26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 14 Eylül 2016 2 bayArazmiz Nvaessiyine’itniçHoUkVüöcsasuytkeaküıf’ylnnaidınrnıe eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY Aziz Nesin’in pek az bilinen yönlerinden biri, Nesin Vakfı’nın inşaatının başından sonuna kadar yanında olan Hüseyin Usta ile dostluğu Çatalca’nın Çanakça köyünde bir ev, her bayram bir vasiyetin yerine getirilme sine sahne oluyor. Bu vasiyet, Ya zar Aziz Nesin’le inşaat ustası Hüseyin Özkan arasındaki dost luğun mirası her ikisi de şu an hayatta olmasa da Nesin’in “ço cukları” ve Hüseyin Usta’nın oğ lu arasındaki iletişimle sürüyor. Nesin’in, 1970’lerin başında başlayan, fakir çocukların oku masına olanak sağlayacak bir va kıf hayali, Hüseyin Usta’yla yol larını birleştirir. Binbir zorlukla sü ren vakıf inşaa tı boyunca, Hüse yin Usta her zaman Nesin’in yanında DENİZ yer alır. Kimi za ÜLKÜTEKİN man atışarak, kimi zaman da birbir lerinin zihninde geçenleri okur casına bir uyum içinde çalışarak vakfı tamamlarlar. Nesin, zaman içinde Hüseyin Usta’ya öyle bü yük güven duyar ki, imzalı boş kâğıtları gözü kapalı kendisine teslim eder ve bankalara, “kâğıtta ne kadar para yazılıysa, eğer he sapta para varsa Hüseyin Usta’ya teslim edilsin” talimatı verir. İnşaat bitti dostluk sürdü Vakfın tamamlanmasının ardından da dostluk sürer; çocukların vakfa gelmeye başladığı seksenli yıllarla birlikte ise Çanakça köyüne bayram ziyaretleri başlar. Nesin, 1995’teki ölümünden önce vakıf mezunları ve öğrencilerine, her bayramda Hüseyin Usta’yı ziyaret etmelerini vasiyet eder. 2009’da da Hüseyin Usta hayatını kaybeder, ama ziyaretler sona ermez. Artık bu dostluğu Nesin Vakfı yöneticisi Süleyman Cihangiroğlu ve Hüseyin Usta’nın oğlu Şevket Özkan sürdürüyor. Kurban Bayramı’nın ilk gününde biz de bu hikâyeye tanık olmak için Çanakça köyüne doğru yola koyulduk. Vakıftan, idareciler, mezunlar ve 30’a yakın çocuk, bayram ziyareti için Şevket Özkan’ın bahçesini doldurmuştu. Hiç kimse yabancılık çekmiyordu bu bahçede. Özkan ailesi de çocuklara her bayram olduğu gibi ev baklavası ve ayran hazırlamıştı. Biz de Cihangiroğlu ve Özkan’ı bir araya getirdik ve bize Aziz Nesin’in hayatında önemli yer tutan bu dostluğu anlatmalarını is Şevket Özkan ve Süleyman Cihangiroğlu 40 yıllık dostluğu sürdürüyor. tedik. Özkan söze başladı; “Rahmetli Aziz Nesin, ‘çocuklarımın bayramda gidecek bir yeri, aile ortamı olsun’ düşüncesiyle bu geleneği başlattı. Umarım benim çocuklarım da bu dostluğu sürdürecek. Babam inşaatın en başından beri Aziz Nesin’in yanındaydı. Ben de ortaokulu terk ettikten sonra inşaata geldim, öyle başladık, 40 yıldır hâlâ vakıftayız.” Kendi evi gibi Cihangiroğlu aldı sözü; bu dostluğun, Nesin’in bir halk adamı olduğunun en iyi örneği olduğunu söyledi. Zaman zaman küçük didişmelerin de yaşandı Vakıftaki çocuklar Şevket Özkan’ın evinin bahçesinde. ğını ekledi Cihangiroğlu; “Bir insan ancak kendi evi ne bu kadar sahip çıkabilir. Bu gördüğünüz evin bile yenilenmesi, Hüseyin Usta’nın ölümünden sonra mümkün oldu. Kendi evine oturup iki çivi çakacak vakti olmadı. Bize bırakılmış bir görev bu. ‘Ben varım ya da yokum, önemli değil. Oraya gideceksiniz, Hüseyin Usta’nın bayramını kutlayacaksınız ve o baklavadan yiyeceksiniz’ diyerek bize miras bıraktı bu ziyareti.” Hüseyin Usta da 2009’da, üstelik vakıfta yaşanan bir sel felaketinin hemen ardından vefat etmiş, vakıf üyeleri, üstleri çamurlu ayaklarında çizmeleriyle ailesini yalnız bırakmamış cenaze töreni sırasında. Özkan, biri işçi, biri yazar iki adam arasındaki dostluğu iki kelime ile açıkladı; güven ve dürüstlük. Ve devam etti: “Babamın Aziz Nesin için en etkileyici tarafı titizliğiydi. ‘On sefer ölç, bir kere yap’ düşüncesiyle işini planlardı babam.” Bunca yıllık dostlukta elbette eğlenceli anılar da var. Cihangiroğlu, şu an kendisinin de kaldığı ve uzun süre Aziz Nesin’in yaşadığı binanın yapılışının böyle bir anısı olduğunu söyledi ve hikâyeyi anlattı; “İlk başta bir ördek kümesi ola rak başlamıştı. Ancak Hüseyin Usta akıllı adam, Aziz Nesin’in tavrını da artık anlamış. Bu iş kümesle kalmaz demiş ve betonarme bir inşaat ortaya çıkarmış. Aziz Nesin görünce çok hoşuna gidiyor, üstüne bir kat daha attırıyor, ‘bunun da çatısında güvercinler olur’ diyor. Hüseyin Usta tabii bunların hepsini önceden kestirmiş. O sağlamlıkta yapmış işi. Böylece kümes olarak başlayan inşaat üç katlı bir villaya dönüşüyor.” Hep bizi beklerdi Bugün Nesin Vakfı’nın yer aldığı binanın aslında yoktan varedilen bir yapı olduğunu söyledi Cihangiroğlu. Hatta kendisi de vakfa geldikten sonra, inşaatın devam ettiği bölümlerde, eğrilen çivileri çekiçle düzeltmekle görevliymiş. Böyle yokluk içinde başlayan bir dostluk her bayram süren bir gelenek halini almış. Bugün ne Aziz Nesin, ne de Hüseyin Usta hayatta, ama Nesin Vakfı’nın Çanakça köyüne, Şevket Özkan ve ailesine yaptığı ziyaretler sürüyor. Son söz yine Cihangiroğlu’ndan; “Buraya geldiğimizde Hüseyin Usta sanki 100 yıldır bizi bekliyor gibi görünürdü. Sanki bu civarda başka eşi dostu yokmuş gibi bizi beklerdi...” Beykoz Üniversitesi’nde dört fakülte Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitimi Vakfı tarafından kurulan Beykoz Üniversitesi, ilk öğrencilerini 20172018 akademik yılında alacak. 2008 yılında kurulan Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu da tüzel kişiliği sona erdirilerek, Beykoz Üniversitesi’ne bağlandı. Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ruhi Engin Özmen, “Amacımız 21. yüzyılda iş dünyası ve toplumun ihtiyacı olan yetkinliklere sahip, alanında uzmanlık düzeyinde bilgi ve beceriler kazanmış, sadece ülke sınırlarımız içinde değil, dışında da istihdam edilebilecek nitelik li mezunlar yetiştirmek” dedi. Hangi bölümler olacak? Beykoz Üniversitesi bünyesinde İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sosyal Bilimler Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi olmak üzere dört fakülte, Yaban cı Diller Yüksekokulu, Sivil Havacılık Yüksekokulu olmak üzere iki yüksekokul, Meslek Yüksekokulu, Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu olmak üzere iki meslek yüksekokulu ve yüksek lisans ve doktora programlarının sunulacağı bir Lisansüstü Programlar Enstitüsü bulunduracak. Bağışlar Darüşşafaka’ya Babası veya annesi hayatta olmayan binlerce çocuğa 1863 yılından bu yana eğitimde fırsat eşitliği sunan Darüşşafaka, bu bayram da bağışlar “eğitim için’’ diyor. Kurban Bayramı’nda Darüşşafaka’ya bağış yaparak, Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda geleceğe hazırlanan, maddi durumu yetersiz, yaklaşık bin öğrencinin eğitim, gıda, giyim ve sağlık gi bi ihtiyaçlarına destek olabilirsiniz. Darüşşafaka Cemiyeti, öğrencilerinin et ihtiyacını yıl içinde yapılan adak bağışlarıyla karşıladığı için bu yıl da vekâleten kesimli kurban bağışı kabul etmiyor. Ancak, “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuna destek olmak isteyen hayırseverler, dilediği miktarda Darüşşafaka’ya “bayram bağışı”nda bulunabilirler. 1.5 milyon çocuk Okula yeni başlayacak Evde ‘okul günü’ 1.5milyona yakın çocuk, birinci sınıfa başlayacak. Bu süreç anne baba açısından olduğu kadar çocuk açısından da büyük önem taşıyor. Okula gitmeyi heyecanla bekleyen çocuklar bile, aile yanından ilk defa ayrılmanın karşısında korku belirtileri gösterebilirler. Bu dönemde okula iyi bir başlangıç yapmak, çocuğun endişelerini azaltmakla kalmayacak kendine olan güveninin de gelişmesini sağlayacak. Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Berna Güloğlu, bu durumu aşmanın en önemli ve en temel yolunun anne babaların çocuklarını girecekleri bu yeni ortam hakkında en doğru şekilde bilgilendirerek sürece hazırlamaları gerektiğine dikkat çekiyor. Okulu gezin Bu süreci kolaylaştıracak öneriler: 4 Çocuğunuzu başlayacağı okula önceden götürün, okulu birlikte gezin, öğretmeniyle tanıştırın. 4 Öğretmenin sınıftaki öğrencilere çeşitli bilgiler vereceğini ve bunları öğrenmesi gerektiğini korkutmalardan uzak durarak ona anlatın. 4 Evde bir günü okul günü yapın. Okulda bir günün nasıl geçeceğine dair bir oyun oynayabilirsiniz. Hatta rolleri değişebilirsiniz. Siz öğrenci olun, onun öğretmen olmasına izin verin. 4 Çocuğunuzdan “Okula gitmek istemiyorum.” cümlesini duyduğunuzda, yumuşak ama kesin ve net bir dille okula gitmesi gerektiğini belirtin. 4 En sık karşılaşılan sorun okulun ilk günü çocuğun annesinden ayrılmak istememesidir. Bu durumu bir haftadan uzun tutmayın. 4 Çocuğunuz okuldayken sizin nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı bilmeli. Onu okuldan almaya kimin, ne zaman geleceğini söylemeyi unutmayın. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear