25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 3 21 AĞUSTOS 2020 CUMA 220/29 0 240/34 0 180/2 5 0 230/32 0 170/30 0 130/2 5 0 140/2 7 0 160/2 6 0 210/37 0 220/35 0 180/29 0 330/2 4 0 300/1 5 0 330/2 4 0 250/1 7 0 190/1 1 0 310/1 7 0 330/1 7 0 270/1 60 320/2 1 0 270/1 9 0 330/25 0 TARİHTE BUGÜN 1911: Leonardo Da Vinci’nin “Mona Lisa” adlı ünlü tablosu Louvre Müzesi’nden çalındı. Tablo, iki yıl sonra Floransa’da bulundu. 1915: İngilizler geri püskürtüldü, Çanakkale’de İkinci Anafartalar Zaferi kazanıldı. 1960: Çanakkale Anıtı törenle açıldı. ‘Göz önünden 13yıldırAlsancak Garı önünde sergilenen Atatürk’ün beyaz vagonunun kaldırıyorlar’ gariçindekikapalı bir alana alınmak MEHMET istenmesi tartışma İNMEZ konusu oldu Ceyda nasıl öldü? İzmir’in Bornova ilçesinde Ceyda Yüksel (21), sosyal medyada tanıştığı ileri sürülen Serkan D’nin (28) evinde ölü bulundu. Evden cam kırılma sesi duyan komşular durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Ekipler, Yüksel’in vücudundaki cam kesiklerinden dolayı hayatını kaybettiğini belirledi. Kadının kolunun da kopmak üzere olduğu öğrenildi. 400 promil alkollü olduğu belirlenen Serkan D’nin, ifadesinde, “Olay nasıl oldu, hatırlamıyorum” dediği öğrenildi. Gözaltına alınan Serkan D. çıkarıldığı mahkemece “Kasten adam öldürme” suçundan tutuklandı. l İHA Diyalizden çıkan eski eşini bıçakladı Böbrek hastası Naime C. (36), Denizli Merkezefendi Mahallesi’nde tedavi gördüğü diyaliz merkezi önünde bıçaklı saldırıya uğradı. Kadının çığlığı üzerine hemşireler yardıma koştu. Denizli Devlet Hastanesi’ne kaldırılan kadının hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Naime C’nin, boşanmasının ardından bir süre önce Antalya’dan Denizli’ye gelerek ağabeyinin yanında yaşamaya başladığı belirtildi. Saldırıyı yapan boşandığı erkek Ali Rıza K, sevk edildiği mahkemenin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. l AA 20 AĞUSTOS PERŞEMBE Mustafa Kemal Atatürk’ün 1926’dan 1937’ye kadar yurt içi gezilerinde kullandığı ve İzmir Alsancak Garı önündeki açık alanda sergilenen “beyaz vagon”un TCDD tarafından kaldırılmasına Atatürkçü Düşünce Derneği ve CHP’li vekiller tepki gösterdi. l CHP İZMIR MILLETVEKILI MURAT BAKAN: Cumhuriyetle hesaplaşma içindeki AKP iktidarı Atatürk’e ve devrimci arkadaşlarına açıktan saldırmaktan çekinmiyor. Devletin tüm kurumlarında izleri silinmeye çalışılan Atamıza yönelik bu saldırılar toplumda büyük tepki görüyor. Atatürk’ün kurucudevrimci yönünü çağrıştıran tüm miras toplumun hafızasından silinmek isteniyor. Bunun son örneği Alsancak Garı önünde sergilenen beyaz vagonun gözönünden çekilmek istenmesi. Her gün binlerce insanın önünden geçtiği Atamızın hatırasını canlı tutan beyaz vagon hava şartları bahanesiyle görünmeyen bir alana alınma gayretinde. Atamızın İzmirliler nezdinde edindiği tartışmasız yer ve ona duyulan derin sevginin karşılığı olarak sergilenen ve bugün artık bir eser mahiyetinde olan bu yapı, toplumun göz önünden çekilerek akıllarınca İzmirlinin hafızasına kazınmış Atatürk imgesine bir çentik atılmak isteniyor. l ADD İZMIR ŞUBELERİ EŞGÜDÜM BAŞKANI DOĞAN AYGEN: Yıllardır orada duran beyaz vagon şimdi neden kaldırılmak isteniyor, anlamış değiliz. Bizlere “oradan alıp başka yere kaldıracağız, yok bakımda”, diyerek oyalayacaklar ve bir daha koymayacaklar. Amaç Atatürk’ü ve onun anılarını ortadan kaldırmak. Ama izin vermeyeceğiz. TCDD ile görüşüp neden böyle bir ihtiyaç duyduklarını soracağız. O vagonun orda kalması için mücadele edeceğiz. l İZMİR Atatürk’ün yurtiçi gezilerinde kullanılmak üzere 1926’da Alman bir şirkete yaptırılan vagon içerisinde toplantı salonu, tam donanımlı mutfak, özel tasarlanmış banyo ve yatak odaları, Atatürk’ün çalışma masası ile yaver odası bulunuyor. Vagon 13 yıldır Alsancak Garı İZBAN çıkışındaki açık alanda sergileniyordu. Vagonun, kötü hava koşullarından olumsuz etkilenmemesi ve vatandaşlara daha sağlıklı ziyaret imkânı sunulabilmesi gerekçesiyle gar içindeki 1 No’lu kapalı perondaki özel sergi alanına taşınacağı belirtildi. AÇIK ALANDAYDI ‘Adını silmeye çalışıyorlar’ l CHP İZMIR MILLETVEKILI AV. SEVDA ERDAN KILIÇ: Beyaz vago’nun hiçbir geçerli nedeni olmadan bulunduğu yerden kaldırılması laik, demokrat ve Atatürkçü İzmir dinamikleri ile örtüşmemektedir. Cumhuriyetimizin değerleri fabrikalar tek tek satıldı. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ismi de yine AKP iktidarları tarafından itibarsızlaştırılıp silinmeye çalışılmaktadır. Gerek Atatürk Hava limanın kapatılıp bir anda milyar Avro’luk pistlerinin yok edilmesi, gerek Rize’de Atatürk heykelinin bakıma gidiyor bahanesiyle kaldırılıp yerine bölgede çay yetişiyor diye çay bardağı koyulması gibi absürt tutarsız uygulamalar yapılmaktadır. Her ne kadar Atatürk’ün ismini, devrimlerini ve kazanımlarını silmek isteseler de CHP ve halkımız buna izin vermeyecektir. Bu milletin kırmızı çizgisidir Mustafa Kemal Atatürk. 92 BIN 301 1412 6 MILYON 61 BIN 930 6058 %7,3 19 882 254 BIN 520 735 234 BIN 797 İki şehirde daha ek kısıtlamalar geldi Türkiye’deki koronavirüs vaka sayılarının artması nedeniyle bazı şehirlerde 65 yaş ve üstüne bazı kısıtlamalar getirildi. Kocaeli’nde 65 yaş ve üstü yurtaşların 10.0016.00 ile 16.0020.00 saatleri arasında toplu taşımayı kullanması kısıtlandı. Karaman’da 18 yaş altı yurttaşlara yönelik yeni kısıtlamalar getirildi. Açıklamada, “18 yaş altı kişilerin, ebeveynleri olmadan saat 20.00’den sonra yeme içme yerlerine alınmamalarına karar verilmiştir” denildi. l Haber Merkezi 60 şoförde virüs Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin şehir içi ulaşım hizmetlerini sağlayan iştiraki BELSAN’da 60’ın üzerinde şoförün koronavirüse yakalandığı öğrenildi. Meclis Başkanvekili Ahmet Kaytan, “Bu sabah 2 kişi beni aradı, toplu taşıma araçlarının kendilerini almadığını söyledi. BELSAN Genel Müdürü Levend Çelik, hatlardan 10 aracın eksik olduğunu ve bunun sebebinin de çalışanlara Covid19 tanısı konulduğunu söyledi. 60 küsur şoförden bahsediliyor” dedi. Seyreltilmiş eğitimin nasıl uygulanacağı merak konusu Lise 1’ler kalabalık FİGEN ATALAY SAĞLIKÇILAR IŞ BIRAKTI Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi üyeleri, zor çalışma koşullarına dikkat çekmek ve adil ücret talebiyle Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir saatlik iş bırakma ve oturma eylemi gerçekleştirdi. Oturma eylemi öncesi açıklama yapan SES Şube Sekreteri Eyüp Ay, sağlık çalışanlarının sesinin yetkililer tarafından duyulmadığını belirtti. Şube Yöneticisi Gönül Adıbelli de pandeminin başlangıç sürecinde sağlık çalışanlarına verilen sözlerin yerine getirilmediğini belirterek “Alınan önlemler yeterli mi? Yeterli değil. İktidar bu yöntemleri devreye sokmak, bu önlemleri almak zorundadır. Son bir hafta içerisinde Diyarbakır’da ve Urfa’da 2 wwhekim arkadaşımızı, bir sağlık teknisyeni, taşeron kadrosunda çalışan bir arkadaşımızı ne yazık ki bu dönemde kaybettik” diye konuştu. Konuşmaların arından oturma eylemi yapan sağlık çalışanları, aldıkları düşük ücretlere dikkati çekmek amacıyla da Sağlık Bakanlığı adına “bağış kutusu” kurarak, bozuk para attı. l Haber Merkezi Devlet okullarının kalabalıklığı, derslik sayısının yetersizliği, sosyal mesafeyi korumayı ve “seyreltilmiş eğitim” uygulamasını çok zorlaştırıyor. Özellikle bu öğretim yılında lise birinci sınıfa başlayacak öğrenci sayısının çokluğu büyük bir sorun olarak çözülmeyi bekliyor. Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, lise düzeyinde sosyal mesafeyi ayarlamak için 4 metrekareye 1 öğrenci düşecek şekilde uygulamaya geçilmesinin bu dönem imkânsız olacağına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çünkü bu yıl liseye geçen ve LGS’ye giren öğrenci sayısının fazlalığı sebebiyle hem sınavla öğrenci alan hem de sınavsız okulların kontenjanları yüzde 40 kadar artırıldı. Ancak bu artış için yeni sınıflar yapılamadı. Bu yıl lise 1 düzeyindeki sınıflarda öğrenci sayıları 4045 olacaktır. Bu kadar kalabalık bir sınıfta “seyreltilmiş eğitim” uygulanabilmesi için öğrencilerin en az üç grup halinde okullara alınması gerekecektir. Bunun uygulanması ise bina sıkıntısı nedeniyle zor olacaktır. Ayrıca ülkemizdeki resmi okulların yüzde 25’inde ikili eğitim yapılmakta iken bu okulların seyreltilmiş uygulamaya geçmesi imkânsızdır. İnterneti olmayan ya da yetersiz olanlar ile tabletbilgisayarTV gibi teknolojik yoksun öğrencilerle ilgili bugüne kadar atılmış somut bir adım henüz olmadı. Okulların hijyen şartlarını sürekli olarak sağlamak için de zaten yetersiz olan okullardaki hizmetli sayısının 23 katına çıkarılması gerekmektedir.” Milli Eğitim (3) 19231950 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitimöğretim program, müfredat ve uygulamaları biçim ve içerik olarak uygar ülkeler düzeyindedir. Elimin altına Yalovalı okurum İsmail Somuncu’nun 23.02.2009 tarihli mektubuyla birlikte gönderdiği İlk Mektepler Talimnamesi ile Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin (18971929) yeni mezun ilkokul öğretmenlerine gönderdiği mektup var. Şimdilik 1929 tarihli İlkokullar Yönetmeliği’nin 71. maddesinin başlangıç bölümünü aktarıyorum: “Okulu bitirme sınavlarında Türkçeden ‘iyi’den (4) aşağı diğer derslerin ikisinden ‘orta’dan (3) aşağı not alan öğrenci bitirme diploması alamaz.” Milli Eğitim Bakanı, 19231950 tarihleri arasında yayımlanmış olan yönetmelikleri mutlaka okumalıdır. HHH Milli Eğitim Bakanı, sınavları eğitim ve öğretimin en önemli sorunu gibi gördüğü için bir öğretmen olarak kendisine iki önemli tavsiyem var: 1 Testli sınavlara derhal son verilmesi, 1950’den önceki sisteme dönülmesi; 2 Lise bitirmeye olgunluk (bakalorya) sınavının getirilmesi ve üniversiteye toplu giriş sınavlarının kaldırılması. HHH Bu iddialarıma tanık olması için bir Paris lisesinde Fransız dili ve edebiyatı öğretmenliği yapan Türk kökenli çevirmenimden bilgi istedim. Gelen bilgiler şöyle: 1 Yazılı sınavlar test ile yapılmıyor. 2 Fen derslerinde (matematik, fizik, kimya...) sınavlar test ile yapılmıyor. 3 Fransızca lise bitirme sınavları yazılı ve sözlü olarak yapılıyor. Kompozisyon sınavı var. Sözlü sınavlarda dilbilgisi (gramer) soruları var. Her türlü yazılı sınavda öğrencilerin dilbilgisi düzeyi not verirken dikkate alınıyor. 4 İki bölümden oluşan tarihcoğrafya sınavlarında ilk bölümde öğrencilerden okudukları konulardan biri hakkında kompozisyon yazması, ikinci bölümde ise bir belgenin analizi isteniyor. 5 Öğrenci tarihcoğrafyadan bütünlemeye kalırsa sözlü sınava da girmek zorunda. 6 Fransızca sınavlarının ayrıntısına girmiyorum ama yazılı ve sözlü sınavlarda üst düzey yazma, yorum ve eleştiri isteniyor. 7 Üniversiteye giriş için Türkiye’deki gibi toplu sınavlar yok. Olgunluk diploması yetiyor ama her üniversite fakültesinin ve yüksekokulun kendi sınavları var. HHH Tahminime göre öteki uygar ve çağdaş ülkelerde sınavlar aşağı yukarı Fransa’daki gibi. İlköğrenimden sonra ortaöğrenime giriş sınavları da yok. Klasik lise ve meslek okulu seçmeleri sınavla değil sınıf öğretmenleri tarafından yapılıyor. Milli Eğitm Bakanı, bu konuda Alman, Fransız ve Finlandiya örneklerini mutlaka incelemeli. HHH Gelelim en önemli konuya: Milli Eğitim Bakanı benim İmam Hatip Saltanatı ve İmamokrasi (Tekin Yayınları) adlı kitabımı mutlaka okumalı ve kadrosuna mutlaka okutmalı. Avrupa ülkelerinde imam hatip okulları gibi okullar yok. Zaten bu okulların mevcut durumu da anayasanın 174. maddesine ve Öğrenim Birliği Yasası’na aykırı. Avrupa ülkelerinde ilk ve ortaöğrenimde papaz ve rahip okulları yok. Rahip olmak isteyenler liseden sonra ilahiyat fakültelerine gidiyor. Burayı bitirdikten sonra kilise tarafından özel sınavla alınıyor. Avrupa ülkelerinse rahip vali, papaz kaymakam, papaz ya da rahip yargıç, savcı, avukat, öğretmen, subay, astsubay, mühendis, pilot yok. Benim kitabı okurlarsa yapılması gerekeni öğrenirler.. HHH Anladığım kadarıyla, Milli Eğitim Bakanı AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın siyasal, ekonomik, tarih ve kültür inanç ve görüşlerini paylaşıyor: Ortaçağ ve İslami skolastikle, Allah ve peygamber naralarıyla, ezan ve namazla eğitim ve öğretim yapılamaz. Çarpım tablosunu, dört işlemi, fiil çekimi başta olmak üzere temel dilbilgisini; eşeğin yavrusuna sıpa, keçi yavrusuna oğlak, koyun yavrusuna kuzu dendiğini ilkokulda öğreteceksin. Ha, liselerde felsefemantıksosyoloji, astronomi derslerini, evrim teorisini mutlaka okutacaksın. Edebiyat derslerinde belli sayıda edebi kitap okumayı ve yorumlamayı zorunlu kılacaksın. Türkçeden bütünlemeyi kaldıracaksın. Siyaseti ve dinsel doğmaları okullardan kovacaksın. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası dışında rehber ve otorite kabul etmeyeceksin! Bu yazdıklarım keşke “malumat” değil de “talimat” olsaydı! HHH Ve eğitim enstitülerini ve yüksek öğretmen okullarını yeniden ve hemen açacaksın. Ve ve öğretmenlere mutlaka yüksek düzeyde pedagojik formasyon vereceksin, yüksek öğretmen ahlakı öğreteceksin. Gerisi hava cıva... (Dizi yazıya şimdilik ara.) Trafik kavgasında polis ateş açtı: 1 ölü, 1 yaralı Hatay merkez ilçe Antakya’nın Kavaslı Altgeçidi girişinde, iddiaya göre dün istirahatte olan bir polis memurunun karıştığı trafik kazasında, yol üzerinde işletmeleri bulunan galericiler, kazazedelere ‘yolu açın artık’ tepkisi gösterdi. Galericilerle kaza yapan polis memuru arasında çıkan tartışmada polis memuru yere birkaç el ateş etti. İddiaya göre seken kurşunlar galerici M.Ş. ve M.Y’ye isabet etti. Karnından yaralanan M.Ş. hastanede hayatını kaybederken polis memurunun gözaltına alındığı öğrenildi. l İHA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear