Catalog

DUNYA Trump Müslümanları suçlayan videoları paylaştı ABD Başkanı Donald Trump, aşırı sağcı Britain First adlı siyasi hareketinin lideri Jayda Fransen’ın Twitter hesabına koyduğu 3 videoyu yeniden paylaştı. Trump’ın paylaşımlarının Müslümanları suçlamak amacıyla dolaşıma sokulan videolar olması dikkat çek ti. ABD Başkanı tarafından paylaşılan videolar arasında Müslüman bir gencin Hollandalı koltuk değnekli çocuğu dövdüğü iddia edilen görüntüler, İslamcı bir kalabalığın bir genci çatıdan attığı iddia edilen görüntüler ve Hazreti Meryem’in heykelinin yere atılıp kırılması görüntüleri yer alıyor. Britanya Başbakanının Theresa May’in ofisinden de Trump’ın yeniden paylaşımlarına tepki geldi. Perşembe 30 Kasım 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr Cezayı protesto TASARIM: ZARİFE SELÇUK nilgun@cumhuriyet.com.tr 11 için zehir içti Savaş suçlusu eski Hırvat komutanın zehir olduğunu öne sürdüğü sıvıyı içmesinin ardından hayatını kaybettiği duyuruldu Hollanda’nın Lahey kentindeki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dün görülen temyiz duruşmasında savaş suçundan 20 yıl hapis cezası onanan eski Hırvat general Slobodan Praljak (72), zehir olduğunu iddia ettiği sıvıyı içtikten sonra yaşamını yitirdi. Kararın açıklanmasının hemen ardından eski komutan yüksek sesle “Yargıçlar, Slobodan Praljak bir savaş suçlusu değildir. Bu kararı reddediyorum” dedi. Elinde bulunan bir şişedeki sıvıyı içerken görülen Praljak “içtiğinin zehir olduğunu” söyledi. Mahkeme salonunu karıştıran hareketin ardından yargıç Carmel Agius oturuma hemen ara vererek doktor çağrılmasını istedi. İler leyen saatlerde Hırvat devlet televizyonu HRT, Praljak’ın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini duyurdu. Hollanda polisi mahkeme salonunu “suç mahalli” ilan ettiğini açıkladı. Mahkeme Sözcüsü Nedad Golcevski, “Altı sanıktan biri Lahey’deki hastanede öldü. Praljak cezanın okunmasının hemen ardından bir sıvı içti ve hemen hastalandı. İlk müdahelenin ardından hastaneye kaldırılmasına karşın hayatını kaybetti” dedi. Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic ise “Praljak’ın maalesef hepimizin tanık olduğu hareketi altı Hırvata karşı büyük ahlaki adaletsizliğin göstergesi” ifadelerini kullandı. Resmi temaslar için İzlanda’da bulu Kararı kabul etmediğini söyleyen Praljak elinde bulunan şişedeki sıvıyı içti. nan Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda GrabarKotarovic’in olayın ardından ziyaretini yarıda keserek ülkesine döndüğü belirtildi. “Prlic ve diğerleri” olarak bilinen davada, sanıklar arasında Praljak’ın dışında Hırvatların “HersekBosna Hırvat Cumhuriyeti” adı altında ilan ettikleri hükümetin eski başbakanı Jadranko Prlic ile eski savunma bakanı Bruno Stojic ve üç tutuklu subay bulunu yor. Lahey’deki mahkeme, Prlic hakkındaki 25 yıl, Stojic hakkındaki 20 yıl hapis cezasını da onadı. Mahkeme diğer sanıkların cezalarını da büyük oranda aynı bıraktı. Altı sanık 2013 yılında, 19921995 yılları arasındaki Bosna Savaşı’nda işlenen savaş suçlarına ilişkin davada Hırvat topraklarını genişletmek amacıyla Müslüman Boşnakları yerlerinden sürmekten suçlu bulunmuştu. ANLAŞMA YAPTI Gözaltındaki prens bir milyar dolara serbest kaldı Suudi Arabistan’da veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın yö nettiği “yolsuzluk” operasyonu kap samında gözaltına alınan 200 civa rında prens ve işadamından Prens Miteb bin Abdullah’ın 1 milyar dolar lık anlaşmayı kabul etmesinin ardın dan serbest bırakıldı bildirildi. Ulusal Muhafızlar’ın eski lideri, eski Kral Ab dullah bin Abdülaziz elSuud’un oğlu ve Veliaht Prens’in kuzeni olan Prens Miteb, zimmetine para geçirmek ve askeri teçhizat alım ihalelerini kendi şirketlerine vermekle suçlanıyordu. Prens Miteb’in yanı sıra üç prensle daha anlaşmaya varıldığı iddia edildi. Öte yandan Suudi Arabistan’da hü kümetin mali suçları ihbar edenler için bir koruma kanunu üzerinde ça lıştığı bildirildi. Suudi hükümeti nin en yüksek danışma or ganı Şura Konseyi tarafın dan hazırlanan ve mali ve idari yolsuzlukları ihbar edenleri korumayı he defleyen yasa taslağı nın hükümet tarafın Prens Miteb dan uygun bulunduğu belirtiliyor. KYB vekili duyurdu ‘ABD askerleri Kerkük’te’ Irak merkezi hükümetinin Kerkük’ün yönetimini Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden (IKBY) devralmasının ardından kente dün gece ABD askerlerinin giriş yaptığı iddia edildi. Amerika’nın Sesi’nin haberine göre Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) Irak parlamentosu milletvekili Muhammed Osman, ABD birliğinin Bağdat ile varılan anlaşmayla kente geldiğini ve içinde Kürtlerin de bulunduğu ortak bir güç oluşturmaya çalıştığını söyledi. Osman, “2003’ten sonra Irak güçleri, peşmerge ve ABD güçleri ile ortak bir güç oluşturduk. Kerkük’ün istikrarını ve emniyetini sağladık. Yeniden gelen güç aynı tecrübeyi tekrar eder kanaatindeyim” dedi. Petrol zenginliği nedeniyle Bağdat ile Erbil arasındaki gerilimin kaynaklarından olan bölgeye, IKBY’nin eylülde yapılan bağımsızlık referandumunun ardından Irak Ordusu bir operasyon düzenlemiş ve stratejik noktaları Kürt peşmerge güçlerinden geri almıştı. John Kerry açıkladı Obama’ya baskı yapmışlar Washington’da düzenlenen bir forumda konuşan eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İsrail ve Mısır’ın Tahran ile 2015’te imzalanan nükleer anlaşma öncesinde Barack Obama yönetimini “İran’ı bombalamaya zorladığını” açıkladı. Birçok liderin ABD’ye “İran’ın anlayacağı tek dilin bombalama olduğu” telkininde bulunduğunu aktaran Kerry, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun da ‘İran’a saldırması için ABD’yi kışkırttığını’ vurguladı. ‘Tüm ABD’yi KKFIUTÜAZZELEAYDRKEAONRREADESİI vurabiliriz’ iddiası Kuzey Kore, uluslararası tepkilere rağmen nük leer başlık taşıyabilen balis tik füze denemelerine bir ye nisini daha ekledi. Kuzey Ko re lideri Kim Jongun’un em riyle gerçekleştirilen kıtala rarası balistik füze deneme sinin başarıyla tamamlandığı ve Hwasong15 adlı füzenin “ABD topraklarının tamamını vurabilecek kapasiteye sahip güçlü ve ağır bir başlık taşı dığı” duyuruldu. Pyongyang hükümeti, nükleer devlet ol ma misyonunun yerine geti rildiğini savundu. Daha ön ce Kuzey Kore’nin ABD’yi he def alan nükleer güç olma id diasının gerçekleşmeyeceği ni söyleyen ABD Başkanı Do nald Trump, füze denemesi ile ilgili “Bununla ilgileneceğiz. Bu konu hakkında Gene Meydanda füze denemesini izleyen Kuzey Koreliler sevinç gösterilerinde bulundu. ral Mattis ile uzun bir konuşmamız oldu. Bu, ele alıp değerlendireceğimiz bir durum” ifadelerini kullandı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile de görüştüğünü açıklayan Trump, Kuzey Kore’ye büyük çaplı ek yaptırımların uygulanacağını vurguladı. Yeni füzenin kapasitesi Denizi’ne Japonya karasuları içindeki bölgeye düştü” denildi. ABD merkezli Endişeli Bilim İnsanları Birliği kuruluşunun analizinde “füzenin standart güzergâhında 13 bin km.’den fazla yol gidebileceği ve ABD’nin herhangi bir noktasına ulaşabileceği” belir kümetinin çağrısıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dün acil olarak toplandı. ABD ve Kanada, Kuzey Kore’nin geliştirdiği yeni sistemle ilgili dışişleri bakanları düzeyinde BM toplantısı çağrısında bulundu. Rusya’nın provokatif bir eylem olarak nitelendirdiği deneme hakkında Kuzey Kore devlet televizyonu, yeni füzenin 4 bin 475 kilometre yüksekliğe çıktığını duyurdu. ABD Savunma Bakanı James Mattis’in “şimdiye kadarki en yüksek irtifalı” olarak tanımladığı füze ABD’li yetkililere göre 50 dakika havada kaldı ve 4 bin 500 kilometre irtifaya ulaştı. Pentagon’dan yapılan açıklamada ise füze 1000 km. uçtuktan sonra Japon tildi. Pyongyang’dan yapılan açıklamada ise füze denemesinde yeni bir rampanın test edildiği ve kullanılan başlığın da Dünya’nın atmosferine yeniden girerken maruz kalacağı basınca dirençli olduğu belirtildi. BMGK toplandı Denemenin ardından ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Japon hü Çin’den “kaygılıyız” mesajı iletildi. Güney Kore ordusu tarafından yapılan açıklamada ise Kuzey Kore’ye yanıt olarak hassas güdümlü bir füze tatbikatı gerçekleştirildiği belirtildi. Güney Kore Birleştirme Bakanı Cho Myounggyon, “Kuzey Kore’nin bir yıl içinde nükleer başlıklı kıtalararası bir füzeyi tamamlayabileceği ihtimalini gözardı edemeyiz” dedi. Şam heyeti Cenevre’de Suriye’deki krizin çözümü için sekinci turu önceki gün başlayan Cenevre görüş melerine bir gün rötarlı katı lan Şam delegasyonu, BM Su riye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura ile biraraya geldi. Suriye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi ve baş müzakereci Beşar Caferi baş kanlığındaki heyetin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın görevinden ayrılması konusu Şam delegasyonuna Beşar Caferi başkanlık ediyor. nun ele alınmayacağı konu sunda Mistura’dan güvence al 15 Aralık’a kadar uzatabileceği be dıktan sonra Cenevre’ye geldiği ha lirtilen görüşmeler, “seçimler, yöne berleri basına yansıdı. Muhaliflerin li tim, anayasa, terörizme karşı mücade deri Nasır Hariri, daha önce yaptığı le” başlıklarını kapsıyor. Cenevre’ye açıklamada herhangi bir barış görüş 50 kişilik ortak bir delegasyonla ka mesinin ön şartı olarak Esad’ın koltu tılan muhalif kanatta Suudi destekli ğunu bırakması gerektiğini söylemiş Yüksek Müzakere Konseyi en büyük ti. Hariri, dün Reuters’e yaptığı açıkla grubu oluşturuyor. Geçiş sürecinin mada ise muhalefetin Rusya ve diğer Esad olmadan tamamlanması konu ülkelerin Esad hükümetine müzakere sunda ısrarcı olan konseyin yanı sıra lere katılması ve altı ay içinde siyasi daha ılımlı Kahire ve Moskova grup bir sonuça ulaşılması için baskı yapıl ları da muhalefet deglegasyonunda ması” çağrısını aktardı. Mistura’nın temsilcileriyle yer alıyorlar. Sisi’den orduya açık çek Sina Yarımadası’nda geçen hafta ülkenin yakın tarihinin en kanlı saldırılarından birinin yaşandığı Mısır’da Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi orduya Sina’nın üç ay içerisinde teröristlerden temizlenmesi talimatını verdi. Sisi dün yaptığı bir konuşmada, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Farid Hegazy’e seslenerek “Sina’da önümüzdeki 3 ay içinde güvenlik ve istikrarı sağlamak sizin sorumluluğunuzda. Gerekli olan bütün kaba kuvvete başvurabilirsiniz” dedi. Sufilerin gittiği Ravda camisinde cuma namazı kılan cemaate düzenlenen saldırıda en az 305 kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıyı henüz üstlenen olmazken bölgede IŞİD bağlantılı militanların etkinliğini sürdürdüğü ve katliamdan kısa süre önce Sufilere yönelik tehditlerin arttığı biliniyor. Man Adası’nın perileri... “Man Adası”nın büyücüleriyle ünlü olduğunu biliyor muydunuz? Sihir dünyası ile nam salan roman kahramanı Harry Potter’dan çok önce, “Man Adası” İngiliz büyücülüğünün merkezi olmuş... Eski çağlarda yaşayan büyücülerin ruhlarının cirit attığı söylenen “İngiliz pub”larıyla hayatımda ilk kez İrlanda’da karşılaşmıştım. O zaman birayı fazla kaçırınca herhalde böyle büyü, büyücülük hikâyelerine sardırıyorlar diye düşünmüştüm. Ama İrlanda ile İskoçya’nın tam arasındaki kara parçası “Man Adası”nın dört dörtlük bir “büyü ve büyücülük” merkezi olduğunu öğrendiğimde, konunun bu coğrafyada hiç de öyle hafife alınmadığını anladım. “Pub” ne ki? Man Adası’nda, “perili ve büyücülü” diziyle restoran, şato, malikâne, kilise, mezarlık var... Adanın bir numaralı kenti Douglas’ın tarihi tiyatrosu “Gaiety Theatre”ı örneğin “şov”larından çok, “perisiyle” ünlenen “B14” numaralı koltuğu ile biliniyor. Sözü edilen koltuk vaktiyle, eşini savaşta kaybeden yaşlı bir kadına aitmiş. “B14”ün müdavim sahibesi buraya öyle bağlıymış ki, Gaiety Theatre’in sahnesinde ve kulislerinde hâlâ salına salına boy göstermekteymiş. O kadar ki Gaiety Theatre sahne performanslarının yanında “hayalet turları/ghost tours”ıyla da tanınıyor. MI6’in müzesi “Man”ın “hayalet turları” Gaiety tiyatrosu ile bitmiyor... “Şehir turları”nın yanında, ıssız, kuş uçmaz kervan geçmez kırsal alanlara da bu isim altında turlar düzenleniyor. İrlanda Denizi’nin yüksek dalgalarının sarp kayalarda yankılandığı vahşi bir doğanın ortasında, “tık tık üç kere geldiysen vur” psikolojisine girmek çok zor olmamalı. Güneşin görülmediği karanlığın baskın olduğu bir tabiat ortamında doğaüstü olaylara, gizli ve akıldışı güçlere inanmak görece olarak daha kolay sanırım. “Man” üstelik kaşık kadar bir ada. “Büyü” ve “büyücü” geleneği, bu yüzden çok gelişmiş. Büyük Britanya’da kralların “büyücü avı” sürdürdükleri yıllarda, İngiliz büyücüler de burada kendilerine kurtarılmış bir bölge bulmuşlar. Büyücüler İngiltere’de yakılırken burada mahkemeler; “suçsuzsun ama sakın bir daha yapma” diyerek onlara müsamahalı davranmış. Man’da bu yüzden sadece iki büyücü yakılmış. 1617 yılında Margaret Ine Quane isimli bir kadın, “oğlu” ile adanın güney ucundaki Castletown kentinde ateşe verilmiş. İki büyücünün yakıldıkları bu yer de, şimdi adanın en ilgi çeken turist mekânlarından sayılıyor. Man’ın en çok turist çeken diğer “büyü mekânı” gerçekte “büyücülük müzesi” olarak anılan eski bir değirmen. Bu değirmenin ilginç bir hikâyesi var: Margaret Ine’in yaşadığı 1600’lü yıllardan kalan bina, 1800’lerde yanmış. Yangından sonra büyücülerin burada ayinler düzenlediğine inanılırmış. Metruk kalan değirmen, II. Dünya Savaşı’ndan sonra büyü meraklısı bir “MI6 görevlisi” tarafından satın alınmış. Britanya’daki “büyü işleri” anlaşılan öyle gelişmiş ve köklü ki, Londra hükümeti harpte Cecil Williamson ismindeki bu istihbaratçıya Nazi Almanya’sının okültizm diye bilinen ezoterik uygulamalarını araştırmasını istemiş. Birleşik Krallık “gizli servisine” çalışan bu eleman sonra “Man Adası’nda” “büyü ritüellerinin” ve “ak/ kara büyü” ile bilumum “simyacılık” yöntemlerinin sergilendiği işte bu “büyü” müzesini açıyor. Ejderha gıdıklanırsa Gel zaman git zaman müzeyi Williamson’dan Gerald Gardner adlı biri satın alıyor. Gardner’ın burada sonra “Wicca” diye anılan bir büyücülük dininin kurucusu olduğuna inanılıyor. Müze Gardner’ın hayatta olduğu ’70’lere dek açık kalıyor, sonra İngiltere’nin Cornwell kentine taşınıyor. Birden hayatımıza giren “Man Adası”nın bir özelliği eğer “vergi cenneti” olmasıysa, diğeri de işte böyle “büyü” ve “büyücülük”... İnsanın aklına “Bunlar yoksa reise büyücülerin komplosu mu” diye gelmiyor da değil. Komplonun her türlüsüne inanıyorsunuz da, büyücülerin komplosuna mı inanmıyorsunuz? Harry Potter’ın meşhur büyücülük okulunun bilinen sloganıdır: “Draco Dormiens Nunquam Titillandus/Uyuyan Bir Ejderhayı Asla Gıdıklama!” Birileri ejderhayı belli ki fena halde gıdıklamış olmalı. C MY B