14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Şimon Peres Şimon Peres felç geçirdi Nobel Barış ödüllü eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in dün felç geçirdiği, hastaneye kaldırıldığı bildirildi. 93 yaşındaki Peres’in durumunun ciddi olduğu belirtilirken bazı kaynaklar doktorların gerekli tedavilerin uygulanması için kendisini ilaçlarla uyuttuğu nu savundu. Peres ocakta da kalp sorunları yüzünden iki kez hastaneye kaldırılmıştı. Asıl mesleği mimarlık olan Peres, 70 yıllık siyasi kariyerini 2014’te 7 yıllık cumhurbaşkanlığı süresini tamamladıktan sonra noktalamıştı. 2009 Davos zirvesinde, “Gazze: Ortadoğu Barışı” konulu oturumda dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “one minute” çıkışına hedef olmuştu. Çarşamba 14 Eylül 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 Türk konvoyuna itiraz Esad yönetimi, kendileriyle ve BM ile koordineli olarak gönderilmeyen insani yardımı, ‘özellikle de Türk hükümetinden gelen’ vurgusuyla reddettiğini duyurdu Yaralananlar arasında çok sayıda çocuk da var. Acı bilanço: 301 bin can gitti Suriye’de son şans olarak görülen ateşkesin ikinci gününde sahadan eskiye kıyasla daha az da olsa çatışma haberleri geldi. Rusya Savunma Bakanlığı ülke genelinde muhalif güçlerin en az 23 kez ateşkesi ihlal ettiklerini duyurdu. Rusya’nın, ateşkese uyulup uyulmadığını izlemek için Halep’e giden Kastillo yolu üzerinde bir mobil gözlem noktası kurduğu belirtildi. Rusya Savunma Bakanlığı’na göre, Kastillo yolundaki durumla ilgili bilgiler her gün Hmeymim’deki ateşkesi izleme merkezine aktarılacak. Öte yandan, muhaliflere yakınlığı ile bilinen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi beş yılı aşkın savaşta hayatını kaybedenlerin sayısının 301 bine ulaştığını açıkladı. Suriye’de gözler ABDRusya uzlaşısıyla varılan önceki gün başlayan kırılgan ateşkese çevrilirken Esad yönetiminin Türkiye’den Halep’e yönelik yardım konvoylarını geri çevirdiği iddiası gündeme düştü. Ateşkes anlaşmasıyla birlikte insani yardımın başlaması öngörülürken Türkiye’den de Halep’e yardım gönderileceği daha önceden duyurulmuştu. DHA’nın dünkü haberinde, Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki BM depolarından yüklenen yardım malzemelerinin Halep’e gönderilmek üzere Cilvegözü Sınır Kapısı’na getirildiği belirtildi. TIR’lara gıda, insani yardım malzemelerinin yüklenmeye başlandığı, toplam 40 TIR yardımın bu sabah itibarıyla Halep’e gitmek üzere yola çıkacağı duyuruldu. Ancak dün akşamüstü saatlerinde Reuters’ın da aralarında olduğu kimi kaynak, Halep’e insani yardım taşıyan 20 TIR’ın Cilvegözü’nden geçerek Suriye’ye girdiğini aktardı. BM: Biz göndermedik Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan ise Esad rejiminin gönderilen yardımı reddettiği çıkışı geldi. Bir yetkili, resmi haber ajansı SANA’ya, “Suriye hükümeti ve BM ile koordineli olarak gönderilmeyen insani yardımı reddediyoruz. Özellikle de Türk hükümetinden gelenleri” dedi. Türkiye’den çıkan TIR’lara BM depolarından yardımların yüklendiği iddialarına karşılık dün akşam saatlerinde ise BM cephesinden bunu reddeden açık Suriye’nin “İsrail uçağını ve İHA’sını düşürdük” iddiasının ardından İsrail işgal ettiği Golan bölgesindeki askeri önlemlerini artırdı. Bölgedeki tansiyonu daha da yükselten gelişmeye ilişkin ise İsrail’den Şam’ın iddiasına yalanlama geldi. lama gelmesi dikkat çekti. BM, ateşkese ilişkin güvenlik kaygıları nedeniyle dün gündüz itibarıyla Suriye’ye herhangi bir yardım göndermediklerini bildirdi. ‘Türk uçaklarını vururuz’ Lübnan merkezli Al Masdar’ın Suriye Savunma Bakanlığı’na dayandırdığı haberine göre ise Türk Hava Kuvvetleri, Suriye hava sahasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle uyarıldı. Türk uçaklarının, bir daha onay almadan Suriye tarafına geçerse düşürülecekleri kaydedildi. ‘İsrail uçağını düşürdük’ Öte yandan Suriye’den gelen “İsrail uçağını düşürdük” iddiası tansiyonu yükseltti. SANA, İsrail ordusunun Suriye’ye ait bazı askeri hedefleri vur masının ardından, bir İsrail savaş uçağının ve insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu. Gerilim, Golan Tepeleri’nin İsrail tarafına, Suriye’den atılan bir roketin düşmesiyle başladı. İsrail ordusu ise uçağının düşürüldüğü iddiasını reddetti. ABD’ye Nusra uyarısı Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD öncülüğündeki koalisyonun Suriye’de yeni adı ile Fetih el Şam Cephesi, eski adı ile Nusra mevzilerine saldırmakta çok isteksiz olduğunu gördüklerini vurgulayarak Nusra’yı terörist grup olarak değerlendirmeye devam etme ve bu örgütün konuşlanma noktalarına hava saldırısı düzenleme çağrısında bulundu. İsrail’e 38 milyar dolarlık yardım NetanyahuObama yönetimleri arada gerilim yaşasa da yakın müttefik. ABD ve İsrail arasında 38 milyar doları bulan dev askeri yardım için uzlaşıya varıldığı, geriye bir tek imzaların atılmasının kaldığı savunuldu. Reuters ajansının haberine göre, 10 yıllık bir süreyi kapsayan anlaşmanın ABD’nin yabancı bir ülkeye yapacağı bugüne kadarki en büyük askeri yardım paketi olacağına dikkat çekiliyor. Almanya’da IŞİD operasyonu Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, ülkenin kuzeyindeki SchleswigHolstein eyaletinde terör saldırısı hazırlığında olan 3 IŞİD’linin yakalandığını açıkladı. Konuyla ilgili yaptığı basın toplantısında konuşan Maiziere, 2015 yılı sonlarına doğru ülkeye giriş yapan ve Suriye uyruklu olduğu belirlenen şüphelilerin, geçen yıl kasım ayında 130 kişinin ölümüyle sonuçlanan Paris saldırılarını gerçekleştiren IŞİD militanları ile aynı şebekeden yardım aldığını belirtti. “Bu olayı ilginç kılan Fransız bağlantısı. Bu bağlantının daha büyük bir şebekenin parçası olup olmadığını öğrenmeliyiz” diyen Maiziere, “Bu, IŞİD’in tüm Batı’yı hedef aldığını gösteriyor” dedi. ‘Demokrasi köyü’ne yine baskın Çinli yetkililer, topraklarının yatırımcılara satışına karşı verdiği mücadeleyle “demokrasi köyü” olarak da adlandırılan Wukan’a yönelik baskılarını yoğunlaştırıyor. Ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinde bulunan 13 bin nüfuslu balıkçı köyü, bundan tam 5 yıl önce civardaki tarım arazilerini büyük şirketlere peşkeş çeken yolsuz yetkililere karşı ayaklanmış, yerel yöneticileri ve polisi köyden kovmuştu. Ayaklanmanın başını çeken ve daha sonra köyün lideri seçilen Lin Zulian (70), haziranda yolsuzlukla suçlanarak tutuklandı. Dün köye baskın düzenleyen polis, kamu düzenini bozdukları gerekçesiyle 13 köylüyü daha gözaltına aldı. Baskını protesto eden köylüler polisle çatıştı. CALAIS’DEN KAÇIŞ... Fransa’nın Calais kentinde, mültecilerin Britanya’ya geçme umuduyla bekledik leri “Orman” ismiyle bilinen kampın kapatılması için başlatılan çalışmalara devam ediliyor. Aylardır son derece zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışan mültecilerden bazıları “Karşılama ve Uyum” merkezine giden otobüslere binebilmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Bölgede yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti. Lüksemburg, Macaristan’a kapıyı gösterdi DışişleriBakanı Asselborn:Sığınmacılarakarşı tel örgü çeken, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığını ihlal edenler AB’den dışlanmalı Lüksemburg’dan, sığınmacılara yönelik insani tutum, bağımsız yargı ve özgür basının da aralarında olduğu Avrupa Birliği’nin (AB) temel değerlerini ihlal ettiği gerekçesiyle Macaristan’ın üyeliğinin askıya alınması çağrısı geldi. Britanya’nın AB’den ayrılma kararı sonrası birliğin geleceğinin ele alınacağı Bratislava zirvesinin arifesinde Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Alman Die Welt gazetesine verdiği demeçte, Macaristan’ın halihazırdaki otoriter yönetimiyle sert eleştirilerin merkezindeki Başbakanı Victor Orban’ı hedef aldı. Orban’ın “sığınmacılara karşı insani olmayan tutumuna” sert tepki gösteren Asselborn, Macaristan’ın AB üyeliğinin askıya alınmasını istedi. “Macaristan gibi savaştan kaçan sığınmacıla Lüksemburg Dışişleri Bakanı Asselborn, dün Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Moskova’da bir araya geldi. ra karşı tel örgü çeken, basın özgürlüğü ya da yargı bağımsızlığını ihlal edenler, geçici veya sürekli olarak AB’den dışlanmalıdır. Macaristan yakında mültecilerin vurulmasına ilişkin bir emir yayım lamaktan uzak değil” dedi. Asselborn aynı zamanda, bir AB üyesinin üyeliğinin askıya alınması veya birlikten çıkarılmasının şartı olan oybirliği uygulamasının kaldırılması için yasal değişikliklerin de yapılmasını talep etti. Berlin’den itiraz Asselborn, Orban’ın sığınmacı politikasına atıfla, “Burada savaştan kaçan insanlar hayvanlardan daha kötü bir muameleye maruz kalıyor” diye konuştu. Diğer kimi AB ülkeleri temsilcileri, Lüxemburg’un bu çıkışını eleştirirken Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier de “Avrupa’da bazı ülkelerin hoşgörüsüz davrandığının farkındayım. Yine de bir AB üyesine kapıyı göstermek tarzım değil” dedi. Libya’da çatışmalar sürüyor. Batı’da Hafter alarmı Libya’da Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi yanlısı General Halife Hafter liderliğindeki güçlerin, ülkenin kuzeydoğusundaki Petrol Hilali denilen bölgede 4 petrol sahasının tümünün kontrolünü ele geçirmesi Batılı güçleri alarma geçirdi. BM destekli Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin limanların kontrolünü kaybetmesinin ardından ABD, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Britanya hükümetleri ortak açıklama yayımlayarak Hafter’a bağlı güçlerin çekilmesi çağrısı yaptı. Libya’da halihazırda ABD, Britanya, Fransa, İtalya askeri güçlerinin konuşlandığı, IŞİD dahil cihatçılarla savaşta bu ülkelerden kimilerinin sahada Hafter’e destek verdiği iddiaları basına yansımıştı. ‘Sağ enternasyonel’ distopya Avrupa Birliği (AB), iki korkunç savaştan çıkmış ‘yaşlı kıtanın’ insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde sosyal adaleti tesis hedefi ile; barış ve istikrar için ulusal bağımsızlıklardan taviz verme arzularıyla şekillendirilmişti. Proje ‘sosyal demokrat’ niteliklerinden tümden soyunup neoliberalizme teslim olalı beri kısa müddet yarattığı refah sayılmazsa faciaya koşmakta. ‘Neoliberal Avrupa’nın sonu hiç parlak görünmüyor. Tezahürleri biliyoruz... Kapitalizmin son mali krizinin üzerine, emperyalizmin ‘demokrasi’ temasıyla ulus devletleri yıkmak emelli Ortadoğu maceralarının bumerangı sığınmacı krizi eklendi. Tablo korkunç. İşe yarar bir çözüm umudu da ufukta yok. HHH Transatlantik hattında kritik ülkelerde ‘zincirleme seçimler’ dönemine giriyoruz. 8 Kasım’da Amerika’da başkanlık seçimi var. Donald Trump’ın seçilmesi ‘domino etkisi’ bile yapabilir. Muhtemelen aralıkta Avusturya’da başlayacak ve gelecek yıla uzanacak şekilde Hollanda, Fransa, Almanya’da... Brexit depremi yaşamış Britanya’da erken seçim olasılığı yüksek. Almanya’da sığınmacı krizi ve Türkiye ile iştigal biçimi Angela Merkel’e pahalıya patlamaya başladı. Kısa süre önce partisi CDU kendi eyaleti MecklenburgWest Pomerania’da sembolik bir yenilgi aldı. Mucize olmazsa gelecek yıl yine aday olur. Ama karizmasını Avrupa kuşkucusu ve sığınmacı karşıtı Almanya için Alternatif’in (AfD) çizdiği aşikâr. HHH Bu koşullarda Avrupa’da tuhaf bir olgu şekillenmekte. ‘Sağ ittifak’... Kimileri ‘sağ enternasyonalizm’ diye anar oldu. Kendi ulus kimliğini, kültürünü üstün görüp başkalarını küçümseyen bir ideolojik zeminden olsa olsa ‘ucubik’ bir enternasyonalizm doğar elbette. Ama sanki karambolde bir ‘Milliyetçi Enternasyonal’ distopyasıyla karşı karşıyayız... AfD, Hollanda Özgürlük Partisi, Avusturya Özgürlük Partisi, İsveç Demokratları, İsviçre Halk Partisi, İtalyan Kuzey Birliği, Fransız Ulusal Cephesi, Danimarka Halk Partisi, Britanya Bağımsızlık Partisi... Macaristan’da Victor Orban, Polonya’da koyu Katolik muhafazakâr hükümeti de ekleyin. Dokuz ülkede ya iktidarda yahut yanında yamacında olan bu partiler adeta ‘kol kola girmekteler’. Geçen martta Rusya’nın milliyetçi Rodina (Anavatan) partisinin ev sahipliğinde St. Petersburg’da muhafazakâr forumda buluştular. Ortak ve daimi bir de komite kurdular. HHH Avusturya’da yaz başında usulsüzlük nedeniyle iptal edilenin tekrarı olacak cumhurbaşkanlığı seçimi bilhassa önemli. Avusturya Özgürlük Partisi’nin adayı Norbert Hofer, Yeşillerin adayı Alexander van der Bellen karşısında ipi göğüslerse, AB’nin göbeğinde aşırı sağ en üst tepeye çıkmış olacak. Hofer AB’den çıkış referandumu planlıyor. Avrupa aşırı sağından partilerin genç siyasileri Avusturya seçimleri ile yakından ilgileniyorlar. Diğer yandan, İsveç Demokratları’ndan, Belçika Vlaams Belang’dan, İtalya Kuzey Birliği’nden siyasiler Trump’ın kampanyasına katılıyorlar. Hollanda Özgürlük Partisi’nin lideri Geert Wilders’in bir gözü Viyana’da, diğeri Washington’da. Hofer’in de Trump’ın da as destekçisi. Fransa’nın gelecek yıl seçilmek için umutlanan ‘Frexit’ bayraktarı kadın lideri Marine Le Pen gibi... HHH Ortak noktaları ayrımlarından fazla: Küreselleşmenin ezdiği ‘küçük adam’ üzerinde ‘beyaz kimlikli’, popülist retorik, aile ve gelenekler, İslam karşıtlığı ve sınırların korunması... Brüksel diktatörlüğüne, ortak para birimine, sığınmacı politikasına karşılar. Plebisitleri seviyorlar. Velhasıl neoliberal küreselleşme aşırı sağcılara ittifaklar kurdurur oldu. Neoliberalizm esas solun üzerine çökmekte. Latin Amerika’da düşüş başladı. Britanya’da İşçi Partisi’nde Jeremy Corbyn’in liderliği, İspanya’da Podemos, Yunanistan’da çabuk havlu atan Syriza var. Bir de hükmü geçmeyen Sosyalist Enternasyonal... Sol uluslararacı çapta ‘tabutta rövaşata’ yapamayınca, kitlelerin gelecek umudunun üzerine işte bu ‘sağ enternasyonal’ distopyanın gölgesi düşmekte. Kazdığı kuyuya düştü Brezilya’da, rüşvet ve devlete ait Petrobras şirketiyle ilgili yolsuzluk soruşturması nı saklamak için görevini kötüye kullanmakla suçlanan Temsilciler Meclisi’nin eski Başkanı Eduardo Cunha’nın milletvekilliği, İsviç re’deki gizli banka hesapları ko nusunda yalan söylediği gerekçesiyle düşürüldü. Cunha, eski dev Eduardo Cunha let başkanı Dilma Rousseff’in azil sürecine ön cülük ettiği için bedel ödediğini öne sürdü. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear