomi olsa, başka şey yazardım! Pandemi başladığından beri bütün kültür sanat etkinlikleri çevrimiçi, evde pijamayla oturup Berlin Filarmoni dinliyorsun. Ama bir yere kadar. İşte Çarşamba gecesi Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda uslu çocuklar gibi, bir koltuk boşluk bırakarak oturmuş ve maskelerini sıkı sıkı takmış en az iki bin kişi, büyük bir özlemle klasik müzik konseri izledik! İBB’nin katkılarıyla İKSV’nin düzenlediği, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve solist olarak Vikingur Olafsson’nun piyanosuyla eşlik ettiği konser müzikalite açısından değerlendirmek, haddim değil, ama etkinlik açısından o kadar heyecan verici, o kadar mutlu ediciy di ki! Özellikle Lale Kart üyelerinin akın ettiği konserde şef de solist de çok heyecanlı. İkisi de çok genç. İkisi de böyle bir gecede böyle bir topluluğa, epeydir bir ilk olarak müzik yapmaktan ötürü coşkulu. Açık hava çok uzun zamandır ilk kez klasik müzik dinleyicisine açılıyor. Kenan Doğulu, Sertab Erener gibi sanatçılar çoktan konser verdi bile, önümüzde Yıldız Tilbe’nin büyük ilgiyle beklenen ve rekor sayıda olacak konserleri var. Ama bir de Borusan Filarmoni oldu ki çok severek dinler İstanbul izleyicisi kendilerini, önceki akşam da açık havayı doldurarak gösterdi bu ilgiyi. Yeni normal bu, tabii en kötüsü ne zaman olacak, yeni kısıtlamalar başlayınca. Genelgeye göre 65 yaş üstü, sizi koruyoruz gerekçesiyle yine eve kapatılacak. Gece sokağa çıkamayacak. Klasik müzik dinleyicisi de 65 yaş ve üstü, onlar gidemeyecek olduktan sonra konser vermişsin kime ne? OĞUZ TANSEL ARAŞTIRMA ÖDÜLÜ Son başvuru 31 Ocak Oğuz Tansel Ödülü bu yıl halkbilim alanında verilecek. Ödüle bir kitap, bir dosya, yüksek lisans veya doktora teziyle başvurulabiliyor. Son başvuru tarihi ise 31 Ocak 2021. Ödül tutarının ise 3 bin TL olarak belirlendiği açıklandı. Katılım adresi ve sorular için: [email protected]. Ödülün seçici kurulunda Doç. Dr. Mehmet Kalpaklı (Başkan), Prof. Dr. Işıl Altun, İlhan Gülek, Doç. Dr. Cenk Güray, Prof. Dr. Metin Karadağ ve Metin Turan yer alıyor. Oğuz Tansel Ödülü ozan, halkbilimci Oğuz Tansel’i anılarda yaşatmak, Atatürkçü ve devrimci kişiliğini, toplumcu düşüncelerini ve yapıtlarını gelecek kuşaklara aktarmak, genç kuşakların dil duyarlılığını artırmak, yazınsal becerilerini değerlendirmek, halkbilim araştırmalarına heveslendirmek amacıyla veriliyor. 15 bin yıllık sanat eserleri bulundu ‘TOPRAK’ kabardı! Amerika’dan ödülle dönen TOPRAK filminin yankıları devam ediyor. Kızgın Toprak Newcastle Üniversitesi’nde arkeologlar İngiltere’ye bağlı Jersey Adası’nda 15 bin öncesine ait olduğu düşünülen 10 oyma taş buldu. Araştırmacılar, üzerinde küçük ve kaotik çizgiler bulunan taşların Manş adalarındaki insan sanatının en eski örnekleri olduğunu düşünüyor. Taşlar, 20142018 yılları arasında adadaki Les Varines sit alanında bulundu ve yaklaşık 15 bin yıl önce bir grup avcı tarafından yapıldığına inanılıyor. İlk bakışta gravürler gelişigüzel bir dizi işaret gibi görünse de uzmanlar, dikkatli bir analizin ardından kesiklerin bilinçli yollarla ve net bir sırayla yapıldığını ortaya çıkardı. Cefi’den ‘Olmasa Mektubun’ yorumu Müzisyen Cefi, kariyerinin ilk solo albümü “Best Of Taverna”nın ilk çalışması “Olmasa Mektubun” yorumunu bugün dinleyiciyle buluşturdu. Dünyaca ünlü klarnet virtüözü Vassilis Saleas’ın klarnetiyle eşlik ettiği şarkı, Sony Music Türkiye etiketiyle yayımlandı. Murathan Mungan şiirinden uyarlanan “Olmasa Mektubun” şarkısının bestesi, Manos Louzos imzası taşıyor. Şarkının aranjesi ise Cüneyt Sertaç’a ait. Cefi’nin Vassilis Saleas’ın eşliğiyle yaptığı düetin Türkçe yayınının yanı sıra Yunanca versiyonu da tüm dijital platformlarda yayımlandı. 29. Woods Hole Film Festivali ve 10. Oceanside Uluslararası Film Fes tivallerinde, ünlü Türk dizi ve si nema oyuncusu Numan Çakır’ın KONUK YAZAR Toprak filmi bir gecede, iki kez üst üste “En İyi Erkek Oyun EMEL cu” ödülüne layık gö SEÇEN rülmüştü. Film ayrıca 12 ödül aldı. Filmin ekibi hep birlikte ilk lere imza attı. Bedri Baykam’ın, 2001 yılında “KEMİK” adlı romanında bahsetti ği ve yön göstericilik yaptığı “Pan ter kaleci Numan”, 2011 (Kalede ki yalnızlıkdram) filminde oynar ken olduğu gibi yalnız değildi bel ki. Muhtemelen, Vefa Sporda fut bol oynarken karşılaştığı ve “ Gü zel adamsın. Fiziğin iyi, konuş man düzgün. Bir hikâyeyi, çok iyi anlatıyorsun. Sen, oyuncu ola caksın” diyen, rahmetli Kemal Sunal’ın öngörüsü kadar kalaba lıktır, belki de. Bu toprakların ver ginliği, geçmişteki Ahilik gelene ğindeki el verme gibi. Ustanın çı rağı bulması. Ona doğru pusulayı göstermesi. TOPRAK, içinde buram buram ANADOLU kokan toprak! Her ha valandırmada yeni, güzel, bilgeler yaratan toprak. Bereketli toprak. Bu toprak, sanatın 7. kolu olan si nemanın sık sık konusu oldu. Fikret Otyam (19262015) bu toprağın yarattığı sanatçılardan. Bedri Baykam gibi o da ressam, gazeteci, cumhuriyet yazarı. O, toprağın yeni gözü oldu. Üç göz vardı aslında... Birincisi; Doğu Anadolu kadınının gözü, ikincisi eşek sıpası gözü ve üçüncüsü ceylan gözü... O göz, daha genç bir ozanken, bu toprağın yağmur yemiş ıslak kokusu olan Âşık Mahzuni Şerif (19402002) de gördü, sinemayı da gördü Fikret Otyam. Türk Sinema tarihinde ilk TOPRAK filminin senaryosunu yazarak (1952) sinema tarihimizdeki süreci de bizlere açıkça sundu. Yönetmenliğini abisi (aynı zamanda eğitimci, müzisyen ve orkestra şefi) Nedim Vasıf Otyam’ın (19192008) yaptığı ve toprak ağalığını anlatan ilk filmdi Toprak. Sonrası adım adım geldi. 4 Bir Avuç Toprak (1957 Osman SedenAyhan Işık, Talat Artemel, Pervin Par), 4 Toprak Parası (1970 Metin Yılmazbaş Murat Soydan, Aliye Rona, Erol Taş, Jeyan Mahfi Tözüm, Kadir Savun, Sümer Tilmaç), 4 Toprak Ana (1973 Memduh ÜnFatma Girik, Emel Özden, Suphi Tekiner, Tamer Yiğit, Talat Özbak), 4 Kızgın Toprak (1973 Feyzi Tuna Fatma Girik, Tahsin Koray, Hikmet Taşdemir), 4 Toprağın Teri (1981 Natuk Baytan Fikret Hakan Bulut Aras Güngör Bayrak, Erol Taş, Nubar Terziyanİngilizce versiyonu birçok ülkeye satılmış), 4 Toprağın çocukları (2012 Ali Adnan ÖzgürErkan Can,Ufuk Bayraktar, Türkü Turan. Köy Enstitülerinin kapatılmasına değinen), 4 Toprağa Uzanan Eller (2013 Ömer CanŞerif Sezer, Nail Kırmızıgül). Dedik ya bu topraklar bereketlidir. Tuvalde ister Bedri Baykam, ister Fikret Otyam olsun. Onlar toprağın kışkırttığı sanatçılarımız. Tuvale sığamadılar. Toprağın ürettiği, alın teriyle toprağı ıslatan, toprağı tava getiren halka dokundular. Yani aydın oldular... Yoluna ulaşmak isteyenler, bir ele muhakkak dokunur. Çünkü, her karışı emekle, gözyaşıyla, yürekle kazanılmış, alın teriyle yoğrulmuş toprak ananın, ulaşmak isteyene kucağı açıktır. Çünkü o, bu ülkenin nadide bir örtüsüdür. Hazır 30 Ağustos’a az kala, dinlemeli mi? Âşık Mahzuni’den, “Sarı Saçlım Mavi Gözlüm”. Tabii ki dinlemeli. Toprağın bereketinde. Kamuoyu tepkisi istifa getirdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı, İstanbul’un kültür sanat hayatına yön vermek için İBB Kültür Sanat Platformu Danışma Kurulu’nu oluşturdu. İçinde kamuoyunun yakından tanıdığı çok sayıda isim olan platformun üyelerinin İBB’ye danışmanlık yapacağı açıklandı. Aralarında Kenan Kocatürk, Rumeysa Kiger, Özlem Ece, Yekta Kopan, Levent Erden, Mert Fırat, Harun Tekin ve Saffet Emre Tonguç gibi isimlerin yer aldığı kurulda Hasan Bülent Kahraman da vardı. Ancak Kahraman’a özellikle sosyal medyada AKP’ye yakın olduğu gerekçesiyle çok fazla eleştiri yapıldı. Bu eleştirilerin sonucunda Kahraman, Kültür Daire Başkanlığı ile irtibata geçerek kurul üyeliğinden kendi rızasıyla ayrıldığını belirtti. Hasan Bülent Kahraman Korona izlenimleri Berlin, 36 dereceyi bulan sıcaklığıyla çöl ülkelerini andırıyor. Genci yaşlısı, kutsal bir güç onları müjdelemişçesine sokaklara döküldü. Çocuklu annelerin babaların yanında, eski tarih kitaplarındaki gravürleri andıran yaşlı neneler, dedeler, üstlerinde neredeyse yüzyıl öncesinin giysileri, altlarında son model tekerlekli sandalyeleriyle kaldırımlarda güneşle kucaklaşıyorlar. Onca kalabalığın arasında koronavirüs salgını sanki izsiz tozsuz bir söylenti, onların arasında maske takan tek kişi yok! Yeraltıyerüstü trenlerinde, otobüslerde, devlet dairelerinde, hastanelerde, büyük küçük alışveriş yerlerinde; annesinin karın bölgesine bir bez çanta içinde yerleştirilen üç aylık bebekten yüz yaş üstü insanlar arasında da maskesiz kimse yok! Kaçınılmaz önlemler Berlin, her işe temelden, günlük yaşamı düzenleyerek başladı. Örneğin sürücünün, otobüse girenlerden virüs kapabileceği düşünülerek ön kapı girişe kapatıldı, yolcularla onun arasına kalın bir naylon gerildi. Toplumda yaşlıya, engelliye saygı beyinlere işlemiş. Otobüsün geniş orta kapısına engellilerin tekerlekli sandalyeleriyle kolayca girip çıkabilmeleri için kalın sacdan açılıp kapanan bir giriş düzeneği kuruldu. Sürücü, tekerlekli sandalyesi üstünde engelliyi görünce yerinden kalkıp onun içeriye kolayca girmesini sağlıyor. Aynı duyarlık yolcuda da var. Engellinin yapmaya çalışıp beceremediğini gören yolcu, yerinden fırlayıp ona koşuyor. Oturma sıralarının hiçbirinde de iki kişiye rastlanmıyor. Benlik bilinci Gelelim bize... Benlik bilincine ermeyenler, olaylarıgörüşleridüşünceleri yetkin ağızlardan duyduklarına göre değil, kendi “bilgiç” dünyalarının karanlığından çıkamadıkları için gerektiği yerde maske takmak, araya sosyal mesafe koymak bir yana, el kol yıkamayı bile savsaklıyorlar. Kendi canının değerini bilmeyende toplumsal dayanışma bilinci aranır mı? Bizim o gözü pek yiğitlerimiz düğünlerdenişanlardaaskere göndermelerde kol kola girip halay teperek, toplu tekne sefaları düzenleyerek, otobüslere, minibüslere üst üste doluşarak, yüzlercesi iskelelerden fırlayıp vapura koşuşturarak canlarını koronavirüsün ölümcül kollarına atmayı göze alıyorlar... Oysa, Habertürk’ün Teke Tek programının yapımcısı Fatih Altaylı’nın çözüm arayışlarıyla ilgili sorularını yönelttiği üç bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Ceylan, Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Prof. Dr. Sarp Üner’in yalın bir anlatımla dile getirdikleri görüşlerini belleklerine yerleştirselerdi, bunun temelinde bilinçsizliklerinin yattığını anlarlardı. Dayanışma duygusu Toplumda düzen, devlet erkine beslenen güvenle kurulur. Ancak insanını koruyucu, kucaklayıcı devletlerin, yaptığının karşılığını bulduğu da unutulmamalı. Kurallar baskılarla, cezalarla, kaba davranışlarla yerine getirilmek istenirse; verilen sözler yerine getirilmediği, yoksulluğun insanı canından bezdirdiği, maaşların açlık sınırlarının altına düşürüldüğü kesimler güvenip sırtını devlete dayayamaz. O kötü koşullarda dayanışmanın yerini duyumsal körelmeler alır. Toplumda dayanışma duygusunu, aileden okula, görev üstlenmede devlet kurumları arasındaki uyuşum ayakta tutar. Almanya’da salgına yönelik aşırı uyarıların baskıya dönüşmesi kitlesel tepkilere yol açtı. Birçok ülkede de eylemsel kıpırtılardan söz ediliyor. Bizde salgına karşı alınması gereken kaçınılmaz maske takma, sosyal mesafe, sağlıkla ilgili kurallar uygulanamıyor. Karantinada tutulan bir kadın çiğköfte satarken yakalanıyorsa ortada bir boşluk var demektir. Kuşadası’nda kitaplı günler Kuşadası Kitap Fuarı başladı. Fuar için Atatürk Meydanı’nda bir açılış töreni düzenlendi. Törene Kuşadası Kaymakamı Sadettin Yücel, Aydın Büyükşehir Belediye Başkan vekili Evrim Karakoz, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, mülki ve idari amirler ile birlikte çok sayıda vatandaş katıldı. Koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan kurallar dikkate alınarak düzenlenen fuara edebiyatseverlerin ilgisi yoğun oldu. 22 yayınevi ile 40 yazarın katıldığı ve 29 Ağustos’a kadar açık olan fuarda yapılacak imza ve söyleşi günleri ile kitap tutkunları ünlü yazarlar ile buluşma şansı yakalayacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear