23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR ‘Ahlat Ağacı’na yeni afiş Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi “Ahlat Ağacı” ilk kez izleyiciyle buluşacağı Cannes Film Festivali için gün sayadursun, filmin yeni bir afişi daha yayımlandı. Filmde önemli rollerden birini üstlenen Murat Cemcir’in bir köy okulunun bahçesinde çocuklarla görüntülendiği afiş bugüne dek görücüye çıkan üçüncü afiş. “Ahlat Ağacı”nın Altın Palmiye için yarışacağı 71. Cannes Film Festivali 819 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Salı 1 Mayıs 2018 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ kultur@cumhuriyet.com.tr 13 oNyansıal dığın önemli Michael Önder’in yazıp yönettiği ve Gezi Direnişine soğukkanlı bir mesafeden bakmayı deneyen “Taksim Hold’em” adlı film, olayların 5. yıldönümü yaklaşırken bazı şeyleri yeniden hatırlamamıza ve yeniden düşünüp tartışmamıza yol açacak, en azından buna bir fırsat yaratacak gibi görünüyor. Taksim’de başlayıp kısa sürede tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Direnişi hiç şüphesiz yakın sat yaratacak gibi görünüyor. Film adını po kere başlayamayan ve ikinci yarısında ise da ciddi şüpheler duyduğunu, bir diğerinin ise onurlu yaşamak için istifa etse de aslında pişman olduğunu öğreni tarihimizin en ayrıksı ve en incelen püler bir poker pek poker ma yoruz ama tüm bunlar pencerenin dı meye değer toplumsal olaylarından bi türü olan Te sasından kalk şındaki olaylarla sınandığında daha ri. Sokakların karıştığı, deyim yerin xas Hold’em ad mayan dörtlü manalı bir çerçeveye oturuyor. Bu an deyse memleketin Teksas’a döndüğü, lı oyundan alı ye bir de dışa lamda filmin güzel bir derinlik kazan yani kanun güçlerinin kanunsuzlaştı yor. Klasik po rıdan bir adam dığını söyleyebiliriz ve hatta izleyiciy ğı olaylar sonrasında hükümet kana kerin aksine katılacak ve bir le güzel bir özdeşleşme fırsatı dahi su dı toplumu hızla bir kutuplaştırma at her oyuncuya sadece iki kâğıdın dağı yandan oyun devam ederken bir yan nuyor; en azından empati duyabiliyor mosferine soktu ve bunda da bir hay tıldğı ve ortaya önce üç, sonra sırayla dan da masanın etrafındakilerin Gezi izleyici bazı karakterlerle. 90 dakika li başarılı oldu. Bu durum o denli etki iki kâğıdın daha açıldığı bir oyun olan Direnişi çerçevesinde dönen muhabbe lık süresi boyunca birkaç bölüm hariç li bir toplumsal yarılmaya yol açtı ki, (kimileri açık poker de diyor) Texas ti sayesinde karakterleri tanıyacağız. sıkmadan ilerliyor hikâye ve kimi nok neredeyse o zamandan beri bir rahat Hold’em seyir keyfi daha yüksek oldu Başrollerini Kenan Ece, Damla Sön talarda (özellikle Hakman’ın bazı sah nefes alamadık desek yeridir. Memle ğu için TV programlarında tercih edil mez, Berk Bakman, Emre Yetim ve Ne nelerinde) ilginç bir gerilim de sağla keti terk etmek zorunda kalanlar, ce diğinden bu yana iyiden iyiye yaygın zih Cihan Aksoy’un paylaştığı “Taksim nıyor. Ama ne yalan söyleyelim ka zaevine atılanlar, hakkında soruştur laştı ve memleketimizde de tercih edil Hold’em”ın konusu kabaca böyle. rakterlerin birbirini gerçekten tanıma ma açılanlar, işlerinden atılanlar... Hep meye başladı (anlaşılan). Poker için bildiğiniz, bildiğimiz şeyler. Michael söylenen ‘Elinde ne olduğu önemli de Diyaloglara dayalı... ya başladığı anlarda daha güçlü bir hesaplaşma beklerdik, ya da daha belir Önder’in yazıp yönettiği ve Gezi Dire ğil, nasıl oynadığın önemli’ cümlesi Tek mekânda geçen ve neredeyse gin bir dönüşüm, daha sağlam bir uya nişine soğukkanlı bir mesafeden bak nin bir kaç kez tekrar edildiği filmde gerçek zamanlı olarak anlatılan film nış... Ne de olsa Gezi Direnişi bu değil mayı deneyen “Taksim Hold’em” ad genç bir kentsoylu çiftin evinde top büyük ölçüde diyaloglara dayalı ve ka miydi, ya da en azından biz böyle an lı film de olayların 5. yıldönümü yakla lanan dört arkadaşın, tam da Gezi Di rakterlerin analizleriyle ilerleyen bir lamadık mı? Yine de, eksiklerine rağ şırken bazı şeyleri yeniden hatırlama renişinin en civcivli günlerinde poke hikâyeye sahip. Yani bir film boyun men, ilerisi için umut vaateden bir si mıza ve yeniden düşünüp tartışmamı re oturduğu bir akşama tanıklık ediyo ca bir karakterin aslında karısını al nemacıdan, nitelikli, izlenmeye değer, za yol açacak, en azından buna bir fır ruz. Filmin ilk yarısında bir türlü po dattığını, bir diğerinin evlilik hakkın özenli bir çaba “Taksim Hold’em”. Ioanna Kuçuradi Aratos’ta ders verdi Bilim ve felsefe kenti Tarsus’ta 2012 yılında açılan, adını antikçağ filozof u Tarsuslu Aratos’tan alan Aratos Felsefe Okulu’nda 28 Nisan Cumartesi gününün konuğu Prof. Dr. Ioanna Kuçuradi oldu. Kuçuradi, felsefenin olduğu kadar edebiyat ve sanatın da felsefeye katkısı olduğu bilgisini, A. Camus “Veba” romanı, İ. Bachmann “30’cu Yaş” öyküleri, Z. Karelli ve R. M. Rilke şiirleri ve A. Rodin “Calais Burjuvaları” eserleri üzerinden anlattı. Toplumcu, gerçekçi edebiyatın ödünsüz temsilcisi Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz ise, babasının “Dost Mevsimi”, “Son Sıcaklık” şiirleri üzerinden sanat anlayışını dile getirdi. Gazeteci, yazar, felsefe tutkunu Uğur Pişmanlık’ın 2004 yılından bu yana Tarsus’ta aralıksız yayımladığı Aratos dergisinin girişimiyle ninesinin evinde açılan okulun 2017 2018 dönemi seminerler dizisine düzenli katılanlar, belgelerini Kuçuradi, Adıbelli ve Ilgaz’ın elinden aldılar. ‘Körfez’ Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü Emre Yeksan’ın dünya prömiyerini 74. Venedik Film Festivali’nin Eleştirmenler Haftası’nda yapan ilk uzun metrajlı filmi “Körfez”, Linz’te gerçekleştirilen Crossing Europe Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazandı. 2004 yılından beri Avusturya’nın Linz kentinde nisan ayında düzenlenen festival güncel ve sosyopolitik meselelere eğilen auteur filmlere kapılarını açıyor. Önceki gece gerçekleşen ödül törenine yeni filminin çekimlerinde olduğu için katılamayan yönetmen Emre Yeksan teşekkür konuşmasını video mesaj ile yolladı. Yeksan’ın, istos film yapımcılığında, Biennale College Cinema 2017/18 programı destekli yeni filmi “Yuva”nın çekimleri devam ediyor. ‘Denizden Gelen’lerle sanat Şinasi Yelkenci, denizden çıkardığı her türlü atığı değerlendirerek eserler yapıyor. Kendisini “Deniz Çöpçüsü” olarak tanımlayan deniz ve çevre tutkunu Şinasi Yelkenci’nin, denizden çıkardığı her türlü atığı değerlendirerek ortaya çıkardığı yapıtları 6 Mayıs’a kadar Burgazada’da Cennet Plajı’nda sergilenecek. Yıllardır gönüllü olarak denizlerden çöp toplayan, Uluslararası SplashTrash ArtExpo’da 36 ülkeden 100 isim arasına giren Yelkenci, 20 yıldır denizden çöp topluyor. Sanatçı açtığı “Denizden Gelen” adlı sergi ile ise telafisi imkânsız hale gelen çevre kirliliği ve doğa katliamına dikkat çekmek istiyor. Sergide gitar sapından klozete, her türlü plastikten iç çamaşırına, balık ağından halata, halıkilimden lastik ayakkabıya kadar akla gelebilecek her türlü denizden gelen atığın, enstrüman, bukalemun ya da duvar saksısı olarak bir yapıta dönüştüğü çalışmalar yer alıyor. Hmeerseasj.e..r bir Yelkenci, “Her bir eser, toplumsal olaylarla ilgili mesaj taşıyor. Bu yüzden eserlerimin arasına şimdi bir de Öz Çiftlik Bank’ta Yumurtlayan Horoz eklendi. Daha önce kadına dönük şiddet ve tecavüz olaylarını protesto için Marta Koyu’nda Kız Kulesi yapmıştım” diyor. Salon’da müzik keyfi... Angel Olsen Salon’da bu hafta, 3 ve 4 Mayıs’ta ABD’li folkrock, indierock müzisyeni Angel Olsen yeni albümü “Phases”den parçaların yer alacağı bir konser verecek. 5 Mayıs’ta Ufuk Beydemir, 8 9 10 Mayıs’ta ise tüm biletleri tükenen, ikinci İstanbul ziyaretlerinde Salon’da üç konsere imza atacak olan dream pop, shoegaze grubu Cigarettes After Sex müzikseverle buluşacak. Multienstrümantalist Jordan Rakei ise 11 Mayıs’ta Salon da konser verecek. ‘Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı’ rekor kırdı Avengers serisinin yeni filmi “Avengers: Infinity WarYenilmezler: Sonsuzluk Savaşı” vizyona girdiği ilk hafta sonunda gişe rekoruna imza attı. Disney’in açıkladığına göre film ABD’de ilk üç günde 250 milyon dolar hasılat toplayarak daha önce “Star Wars: The Force Awakens”e ait olan 247 milyon dolarlık rekoru kırdı. Film dünyada da ciddi bir rekor kırarak 380 milyon dolar topladı ve toplamda 630 milyon dolara ulaşarak tüm zamanların en iyi açılış yapan filmi oldu. Bu alanda da rekor 532 milyon dolarla “The Fate of the Furious” filmine aitti. Film Türkiye’de de bir rekora im za attı ve hem izleyici hem hasılat bazında, yabancı filmler arasında tüm zamanların en iyi cuma açılışını yaptı. Film aynı zamanda cuma günü rakamlarıyla en iyi Disney, en iyi Marvel ve en iyi süper kahraman filmi açılışını da yaparak rekor kırdı. Marvel Stüdyoları’nın tüm dünyada büyük bir hayran kitlesine sahip kahramanlarının yeni filmi, Türkiye’de ilk gününde 244 bin 363 kişi tarafından izlenerek, 3.777.551 TL hasılata ulaştı. Ankara’da bir genç tiyatro Devlet Tiyatroları oyunculuk sınavı açmayınca, tiyatro okullarını bitiren genç sanatçılar da kendi topluluklarını kuruyorlar. Ne ki bu topluluklardan hepsi kurumlaşamıyor. Çünkü tiyatro pahalı bir sanat. Diyelim ki bir yapımın masraflarını en aza indirgediniz, oyuncularınız, yazarlarınız ve yönetmenleriniz de ücret almıyor; yine de salon kirasıyla, ısınma ve elektrik harcamasıyla, temizlik ve bakım giderleriyle belinizi çökerten bir borçlanma ile yüz yüze kalacağınızı biliyorsunuz. Bir başka deyişle, artık ‘iki kalas bir heves’ yetmiyor tiyatroculuğunuza... Ankara’nın Bahçelievler semtinde, alışveriş ve eğlence merkezi 7. Cadde’ye yaslanan sokaklardan birinde birkaç yıldır etkinlik sunan Kulis Sanat, kurumlaşma yoluna giden ender genç tiyatrolardan biri. 2015 Sadri Alışık Jüri Özel Ödülü’ne değer bulunan toplulukla geç de olsa buluşabildim. Halı büyüklüğünde sahne Eskice bir apartmanın giriş katındaki minik bahçede 34 küçük masa var. Erken gelmişseniz, orada soluklanıyorsunuz. Burası Kulis Sanat’ın çaysigara uzamı. Sonra küçük bir girişten, aynı kattaki yine minik tiyatro salonuna giriyorsunuz. Böyle dar koşullarda tiyatroculuk yapılır mı diye soracak olursanız, salonun yalnızca 4050 seyirci aldığı anımsatılacaktır size. Giriş çıkışları seyirci uzamından yapılan sahne, çocuklarımın üstünde büyüdüğü 9 metrekarelik halıdan az daha büyük ya da küçük. İşte bu sahnede yetişkinler ve çocuklar için 10 dolayında oyun sunuluyor. Sözgelimi, geçen nisan ayında izlence düzeni, 13 kez sunulan 6 ayrı Kulis Sanat yapımından ve 2 başka etkinlikten oluşuyordu. Bu da Kulis Sanat sahnesinin bir ayın yarısı boyunca seyirciyle iç içe olduğunu gösteriyor. ‘Hiç Kimsenin Öyküsü’ Bu topluluktan ‘Hiç Kimsenin Öyküsü’nü izledim. Bilkent Üniversitesi Rejisörlük Bölümü mezunu, ayrıca yazar, sinemacı ve ozan kimliği taşıyan Baki Erdi Mamikoğlu’nun oyununu Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunu Emre Yurttakalan yönetmiş. Bir tren kompartmanında geçen tek perdelik, iki kişilik oyunu Yurttakalan ve yine konservatuvardan Serkan Melikoğlu yorumluyor. Bütünüyle oyunculuğa dayalı, seyirciyle oyuncuların soluğunun birbirine karıştığı profesyonel bir sahne performansı izliyoruz. Aynı kompartmana yerleşen iki uygar genç adamın tanışma süreci boyunca adım adım ilkelliğe doğru gidilen bir yolculuk bu. Savaş ya da daha kötüsüiç savaşın bıraktığı izleri tartışıyor. İki komşuyu birbirine düşüren bir savaşın savunulamazlığını... Yalın bir sahne düzeni içinde dinginlikten gerginliğe doğru ilerleyen oyunda Yurttakalan’ın oyunculuğu yaşamış olduğu travmadan bütünüyle kurtulamamış bir savaşçının tedirginliğini yansıtırken, Serkan Melikoğlu daha denetimli, daha yumuşak bir kişilik sergiliyor. Oyunculuk çeşitleniyor böylece. İyi çalışılmış, etkileyici bir sahne olayı var karşımızda... Komşularıyla barışık bir sanat evi Oyundan çıkarken, binanın bir alt katının da tiyatronun bir parçası olduğunu görüyoruz. Parasal kaynaklarını merak ediyoruz. Tiyatroda kurslar açtıklarını ve aralarında kendilerinin de bulunduğu okullu eğitmenler tarafından, tiyatro ve kamera oyunculuğu, şan, diksiyon, yaratıcı drama, klasik bale, enstrüman derslerinin verildiğini söylüyorlar. Kurslardan edinilen gelir, tiyatronun masraflarını karşılıyormuş. Şaşırsak da gerçek ortada. Kalabalık bir yerleşim alanında komşularıyla iyi geçinmeyi öğrenmiş, anne babaların çocuklarını emanet edebilecekleri düzeyde güvenini sağlamış bu genç sanat topluluğuna başarı dilemekten başka ne yapılabilir? C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear